A R V E N 💧(Alfa)

Crktulay द्वारा

499K 9.9K 1K

Tehlikeli güzelliğinin ardında saklı kurt tarafı onu daha da mükemmel kılıyordu. Aynı zamanda tehlikeli. Nory... अधिक

1.Bölüm⚡Şato
2.Bölüm ⚡Kurt
4.Bölüm ⚡İkna
♧BAKINIZ♧
🌹Güllerime🌹
Duyuru
L E V A
Duyuru

3.Bölüm ⚡Karanlık Orman

24K 1.8K 98
Crktulay द्वारा

Vote ve yorumsuz geçmeyin♥♥

***
Soğuk ,tenleri tırmalarken gece sessizliğini ülkenin üzerine çöktürmüştü.

Juan, Noryenda ülkesinde bulunan kılıç ormanına gelerek biraz kafasını dinlemeyi ummuştu. Karanlık orman onu fazlasıyla yoruyordu, heleki gece kurtlarının lideriysen bu iş daha da çekilmez bir hâl alıyordu. Kurt haline  bürünerek ormanda tur atarken biraz uyuklaşmış, avlanmış ve yürüyüş yapmıştı. Fakat bu rahat yolculuk duyduğu çığlık sesiyle son bulmuştu. İçinden bir ses çığlığın nerden geldiğini bulmasını istiyordu ve o, bu sese kulak asarak duyu yetenğinin yardımıyla hızla sesin geldiği yere koşturdu.

Siyah tüyleri dalgalanırken sarı gözleri aradığını bulmak istercesine etrafta dolaştı.

Bulmuştu.

Yerde boylu boyunca yatarak inleyen kızı gördüğünde adımları oraya ilerledi. Nordenya ülkesinde görmeye alışık olmadığı giyiniş tarzlı kızın boya olduğunu tahmin ettiği mavimsi saçlarının yere serildiğini görmek ona tuhaf  hissettirmişti. Biraz daha yaklaştı ve adeta nutku tutuldu.

Yarı açık mavi gözler, beyaz bir ten küçük kalkık burun , dolgun dudaklar ve sık kirpikler görmeye alışkın olmadığı derecede harika bir güzellikti.

Kız gözlerini kapamadan önce onu görmüştü ancak o hipnotize olmuşcasına kızın eşsiz güzelliğini seyredaldı. Nitekim kendine gelmesi biraz uzun sürmüştü. Kendine geldiğinde ise insan haline dönüp kızı kucakladığı gibi Karanlık ormana yol aldı. Burada  nereye gitmesi gerektiğini bilmiyordu ve bu kızı aç hayvanlara bırakmaya hiç niyeti yoktu.

Kim olduğunu ve orada ne yaptığını bilmiyordu ancak kılıç ormanında pek insan bulunmazdı, tuhaftı.

Karanlık ormana giriş yaptığında kısa süre içinde yer altı mağarasının önüne gelmişti. Halkı Juan'ın etrafına doluşmuş kıza hayranlıkla bakarken fısıldaşmaya başlamıştı bile.

Juan'ın sağ kolu olan Andrew iri ve kaslı gövdesiyle yanına gelerek merakla önce baygın kıza sonrada Juan'a bakmıştı.

"Abi bu kim?"

"Bilmiyorum, gezintiye çıktığımda baygın buldum sanırım ağaçtan düşmüş." Kısaca olayı açıklamış ve mağaranın kendine ait olan geniş odacığına girerek kızı yatağına yatırmıştı. Mavi saçlar yatağını süslediğinde bu görüntünün ne kadar güzel olduğunu düşündü. Yer altı mağarasında olmasına rağmen odası sıradan bir insan evinden farksızdı. Kapalı Çarşıdan getirttirdiği yumuşak büyük yatağı, kenarda bulunan şömine,  yerdeki post ve üstüne post serili koltuğuyla normal bir odaydı.

Kızın mavi saçlarına bulaşmış kırmızı lekeyi gördüğünde kaşları çatıldı. Hızla kafasını kaldırıp baktığında kanayan yarayı gördüğünde kısa sesli bir küfür savurarak ;

"Andrew!" Diye bağırdı. Andrew saniyeler sonra odaya girmiş ve vereceği emri beklemişti.

"Ashley'e söyle buraya gelsin. Kız yaralı pansumana ihyacı var." Andrew bir süre kızın güzel yüzüne bakıp başıyla onayladı ve dışarı çıkarak Ashley'in bulunduğu odacığa ilerledi.

İçeri girdiğinde genç kız odasını toparlıyordu. Ashley, Andrew'i görünce irkilerek doğruldu.

"Bir sorun mu var?" Andrew boş boş kızın kahverenginin en can alıcı rengi olan gözlerine bakıp,

"Lider seni çağırıyor. Pansuman için malzemeleri al." Diyerek odadan çıktı. Kız ne olduğunu pek anlamasada dediklerini uygulayarak pansuman malzemelerini alıp  çıkışa yöneldi. Bir kaç dakika sonra Liderin odasının önüne gelmiş, kapıyı çalarak içeriye yönelmişti.

"Buyrun, beni çağırmışsınız." Juan kıza kısa bir bakış atıp koltuğa oturdu.

"Kızın başı kanıyor, yarasını temizle." Emrivaki olmuştu ancak Juan buydu. Sert ve acımasız. Bunu bile bile onu Lider koltuğuna oturtan bu halk iken kimse bunu sorgulayamazdı.

Kız başıyla onaylayıp yatakta yatan Arven'e ilerledi. Kızın yüzünü görünce ağzı hayranlıkla aralandı.

"Peri kızı gibi..." ağzından ister istemez bu cümle dökülünce biraz utanmıştı ama umursamadı.

"Evet, öyle." Diye sessizce mırıldandı Juan.

Kız pansuman işini halledip Juan'ı selamlayarak dışarı çıktı ve koridorda ilerleyerek gözden kayboldu.

Yaklaşık yarım saat sonra Arven gözlerini araladığında, karşılaştığı görüntü koyu çıkıklı bir tavan duyduğu tek ses ise şömineden gelen çıtırtılardı.

Neredeydi? En son ağaçtan düştüğünü hatırlıyordu.

Ve sarı gözlü bir gece kurdu...

Gözlerin ne kadar cezbedici olduğunu düşünmeden edemedi ancak şuan onu düşünecek değildi. Hızla yataktan doğrulduğunda başına saplanan ağrıyla inleyerek kafasını tuttu.

"Ani hareketler yapma." Duyduğu soğuk ve sert ses ile irkilerek kafasını yana çevirdi ve o an sapsarı gözlerle karşılaştı. Adeta nutku tutuldu.

Bu adam bir tanrı olacak derecede yakışıklı duruyordu. Uzun boyu geniş vücudu ve tişörtünden belli olan kaslarıyla harikaydı. Simsiyah saçlarından fırlayan asi tutamlar alnından süzülüp tenini okşamıştı. Adamın gözleri bir atmaca gibi kızın üzerine kilitlenmiş elinde şarap olduğunu tahmin ettiği kupayı dudaklarına götürüyordu.

Nordenya ülkesi gelişmiş bir ülkeydi, reddettiği tek şey teknolijiydi. Ülkeye teknolojiyi asla sokmazlardı çünkü birlik ve beraberliği yok edecek bir hastalık olarak görülürdü teknoloji. Giyim konusu ise her şehir ayrı telden çalardı. Kimisi eski zaman kültürlerine uyarak elbiseler ve cüppeleri tercih ederken kimileri kendi tarzını oluşturarak yeni yeni şeyler oluşturuyordu. Nordenya ülkesinin Lemar şehri yırtık detaylı kıyafetleri çok severken, Meftun şehri yırtık olmayan ancak dar olan şeyleri tercih ederdi ve bu genç adamında Meftun şehrinin kıyafetlerinden giydiği belliydi. Dar V yakalı tişörtleri sadece o şehrin insanları giyerdi. Kot pantolonda sadece orada üretilirdi, ülke ge elinde deri pantolon yaygındı.

"Sende kimsin? Ve burada ne işim var?" Genç adam elindeki kupayı dudaklarına götürüp şarabından bir yudum aldı ve ardından dudağını üstün körü yaladı.

"Seni ormanda buldum ve buraya getirdim." Bilmediği bir ortamda olmak Arven'i daha da hırçın yapıyordu.

"Pekâla şimdi beni aldığın yere bırak o zaman." Sesi ister istemez sertliğe bürünmüştü, o zaten sert ve soğuk bir Leydi idi.

"Emir verecek durumda değilsin."

"Emir vererek burada tutacak değilsin."

Juan, dikkatle kızı izliyor ve her hareketini aklına kazıyordu. Uzun boyu ve mükemmel bir fiziği vardı. Nordenya ülkesinin kızlarına göre yapılıydı ancak nasıl bu denli mükemmel olabilir hala anlayamamıştı.

"Ben gidiyorum." Dedi kız ve ayağa kalktı. Juan alayla kıza baktı.

"Git bakalım." Kız bunu beklemiyordu ancak umursamadan yataktan inip kapıya ilerledi ve kapıyı açarak soğuk taş koridora baktı. Burasıda neresi böyle?

Sonra aklına bayılmadan önce gördüğü siyah kurt geldi ve içinden lanet etti. Umuyorduki gece kurtlarının ininde değildi.

Koridorda , ışığı takip ederek çıkış olarak tahmin ettiği yere gitti.

Sonra...

Dışarı çıktığı an etrafta bulunan binlerce kurda ve insan kılığında dolaşanlara şaşkınca baktı.

Kahretsin Karanlık Ormanda idi!!!

Buradan nasıl çıkacaktı?

***Bölüm Sonu***

Daha henüz başlarda olmamıza rağmen kitap fantastik kurguda sıralamaya girmiş. Şuan #466 olsada daha da yükseleceğimize inanıyorum.

Seviliyorsunuz♥

पढ़ना जारी रखें

आपको ये भी पसंदे आएँगी

54.8K 1.5K 77
İşini ailesi gibi gören bi psikolog ve sinirlenince kimseyi tanımayan mafya aşka inanmayan adama aşkı öğreten kadın💖 Ateş ❤️ Ezgi
23.8M 1.4M 78
Doğum gününden sonra, kardeşiyle eğlenmek için konsere giden bir genç kız... Fırtına yüzünden iptal olan konserden eve dönmeye çalışırken, kendini bi...
69.7K 3.8K 29
Gece yarısı sokakta karşısına çıkan evsiz bir kediyi evine alan bir kız en fazla kediyle ne yaşayabilirdi? "ben aslında evine aldığın kediyim, " ger...
40.3K 936 24
"Oyun oynamayacaksak ne yapacağız?" "Ben seni sikeceğim o kadar. İstediğin bir sex türü varmı kedicik?"