5 NUMARA

By Wolfian_SS

4M 197K 93.9K

Lise 3'e giden Mira, kızların gözdesi Poyraz tarafından sevilir ama onun gönlü kendisinden haberi bile olmaya... More

1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm
12.Bölüm
13.Bölüm
14.Bölüm
15.Bölüm
16.Bölüm
17.Bölüm
18.Bölüm
19.Bölüm
20.Bölüm
21.Bölüm
22.Bölüm
23.Bölüm
24.Bölüm
25.Bölüm
26.Bölüm
27.Bölüm
28.Bölüm
29.Bölüm
30.Bölüm
31.Bölüm
32.Bölüm
33.Bölüm
34.Bölüm
35.Bölüm
36.Bölüm
37.Bölüm
38.Bölüm
39.Bölüm
40.Bölüm
42.Bölüm
43.Bölüm
44.Bölüm
45.Bölüm
46.Bölüm
47.Bölüm
48.Bölüm
5N Özel-Kız İsteme
5N Özel-Düğün
5N Özel-Balayı
5N Özel-İkinci Düğün
5N Özel-Oruç
5N Özel-Doğum
YENİ KİTAP

41.Bölüm

62.1K 2.9K 1.2K
By Wolfian_SS

3 saattir annemin eve dönmesini bekliyordum ama artık sıkılmıştım. Baran konusunu bir an önce konuşmak istiyordum.

Telefonumu çıkarıp onu aradığımda telefonu "Şu an çok meşgulüm kızım." diye açmıştı.

"Neden ki?"

"Kızlarla dans ediyorduk." Kızlar demesine mi, dans etmesine mi üzüleyim bilemezken "Bölmüşüm sizi, çok özür dilerim." dedim.

"Bak, seni de çağırıyorlar." dediğinde gözlerim fal taşı gibi açıldı. "Ne? Asla gelmem!"

"Çok ayıp olur kızım, herkes seni bekliyor."

"Ne ara geleceğimi öğrendiler de beni bekliyorlar ya?" diye isyan ettikten sonra "Birkaç dakikalığına gelirim sadece." deyip telefonu kapattım. Pijamalarımı çıkartmak zorundaydım!

Bir şort ve tişört giydikten sonra üst kat komşumuza-günün yapıldığı eve-çıkmıştım. Kapıyı evin sahibi Ayten teyze açınca "Merhaba." dedim gülümseyerek. Aslında içten içe ağlıyordum.

"Hoşgeldin Mira! Annen geleceğinden bahsetmemişti." dediğinde suratım dondu. Annem bana evdeki herkesin beni beklediğini söylememiş miydi?

Sinirlenmiş olsam da hıncımı Ayten teyzeden çıkarmamıştım tabi ki. "Sürpriz yapayım dedim."

"Geç bakalım içeri."

Ayakkabılarımı çıkarıp içeri girdiğimde salondan gelen yüksek sesli müzik yüzümü buruşturmamı sağlamıştı. Orasını burasını sallayan kadınları gördüğümde ise ağlama isteğimi bastıramamıştım.

Coşkuyla dans eden annemin yanına gittikten sonra "Hani beni bekliyorlardı? Ayten teyzenin geleceğimden haberi bile yokmuş!" dedim. Beni fark eden kadınlara selam vermeyi de ihmal etmiyordum.

"Gel diye söyledim, fena mı yaptım? Sen de kurtlarını dök biraz."

Anneme garip bakışlar attığımda bir anda ellerimden tutup beni oynatmaya başladı. En kötüsü de bir süre sonra benim bundan zevk almaya başlamamdı.

Annem bir ara telefonuyla ilgilenmeye başlayınca dikkatimi ona vermek istedim ama kadınlar beni çekiştirmeye başlamıştı bile. Resmen kıvırtıyordum.

Yorulduklarında müzik kapatılmıştı. Bana bir tabak hazırlayan anneme açlıkla bakıyordum. Sofra o kadar güzel görünüyordu ki...

Ağzıma bir çatal kısır attıktan sonra hiç şaşırmadığım bir şey oldu. "Konuştuğun birileri var mı Mira?" Size ne?

"Şey," deyip anneme baktım. Bana yardım etmediğini görünce gözlerimi kıstım ama umrunda gibi değildi. Bana erkek ayarlamaya çalışmasınlar diye "Var." cevabını vermiştim. Zaten artık annem de Baran'ı biliyordu.

"Maşallah, kaç yaşında?"

"Benim yaşlarımda." deyip kaçamak bir cevap verdim. Her kafadan bir ses çıkmaya başlamıştı.

Biri "Fotoğrafı var mı?" diye sorduğunda gözlerimi devirmemek için kendimi zor tuttum. Tipi onları neden ilgilendiriyordu ki?

"Var, var." diyen anneme direkt göz devirmiştim ve o an buraya gelmenin bir hata olduğunu anlamıştım.

Baran'ın fotoğrafını gören teyzeler değişik sesler çıkarırken patates salatamdan bir lokma attım ağzıma. Hoşlarına gitmişti Baran.

Aklıma gelen şeyle telefonumu çıkarıp Baran'la olan sohbetime girdim ve ses kaydına bastım. Birazdan kendisi hakkında yapılacak yorumları duymasını istiyordum.

"Gözleri çok güzel, maşallah."

"Sadece gözleri değil, her şeyi güzel. Allah nazarlardan saklasın."

"Mira kızımızın yanına da böyle temiz yüzlü bir çocuk yakışırdı zaten." diyen teyzeye neredeyse kahkaha atacaktım.

"Düğün ne zaman?" Böreğin içindeki kıyma boğazıma kaçtığında ve deli gibi öksürmeye başladığımda ses kaydına hâlâ devam ediyordum. Yanıma gelen annem ve birkaç teyze sırtıma vurarak öksürüğümü geçirmeye çalışırken önüme getirilen suyu içtim. Sonunda düzelmiştim. "İyiyim."

"Nazar değdi kızcağıza."

"Boğulurken bile elinden telefon düşmüyor." diyen annemi duymazdan gelerek ses kaydını göndermiştim sonunda.

Baran birkaç dakika sonra çevrimiçi olmuştu. 42 saniyelik kaydı dinledikten sonra bir şey yazmaya başladı.

Baran: İlk önce teyzelerin söyledikleri şeylere kahkaha attım.

Baran: Sonra senin öksürük krizinde anırdım.

Baran: Son olarak da annenin boğulurken bile elinden telefon düşmüyor demesine hönkürdüm.

"Ben artık gideyim, ödevlerim var." deyip herkese veda ettikten sonra adeta koşarak evden çıktım ve aşağı inerken anneme mesaj yazdım.

Ben: Anne biraz daha kısır getirir misin?

Eve girip odama kapandığımda saat 7'yi geçiyordu. Ödevlerimi dün bitirdiğim için gayet rahattım ve dizi izlemek üzere bilgisayarımla birlikte yatağıma geçmiştim. Tam internete girdiğim sırada telefonuma mesaj gelmişti yine.

Baran: Pişt. Deminden beri bana yazmanı bekliyorum. Gittin mi eve?

Ben: Evet, kurtulduğum için mutluyum.

Mesajı yazıp Instagram'a girdiğimde karşıma Baran'ın attığı fotoğraf çıkmıştı.

Hemen altındaki yorumlara bakmıştım, kızlardan gelen bir yorum olmadığını görmek beni rahatlatmıştı.

Kapının açılma sesini duyduğumda Baran'a veda mesajı yazıp salona fırladım. Annem gelmişti sonunda.

"Konuşacak mıyız artık? Saatlerdir bekletiyorsun beni."

"Odanda konuşalım."

Yatağa oturduktan sonra söyleyeceği şeyleri beklemeye başladım. "Yani şimdi siz sevgili misiniz?"

"Evet. Kızgın mısın?"

"Normalde kızabilirdim ama Baran olduğu için biraz da olsa içim rahat." dediğinde rahatlamıştım. "Ama bu şeyin derslerinizi etkilemesinden korkuyorum." Bütün anneler aynıydı sanırım.

"Bir şey olmayacak anne, her şeyin farkındayız."

"O zaman yarın akşam işleri yoksa Baran ve annesini yemeğe çağırıyorum." deyip odadan çıktığında arkasından bakakaldım. Babama söyleyecek miydi acaba?

•••

Ben "Ya bu resmen kız isteme gibi olmuş. Tuzlu kahveyi hazır et Mira." diyen Hakan'a gözlerimi devirirken Baran ensesine şaplak attı. "Ne var Baran? Bir gün o tuzlu kahveyi tatmak zorunda kalacaksın."

"Hakan sen evlilik işlerine fazla meraklısın galiba." Pelin'in sohbete katılması Hakan'ı keyiflendirmişti. "Bu bir evlenme teklifi mi?"

"Rüyanda görürsün."

Baran'la ben Pelin'in cevabına gülerken Hakan bozulmuş gibiydi. Sanırım ne olursa olsun Pelin tarafından reddedilmek hoşuna gitmiyordu.

"Bu akşam özellikle yemek istediğin bir şey var mı Baran?" diye sorduğumda kulağıma eğildi. "Sen."

Ağzım kocaman açılırken sandalyemi Pelin'e doğru çektim. "Babama da açıklamasını sen yaparsın."

Zil çaldığında sınıflarımıza doğru yol aldık. Son derse giriyorduk ve eve gidince annemin beni saatlerce çalıştıracağını biliyordum.

•••

"Şurayı da sil Mira."

"Anne orası nerde?" diye isyan ettiğimde söylenerek bezi elimden aldı. "Sen git yemekleri kontrol et."

Gözlerimi devirerek mutfağa girdiğimde yemek kokusu beni mutlu halime geri döndürmüştü. Tencerelerin kapaklarını açarken telefonum titredi.

Hakan: Az kaldı. Mira, görücüye çıkıyorsun. Güzel olman lazım bu akşam.

Ben: Normalde güzel değil miyim?

Hakan: O anlamda demedim, normalde de güzelsin ama bugün daha özenli olmalısın.

Pelin: Demek Mira'yı güzel buluyorsun.

Hakan: Ne var yani, Mira çirkin kız mı?

Pelin: Hayır, değil ama Baran bana güzel olduğumu söyleseydi Mira da benim gibi garip hissederdi.

Hakan: Yalnız şöyle bir fark var, Mira ve Baran sevgili. Sen biz sevgili değilken Mira'yla aynı şeyi hissediyorsan...

Pelin gruptan ayrıldı

Ben: Kaçırdın işte kızı.

Hakan: Ben hiçbir şey yapmadım! Sadece mantıklı konuşuyordum.

Baran: Ulan it oğlu it, buraya mal mal şeyler yazacağına git kızın gönlünü al.

Hakan: Tamam, gidiyorum. Size iyi şanslar. Yarın tüm detayları duymak istiyorum.

Yüzümdeki tebessümle mutfaktan çıkarken annem "Sema mesaj atmış, birazdan burada olacaklarmış. Güzel bir şeyler giy üstüne." demişti. Neden herkes güzel olmam gerektiğini söylüyordu? Sema teyze beni zaten seviyordu.

Çiçekli bir elbise giydikten sonra saçlarımı ördüm. Tokam, elbisemdeki çiçeklerin biriyle aynı renkti.

Dudağıma da nemlendirici sürdükten sonra kapı zilini duymuştum. Aynada kendime son kez bakarken annelerin sesleri ve kahkahaları duyulmaya başlamıştı.

Odamdan çıkıp salona geçtiğimde babam ve Sema teyze tokalaşıyordu. Baran kafasını çevirip beni süzdükten sonra gözlerime bakarak gülümsemişti. Babam henüz bir şey bilmediği için çaktırmamaya ayrı özen gösteriyordum.

Baran da babamla tokalaştıktan sonra yanıma geldiğinde "Hoşgeldin." dedim. Baran, babamın da duyabileceği bir ses tonuyla "Hoşbulduk Mira arkadaşım, nasılsın?" dedi ve elimi sıktı. Kahkahamı zar zor tutarken sessizce "Neden Samanyolu TV oyunculuğu yapıyorsun?" diye sordum.

"Ne yapayım? Fazla stres oldum."

"İsterseniz hemen sofraya geçelim." diyen annemi herkes onaylayınca masanın yolunu tuttuk. Tabi son anda annem beni mutfağa doğru çekiştirmişti.

"Sen şunları götür. Ayrıca Baran'la bakışıp durmayın, şimdilik baban anlamasın."

Kafamı salladıktan sonra elimdeki salata tabağını masaya bıraktım. Aralarında küçük bir sohbet vardı.

"Eee Baran, sınava az kaldı. Üniversite hedeflerin neler?"

Yüzüm düşse de fazla belli etmemeye çalışarak Baran'a baktım. Oysa sadece babama bakıyordu. "Aslında küçüklüğümden beri hayalim yurt dışında okumak."

Ona şaşkınlıkla baktım. Bana böyle bir şeyden bahsetmemiş olması garipti. Sanırım üzüleceğim içindi.

Göz göze geldiğimizde gülümsedim. Onun engeli olmayacaktım. Tek isteğim, istediği yerde ve istediği biçimde eğitim görüp mutlu olmasıydı. Bu kadar zeki bir insan da böyle bir şeyi hak ediyordu zaten.

Benim gülümsememden cesaret alıp o da gülümsediğinde hızla babama baktım. Neyseki tabağındaki tavuğu kesmekle meşguldü.

"Senin hedefin ne Mira?" Sema teyzeye döndü bakışlarım. "Ben bilgisayar mühendisliği okumak istiyorum, Türkiye'de."

"Ne kadar güzel!"

Yemekler bitince Baran ve ben de masada oturmaya devam etmiştik ama Sema teyze "Çocuklar sıkıldı bizim yanımızda, belli. Bizimle oturmalarına gerek yok bence." demişti ve bu kadar anlayışlı olduğu için ona sarılmak istemiştim.

Annem devreye girip "Mira, oturma odasında oturun o zaman." dediğinde başımı sallayarak ayağa kalktım, oturma odası salona yakın olduğu için bizi kontrol etmeleri daha kolay olacaktı. Son anda arkamda kapının açık kalması gerektiğini de söylemişti.

Oturma odasına girip kapıyı yarım kapattıktan sonra koltuklara atmıştık kendimizi.

"Bana neden yurt dışında okumak istediğini söylemedin?" diye sordum, dakikalardır aklımda bu vardı.

Ciddileşmişti. "Henüz hiçbir şey belli değilken üzülmeni istemedim."

"Eğer karşı çıkmamdan korkuyorsan, öyle bir şey olmayacak."

"Ya orada senden daha güzel bir kızla tanışırsam?" diye sorduğunda burukça gülümseyip "Başkasını seversen yapabileceğim bir şey yok." dedim.

Gülümsedi. "Sorum hileliydi. Senden daha güzel bir kız yok zaten."

Keyfim yerine gelirken içerden gelen sesleri dinledim, üçü de salonda derin bir muhabbete daldığından emin olduktan sonra kollarımı boynuna sarıp dudaklarımızı birleştirdim. Kollarını anında belime sarıp beni kucağına çekerken öpüşüme daha da sert karşılık vermişti.

Sandalyelerin itilme sesleri duyulduğunda ikimiz de aynı anda geri çekilip birbirimizden uzaklaşmıştık, mutfağa gidiyor olmalılardı.

"Farkında mısın? Çıktığımızdan beri doğru düzgün romantik bir an yaşamadık."

"Romantikliğin ne olduğunu pek bilmiyorum ama istediğin romantiklik olsun be yavrum, hallederiz." dediğinde kıkırdadım. Tam bir kıro gibi konuşmuştu.

Bir süre sonra ayıp olmasın diye tekrar salona gitmeye karar vermiştik ve ben lavaboya gittikten sonra salona gelmiştim, bu sırada annem telefondan Baran'a bir şey izletiyordu.

Ekranı göremesem de videoda çalan şarkıyı duyuyordum ve bu dün güne gittiğimizde dans ederken çalan şarkıydı, hızla yanlarına gittiğimde kendimi ekranda kıvırtırken görünce ağlayasım gelmişti. "Anne, ne yapıyorsun! Kapat şunu!" Hızla telefonu ellerinden alıp ekranı kilitlediğimde hem annem hem Baran gülmeye başlamışlardı, kızarak yanaklarımı gizlemek için başka taraflara bakmaya başlamıştım.

Çaylar içilirken annem "Bu hafta sonu için planlarınız var mı Sema?" diye sormuştu.

"Benim yok ama Baran'ın var. Babasının yanına Bodrum'a gidecek. Biliyorsun, Ekrem pek İstanbul'a gelemiyor."

"Sizin işiniz de zor tabi. Eşimin erkek kardeşi de orada yaşıyor, bir türlü görüşemiyoruz."

Baran babasını ziyaret ederken ben de amcamı ziyarete gidebilir miydim? Sanırım anneme yalvarmam gerekecekti.

Hakan'dan

Pelin'in gönlünü almam gerektiğini biliyordum ve mesaj atmak yerine evine kadar gitmeyi tercih etmiştim. Bir keresinde okul çıkışında onu takip etmiş olabilirdim.

Ben: Aşağı in.

Yaklaşık 4 dakika sonra aşağı indiğinde fazla şaşkındı. "Cidden buraya geldin mi?"

"Tamamen gerçeğim. Rüyada olduğunu düşünüyorsan dokunabilirsin." deyip kollarımı iki yana açtığımda sarılacak gibi oldu ama sonra vazgeçti. "Mesajlaşırken öyle demek istememiştim. Zaten bu yüzden buraya geldim, özür dilemek için."

"Sana kızgın değilim."

"Neden böylesin o zaman?"

"Kendime sana kapılmamam gerektiğini söyleyip duruyorum ama bir şekilde yine dibinde bitiyorum, sonunda üzüleceğimi bile bile."

İtirafı karşısında ağzım aralanırken sakinleşmeye çalıştım. Şu ana kadar beni heyecanlandırmayı başaran ilk kızdı sanırım.

Elimi yanağına koyduğumda irkildi. "Belki de artık her şeyi akışına bırakmalısın çünkü sonunda üzülmeyeceğinin garantisini verebilirim sana."

Bir anda gözleri parlamıştı. Yüzümü yavaşça yüzüne yaklaştırdığımda kesik nefes alışverişleri kulağıma geliyordu. Daha önce bu anı başkalarıyla birçok yaşamama rağmen hiçbirinde bu kadar heyecanlandığımı hatırlamıyordum.

Alınlarımız birbirine değdiğinde "Seni seviyorum." diye fısıldadım ve dudaklarına küçük bir öpücük kondurdum.

Hakan ve Pelin destekleyenler burada mı?😊

Oy vermeyi unutmayın lütfen❤️

Continue Reading

You'll Also Like

390 127 4
Güvenin tohumları dört duvar arasında, bir ailede ekilmezse ruha; saçılmazdı dışarıda. Bir ruh üşürdü onu saran kollarda şefkati aradığı her anda, en...
25.5M 907K 78
♌ İNTİKAMDAN DOĞAN TUTKULU BİR AŞK ♌ Küçük yaşta anne ve babasının ölümüne şahit olan acımasız genç bir adam... Edim Demiray. Daha on sekizinde uyuş...
1.1K 734 13
Elimde tuttuğum şey yıllar önce tatil kasabasında kaybettiğim kolyemdi. Ama bu nasıl olurdu? Yoksa o ağaç evin sahibi Kaan mıydı? Nasıl ya şaka gibi...
494K 38.8K 17
Çimlerin kralı, Fenerbahçe'nin göz bebeği Kuzey Karahanlı. Hayatını kariyerine adamış, tek amacı daha da başarılı olmak olan bir adam. Buz patenine...