ruins /jungkook

By byarisa

420K 29.8K 12.1K

Sonrasında onu kurtarmaya bu kadar şükredeceğimi hiç tahmin etmemiştim. ByArisa More

1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm
12.Bölüm
13.Bölüm
14.Bölüm
15.Bölüm
16.Bölüm
17.Bölüm
18.Bölüm
19.Bölüm
20.Bölüm
21.Bölüm
22.Bölüm
24.Bölüm
25.Bölüm
26.Bölüm
27.Bölüm
28.Bölüm
29.Bölüm
30.Bölüm
31.Bölüm
32.Bölüm
33.Bölüm
34.Bölüm
35.Bölüm
36.Bölüm

23.Bölüm

9.9K 814 196
By byarisa

Nedense bu kitabı hiç bitirmek istemiyorum? Böyle 1000 bölüm falan aksın gitsin:')

"Yarış başlayacak, nereye gidiyorsun Yeon?"

Jin'in sesiyle tedirgin bir gülümseme sundum ve elimi saçıma attım.

"Çok çişim geldi."

"Tanrım sabır!" Jessie'nin yakarışına aldırmadan lavaboların olduğu yeri öğrenip, standların arkasına doğru koşturmaya başladım. Ellerindeki içkilerle ve yüksek sesli remix müzikle birbirlerine çarpan insanları yararak, arabaların tamir edildiği bölüme doğru koşmaya devam ettim. Tam olarak nereye gitmem gerektiğini bilmiyordum. Kanımın akışı hızlanırken ve alnımda terler boncuk boncuk dökülürken, nefesimin kesildiğini hissettim.

Yarışın yarısında arabaların durduğu, hasar olup olmadığının kontrol edildiği tamir deposunda topuklularımın tok sesi yankılanırken etrafa bakındım. Herkes pistin etrafında olduğu için burada kimse yoktu.

"Kızı en baştan öldürmemiz gerekirdi!"

Deponun içinde ışığı yanık, küçük odadan ses gelirken gözlerimi irileştirdim ve adımlarımı kesip, olduğum yerde öylece ses çıkarmadan konuşmalarını dinledim.

"Bunu yapmak kıç ister. Patronun kesin emri olduğunu biliyorsunuz."

"Sadece kızı ortadan kaldırmamızı istedi. Nasıl olacağını söylemedi."

"Jeon'un canını başka türlü de yakabiliriz. Karşımıza maskelileri almak doğru mu?"

Kaşlarım çatılırken kesik bir nefes aldım. Jungkook'un canını yakmak.. Benim bununla ne alakam vardı? Jungkook'dan ne istiyorlardı? Puzzle parçaları hala etrafta dağınıkken kanımda kaynayan adrenalinle bir adım geri attım. Maskelilerle uğraşan birileriydiler. Belli ki aralarında anlaşmazlık olmuştu ve amaçları beni öldürmekti. Ne yapacağımı şaşırmış bir şekilde öylece dikilirken, ağzıma kapatılan el ile gözlerim sonuna kadar açıldı ve ellerim otomatikman ağzımdaki ele tutundu. Bedenimi kendine yaslayıp, beni kapıdan dışarı doğru sürüklerken ses çıkartamıyordum. Kapıdan çıktığımız anda kasıklarına arkadan tekmemi geçirmemle elleri ağzımdan çekilirken derin bir nefes alıp, acıdan kıvranan kişiye döndüm.

"Kyul?!"

Şaşkınca acıyla bürünmüş ifadesine bakarken eğildim ve kolundan tuttum.

"Ne işin var burada? Yarışta olman gerekmiyor mu?"

Ellerini kasıklarından çekti ve önüne gelen birkaç saç telini üfleyerek geri atıp, zorlukla doğruldu.

"Telaşlı bir şekilde buraya geldiğini gördüm. Bir arabada eksiklik olduğu için yarış daha başlamadı ve- derin bir nefes aldı- tehlikede olduğunu fark edince.."

Hızlı hızlı konuşmasını bölüp, ona tutunarak sakinleştirdim ve şaşkınlıkla yüzüne bakmaya devam ettim.

"Duydun değil mi?"

Başını sallayıp, kaşlarını çattı.

"Ne istiyorlar senden Yeon? O adamlar kim?"

Bakışlarımı kaçırdım ve omuz silktim.

"Bir bilsem."

Bir anda elimden tutup, piste doğru hızlı adım atmaya başladığında onu durdurmaya çalıştım.

"Dur, Kyul. Eğer gidersem Taelere bir şey olacak."

Duraksadı ve birkaç saniye gözlerime baktı. Kararsız ifadesi yüzünde hüküm sürerken, beni kendine daha çok yaklaştırdı.

"Arabaların motorlarına bomba yerleştirilmiş, her bir arabanın. Sanırım ıskalamak istememişler. Yarış bu bahaneyle geç başlayacak fakat millet korkmasın diye söylemediler."

Başımı onaylar anlamda sallasam da içimde hala bitmeyen bir kuşku vardı. Bir şeyler yanlıştı. Tamamiyle Bum'dan şüpheleniyordum. Onun olduğu yerde sürekli böyle şeyler yaşanıyordu. Bunu bizimkilerle bir an önce konuşmam lazımdı. Jungkook zaten bu durumdan haberdardı fakat bir şey yapmıyor oluşu beni öldürüyordu.

"İyi misin?" Kyul'un tedirgin sesiyle kendime geldim ve başımı kaldırdığımda bulunduğum yerle gözlerim irice açılmıştı. Pistin ortasında, arabasının önünde duruyorduk. Ellerimiz birbirine tutunmuştu?

Bana kafaları karışmış yedi erkek ve iki en yakın arkadaşım bakarken, ardı ardına yaşadığım adrenalinle yutkundum.

"En güvenli yer şu an benim yanım,Yeon. Yarışı kazanmak gibi bir derdim yok sadece seni buradan uzaklaştıracağım."

"Ama diğerleri-"

"Onlara bir şey olmayacak."

Arabasının kapısını açıp, omzumdan nazikçe tuttuğunda tekrar yutkundum ve bana attıkları bakışların arasında ezilerek yarış arabasına bindim. Diğerlerinden geri kalır yani yoktu. Siyah boyanın üzerine çekilmiş lacivert çizgileri oldukça iyiydi. İçinde bulunduğum durum o kadar normaldi ki arabayı inceliyordum şu an.

Hepsinin kafasının karıştığını biliyordum zira benim de karışmıştı. Neler olup döndüğünü beynim kavrayamıyordu. Hangi yola girsem labirentin içinde biraz daha kayboluyordum.

"Kemerini tak lütfen."

Yarışın başlayacağını bildiren kız, ellerinde kırmızı bayraklarla arabaların ortasına geçtiğinde nefesimin kesildiğini hissettim. Hızlıca kemerimi taktım ve iki araba ötemde sıralanmış Jungkook, Yoongi ve Taehyung'un da kararsız bakışlar altında direksiyonlarına sığındığını görmek beni endişelendirmişti.

"Korkma. Sana bir şey olmasına izin vermeyeceğim."

Kyul'un güven verici sesi ruhumu okşarken başımı salladım. Şu geceyi bir an önce atlatmak istiyordum. Kyul'un eldiven taktığı ellerini direksiyona sıkıca sabitlerken derin bir nefes aldım.

"Hey! Adil bir yarış olsun hanımlar!"

Kızın konuşmasıyla tribünlerden bağrışma sesleri gelirken gözlerimi yumdum.

"3.."

Göz kapaklarımı hafifçe açıp, bana en yakın olan Jungkook'un arabasını görmeye çalıştım.

"2.."

Bakışları direksiyon yerine pür dikkat bendeyken hissettiğim gerilimi anlatacak kelime yoktu.

"1.."

Gözleriyle 'sen bittin lee yeon' bakışları atarken önüme döndüm ve kızın son kelimeyi söylemesini bekledim.

"Başla!"

Arabalar kıyamet günüymüş gibi asfaltta keskin bıçak sesleri çıkartırcasına yarış çizgisinden fırladığında hissettiğim adrenalinle koltuğa yapıştım ve gözlerimi sıkıca yumdum.

"Özür dilerim. Buradan ayrılmamız gerekiyor."

"Tanrı aşkına neden bunu yapıyorsun?!" Bağırmamla bakışları birkaç saniyeliğine bana döndü.

"Ne?"

"Neden tanımadığın birine yardım ediyorsun?!"

Sesimi duyurmak için bağırdığımda sinirle soludu.

Cevapsız kalmayı seçip, virajlarda keskin dönüşler yaparken gözlerimde biriken yaşları düşürmemek için kesik bir nefes aldım. Virajdan dönerken en öndeki arabayı tanımıştım. Jungkook, bugatti.

Araba bir anda virajdan çıkıp, ormanlık alana saptığında sıkıca tutundum.

En sonunda engebeli araziyi geçip, ağaçların boşluk bıraktığı bir yerde durabilmiştik. Gecenin zifiri karanlığında, uğur böceklerinin sesleri eşliğinde derin bir sessizliğe gömülürken, göz yaşlarımı daha fazla tutamayıp, ellerimi yüzüme kapattım. Hıçkırmamak için boğazıma kilit vururken omuzumda hissettiğin elle doğruldum.

Kyul'un şefkatli gözleri kısılarak, beni izlerken hemen ıslak yanaklarımı sildim ve derin bir nefes aldım. Neden onun gözleri bana Jungkook'un gözleri gibi geliyordu? Sanki şu an onun yerinde aşık olduğum adam vardı.

"Senden hoşlanıyorum."

Kısık sesini duyduğumda ufak çaplı bir şok geçirmiştim. Kalp krizinden ölmezsem başka türlü ölür müydüm bilmiyordum bu gece. En başta Tae'yi dinlemeli ve gelmemeliydim.

"Ne?"

"Sana yardım etmemin, hep etrafında olmamın sebebi bu, Yeon. Lisenin başından bu yana kalbimi açtığım tek insansın."

Onun okulda sert görünüşüyle tanındığını biliyordum ama.. Kyul gerçekten aklımın ucundan geçmiyordu.

"Jungkook'dan hoşlandığını da biliyordum. Şu an aile gibi gördüğün kişilerden üç kişi için deli gibi endişelendiğini biliyorum. İtirafımın da hiç sırası değil ama eğer bilmezsen beni yanlış anlarsın."

İç geçirip, başımı olumlu anlamda salladım. Bu durumda ne yapılır bilmiyordum. İlk defa başıma geliyordu ve onu incitmek istemiyordum ama daha önemli bir şey vardı. Bizimkiler.

"Yeon!"

Kükremeyle yerimden sıçradım ve acele bir şekilde kemerimi çözüp, rimel akmış ıslak yanaklarımı silerek kapıyı titreyen ellerimle açtım.

"Tae!"

Ona doğru koşarken gerçekten hiçbir şey düşünemiyordum. Kollarına kendimi attığım da ve kokusunu içine çektiğim de fazla duygu yüklenmesine dayanamayan gözyaşlarım kendini çoktan bırakmıştı. Taehyung'un bir elini saçlarımda bir elini omuzumda gezdirdikten sonra hafifçe kendini benden çekti.

Arkamda Kyul'un tedirgin bakışları ve Taehyung'un arkasında Jungkook'un öfke saçan bakışları arasında kalakalmıştım.

Bir an önce şu arapsaçını çözmek istiyorum
Normalde  öğlen atacaktım fakat bölüm zaman aşımına uğradı kaç saattir uğraşıyorum yine yayımlamazsa şaplaklıycam

Continue Reading

You'll Also Like

84.9K 7.4K 44
Sevdiği kızın ölümü üzerine ona mektup yazan Taehyung o mektupları mezarın yanı başına koyar. Bir gün mezarda mektuplarına cevap bulması ile başlayan...
222K 9.1K 38
ʜᴇʀ şᴇʏ ꜱᴀʟᴀᴋ ᴋᴀʀᴅᴇşɪᴍɪɴ ʏᴀʟᴀɴıʏʟᴀ ʙᴀşʟᴀᴅı... ꜱɪᴢ: ᴅᴇʟɪᴋᴀɴʟıʏꜱᴀɴ ᴋᴏɴᴜᴍ ᴀᴛᴀʀꜱıɴ!
60.2K 3.8K 35
Kötü günler geride kalmış, atlatılan onca şeyin ardından derin bir nefes vermişlerdi. Bu sefer çok daha güvende, çok daha huzurlu hissediyorlardı. Ge...
10K 786 25
Biri çabalamak istiyordu, onun güzel ve narin sevgisine karşılık vermek istiyordu fakat diğeri artık solmuştu,bıkmıştı Yıllarca bu aşkın aleviyle ya...