5 NUMARA

Galing kay Wolfian_SS

4M 198K 93.9K

Lise 3'e giden Mira, kızların gözdesi Poyraz tarafından sevilir ama onun gönlü kendisinden haberi bile olmaya... Higit pa

1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm
12.Bölüm
13.Bölüm
14.Bölüm
15.Bölüm
16.Bölüm
17.Bölüm
18.Bölüm
19.Bölüm
20.Bölüm
21.Bölüm
22.Bölüm
23.Bölüm
24.Bölüm
25.Bölüm
26.Bölüm
28.Bölüm
29.Bölüm
30.Bölüm
31.Bölüm
32.Bölüm
33.Bölüm
34.Bölüm
35.Bölüm
36.Bölüm
37.Bölüm
38.Bölüm
39.Bölüm
40.Bölüm
41.Bölüm
42.Bölüm
43.Bölüm
44.Bölüm
45.Bölüm
46.Bölüm
47.Bölüm
48.Bölüm
5N Özel-Kız İsteme
5N Özel-Düğün
5N Özel-Balayı
5N Özel-İkinci Düğün
5N Özel-Oruç
5N Özel-Doğum
YENİ KİTAP

27.Bölüm

72.8K 3.3K 1.2K
Galing kay Wolfian_SS

"Günaydın çocuklar, birkaç duyurum olacak sizlere. Öncelikle, haftaya yapılacak kamp 11.sınıflara zorunlu değil ama gelmeleri faydalı olacaktır. Ayrıca bugünden itibaren sınavlarda kelebek sistemi uygulanacak." Müdürün son cümlesiyle beraber herkes isyan edercesine sesler çıkarmıştı. Kelebek sistemi demek kopya yok demekti.

Sınıfa çıkıp yerime yerleştikten sonra iki çocuk getirdikleri topu sınıfta oynamaya başladı. Önümde oturan Lara "Ne yapıyorsunuz? Dışarda oynasanıza!" diye bağırdığında ona arka çıktım.

"Birinin kafasına gelecek şimdi."

"Kızlar, karışmayın bize." diyen Mert sinirlerimi bozsa da cezasını onlar çekeceği için umursamamaya karar verdim.

Dersin başlamasına birkaç dakika kala çöpümü atıp sırama dönecekken, Mertlerin vurduğu top tavandaki lambaya gitti ve lamba aşağı doğru inmeye başladı. Lambanın neredeyse tam altında olduğumun yeni farkına varırken, beni büyük tehlikeden kurtaran sınıfa yeni giren Ege olmuştu. Şiddetli çekişiyle ikimiz de yere düşerken her şey ağır çekimdeymiş gibiydi.

Bir anlığına herkes sessizliğe bürününce yavaşça gözlerimi açtım ve yere düşen lambaya baktım. Birkaç kişi telaşla yanımıza yaklaşırken tek düşünebildiğim, bunların iki tane gerizekalı yüzünden olduğuydu.

Koridordaki herkes sınıfımızın önüne toplanırken sinirle ayağa kalktım ve Mert'i sertçe ittirdim. "Oynamayın dedik size!"

Ege beni hızla Mert'ten uzaklaştırıp kapıya doğru döndürdüğünde Baran'la karşı karşıya kaldım. Neler olduğunu tam anlayamamış gibiydi, anlaşılan olayın tamamını görmemişti. Büyük adımlarla sınıfa girince tüm bakışlar ona dönmüştü ve sınıfta sessizlik hakimdi.

Baran "Sen gelsene biraz benimle." deyip Mert'in ensesinden tutarak onu sınıftan çıkarınca herkes bağrışmaya devam etti. Peşlerinden gitmek istesem de yapmadım çünkü Ege'nin durumu daha önemliydi. "Ege, iyisin değil mi?"

"Asıl sen iyi misin?"

"Senin sayende. Sanırım sen olmasan kafama düşecekti." dedim yüzümü buruşturarak.

"Umarım Baran, Mert'i hallediyordur." dediğinde gözlerimi irice açtım. "Hallediyordur ne demek ya?"

Sesleri duyup sınıfa gelen öğretmenler şoka girmişti. Olayı birilerinden öğrendikten sonra sinirle "Mert Merter nerede?" diye soran edebiyat hocamızı Baran yanıtladı. "Burada hocam, ben de tam müdürün yanına gönderiyordum." Mert, sol kolunu tutuyordu ve suratındaki ifadeye bakılırsa acı çekiyordu. Bakışlarım anında Baran'a dönerken Poyraz'a attığı yumruktan sonra Mert'in koluna bir şey yaptığından şüpheleniyordum.

Yeri temizlemek için içeri görevliler girince biz dışarı çıkartılmıştık. Koşarak Baran'ın yanına gidip "Ne yaptın çocuğa?" diye sordum.

"Ben bir şey yapmadım."

"Surat ifaden bir şey yaptığını söylüyor."

"O topu oraya atan uzvunu biraz acıttım sadece."

Kolunu..."Ne yaptın?"

"Daha fazla detaya gerek yok." deyip sınıfına doğru hareketlendiğinde tehdit edercesine "Mert'e bir şey yaptığını müdüre söylerim." dedim. Böyle bir şey yapmayacağımı bildiği için güldü. "Komik şakaymış."

"Hocam!" diye bağırdığımda telaşlanarak elini ağzıma koydu ve etrafa bakmaya başladı. "Çok fenasın."

Sırıtarak "Biliyorum." dediğimde "Kolunu ters döndürdüm." dedi. Ağzım şaşkınlıkla açılırken birkaç adım geri gittim. "Baran, çocuğun kolunu mu kırdın?"

"Hayır, tamamen döndürmedim. Sadece canını acıtacak kadar." dediğinde biraz da olsa rahatlamıştım. "Eğer için rahat edecekse, çocuğun solak olduğunu öğrendim ve bu yüzden sağ koluna zarar verdim. Eğitim hayatından olmasını istemedim." dediğinde "Ne kadar düşüncelisin!" diye bağırdım.

"Biliyorum."

"Poyraz'a yumruk attın, Mert'in kolunu acıttın ve bunları benim yüzümden yaptın. Benden önce böyle şeyler yapıyor muydun?"

Birkaç saniye düşündü. "Sanırım hayır."

Gözlerim irice açılırken "Genelde kızlar, kötü yola düşmüş erkekleri adam eder. Bense seni kötü yola düşürüyorum." dedim.

"Bu dünyada beni kötü yola düşürebilecek tek kızsın."

"Bu iyi bir şey değil! Benim yüzümden kötü yola düşmeni istemiyorum."

Gülerek "İma ettiğim şey o değildi ama neyse." dedikten sonra bir anda yanımdan kayboldu.

"Çocuklar, bu derslik brifing salonundayız." Öğretmenin sesiyle kendime geldim ve dolabımdan kitaplarımı aldım.

•••

"Bir tane limonlu cheesecake, bir tane mozaik pasta. Hemen geliyor!" dedikten sonra siparişleri hızla tezgahın arkasına ulaştırdım. Başka sipariş veren olmadığını fark edip telefonuma baktığım sırada Hale yanıma geldi. "Bu akşam işin var mı?"

"Yok, neden?"

"Diyorum ki, biraz eğlenelim."

"Ne gibi bir eğlenme?"

"Gece kulübüne gitmek istiyorum."

"Hale, manyak mısın? Sen birkaç ay önce reşit olmuş olabilirsin ama ben hâlâ 17 yaşındayım."

"Seni de içeri sokmanın bir yolunu illa ki buluruz. Hem ben reşit olduğumdan beri gece kulübüne gitmedim, merak ediyorum."

"Hadi diyelim ki girmenin bir yolunu bulduk, anneme ne diyeceğim?"

"Bir şeyler uyduramaz mısın?" dediğinde biraz duraksadım.

"Alkol almayacaksın."

"Tamam! Sadece dans edip eğlenelim, o da yeter bana."

"Sen çok fenasın Hale Irmak." diye mırıldandığımda sevinçle boynuma sarıldı.

"Pelin'i de çağıralım mı?"

"Sor istersen." dediğim sırada içeri Baran ve Hakan girdi. Az önce çok ayıp şeyler konuşmuşuz gibi telaşlanırken telefonumla ilgilenmeye devam ettim. Baran bu akşam gece kulübüne gideceğimi asla öğrenmemeliydi, beni engellemeye çalışmasını istemiyordum.

Hale beni dürtüp "Sipariş vermek istiyorlar." dediğinde kafamı kaldırıp oturdukları masaya baktım. Durduğumuz yere fazlasıyla yakın bir masaydı.

Yanlarına gittiğimde Baran "Neden suratında eve erkek atmışsın da annene yakalanmamaya çalışıyormuşsun gibi bir ifade var?" diye sorunca kendimi ele verdiğimi fark ettim. "Seni görünce aklıma kolunu sakatladığın Mert geldi." diye bir yalan uydurduğumda çenesi kasıldı. "Bana baktığında aklına onun gelmesi pek hoşuma gitmedi."

Hızla "Şey, siz herhalde her zamankinden istiyorsunuz. Gidip söyleyeyim." dedikten sonra yanlarından uzaklaştım. Artık kesinlikle gece kulübüne gittiğimi öğrenmemesi gerekiyordu.

•••

"Pelin nerede kaldı ya? Yaklaştığını söylememiş miydi?"

"Evet, artık gelirse gerçekten iyi olur çünkü götüm dondu."

Annemden arkadaşlarımla dışarda gezeceğime dair izin almıştım ve teknik olarak doğruydu.

"Hale, tekrar arasana."

"Geldi, geldi." dediğinde baktığı yere baktım. Pelin oldukça süslü bir şekilde yanımıza doğru geliyordu. "Kardeşinin sünnet düğününe gidiyor gibisin." dediğimde bana kötü kötü baktı.

Gece kulübüne vardığımızda üçümüz de binaya ağzımız açık bakıyorduk. Dışardan bakıldığında bu dünyaya ait olmadığımızı herkes anlayabilirdi. "Dışardan mal gibi göründüğümüze eminim." dedim yüzümü buruşturarak.

Hale ikimize de bakıp "Biraz özgüvenli olun. İlk defa gelmiş gibi görünürseniz şansımız çok düşük." dediğinde "Sanki sen öyle görünmüyorsun." diye homurdandım. Kötü bakışlarıyla beni susturmayı başarmıştı.

Kapıda duran korkutucu adama doğru ilerlerken deli gibi tırsıyordum. Hale'nin kimlik göstermesini beklemiştim ama şansını deneyip yürümeye devam ettiğinde ve adam onu durdurmadığında Pelin de arkasından yürümüştü. Ben de peşlerine takılıp içeri girecekken adamın kolumu tutmasıyla olduğum yerde kalmıştım. Kalbim deli gibi hızlı atmaya başlarken suratımın aldığı hali görmemesi için yere baktım. "Kimlik görebilir miyim?" Korktuğum başıma gelmişti.

Pelin'i durdurmayıp beni durdurmasının sebebinin giydiğimiz kıyafetler ve suratımızdaki makyaj olduğundan emindim. O çok daha abartı dururken ben oldukça sadeydim.

Hale "Birlikteyiz." dediğinde adam ona baktı. "Üzgünüm ama kimlik görmek zorundayım."

Hale sinirlenerek "Benim kimliğime bak o zaman!" diye bağırdığında adam gıcıklık yapıp "Küçük hanımın kimliği gerekiyor." dedi.

"Sensin küçük hanım! Bırak kolumu!" diye bağırıp kendimi geri çektiğimde adam güldü. Sanırım küçük hanım olduğumu fazlasıyla belli etmiştim.

"Mira..."

"Benim yüzümden gecenizi mahvedemezsiniz. Siz gidin, ben geri döneyim. Zaten gelmeyi pek istemiyordum." dedim, her ne kadar istiyor olsam da.

"Olmaz! Buraya geliş amacımız üçümüzün de eğlenmesiydi!"

Adamın beni içeri almayacağından ve onu bir daha görmeyeceğimden emin olunca "Senin yüzünden gecemiz mahvoldu!" diye bağırdım. Adam kahkaha atmıştı. "Üzgünüm ama burası çocuklara göre değil. Hatta neredeyse yatma saatin geldi." dediğinde telefonumun saatine baktım. Daha 20.30'du!

"Sen nasıl bir güvenliksin? Kibar davranmayı bilmiyor musun? Buranın sahibiyle konuşmak istiyorum!" Hale ve Pelin yanıma gelerek beni sakinleştirmeye çalışırken adamın bakışları değişmişti. Bir anda uysallaştığını fark edip bakışlarını takip edince yanımıza doğru gelen bir çocukla göz göze gelmiştim, deminden beri o da bizim gibi dışarda dikiliyordu.

"Bir sorun mu var?"

"Evet, var! Bu adam beni çok sinirlendirdi ve ben buranın sahibiyle konuşmak istiyorum."

"Biz seni oraya güzel kızları sinirlendir diye mi diktik Tunç?"

Bakışlarım çocuğa dönerken kaşlarımı çattım. 'Biz' mi demişti o? "Buranın sahibi sen misin?"

"Aslında babam ama sanırım ben de sahibi sayılıyorum, değil mi?" diye sorup yanağımdan makas alınca kaşlarım daha da çatıldı, o da beni çocuk olarak görmüştü.

Hale ve Pelin'e bakarak "Sanırım bu konuşma bir yere varmayacak, ben gidiyorum. Siz eğlenmenize bakın." dedikten sonra ilerlemeye çalıştım ama çocuk önümü kesti. "Buraya kadar gelmişken geri mi döneceksin?"

"Şuradaki binada oturuyorum, yaklaşık 30 adım atmak benim için fazla zor olmaz." diye yalan söylediğimde sırıttı. "Bak sen şu işe, ben de o binada oturuyorum ama seni daha önce görmediğime eminim."

"Belki de teyzemi ziyarete gelmişimdir."

"Bu da bir ihtimal ama ben yine de gitmeni istemiyorum."

"Üzgünüm ama gitmem gerekiyor. Malum, uyku saatim geldi." deyip adama baktığımda çocuk güldü. "Böyle bir hayata dair hiçbir şey bilmiyorsun, değil mi?"

"Seni ilgilendirmez bence bu." deyip gitmeye çalıştığımda bana yine engel oldu.

Hale "Mira, seni asla bu çocukla yalnız bırakmam." deyip yanıma gelince çocuk ellerini yukarı kaldırıp "Sadece arkadaşınızı içeri girmesi için ikna etmeye çalışıyorum." dedi.

Olayı, "Giremiyorum içeri!" diye bağırdıktan sonra anca kavrayabilmiştim. Bu çocuk buranın sahibiydi ve istese beni içeri sokardı. "Neden içeri girmemi istiyorsun?"

"Arkadaşlarınla eğlenebilmen için. İlla kötü bir niyetimin olması mı gerekiyor?"

"Tamam, giriyorum ama sırf arkadaşlarımı düşündüğüm için." dedim ve içeri doğru yürüdüm. Adamın yanından geçerken pişmiş kelle gibi sırıtmayı da ihmal etmedim.

Yüksek müzik sesi kulaklarımı doldururken Halelerin yanından ayrılmamaya özen gösteriyordum. Bu kadar kalabalık olacağını tahmin etmemiştim.

"Seni içeri soktuğuna göre sanırım bana bir iyilik yapabilirsin." Kulağımda hissettiğim sesle irkilirken çocuğa döndüm. "Kötü niyetinin olmadığını söylemiştin!"

"Söyledim ve sözümün arkasındayım. Tahminimce benden 2-3 yaş küçüksün, reşit bile değilsin. Burada kötülük yapacağım son kişi sensin."

"O zaman ne istiyorsun?"

"Bugün arkadaşlarım gelemedi ve ben babam yüzünden birkaç saat burada durmak zorundayım, bana eşlik eder misin?"

"Sana nasıl güveneceğim?"

"İstiyorsan en kalabalık yerde otururuz, arkadaşların da bizi görebilir."

Aklıma aniden Baran gelince kendimi suçlu hissetmiştim. Emre olayından sonra her şeyden korkuyordum.

"Suratın düştü, iyi misin?"

"Evet."

"Erkek meselesi mi?"

"Evet."

"Alkol alarak rahatlamayı denedin mi hiç?"

"Hayır."

"Ne kadar çok konuşuyorsun sen öyle." diyerek dalga geçince "Modumda değilim." dedim. Bar taburelerine oturmuştuk. Hale ve Pelin'in bizi uzaktan izlediklerini görünce onlara mesaj attım.

"Anladığım kadarıyla seni üzen bir erkek var. Kızlarla oynayan bir tip mi?"

"Kıllanmaya başladığımı belirtmek isterim."

"Sadece yardım etmeye çalışıyorum. O herif seni üzerek hayatının en büyük hatasını yapmış. Tabi gidip okulun en popüler, en çapkın erkeğine aşık olduysan böyle yapması yadırganmaz."

"Ben o bahsettiğin popüler çocuğa aşık değilim, o bana aşık. Ayrıca aşık olduğum çocuk asla öyle biri değil."

"Ciddi misin? Aşk üçgeni yani?"

Kafamla onayladığımda "İşin zor." dedi ve kendine bir içki söyledi. "Sen de ister misin?"

"Buraya alkol almaya gelmedim."

"Buraya girmek için o kadar uğraştın ve şimdi  alkol almayacağını mı söylüyorsun?"

"Reşit olmadığımı biliyorsun."

"Ben biliyorum ama barmen bilmiyor." dediğinde kararsız kalarak suratına baktım, ilk başta hiç istemesem de buraya gelince fikrim değişmeye başlamıştı ve bir şey olursa Haleler de buradaydı zaten.

Çocuk itiraz etmediğimi görüp barmene "Aynısından bir tane daha." dedi.

İki bardak içmiştim ama sanırım içtiğim şey ağırdı ve farkında olmadan hızlı içmiştim, canım aniden dans etmek istediğinde tabureden indim ama başım dönmüştü. Adını hâlâ bilmediğim çocuk beni düşmemem için tutarken "Ne yapıyorsun?" diye sordu.

"Dans edeceğim."

"Daha ayakta duramıyorsun, nasıl dans edeceksin?"

"Ederim ben." deyip dikkatli adımlarla insanların arasına ilerledikten sonra kendi çapımda dans etmeye başladım, muhtemelen dışardan çok saçma görünüyordum.

Beni gören Hale ve Pelin yanıma geldiğinde dans etmeye devam ettim. "Mira, sarhoş mu oldun sen?"

"Yoo! Gayet iyiyim!"

"Bence artık gitmeliyiz!"

"Hayır, asla gitmem!"

"Pelin, tut şunu." diyen Hale'ye ters ters baktım. "Beni zorla buradan çıkaramazsınız! Buranın sahibinin oğlu, gel beni al!"

Çocuk, bir sorun olduğunu anlayıp yanımıza geldiğinde "İstemiyorsa zorla götüremezsiniz." deyince Pelin sinirlenip "Ne istediğinin farkında değil!" diye bağırdı.

Onlardan kurtulmak amacıyla koşarken etrafı bulanık görüyordum. Sertçe çarptığım kişi sanki ona çarpacağımı biliyormuşçasına beni sağlam bir şekilde tutunca suratını net görebilmek için kendimi zorladım. "Baran?"

Sizce Baran'ın durumdan nasıl haberi oldu ve çocuğa bir şey yapacak mı?

"Bu dünyada beni kötü yola düşürebilecek tek kızsın." cümlesi hakkında ne düşünüyorsunuz? :)

Yorumları okumak beni aşırı keyiflendiriyor. Bu yüzden bölümlerin sonunda size sorular soruyorum. Ne düşündüğünüzü merak ediyorum. Kısacık bir yorum yapsanız bile fazlasıyla mutlu olurum. Umarım bölümü beğenmişsinizdir❤️

Ipagpatuloy ang Pagbabasa

Magugustuhan mo rin

3.8K 1.8K 27
**"Kodlarda Gizli Sen "**, bilgisayarın soğuk dünyasında doğan sıcak bir aşkı anlatan bir masal. Naz, kodların dilini çözerken Mehmet'in kalbinin kod...
5.3K 2.2K 21
"Kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur"Ra'd 28. Ayet Ben kalbimdeki taşıdığım Allah aşkından ilham alıyorum
11.7K 408 4
>Tesettüre dair yanlış bilinenler >Günümüzdeki tesettür >Olması gereken tesettür >Topuzsuz başörtüsü yapabilmek için
494K 38.8K 17
Çimlerin kralı, Fenerbahçe'nin göz bebeği Kuzey Karahanlı. Hayatını kariyerine adamış, tek amacı daha da başarılı olmak olan bir adam. Buz patenine...