5 NUMARA

By Wolfian_SS

4M 198K 94.2K

Lise 3'e giden Mira, kızların gözdesi Poyraz tarafından sevilir ama onun gönlü kendisinden haberi bile olmaya... More

1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm
12.Bölüm
13.Bölüm
14.Bölüm
15.Bölüm
16.Bölüm
17.Bölüm
18.Bölüm
19.Bölüm
20.Bölüm
21.Bölüm
22.Bölüm
23.Bölüm
24.Bölüm
25.Bölüm
26.Bölüm
27.Bölüm
28.Bölüm
29.Bölüm
30.Bölüm
31.Bölüm
32.Bölüm
33.Bölüm
34.Bölüm
35.Bölüm
36.Bölüm
37.Bölüm
38.Bölüm
40.Bölüm
41.Bölüm
42.Bölüm
43.Bölüm
44.Bölüm
45.Bölüm
46.Bölüm
47.Bölüm
48.Bölüm
5N Özel-Kız İsteme
5N Özel-Düğün
5N Özel-Balayı
5N Özel-İkinci Düğün
5N Özel-Oruç
5N Özel-Doğum
YENİ KİTAP

39.Bölüm

59.6K 2.9K 1K
By Wolfian_SS

Geciktirdiğim için özür dilerim. Yoğunluktan tamamını bitirememiştim bölümün, bugün eve gelince yazmaya çalıştım ve bu saate kadar anca yazabildim. Kaç kere 'yayımla'ya bastım bilmiyorum ama bir türlü güncelleme gelmedi. Ben de bu yazıyı ekleyip gecikmesinin sebebini söylemek istedim. Oy vermeyi unutmayın lütfen❤️

Multimedia: Poyraz :)

Arabaya binip kapıyı kapattığında "Ben de geliyorum." deyip yolcu kapsını açmaya çalıştım ama kilitlemişti. "Baran!"

Gaza basıp gittiğinde arkasından ağzım açık bakakalmıştım. Etrafıma bakınıp taksi aradığımda durağın tamamen boş olduğunu görünce yüzümü buruşturdum ve yoldan bir tane çevirmeye çalıştım. 5 dakika sonra anca bulabilmiştim.

Adama Poyrazların evinin adresini verdikten sonra çantamdan telefonumu çıkarıp Melek'i aradım. "Melek! Beni dinle, Poyraz evde mi?"

"Evet, neden ki?"

"Hemen oradan uzaklaşması gerekiyor."

İşin ciddiyetini kavramıştı. "Mira, ne oldu?"

"Poyraz'a, Baran'ın her şeyi öğrendiğini ve sinirle oraya geldiğini söylersen durumu anlayacaktır. Ben de arkasından taksiyle geliyorum, gelince anlatırım." deyip telefonu kapattım. Umarım zamanında yetişebilirdim.

Baran'dan

Arabadan indiğim gibi evin bahçesine girdim. Ailesinin evde olup olmadığını umursamıyordum bile. Hatta evdelerse daha iyi olurdu, çocuklarının nasıl bir yavşak olduğunu öğrenmiş olurlardı.

"Poyraz! Çık lan dışarı!"

Kapıyı yumruklamaya başladığımda karşıma Melek çıkmıştı. Burnumdan solurken "Melek, çekil!" diye bağırdım ama beni geriye ittirerek "Manyak mısın sen? Kaçıncı yüzyılda yaşıyoruz biz? Sorunlarını böyle mi halledeceksin?" diye bağırdı. Sağlıklı düşünemiyordum ki!

"Nerede o? Onu görmeden hiçbir yere gitmiyorum."

"Buradayım. Gel, ne yapacaksan yap." Kapıdan çıkan Poyraz'ı gördüğümde üstüne atlamaya çalışsam da Melek beni engellemişti. En ufak darbemde kenara savrulurdu ama canını yakmak istemiyordum.

"Melek, bırak gelsin."

"Anlaşılan gerçekten kaşınıyorsun." dediğimde "Ne diyebilirim ki? Hak ettim." dedi.

İyice sinirlendiğimde Melek'in boşluğundan yararlanıp elinden kurtuldum ve hızlı adımlarla Poyraz'a ilerledim. Yumruğumu son anda engelleyen kişi bana arkamdan yapışan Mira olmuştu. "Çok sinirlisin! Şu an olmaz!"

"Sen nereden çıktın?" diye sordum arkamı dönerek. Dikkatimi dağıtmayı başarmıştı.

"Peşinden gelmeyeceğimi mi düşündün cidden?"

"Melek'in yanına git ve orada dur."

"Bırakın vursun." dedi Poyraz gayet sakin bir şekilde. Mira'nın şaşkınlığından yararlanıp Poyraz'ın üstüne yürüdükten sonra sonunda ağzına bir yumruk atabilmiştim. Mira ve Melek aynı anda çığlık atarken Poyraz eliyle ağzını tuttu ve karşılık vermedi.

Melek "Dua et annemler evde değildi!" diye bağırınca Mira elimden tuttu ve beni çekiştirmeye başladı. Her ne kadar Poyraz'ın ağzını burnunu dağıtmak istesem de bana hiç karşılık vermeyecek gibiydi. Böyle bir kavgaya girmeyi tercih etmezdim.

Arabaya oturup kontağı çalıştıracağım sırada Mira elimi tutup beni durdurdu. "Sakinleşene kadar bekleyelim."

"Ben zaten sakinim."

"O yüzden mi hâlâ ellerin titriyor?" diye sorduğunda başımı arkaya yaslayıp "Nasıl sakin olmamı bekliyorsun? Seni öpmüş!" dedim.

"Ama ben onu öpmedim ve önemli olan da bu."

"Yanına gittin."

"Acil bir şey sanmıştım! Daha önce hiç böyle bir şey yapmaya çalışmamıştı, nereden bilebilirdim bu sefer yapacağını?"

"Bana biraz zaman vermeni istiyorum, düşünmem ve kafamı boşaltmam gerek. Annemi de şimdilik ara verdiğimize inandırmam için iyi bir fırsat olur bu, ona yalan söylemeyi pek beceremiyorum." dediğimde yüzüme bakakaldı.

•••

Mira'dan

Ayna karşısında çektiğim fotoğrafı Pelin ve Hale'ye attıktan sonra mesaj yazdım.

Ben: Nasıl olmuş? Saçım iyi mi?

Hale: Çok güzel!! Makyajın da çok yakışmış.

Ben: Teşekkürler :)

Pelin: Baran her şeyi bir kenara bırakıp üstüne atlayacak bence. Ateş ediyorsun.

Ben: Baran'ın böyle şeylerden etkilenmeyeceğini biliyorsun.

Pelin: Başka kızlardan etkilenmiyor olabilir ama senden kesinlikle etkilenecek.

Ben: Siz hazır mısınız?

İkisi de fotoğrafını attığında yakınlaştırarak inceledim ve olumlu mesajlar attım. Saat akşam 8'e yaklaşıyordu ve birazdan babamla yola çıkacaktık.

Hakanların olduğu gruptan mesaj geldiğinde parfümümü sıkıyordum.

Hakan: Hazır mısınız gençler?

Pelin: Evet :)

Mira: Sayılır.

Baran: Hakan, arabayla gidiyorsan Mira'yı da evinden alır mısın?

Hakan: Alırım tabi de, sen neden almıyorsun?

Pelin'e Baran'la ara verdiğimizi anlatmıştım ama Hakan bilmiyordu henüz.

Baran: Arabayla gelmeyeceğim. Üstündeki elbiseyle rahat olmasını istiyorum.

Mira: Beni babam bırakacak.

Hakan: Hiç gerek yok, ben alırım seni :)

Mira: İyi madem.

Babama hazırlanmasına gerek olmadığını söyledikten sonra Hakan'ın gelmesini bekledim. Tam tamına 2 gündür sadece uzaktan bakışıyorduk. Daha ne kadar böyle sürecekti bilmiyordum.

Hakan'ın mesajını aldıktan sonra aşağı indim. Ailesinin arabasını kullanıyordu bu gece.

Arka kapıyı açıp bindiğimde gözlerim elimde olmadan Pelin ve Hakan arasında gidip gelmişti, anlaşılan arkadaş olma çabaları devam ediyordu çünkü birbirlerine bakmamak için her şeyi yapıyorlar gibi görünüyordu.

Hakan okulun önüne arabayı park ettiğinde arabadan inmiştik, hava tamamen kararmıştı ve okulun bahçedeki aydınlatmaları çok hoş görünüyordu.

Henüz gecenin başlamasına vakit olduğu için bahçede durmayı tercih etmiştik. Aynı zamanda da Baran'ı bekliyorduk.

"Baran'la dans edecek misiniz? Sana salsa öğrettiğinden bahsetti." diyen Hakan'a çevirdim bakışlarımı. Bu durumdayken dans edeceğimizi pek sanmıyordum ama ona belli etmedim. "Ederiz herhalde."

Hale ve Ege de bahçeye girdiğinde onlara gülümseyerek baktım. Bize selam verip içeri geçmelerinden sonra çantamdan telefonumu çıkaracaktım ki Pelin'in "Baran geliyor." diyen sesini duydum.

Saçma bir heyecan yapıp elbisemi elimle düzelttikten sonra kafamı bahçe kapısına çevirdim. Tüm mükemmelliğiyle bize doğru gelirken bakışları üzerimdeydi. Vücudumu süzdükten sonra gözlerini gözlerime kilitledi ve kalbimin hızlanmasını sağladı.

Hakan, Baran'ı "Jantisin kardeşim." diye karşıladığında bakışlarımı yere indirdim. Nasıl davranmam gerektiğini bilmiyordum. Ona deliler gibi sarılmak istiyordum ama beni iteceğinden korkuyordum.

Hep beraber aşağı indiğimizde şarkılar çalmaya başlamıştı bile. Kokteyl masalarının etrafında birçok insan toplanmıştı, kimisi de dans ediyordu.

Pelin birden Hakan'ı dans pistine sürüklediğinde bizi yalnız bırakmak için böyle bir şey yaptığını anlamıştım. İşe yarar mıydı ki?

"Fazla güzel göründüğünü söylesem garip mi olur?" diye sorduğunda şaşkın bakışlarımı ona çevirdim. "Güzel mi görünüyorum cidden?"

"Normalde de güzel görünüyorsun, sadece şu an daha farklısın."

"Teşekkürler. Sen de çok iyi görünüyorsun ama dans etmeyecek birine göre fazla rahat giyinmişsin."

"Dans etmeyecek olduğumu nereden biliyorsun?" diye sordu tek kaşını havaya kaldırarak.

"2 gündür konuşmuyoruz, dans edeceğimizi de düşünmedim."

"Dans etmek için konuşmamız gerekmiyor ama sen etmek istemiyorsan başka bir kızla da edebilirim." deyip sırıttığında uyuz surat ifademi takındım.

"Yani, o kadar öğrendim sonuçta. Boşa gitmesin."

Baran başını sallarken bakışlarım dans eden Hakan ve Pelin'e dönmüştü.

Hakan'dan

"Dans etmeyi bu kadar istediğini bilmiyordum." dedim ellerimi Pelin'in beline yerleştirirken.

"Hakan, saf mısın yoksa saf ayağına mı yatıyorsun gerçekten anlayamıyorum."

"Neyi kaçırıyorum?" diye sordum.

"Aralarının bozuk olduğunu çoktan anlamış olman gerekiyordu." dediğinde düşündüm. Onları 2 gündür sarmaş dolaşken veya konuşurken görmüyordum. Sanırım biraz saftım.

"Sınavlar yüzünden dikkatim dağınıktı." diye bir bahane uydurduğumda gözlerini devirip "Bu hafta sınav yoktu." dedi.

"Belki de senin yanındayken dikkatim dağılıyordur." deyip onu biraz daha kendime yaklaştığımda gözlerini irice açtı. "Ne yapıyorsun be? Arkadaşız biz, sınırlarımız var."

"Ve benim daha önce hiç bu kadar çok aşmak istediğim bir sınır olmamıştı." dediğimde bakışlarını etrafta gezdirdi. Utanmıştı. "Flört etmeyeceğini söylemiştin."

"Seni kaybetmemek için söylemiştim ve bunu yapmak fazla zorlayıcı."

Suratını bana çevirdiğinde burunlarımız birbirine değmişti. Heyecandan parlayan gözlerimle ona bakarken o da aynı şekilde bana bakıyordu. Gel de öpme şimdi.

İzlendiğimizi hissedip kafamı aniden sağ tarafıma çevirdiğimde Baran ve Mira'nın adeta film izlercesine bize baktıklarını görmüştüm. Gözlerimi devirerek Pelin'e dönüp "Sapıklar ya." diye mırıldandığımda o da Miralara baktı ve güldü.

Mira'dan

Pelin ve Hakan'ı sapıklar gibi izlerken bakışlarımızı yakalamışlardı. Sırıtıp "Şaka maka az kalsın yiyeceklerdi birbirlerini." dediğimde Baran yüzünü buruşturdu. "Gözümüzün önünde böyle bir şey olmaması iyi olmuş."

Şarkı değiştiğinde dans eden insanlara odaklandım. Biraz daha hareketli bir şarkı olduğu için dans eden insan sayısı artmıştı.

Görüş açıma bir el girdiğinde göz ucuyla Baran'a baktım. "Bu bir dans teklifi mi?"

Başını yavaşça salladığında elimi elinin üzerine koydum ve beni piste götürmesine izin verdim.

Pistin ortasına geldiğimizde direkt olarak dans etmeye başlamıştık. Bir oraya bir buraya hareket ederken artık daha kontrollüydüm, Baran gerçekten iyi öğretmişti.

Eteklerimdeki fırfırlar döndükçe hareket ediyordu ve ben sebepsiz yere gülümsüyordum. "Herkes bize bakıyor." dedim.

"Şu anda senden başkasını gözüm görmüyor." dediğinde dişlerimi göstererek güldüm. Sanırım verdiğimiz ara sona eriyordu.

Dansımız sona erdiğinde alkış sesleri duyuluyordu ama kalp atışlarım sanki tüm seslerden daha yüksekti. Suratlarımızın dip dibe olması, bakışlarımızın dudaklarımıza kayması ve belimdeki elini iyice sıkılaştırması ikimizi de harekete geçirmişti.

Aynı şeyi düşünmüşçesine el ele spor salonundan çıkarak soyunma odasına girmiştik, tamamen boş olduğundan emin olduktan sonra aynı anda birbirimize atılıp dudaklarımızı birleştirmiştik.

Kollarıyla belimi sıkıca kavrayıp beni hemen lavaboların olduğu yere oturttuktan sonra açık bacaklarımın arasına girdi ve elleri bacaklarımda gezinirken beni öpmeye devam etti.

Dudaklarını boynuma indirip köprücük kemiklerimi öptüğünde dudaklarımdaki tebessüm silinmiyordu, ta ki bana "Dışarı çıkmadan önce üzerini düzelt." diyene kadar.

Neden bahsettiğini anlamak için bakışlarımı aşağı indirdiğimde kıyafetimin iyice aşağı indiğini fark edip hızla yakamı yukarı çekiştirmiştim, daha sonra ise beraber kapıya ilerlemiştik.

•••

"Bence çok güzeldi, tabi siz bir süre ortadan kaybolduğunuz için bunun farkına varmamış olabilirsiniz." Hakan'ın imalı sesiyle Baran'la göz göze geldik. Bana sırıttığında dudaklarımı birbirine bastırıp gülmemek için zorladım kendimi. "Belki de Pelin'le neredeyse öpüşecek olduğunuz için güzel gelmiştir sana."

Hakan söyleyecek bir şeyler ararken Pelin, işin içine onu da soktuğum için bana kızıyordu.

"Biz arkadaşız, tabi ki öpüşmeyecektik." diyen Hakan'ın ses tonundan söylediklerinin yalan olduğu anlaşılıyordu.

"Başlayacağım arkadaşlığınıza, beceremediğinizi dedem bile biliyor." diyen Baran'a kıkırdadım.

•••

Hakan'ın arabasıyla eve bırakıldıktan sonra kendimi yatağa attım. Dakikalar sonra telefonum çalmaya başlamıştı. "Baran? Bir şey mi oldu?"

"Arayamaz mıyım?"

"Ararsın da, daha 20 dakika önce birlikteydik."

"Sana bir şey söylemem gerekiyor. Beni dövme riskini göze alamadığım için telefonla söylemeyi tercih ettim."

"Neymiş söyleyeceğin şey?"

"Önce sakin ol ve ayaktaysan bir yere otur."

"Oturuyorum zaten!"

"Bir gün Emre ve Melek'le takılmamız gerekiyor."

"Pardon?" diye sordum ağzım açık kalırken.

"Biz Emre'yle aramızı düzelttik, sizin de düzeltmeniz gerekiyor."

"Ben Melek'le aynı masaya oturmam!"

"Mira, her Allah'ın günü Poyraz'ın suratına yumruk geçirmemek için kendimi tutuyorum. Bence bunu hak ettim."

Birkaç saniye düşündükten sonra "Çok kalmam, ona göre. Ayrıca sırf senin için geliyorum." dedim. Düşmanımla aynı masaya oturmak zorundaydım.

Sizce buluşmada neler yaşanacak?

Continue Reading

You'll Also Like

1.9K 206 21
Tesadüf'en oldu.Tesadüf'en karşılaştık. Tesadüf'en aşk.Tesadüf'en nefret.Nefret varsa aşk güçlenir.Aşk varsa ekşir. Psikoloji adlı sıralamada-1.🥇 Hı...
5K 282 6
Amara, on beş yaşına kadar sokaklarda büyüdü, on beş yaşından sonra ailesi onu bulduğunda Amara için her şey çok değişmişti. Yeni kıyafetler, yeni o...
4.2K 149 4
Gerçek hayatta erkeklerin gözünün içine bakamayan haram, günah olduğunu göz önünde bulunduran müslüman bir kız.. Bunlardan haberi bile olmayan bir ad...
1.9K 500 92
Dünya'nın çivisi çıkmadan evvel üniversite arkadaşları olan bir grup insanın ölümle burun buruna olduğu süreçlerin ardından teker teker yeni yol arka...