5 NUMARA

By Wolfian_SS

4M 198K 93.9K

Lise 3'e giden Mira, kızların gözdesi Poyraz tarafından sevilir ama onun gönlü kendisinden haberi bile olmaya... More

1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm
12.Bölüm
13.Bölüm
14.Bölüm
15.Bölüm
16.Bölüm
17.Bölüm
18.Bölüm
19.Bölüm
20.Bölüm
21.Bölüm
22.Bölüm
23.Bölüm
24.Bölüm
25.Bölüm
26.Bölüm
27.Bölüm
28.Bölüm
29.Bölüm
30.Bölüm
31.Bölüm
32.Bölüm
33.Bölüm
34.Bölüm
35.Bölüm
36.Bölüm
37.Bölüm
38.Bölüm
39.Bölüm
40.Bölüm
41.Bölüm
43.Bölüm
44.Bölüm
45.Bölüm
46.Bölüm
47.Bölüm
48.Bölüm
5N Özel-Kız İsteme
5N Özel-Düğün
5N Özel-Balayı
5N Özel-İkinci Düğün
5N Özel-Oruç
5N Özel-Doğum
YENİ KİTAP

42.Bölüm

60.3K 2.7K 684
By Wolfian_SS

"Hassiktir." diye mırıldanan Baran'ın bakışlarını takip ettiğimde karşıma el ele tutuşarak bize doğru gelen Pelin ve Hakan çıkmıştı. Küfür etmekte haklıydı.

İkisi de sırıtarak yanımıza yaklaştığında "Ben mi yanlış görüyorum yoksa siz çıkıyor musunuz?" diye sordum.

"Siz olursunuz da biz olmaz mıyız?" diyen Hakan'a, Baran "Hayırlı olsun kardeşim." deyince ben de Pelin'e sarılmıştım. Uzun zamandır bu anı bekliyorduk.

"Pelin, lavaboya gidelim mi?" diye sorduğumda ona detayları soracağımı anladığı için hemen ayağa kalkmıştı.

"Mira, Pelin'i de yanında götürmek zorunda mısın? Yeni sevgili olduk, bırak da tadını çıkaralım." Hakan'ın isyanına kıkırdayıp "Yemedik sevgilini, birazdan geleceğiz." diye cevap verdim.

Kantinden çıkıp gözden kaybolduktan sonra "Anlat çabuk!" dedim heyecanla.

"İşte geldi, beni sevdiğini ve üzmeyeceğini söyledi. Ve şey, öpüştük."

"Ne?" diye cırladığımda tüm gözler bana dönmüştü. Dudağımı ısırıp etrafa mahçup bakışlar attıktan sonra daha kısık sesle "Ciddi misin? Nasıldı? İyi miydi?" diye sordum.

"İyiydi sanırım."

"Asıl sen dün akşam Baran ve annesiyle neler olduğunu anlat." dediğinde baştan sona her şeyi anlatmıştım.

•••

Okuldan çıkıp kafeye gittiğimde içerisi fazla yoğun değildi. Bunu fırsat bilip Hale'nin yanına koşturup ona tüm olan biteni anlatmıştım.

Birkaç saniye sonra içeri Poyraz girdiğinde devrilen gözlerim, hemen arkasından giren Baran ve Hakan'ı görünce şaşkınlıkla açılmıştı çünkü Baran direkt eve gideceğini söylemişti.

İkisi de birbirine yakın masalara oturunca önce Baran'ın yanına gittim. "Hani eve gidecektin?"

"Poyraz'ın buraya geleceğini duyduğumda direkt eve gitmekten vazgeçtim. Şeytan diyor ki tut yakasından dışarı sürükle."

"Sakın öyle bir şey yapma." diye uyardığımda Hakan ortamı yumuşatmak amacıyla "Her zamankinden istiyoruz Mira." dedi. Ona gülümseyip tezgaha dönerken Poyraz'la göz göze gelmiştim ve şimdi onun siparişini almak zorundaydım. Başkasını göndersem de beni isteyeceğini biliyordum.

Yavaş adımlarla yanına ilerledim ve tepesinde dikildim. "Ne istiyorsun?"

"Beni affetmeni."

"Yaptığım şey affedebileceğim bir şey değil ki. Belki sana çok basit bir şey gibi geliyor ama değil. Beni izinsiz öptün, üstelik sevgilim varken! Nasıl affetmemi bekliyorsun?"

"Evet, yaptığım şey yanlıştı ama sevdiğim kızın başka biriyle çıkması ve benimle konuşmaması ne kadar zor, bir fikrin var mı?"

"Seninle konuşmamamın sebebi sensin Poyraz."

"Sen hâlâ akıllanmadın mı?" Yanımızda beliren Baran'ı görünce hafif önüne geçerek Poyraz'a direkt temas etmesini engelledim. Umarım kavga çıkmazdı.

Poyraz da "Konuşmak da mı yasak?" deyip ayağa kalkınca iyice ortalarına geçip Hakan'a yardım dilercesine baktım. Neyseki hızlı adımlarla yanımıza gelip Baran'ı biraz uzaklaştırmıştı.

"Onu Mira'ya yavşaklık yapmadan önce düşünecektin."

"Sen de zamanında yapmadın mı? Mira'nın seni sevdiğini öğrendikten sonra 4 ay boyunca karşılık vermedin ama onu yine de yanında tuttun. Yavşak olmasan, sevmediğin bir kızla bu kadar yakın olur muydun?" Poyraz'ın dedikleri suratımın donmasına sebep olduğunda beynimin düşüncelerle dolup taştığını hissedebiliyordum. Baran, bir aralar beni sevmemesine ve onu sevdiğimi bilmesine rağmen benden uzak durmamıştı. Bu iyi miydi, kötü müydü bilmiyordum.

Baran "Demek ki ben de ona karşı tamamen boş değilmişim!" diye patladığında kafede bir sessizlik oluşmuştu. Gözlerime baktığında yaşadığım karmaşayı anlamışçasına elimi tuttu ve "Öyle biri olmadığımı biliyorsun." dedi. Bulunduğumuz ortam içimi fazla boğunca hızlı adımlarla kafenin dışına çıktım. Artık gerçekten ikisinin kavgalarından bıkmıştım.

"Mira, onun ima ettiği gibi biri olmadığımı biliyorsun." Yanıma gelen Baran bana derin bir nefes aldırmıştı. "Biliyorum. Sadece, bir anda beni gerçekten sevdiğinden değil de, sevdiğini sandığından benimle çıktığını düşünmeye başladım. Sonuçta sürekli beraber vakit geçiriyorduk ve bana alıştığın için böyle düşünmüş olabilirsin." dediğimde bana inanmıyormuşçasına bakıp ellerini saçlarına daldırdı. "Diyelim ki, seni sürekli görmek istemem ya da konuşma ihtiyacı hissetmem alışkanlık. Peki yanındayken kalbimin hızlanması? O da mı alışkanlık? Eğer sana alışmış olsaydım her gördüğümde kalbim hızlanmazdı."

Dediği şeyler beni rahatlatırken bana kollarını sarmasına izin vermiştim.

•••

"Anne! Çikolatalarım nerede?"

"Dolaptadır!"

"Hangi dolap?"

"Banyo dolabı kızım." deyip benimle dalga geçen anneme "Mutfaktaki her yere baktım ama yok!" diye bağırdım. İçerdeki odada ütü yapıyordu ve iletişimimiz ancak böyle bağırarak gerçekleşiyordu.

"Belki de ben yemişimdir!" Annemin dediği şeyle beraber içerki odanın yolunu tuttum. "Ne demek bu? Yedin mi cidden?"

"Çok canım çekmişti."

"Gören de aşeriyorsun sanacak!" diye dalga geçtiğimde "Belki de aşeriyorumdur." demişti. Düşüp bayılacak gibi olduğumu gördüğünde ise gülmeye başlamıştı. "Şaka yapıyorum kız, senden sonra bir çocukla daha uğraşamam." Rahatlayarak nefesimi dışarı verirken kendi odama girdim. Küçük bir kardeş istediğim son şeydi.

Markete gitmek için hazırlanacağım sırada aynaya baktım. Altımda bir eşofman, üstümde de normal bir tişört vardı. Sanırım böyle gitsem sorun olmazdı.

Anneme haber verip çıktıktan sonra sokağımızdaki markete doğru yürüdüm. Canım fazla çikolata çekmişti, sanırım malum günlerim yaklaştığı içindi.

Markete girip abur cubur kısmına ilerlediğimde gözlerim bayram ediyordu. Her şeyi almak istemem normal miydi? Çeneme yakın bir yerde sivilce çıkıyor olmasına rağmen yemek istiyordum.

Elime birkaç paket aldığımda yanımda biri daha çikolatalara bakıyordu. Kasaya gitmek için yana döndüğümde yanımdaki kişinin Baran olduğunu fark edince küfür ederek tepki verdim ve çikolataları düşmemeleri için sıkıca tuttum. "Ödümü koparttın salak!"

"Amacım da oydu zaten." deyip tatlı tatlı sırıtınca başka yönlere baktım. O tatlı suratına kanamazdım.

"Ne arıyorsun sen burada?"

"Seni." deyip elimdeki çikolataları alınca kaşlarımı yukarı kaldırdım. "Ne yapıyorsun?"

"Kasaya gidiyorum."

Kasa sırasına girdiğimizde "Beni nasıl buldun sen?" diye sordum.

"Sen evden çıkarken arabayı park ediyordum, buraya geldiğini görünce peşine takıldım."

"Ne konuşacaktın?"

"Hani ben bu hafta sonu babama gidiyorum ya, eğer sen de amcanlarda kalabilmek için aileni ikna edersen beraber gidebiliriz."

"Beraber gitmemiz için bir sebep?"

"Sevgili oluşumuz olabilir mi acaba? Sen hâlâ bugünkü olayda mısın? Sana öyle bir şey olmadığını söylemiştim."

"Kolay değil Baran." dedim cüzdanımdan para çıkarırken. "Benim yerimde olsaydın anlardın."

"Çenende çıkan sivilceyi bile seviyorum, tamam mı? Kendimi daha nasıl ifade edebilirim?" dediğinde yüzümü buruşturdum. Eğer cidden sivilcemi seviyorsa beni de seviyor demekti.

"12 lira 90 kuruş." diyen kadına bir 10'luk, bir de 5'lik uzatırken Baran da çikolataları torbaya dolduruyordu. Para üstünü aldıktan sonra "İzin almayı deneyeceğim." dedim.

Evimin önüne geldiğimizde "Bu gece uçak biletimi alıyoruz. Annenleri çabuk ikna etmen gerekecek." dedi ve yanağıma bir öpücük kondurup geri çekildi.

"O zaman hemen içeri giriyorum." deyip göz kırptım ve apartmanın içine girdim. Evde kıyamet kopacakmış gibi hissediyordum.

•••

"Neredeyse daha düne kadar amcan olduğunu bilmiyordun, nereden çıktı bu sevda?" diye soran anneme gözlerimi devirmemek için zor tuttum kendimi. "Amcamı sevdiğimi biliyorsun."

"Onu sevsen bile oğlunu sevmiyorsun." Bir keresinde eteğimin altına bakmaya çalışmıştı ve o zamandan beri ondan korkuyordum. Yine de annemi ikna etmem gerekiyordu. "O zaman daha küçüktü, şimdi büyümüştür."

"Baban ne diyecek acaba bu duruma?" deyip babamı içeri çağırdığında 2.ikna turuna geçmiştim.

"Maç var, ne söyleyecekseniz çabuk söyleyin." Babam kapının önünde her an gidecekmişçesine dikildiğinde "Baba, ben bu hafta sonu amcamların yanına gitmek istiyorum." dedim. Kulağı içerden gelen spikerin sesindeyken "Olur." dedi ve salona doğru ilerlemeye başladı. Biz annemle birbirimize garip bakışlar atarken babam birden tekrar odada belirmişti. "Ne? Amcanlara mı gitmek istiyorsun?"

"Neden bu kadar garip karşılıyorsunuz? Akrabamız sonuçta!"

"Kızım sen akrabalardan nefret edersin. En son seni eniştene götürmeye çalıştığımızda evden kaçmıştın." Bu doğruydu.

"Artık büyüdüm."

Şüpheyle "Yani bunun Baran'ın babasının yanına gitmesiyle bir alakası yok mu?" diye soran babam heyecandan kalp atışlarımın hızlanmasını sağlamıştı. "Sen maç izlemiyor muydun baba? Gol oldu galiba, gidip bir bak istersen." deyip kaytarmaya çalıştığımda spikerin sesi duyulmuştu. "Maç durgunlaştı, iki takım da deminden beri gol pozisyonuna giremiyor."

Babam gol falan olmadığını fark edince anneme baktı. "Bilmediğim bir şey mi var?"

Annemle göz göze geldiğimizde artık kaçamayacağımızı biliyorduk. Zaten eninde sonunda öğrenecekti ve şimdi yalan söylersek sonradan her şey daha kötü olacaktı.

"Evet, var." dedim biraz çekinerek. "Baran benim için özel biri baba."

Babamın geri kafalı olmadığını bildiğim için bu kadar cesaretli davranabiliyordum. Belki kızardı ama benimle konuşmamazlık yapmazdı.

"Ne kadar özel?"

"Ay kız zaten stresli, iyice kötüleştiriyorsun durumunu." diye araya giren anneme baktım. Bakışları ikimizin arasında gidip geliyordu. Daha önce sevgilim olmadığı için vereceği tepkiyi de bilmiyorduk.

"Bu işler için daha erken değil mi?" diye sordu sakince. Cevap verememiştim çünkü ona göre, eğer illa sevgilim olacaksa üniversitede olmalıydı.

"Baba, Baran'ı sen de çok iyi tanıyorsun. Kaç aydır eve girip çıkıyor, beraber maç falan izliyorsunuz. Senin yanındayken nasılsa benim yanımda da öyle. O gerçekten iyi biri."

"Zaten şu an sakin kalmamın sebebi Baran'ın iyi biri olduğunu biliyor olmam."

"Yani bu kızgın olmadığın anlamına mı geliyor?"

İçerden "Gol!" sesi yükselirken babam yerinde sıçradı ve hızlı adımlarla içeri giderken "Bunu sonra konuşacağız!" diye bağırdı.

"Amcamlara gidebilir miyim peki?"

"Arayıp sor!"

Babamdan izin çıktığında sevinçle anneme baktım. Şimdi sıra amcamı ikna etmekteydi.

•••

4 gün sonra

"Her şeyin tamam mı? Yola çıktıktan sonra geri dönemeyiz."

"Hazırım." Sadece 2 günlüğüne gittiğim için bavul değil, büyük sayılabilecek bir çanta götürüyordum. Pelin olsaydı kesinlikle bavul götürürdü.

Babam çantamı arabaya götürürken annem de ayakkabılarını giyiyordu. Cumartesi günü, saat henüz 6'ydı ve uçağım 8'deydi. Sabiha Gökçen'e gideceğimiz için işimiz daha kolaydı ama annemler her zamanki gibi en kötü ihtimali düşünerek hareket ediyordu.

Annem kapıyı kilitlerken asansörü çağırdım ve telefonumu çıkardım. Baran da havaalanına annesiyle gelecekti.

Ben: Günaydın.

Baran: Günaydın. Ben de tam sana mesaj atacaktım. Yoldayız biz.

Ben: Oha, siz bizden de erkencisiniz.

Baran: Anneme kalsa daha da erken çıkacaktık :D

Asansörle aşağı indikten sonra bahçeden otoparka geçtik. Babam şoför koltuğuna yerleşmiş, arabayı otoparktan çıkacak pozisyona getirmişti.

Ben: Biz daha yeni çıkıyoruz :(

Baran: Dur bir dakika, bir anda yol tıkandı. Kaza olmuş olabilir.

Arabaya binerken babama trafik haberini verip kulaklıklarımı çıkardım. Umarım geç kalmazdık.

•••

"Geç kaldık! Koşun!"

Otoparka arabayı park etmiş, havalanının girişine doğru koşuyorduk. Trafik, saat erken olmasına rağmen düşündüğümüzden de berbat çıkmıştı ve 1 saate anca gelebilmiştik. Koşarken aynı zamanda da kulaklığımla Baran'la konuşuyordum. "Koşuyoruz!"

Gülerek "Şu an seni görmek isterdim." dediğinde sessizce "Baran!" diye bağırdım.

Girişten girip ilk X-Ray cihazından geçtikten sonra sonunda Baranlarla buluşmuştuk. Hızla check-in yaptıktan sonra ikinci X-Ray cihazına gelmişti sıra. Tabi buradan sonrasına annemler gelemiyordu ve duygusala bağlamışlardı.

"Kızım, çok dikkatli ol oralarda. Kalkmadan önce amcanı ara, seni almaya gelecekler. Amcanlarla buluşunca da ara beni."

"Tamam anne." deyip hızla annemlere sarıldım. Baran da kısaca Sema teyzeye sarıldıktan sonra cihazdan geçtik ve kapımıza doğru ilerledik.

Baran koluyla beni dürtüp "Pişt! Baş başayız." deyince ona şirince gülümsedim. Öpüşmek istediğini ima ettiğini biliyordum ama şirince gülümseyerek "Haklısın, istersen sarılabiliriz." dedim. Beni kandıramayacağını anladığında kendi kendine gülüp bana sarılmıştı.

Koltuklarımıza oturduğumuzda Baran "Amcanın çocuğu var mı?" diye sordu.

"Oğlu var." dediğim an bakışlarını çantasından çekip bana çevirdi. "Oğlu mu? Ben neden bunu daha yeni öğreniyorum?" Tek kaşı havaya kalkmıştı.

"Önceden öğrensen ne değişecekti? Gitmemi engelleyecek miydin?"

"Hayır ama..." deyip durdu. "Neyse, kuzenin zaten. Sana yazacak hali yok. Bir dakika...Ya arkadaşları yazarsa?"

"Bilemiyorum." deyip camdan baktığımda karnımda bir gıdıklanma hissi duymuştun. Baran beni gıdıklıyordu!

"Dur, yapma." deyip kahkaha attığımda kolunu boynuma sarıp beni kendine çekti ve saçıma bir öpücük kondurdu. "Yarın benimlesin."

Bakalım uçak yolculuğu ve hafta sonu tatili nasıl geçecek?

Mira'nın duygularını hep detaylı yazdım ama Baran'ınki çok belirgin değildi. Bu yüzden diğer bölümde Baran'ın duygularını daha detaylı yazmayı düşünüyorum.

Continue Reading

You'll Also Like

234K 12.7K 54
Hikayemi okursanız eminim beğenirsiniz:) Bence bir şans verin:) Günümüzde internet fenomenleri büyük rabet görmeye başladı. Peki hiç bir gizli bir i...
846 170 17
Sonsuz olduğu düşünülen bir okyanusa şeytanın son parçası düşmüş derler, bunun sonucunda o parçanın suya değdiği an yok olduğunu anlatırlar. Bundan ç...
2M 74.5K 60
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Lavinia: Sana vermem gereken bir ceza vardı. Defne: Tobe hasa Defne: Ben ned...
695 263 16
Efsanelere inanır mısınız? Kurt adamlar, vampirler gibi peri masallarından söz etmiyorum. Gerçek denge ve uyumdan söz eden efsanelerden bahsediyorum...