KOR

ilaydaatac tarafından

5M 153K 16.1K

GENÇ KURGU İÇİNDE # 2 Kitap içerisinde cinsellik mevcuttur! Daha Fazla

1.Bar
2.Gece
¤ Ev ¤
¤ Okul ¤
¤ Yanlış Alarm ¤
¤ Dedikodu ¤
¤ Ceza ? ¤
¤ Kamp ¤
¤ Dövüş ¤
¤ Makarna ¤
¤ Aptal ¤
¤ Şeytan Görümce ¤
¤ Ziyaret ¤
¤ 'Biz' ¤
¤ 15.Bölüm ¤
¤ Sinema ¤
¤ Sürpriz ¤
~ 'İstiyorum' ~
'~ Emrivaki ~'
~ 'Yakınlaşma' ~
~' Spor '~
~ 'Yanlış olan?' ~
~'Arenciğim ?'~
~ 'Benim' ~
~ 'Gerçek' ~
Taze evli çiftler gibi
26.Ben bu gece hiç içmedim
27.Sen Benim
28.Davetsiz misafirler!
29.Sana aşığım ben!
30.O Aren di
31.Üfle De Söneyim
32.Seni Seviyorum
33.Ben ve müstakbel sevgilim
34.Beklentilerimin Arasında
35.Aren sorunsalı
36.Arenin Kayıp Kuzeni
37.Doğanların Kuşu
38.Ne yapardım?
LÜTFEN OKUYUN!
39.Mezuniyet
40.Delilik
41.Aile albümümüz
42.Evleneceğim!
43.Bu da mı değil!
44.Güzel bir yürüyüş?
45.Ailem
47. 14 Şubat
48.Adım adım
49.İyi ki...
50.Nikah
51.Bekarlığa veda
52.Nikahı ertelemek
53.Final-28 Temmuz
Özel Bölüm 1

46.Mezar

38.9K 1.6K 65
ilaydaatac tarafından

Merhabalar, bu bölüm biraz kısa ve geçiş bölümü gibi oldu. Bir tane olmalıydı , ama çok kısa zamanda bugünün anlam ve önemine dair bir bölüm yazacağım. Saçma gelsede biz anlamlandıracağız😂 İyi okumalar🌸

İkili kanepede oturmuş kahvemi yudumlarken bana yabancı olan evde gezdiriyordum gözlerimi. Bulunduğum odada yeşil rengin hakim olmasından dolayı sanırım Eren yeşil rengini oldukça seviyordu. Genellikle Yeşil , siyah ve kahverengi. Evimde olanların ardından Erenin evine gelmiştik. Onlar beni göz hapsine tutmuşken benim aklım etraftaydı. Merak etmiştim ama şimdi geri kalan yerleri gezmek için izin istesem asla vermezlerdi.
Kahvemi önümdeki sehpaya koydum ve gözlerim ikisini buldu. "Gerçekten gayet iyiyim." dedim rahatlayacaklarını umduğum bir gülümseme eşliğinde.

"Yani şimdi her şeyi mi hatırlıyorsun?" dedi Aren inanamaz bir ifadeyle.

Hemen ardından "Tüm her şeyi?" diye ekledi Eren.

"Tüm hepsi mi bilemiyorum." dedim omuzlarımı silkerek. "Ama bir çok şey olduğunu söyleyebilirim."

"Ama sakinsin, ağlamadın , hatta bunun yerine durmadan gülümsüyorsun." dedi Eren oturduğu koltuktan kalkıp yanıma oturdu. Elini alnımda ve suratımda gezdirdi. Ateşim mi olması gerekiyordu?

"İçimden nasıl geliyorsa öyle davranıyorum , diyorum ya gerçekten iyiyim." dedim bugün kaçıncı kez bunu tekrar ettiğimi düşünerek. Fazla üzerime geliyorlardı. Ben iyiydim!

Bir kez daha kahvemi elime almıştım ki Eren elimden kahveyi alarak geri sehpaya koydu. Arene dönüp "Haydi." dedi ve beni kolumdan tutarak kaldırdı.

"Yine nereye ya?" Arenin de bizimle birlikte ayaklandığını görünce "İyi alıştınız ama siz!" diye şikayet ettim ama tepkimin pek yerine ulaştığı söylenemezdi, beni dikkate almadılar.

Arka koltukta giderken nasıl oluyor da aralarında bu kadar hızlı ve net anlaşabildiklerini düşünüyordum. Çocukluk arkadaşlarım bile bakışlarımdan zor anlam çıkartıyordu yani. Hele Sena epey bir zor!

Tanıdık yollardan geçtiğimizi fark ettiğimde kaşlarımı çattım. Nereden hatırlıyordum ben bu yolu? İyice kurcalamamın sonunda tam dank ettiği sırada araba durdu. Ruh sağlığı merkezi! Off!

"Yahu siz bana inanmıyor musunuz?" dedim arabadan indiğimde.

"Tabiki inanıyoruz ama bir de bu işin uzmanı baksın, o zaman içimiz tam olarak rahat edecek, tamam mı?" Pekala. Kadında benim söylediklerimi söyleyecekti nasıl olsa. Ben şokta falan değildim, gayet kendimdeydim. Gizlediğim bir şeyim yoktu. Kafamı onaylar bir şekilde salladım ve binaya ilerledik.

Sekreter randevusuz olmamıza rağmen Doğan soyismini duyar duymaz bizi odaya yönlendirmişti. Gözlerimi devirdim. Şaşırdım mı? Tabiki hayır.
İçeri girdik ve kadının karşısındaki koltuklara yerleştik.

Psikiyatrist sadece bana yönelerek meraklı bir ifadeyle "Sorun nedir?" diye sordu.

Geçirdiğim günü eksiksiz olarak ona aktardım. Anlatırken bana inanmaları için Aren ve Erene bakıyordum ama onlar psikiyatristin gözlerine bakıyordu ne diyecek diye. Sözlerimi bitirdiğimde "Normal olmadığını düşünüyoruz." dedi Aren kadına. Gösteririm ben sana! Normal değilmişim!

Sibel Ereninde onaylaması üzerine bana döndü. "Bana hatırladığın herhangi bir anıyı anlatabilir misin lütfen Mehirciğim?"

Ciğim mi? Yüzümü buruşturmamak için kendimi zor tuttum. Odaklanmam gereken başka bir şey vardı. Pekala. Bir süre hangisini anlatabileceğimi düşündüm ve sonunda en çok etkilendiğim görüntülerden birini aktarmaya karar verdim.
"Dayımla çok samimiyiz. Onu babamdan çok daha fazla seviyorum ve o da bana babalığı üstlenmiş gibi duruyor. Hatta bazen beni Arenden daha çok sevdiğini düşünüyorum. Çoğu gece onun koynunda uyuyorum. Bana masal anlatırken Aren hep diğer tarafa kıvrılmış oluyor. Aren yaş olarak hikaye dinleme yaşını geçtiğinden onun bizi izlediğini düşünüyorum."

"Seni izliyordum." diye araya girdi Aren. Ona baktığımda bana göz kırpıp , çapkın bir gülümseme gönderdi.

"Eren her ne kadar bu durumu kıskansada dayım olduğu için bir şey söyleyemiyor. Bazen aşırı huysuzluk ettiğinde annem onunla uyuyor. Ben tabiki tüm bunları anlayabilecek bir yaşta değilim. Bunu başka bir hatırada annem ve yengemi konuşurken gizlice dinlediğim için söyleyebiliyorum. Genelde hep sohbete dalıyorlar ve bende çoğu kez onları dinliyorum. Bu şekilde öğrendiğim bir sürü şey var." Bitirdiğimde gözlerimi süslü duvarlardan ayırıp beklentiyle Sibel hanıma baktım.

"Öğrendiğinde ağladın mı?"

"Belki biraz." dedim.

"Peki baş dönmesi , mide bulantısı veya panik atak benzeri bir şey hissettin mi?

"Hayır, hiç." diye cevapladım.

"Bence gayet iyi gözüküyor çocuklar." dedi bir kaşını kaldırarak. "Tebrik ederim , böyle bir şeyi aşmakta başarılı olmana sevindim." dedi içten bir şekilde gülümseyerek.

"Teşekkür ederim." dedim ve ikiliye döndüm "Hani hani ne oldu?" dercesine ikisine bakıyordum.

Aren ayağa kalkarak kadının elini sıktı. "Teşekkür ederiz Sibel hanım , öyleyse biz gidelim."

"Rica ederim ben bir şey yapmadım, bunu başaran Mehir." dedi çıkarken bana gülümseyerek. 

Sekreterin bizi geçirmesi ile dışarı çıktık. Arabaya binmeden önce durup bana döndüler ve bugün ikinci defa sarıldık. Onlara trip atmaktan çoktan vazgeçmiştim. Aren sağ şakağıma ve Eren sol şakağıma öpücük kondururken, kulağımın dibinde "Sonunda, şükürler olsun." mırıldanmalarını içimden onlara eşlik ederek huzurla dinliyordum.

İKİ AY SONRA
Her şeyi hatırlamamın üzerinden tam olarak iki ay geçmişti. Penceremden dışarıda yağan yağmuru izlerken bu kış İstanbul'a kar yağmayışına üzülüyordum. Koca yaz mezuniyetim , yaşadıklarım, yeni aile sorunlarım derken geçmişti ve ben bir yaz tatilini hatta yeni yıl tatilini de geçtim, bir iş bakmaya bile fırsat bulamamıştım! Biriktirdiğim tüm para suyunu çekiyordu ve mezun olduğumdan beri babamın karta yolladığı parayı çekmiyordum. Hangisinin daha doğru olduğuna henüz karar verememiştim. Bu nasıl olsa benim param diyerek sonuna kadar harcamak mı yoksa gurur yapmaya devam ederek parasının bir kuruşuna bile dokunmamak mı? Bu süreç içerisinde bir iş bakmaya başlasam en iyisi olacaktı. Kızlar ayrı şirketlerde ve kendilerine uygun pozisyonlarda iş bulup çalışmaya çoktan başlamışlardı. İşlerinden memnun, keyifleri gayet yerindeydi. Benim günlerim ise Aren , Eren ve evim arasında mekik dokumakla geçiyordu. Sık sık eski evime gidip her gidişimde de yeni bir şey keşfediyordum. Bazen arada kaçırdığım yeni bir anı bazen bir eşya , bazen bir fotoğraf. Bazı geceler Erenin evinde kalıyordum , sabahlara kadar konuşuyor geçmişten bahsediyorduk. Özellikle Aren ile olan maceralarına , genellikle kavgalarına daha çok gülüyordum. Gerçekten aramızda çok büyük yaşanmışlıklar vardı. Arene gelince ise bu durumdan oldukça şikayetçiydi. Geçen süre boyunca aramıza biraz uzaklık girmiş istediği zaman çıkıp gelemiyor, istediği zaman  beni göremiyordu. Bu durumda Eren anlayışsız olan oluyordu çünkü benim gelmediğim günler genelde o bizde oluyordu. Aren gece yarıları gizlice geliyor , bu durumda çok fazla konuşmaya ve bir şeyler yapmaya fırsatımız olmuyordu. Bu benim içinde çok zordu , onunla konuşmayı onunla birlikte olmayı özlüyordum ama Erenede açık açık bir şey söyleyemiyordum. Fakat Arenin bu konuda sabrı taşmak üzereydi , yani olası bir olay yakın diyebilirim. Bu yüzden bu işi artık kökten çözmenin vakti geldi diye düşünüyordum. Sonra her şey bir düzene otururdu herhalde. Onlarla konuşup , yapmam gerektiğini düşündüğüm şeyi yaptıktan sonra artık bu geçmişe bir çizgi çekecektim. Sürekli konuşulan değilde yaşanmış ve biten anılar olarak kalacaktı benim için. Aklıma geldiğinde rahatsız olmak yerine gülümseyecektim.

Arabanın sesini duyduğumda düşüncelerimden sıyrılıp gelene baktım. Bu sefer birlikte gelmişlerdi. Arabadan inerek yağan yağmurdan korunmak amacıyla koşarak eve sığındılar. Yerimden kalkarak kapıyı açmaya gittim. Benden önce Yeşim açmış , içeri giriyorlardı. "Hoş geldiniz." dedim ikisinede gülümseyerek.

Eren yanağıma bir öpücük kondurup içeri geçerken , Aren , Yeşim yanımızdan içeri geçtiğinde bana yanaştı. Dudaklarıma bir öpücük kondurdu. Sonra tekrar öptü. Bu biraz daha uzundu. Ve tekrar. "Tamam bu son." deyip tekrar dudaklarıma yöneldiğinde , dayanamayıp kollarımı boynuna dolayarak ona karşılık verdim. Dudaklarımız mühürlenmişçesine öpüşürken içerden Erenin sesi geldi. "Mehir? Neden gelmiyorsun?"

Gözlerimi devirdim. Öpüşüyorum abi diye bağırasım geliyordu. Aren dudaklarını dudaklarımdan çekerken "Delireceğim!" dedi. "Artık delireceğim!"

Erene "Geliyorum!" diye bağırdıktan sonra Arene"Gece yanıma gel" diye fısıldadım.

"Teklif etmesende geleceğim zaten." dedi ve son bir öpücükten sonra içeriye yöneldi.

Mutfağa uğrayıp Erenin getirdiği makaronları alarak bende salona yöneldim. Hep birlikte havadan sudan bir sohbet eşliğinde çaylarımızı içtik. Biraz sonra boğazımı temizleyerek söze girdim. "Size bir şey söylemek istiyorum, yani aslında bir istek."

Beklercesine bana döndüklerinde derin bir nefes alarak söze başladım. "Çok yoruldum. Artık her hafta o eve gidip eskileri kurcalamayı istemiyorum ben, ya da seninle durmadan geçmişi konuşmayı istemiyorum abi. Yeterince konuştuk bence , artık yapmak istediğim tek şey annemi görmek , onu istediğim zaman ziyaret edebilmek." "Yarın beni Annemin mezarına götürmenizi istiyorum."

"Sen, emin misin?" diye sordu Aren.

"Evet, gerçekten çok düşündüm."dedim verecekleri cevabı beklerken.

"Tabi, sen nasıl istersen." dedi Eren. "Sabah seni almaya gelirim, bir çiçekçiye gider daha sonrada anneme gideriz olur mu?"

Anneme gitmek. Bu cümle birden beni o kadar heyecanlandırmıştı ki. Çok bekletmiştim onu. Bu kadar zaman beklemem hataydı.
"Tamam." dedim kafamla onu onaylayarak.

Asıl kararı verdikten sonra akşamın geri kalanı bazı filmlere eleştiri ve yine film türleri üzerine birbirimize zıtlıklarımız konusunda sataşmakla geçti.

Gece yarısı Aren geldiğinde birlikte yatağıma uzanmış, o benim saçlarımı okşarken bende onun henüz uzamış sakallarını okşuyordum. Alnımı öptü. "Heyecanlı mısın bakalım?"

Güldüm."Sanki yaşayan haliyle konuşmaya gidiyormuşum gibi hemde." dedim.

"Öyle söyleme, sen onu duyamayacaksın belki ama o seni duyacak, geldiğini bilecek. Yani çok da farklı sayılmaz öyle değil mi?"

"Haklısın." dedim. "Sonunda bunu başaracağım ve acayip huzurlu hissediyorum."

"Bende Erenin artık bu en iyi abicilik tarafını biraz olsun bırakacağını düşündüğümden acayip huzurlu hissediyorum."

Güldüm. Nedense Erenin , Aren ile bir nikah altında sözleşmeden bizi rahat bırakmayacağını düşünüyordum. Umarım düşündüğüm gibi olmazdı çünkü bende bu durumdan çok sıkılmıştım. "Umarım öyle olur canım."

Sabah erkenden kalkarak Areni uyandırdım. Malum Erenin durumu çakmaması için , yeni geliyormuş gibi yapması gerekiyordu.
Onu yolculadıktan sonra ayarladığım kıyafetleri giyerek saçlarımı ensede bir topuz yaptım ve boynuma da siyah bir şal bağladım.
Çok fazla beklemeden Eren geldi bir süre Areni bekledik yine malum Erenin anlamaması için dün giydiği kıyafetleri değiştirmesi gerekiyordu, bu da yoluyla birlikte biraz vakit alırdı. Bu yüzden Eren söylenirken ben oldukça sessizdim.

Bir on beş dakika sonra Aren gelince , onun arabasıyla yola çıktık. "Yakın mı?" diye sordum giderken.

"Evimizden çok uzakta değil."

Yol üzerinde bir çiçekçide indik. Biraz üzüm sümbülü ve kadının tavsiyesi üzerine zinya ve kosmoz çiçeklerinden aldık. Tekrar arabaya binerken "Fazla mı oldu sanki?" dedim. Aren "Evet ama birçok kişi için aldık." dediğinde anlamam birkaç saniyemi aldı. Annesi ile annem yan yanaydılar. Peki ya diğerleri? Birçok dediğine göre başkalarıda vardı.

Yaklaştıkça heyecanım artıyordu. Yüreğim içimde ağırlaşıyordu sanki. Annemin mezarını görecektim. Ölmüş annemin mezarını görecektim. Bu çok kötü bir histi. Yüzüm asıldı. Moralimin bozulduğunu hissettim. Görmek için heyecanlandığım yer sadece kuru bir topraktı.

Hayır! Arenin söylediklerini hatırla. Hayır öyle değildi. O toprağın altında Annem vardı. Beni özlemişti. Beni gördüğüne sevinecekti. Beni duyacak , dinleyecekti. Beni bekliyordu. O , oradaydı işte!

Derin bir nefes aldım ve kendimi olumlu düşünmeye zorlayıp ,moralimi bozmamaya çalıştım. Beni mutlu, çok mutlu görmeliydi. Olması gereken olmuş ve biz kavuşmuştuk. Yerinde rahat yatmalıydı.
Durduk. Düşüncelerimden kopup etrafıma bakındım. "DOĞAN AİLESİ KABRİSTANLIĞI" altında oldukça büyük bir yer vardı. Aşağı indim. "Burada başkaları da var?" dedim kaşlarımı çatarak. Arenin söylediği aklıma geldi sonra. Doğru ya.

"Büyük  dedemiz , dedemiz , büyük babannemiz , babannemiz , babam , annem ve yengem."

Aldıklarımız herkese yetmezdi. "Herkese çiçek almadım ama ."

"İhtiyaçları yok, zaten şimdilik iki kişiyi ziyaret için geldik , sadece dua edersin, bir sonraki sefer herkes için geliriz."

Tekrar kabristanlığa döndüm. Boynumdaki şalı başıma örterek demir kapıyı ittim ve içeriye ilk adımı attım. İlk olarak en çok dikkatimi çeken şey Türk bayrağıydı. Bu Erenin babasıydı. Şehit olduğunu söylediğini hatırladım. Öyle güzeldi ki mezarı, her yanı rengarenk çiçeklerle doluydu. Az ötesinde iki mezar daha görüş alanıma girdiğinde anlamıştım. Gülümsedim. "Sık sık geliyorsunuz değil mi?"

Aynı anda "Evet." dediler. İkisinin mezarıda tertemiz , çiçekleri capcanlıydı. Tam annemin mezarının karşısına geçtim. İsmini okumak , ölüm tarihini okumak her ne kadar kendimi telkin etmeye çalışsam da beni anında etkilemişti. Birkaç damla gözyaşının yanaklarımdan süzüldüğünü hissettim. Belime dolanan kollarla, kendimi arkaya yasladım. Aren de yanımıza gelerek ikimize birden sarılmıştı. Eğer onlar yanımda olmasaydı belki hıçkıra hıçkıra ağlayabilirdim. İkisinden güç aldım ve zor da olsa tekrar gülümsemeyi başardım. Annemin beni gördüğüne sevindiğini , mutlu olduğunu , gülümsediğini hayal ettim. Seni seviyorum Anne.
Ellerimi açarak önce anneme duamı ettim. Daha sonra ise Arenin annesine. Sonra sırayla bu şekilde dolaşmaya başladım. Erenin babasına ve hiç duymadığım diğer aile büyüklerine.
Daha sonra arabadan aldığımız çiçekleri , eldiven ve suyu alarak tekrar mezarlığa girdik. Annem ve Arenin annesine çok az yer bulup dikebildim. Erenin babasına hiç yerim yoktu ama gönlüm el vermedi. Bir taneyi mezarının başında diğer bir tanenin yanına sıkıştırdım. Benimde payım olsun istiyordum. Geriye kalanlarıda aile büyüklerinin mezarlarına diktim. Muhtemelen saatlerimi almıştı ama bu uğraşın sonucunda içim huzurla dolmuştu. Yaptığım iş içime sinmiş aşırı ferah hissediyordum kendimi. Bu süre içerisinde beni bekleyen Aren ve Erene döndüm. "Teşekkür ederim , artık gidebiliriz."

Beni onaylayarak çıkışa yöneldiler. Son bir kez Annemin yattığı tarafa bakarak ona içimden Hoşçakal , yine geleceğim dedim ve olmuştu işte. Güldüm. Sonunda başarmıştım!
Artık durmadan geçmişi deşmeyecektim. Annem aklıma geldiğinde üzülmek yerine buraya gelip onunla konuşacaktım. Bir derdim veya bir mutluluğumda bunu onunla paylaşacaktım. Tekrar önüme bakacak , hayatımda her şeyi yoluna koyacaktım. Gözüm oturduğum yerden , yolcu koltuğunda oturuyor olan Arene kaydı. İçimden sırıttım. Artık onun da istediği olmuştu. Acaba beklediğim teklif ne zaman geliyordu?

Okumaya devam et

Bunları da Beğeneceksin

928K 64.7K 37
Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı m...
1.1M 35.7K 20
"Bana cehennemi yaşatmana rağmen, sen benim cennetimsin Meira." Fantastik değildir, karanlık aşk türündedir. DİKKAT! Bu kitapta cinayet, psikolojik...
188K 9.3K 20
Staj yaptığım hastanede karışan o kız çocuğu bensem?
141K 4.1K 15
Sırf kuzeni için 18 yaşında Mardin'in acımasız ağasına gelin giden Larin... Annesi için berdeli kabul eden Baran ağa...