B.A.L

By SenaSummer

2.6M 114K 20.2K

Bir başka komedi hikayesi, fakat söz konusu olan Irmak, Deniz ve Ege'yse kesinlikle sıradan değil! More

B.A.L
1.Bölüm 'Motorcuk!'
2.Bölüm 'Fişne Votka!'
3.Bölüm 'Ricky!'
4. Bölüm 'Şifre!'
5. Bölüm 'Ankara'nın Bağları!'
6. Bölüm 'Üzüm Suyu!'
7. Bölüm 'Son Gece -Part 1-'
7.Bölüm 'Son Gece -Part 2-'
8.Bölüm 'Çökelek!'
9.Bölüm 'Maç!'
10.Bölüm 'Cheescake!'
11.Bölüm: 'Merdiven!'
12.Bölüm 'Kumanda!'
13.Bölüm'Anten!'
14.Bölüm'Patlamış Mısır!'
15.bölüm'Mezdeke!'
16.Bölüm'Spor!'
17.Bölüm'Pileyboy!'
18.Bölüm'Domino!'
19.Bölüm'Kuzen!'
20.Bölüm'İğne!'
22.Bölüm"Kavga!"
23.Bölüm"Kız!"
24.Bölüm"Balgam!"
DUYURU
25.Bölüm'Hesap!'
26.Bölüm'Elbise!'
27.Bölüm'Pencere!'
28.Bölüm'Park!'
29.Bölüm'Sıpaydirmen'
30. Bölüm'Fesat'
31. Bölüm 'Amerikalı'
32. Bölüm 'SU'
33. Bölümümsü 'SINAV'
34. Bölüm 'LİMONATA'
35.Bölüm'Sasha ve Luna'

21.Bölüm'Taş!'

63.5K 3.7K 1K
By SenaSummer


Arkadaşlar sanırım bu bölümü biraz daha uzun yazdım. Ama bu bölümü diğer bölümlerden daha önemli olduğunu düşünüyorum. Neyse sizi merakladırmayayım. İyi okumalar! Bu arada bu bölümü okurken The Neighbourhood- Let it go şarkısını dinlemenizi aşırı tavsiye ederim! :D

Bölüm 21'Taş!'

"Bi-biz sadece şey için şe-şey yapmıştık"

Ahh Irmak ne diyorum ben? Şey için şey yapmıştık mı? Bir yandan mantıklı bir şeyler bulmaya çalışıyor bir yandan da Emir'in sinirlenip daha da saçma sapan şeyler söylememesi için dua ediyordum. Ege ise giydiği mavi istanbul yazılı tshirtiyle gözlerini dikmiş bir bana bir Emir'e bakıyordu. Ama Emir'e olan bakışı bana baktığının tam tersine nefret ve kin doluydu.

Tam bir şeyler söylemek için ağzımı açmıştım ki arkadan hızır acil edasıyla yardımıma yetişen Zeynep'in sesi geldi. Dar kot pantolonu ve siyah Arctic Monkeys yazılı tshirt'iyle çok hoş görünüyordu fakat şu an söyleyeceği yalandan dolayı heyecanlanmış olacak ki yüzü kızarmaya başlamıştı.

"Irmak ve Emir iğne almaya gittiler!"

EVET! Harika bir yalan olmasada şimdilik bizi kurtarır gibiydi. Emirse gözlerini kocaman açmış en az Deniz kadar şaşkın görünüyordu. Bakışlarında "iğne mi? Neden doğrıyu söylemiyorsun?" dediği anlamıştım. Ama bunun için çok erkendi. Aramızdaki şeyin ne olduğunu anlayamıyordum.Gerçi ne olursa olsun Deniz buna asla izin vermezdi.

Deniz cebinden çalan telefonunu çıkarıp arayan numaraya baktı. Sonra sinirli bir şekilde telefonu kapattı ve gözlerini irileştirerek yüksek bir sesle konuşmaya başladı.

"İĞNE Mİ? İğneyle ne işiniz olabilir ki?!"

Abim şebekti, komikti ama o kadarda gerizekalı değildi.

"Edebiyat ödevi için panoya bir şeyler asmamız gerekiyordu ve ve-"

Ve ne? Emir 11. Sınıftı proje arkadaşım olamazdı. Off ne söyleyeceğim ben şimdi. Emirse benden bir adım daha uzaklaşarak konuşmaya başladı.

"Bende Edebiyat kulübü başkanı olduğum için, kontrol edip yardım etmem gerektiğini düşündüm"

OH! Teşekkür ederim. Teşekkür ederim! Denizse kuşkulu bir şekilde bana bakmaya bir yandanda çenesini kaşımaya devam ediyordu.

"Demek öyle..."

Bana ve Emir'e uzun uzun baktıktan sonra tam yanımızdan geçip giderlerken,Ege birden durdu ve Emir'in kulağına benim duyamayacağım bir seste bir şeyler fısıldadı. Emirde aynı şekilde ve yüzünden anladığım kadarıyla sinirli bir şekilde Ona karşılık verdi. Sonra Emir arkasını dönüp Ege gidene kadar gözlerini onun üstüne dikip durdu.

Ege gittikten sonra sertçe kolumu kavrayıp beni okulun giriş katına yani 12. Sınıfların katına götürüp ordaki boş bir sınıfa soktu ve kapıyıda sertçe kapattı.

Hemen aklınıza fesat fesat şeyler getirmeyin ya!

Resmen burnundan soluyordu. Bense koca sınıfta öğretmen masasına yaslanmış bir şekilde duruyor o ise tahtanın önünde sinirli sinirli gidip geliyor bildiğin volta atıyordu.

"Irmak ben ben seni gerçekten anlamıyorum!"

Üstündeki siyah vücudunu saran ve kaslarını gösteren kısa kollu tshirtle( evet çocuk orda sinir krizi geçiriyor ben burda onu kesiyorum asfafagafa) ve bol hafif eskimiş havası verilmiş kot pantolonu ve new balance spor ayakkabılarıyla karşımda konuşuyordu. Gelde odaklan!

"Neden yalan söyledin ki yani? hayır yani ne olabilir? Ben sırf orda zor duruma düşme diye yalan söyledim Denize, ki Deniz umrumda bile değil sırf senin için!"

Ay yerim ya kızarken bile tatlı, o siyah saçları o kadar muhteşem ki.(Kendine gel Irmak pls)

"Hiç biri umrumda değil, ama sen kafamı çok karıştırıyorsun Irmak aramızda geçenleri anlayamıyorum nasıl yorumlamam gerektiğini bilmiyorum"

Sinirlenip birden eliyle önündeki sıralardan birine vuruyor.

"Hem o Ege'ye ne oluyor?!"

Yaslandığım masadan kalkıp Emir'in yanına, eline bakmak için gittim. Ama kendini geri çekti.

"Bence sende aramızdaki şeyin ne olduğuna karar versen iyi olur Irmak!"

Sinirli bir şekilde sınıfın kapısını kapattı ve ben sessizliğimle baş başa kaldım.

Gerçekten de Irmak, Emirle aramızda olan şey neydi?

***

DENİZ

Sınıfa doğrı giderken, sınıfın kapısının önünde duran Alara'yı gördüm. Elimle saçlarımı yukarı kaldırıp, ön kameramdan kendime bir kez baktım. Hadi iyisin iyii!!

Yanına gidip kapıya yaslandım.

"Selaaaaaaaaaaaaam!"

Aferin Deniz. Sabah programı sunuyon sanki!

Alara ise kafasını telefondan kaldırıp üzgün bir şekilde bana baktı.

"Emir'i gördün mü?"

Emir'i şey ediyim. Emir'in yüzüne kezzap dökeyim. Mr.Maymun götü!

"Şeytan görsün yüzünü ne biliyim kızım ben?"

Ortamı biraz yumuşatmak için Alaraya biraz daha yaklaşıp yanağından makas aldım.

"Oy hanimiş benim lokum yanaklım!"

Alara bunu duyunca yüzünde kocaman bir gülümseme oluyor. Yerim ya.

"Deniz senin kadar yemek yemeği seven biri daha görmedim!"

"O zaman Egoşu iyi tanımıyorsun demektir!"

***

IRMAK

Arka cebimden telefonumu çıkarıp Zeynep ve Hirayı arıyorum. 12. Sınıfların katında olduğumu söyleyip yanıma gelmelerini istiyorum.

Emir haklıydı ama ben buna anlam veremiyordum. Okulda o kadar kız varken neden ben? Acaba Deniz yüzünden mi? Off hayır ya öyle de değildir.

Hem Ege neden Emir'in kulağına bir şeyler fısıldadı ki? Ne dedi acaba? Hem gerçekten ona ne? O benim neyim ki?

Kendi kendime sınıftaki sıralardan birine oturmuş düşünürken sınıfın kapısının açılmasıyla kendime geldim.

"Irmak noldu çabuk anlat!"

Olanları kısaca anlattım ikisinede. Zaten Zeynep olayın bir kısmında vardı. ilk yorum Hira'dan geldi.

"Kızım varya bu çocuk seviyor seni!"

Başımı sıradan kaldırıp Hiraya baktım.

"Emir mi?"

"Hayır be Ege!"

EGE Mİ?! EGE! hahahaha. Yanlız bebeğim onun Çişimsusu var hani. Ltfn .s .s

"Yanlız onun sevgilisi var Hira, unuttun sanırım."

Kendisi Professional Yavşak olur. Otelde olanları da unutmuş değilim yani.

Zeynepse tam tersini düşündüğünü söyledi. EMİR?

Zilin çalmasıyla sınıftan çıkıp kendi sınıfımıza doğru yürümeye başladık. O kadar kafam karışık ve sinirliydim ki ne yapacağımı bilmiyordum. Biz merdivenlerden yukarı çıkarken elinde bir kaç defterle aşağı inen Emir'i gördüm.

"Hey nereye gidiyorsun, zil çalmadı mı?"

Emir kafasını kaldırdığında yüzündeki o sinir,kızgınlık gitmiş yerine üzgün ve kırgın bir surat vardı.

"Artık umrumda değil"

Telefonuyla birini arayıp hızlıca merdivenlerden indi.

Daha kötü ne olabilirdi acaba?!

***

IRMAK

00.15

Son 2 saattir elimde telefonumla yatağıma uzanmış ne yapmam gerektiğini düşünüyordum. Gerizekalı Ege! Mal Ege! Yavşak! Gidip Çişim'le ilgilensene sen! Ne dedi acaba Emir'e!

Sinirle telefonun ekran kilidini açıp Whatsapp'a girip Ege'ye tıklıyorum.

- Bu gün Emir'in kulağıne ne fısıldadın, ne konuştunuz çabuk anlat!

Ve ani sinirle mesajı Ege'ye yolladım. Sinirli sinirli telefonuma vurup cevap gelmesini beklerken telefon titredi.

- Ne o yoksa sevgili Emir sana anlatmadı mı?

Ben-bu-çocuğu-öldürürüm!

- Uyuz musun sen? Anlat hadi ya!

Telefon tekrar titredi.

- Boşversene sen.

Elime telefonu alıp cevap yazdım.

- Senden nefret ediyorum Ege. Keşke hiç tanışmasaydık, keşke o gün seni havuz kenarında görmeseydim, o şeyleri söylemeseydim, keşke ailelerimiz tanışmamış olsaydı, keşke Ankara'ya gelmeseydiniz!

Ağır mı oldu derseniz, az bile! Haketti gerizekalı. Pislik. Rahatladım be! Ben bunu yazdıktan sonra bir daha cevap yazmamış son görülme tarihide 00.34
Olmuştu, ama mesajı okuyup öyle çıkmıştı.

Dikleştirdiğim yastığımı indirip yatmaya karar verdim. Biraz uyku iyi gelicekti. Tam kafamı yastığa koymuş uykuya dalacakken bir çarpa sesi duydum.

Tekrar

Tekrar

Ve tekrar.

Yataktan kalktığımda bu sesin camıma atılanın bir kaç tane küçük yaş yani çakıl taşı olduğunu anladım. Bir yandan balkon kapısını açıyor bir yandanda lütfen Ege olmasın diye dua ediyordum. Bi kiralık katil, veya testere, bloody marry, iblis falan bile olabilir ama Ege olmasın!

Balkona çıkıyorum ki sokak lambasının ışığıyla aydınlanan sarı saçları görüyorum.

EGE!

Bana eliyle aşağı gelmemi işaret ediyordu.

Yatağımın üstüne bıraktığım telefon tekrar titredi. Balkondan çıkıp telefonu elime aldım.

Ege : Hadi Irmak aşağı gel, konuşmamız lazım!

Ege: Lütfen!

Ege: Hadi lütfen, beni birazcık bile önemsiyorsan aşağı gel!

Ege: Irmak!

Ufff hemen üstüme eşofman giyip- bi dakika be ne eşofmanı kırmızı renkli üzerinde ayıcıklar olan pijamam ve dağınık kezban topuzumla kapıyı sessizce açıp evden çıkıyorum.

Evet neyseki Deniz ve Babam deprem olsa bile uyanmayan insanlar. Annemde çok farklı sayılmazdı ya gerçi. Aşağı inip bahçenin içindeki çardakta olan Egenin yanına gidiyorum.

"Evet hadi anlat seni dinliyorum."

Ege ise halıya meyve suyu dökmüş küçük bir çocuk gibi kızarmış ve suçlu bir şekilde kafasını eğmiş, konuşuyordu.

"I-ırmak ben sadece..."

Lafının devamını getiremiyor. Kısık bir sesle off çektiği duyuyorum.

"Sen sadece?"

"Ben sadece Emir'le çıkmanı istemiyorum Irmak"

Ahh Ege bey önceden söyleseydiniz ya kimle çıkıyım efendim? Siz uygun bir damat seçersiniz artık bana!

Farkında olmadan sesimin sertleştiğini farkediyorum.

"Pardon ama sana ne? Bana benim kiminle çıkıp çıkmayacağıma karar vermek için mi çağırdın? Hem biz onunla çıkmıyoruz aptal!"

Eğik olan başını bunu dememle umut dolu bakışlarla kaldırdı.

"Gerçekten mi? Ama ben sanmıştım ki... Sana bakışını gördüm Irmak"

Yemin ederim yeşilçam filmlerine döndük iyice. Birde yavaş yavaş ve baygın bakarak konuşursak tam olacak!

"Nasıl bakıyormuş ki bana?"

Ege bu sorumun üzerine kafasını eğip bir süre sustu. Sonra elini saçlarından bir kez daha geçirip bana baktı.

"Benim gibi."

Continue Reading

You'll Also Like

112K 11.4K 39
053*: Senin kedin mi bu? Doğuhan: Evet, rica etsem atacağım konuma getirebilir misin? Ya da sen at ben geleyim. 053*: İşte o imkansız. Doğuhan: Ne...
79.4K 3.8K 32
17 yıllık hayatında hep şiddet ile büyümüştü İzel Ece. Hayat ona hep zorluklarla gelmişti. Yaptığı tek şey evden okula, okuldan eve gitmekti. Onun ya...
513K 30.8K 32
ablasına yazacakken yanlışlıkla dünyaca ünlü boksöre yazan Ahu 💋💋 Herşey kurgu gerçek hayatla bağlantısı yoktur.
124K 8.9K 25
Kızının varlığından bile haberdar olmayan iki baba ve babasının kim olduğunu bilmeyen bir kız.