Tutsak (GAY)

By CharlotteCardin

655K 33.9K 11.9K

Boyxboy hikayedir. Eşcinsel karakterler barındıran bir kitap olduğundan, homofobiklerin okumaması önemle ric... More

1.Bölüm: "Av"
2.Bölüm: "Özel"
3.Bölüm: "İddia"
4.Bölüm: "Konser"
5.Bölüm: "Öpücük"
6.Bölüm: "Lunapark"
7.Bölüm (kesit)
7.Bölüm: "Oyuncak"
8.Bölüm: "Arkadaş"
9.Bölüm: "Psikolog"
10.Bölüm: "Uyku"
11.Bölüm: "Şerefsiz"
12.Bölüm (kesit)
12.Bölüm: "Ortaklık"
13.Bölüm: "İkiz"
14.Bölüm (Kesit)
14.Bölüm: "İki Kişi"
15.Bölüm: "Savaş"
16.Bölüm: "Mahvolmak"
Açıklama
17.Bölüm: "Sevmek"
18.Bölüm: "Bir Yıl Önce"
19.Bölüm: "Kış Güneşi"
20.Bölüm: "Kin"
21.Bölüm: "Sevgilim"
22.Bölüm: "Çıplak"
23.Bölüm (Kesit)
23.Bölüm: "Baba ya da onun gibi bir şey"
24.Bölüm: "Yıldızlar"
25.Bölüm: "Uzay yolculuğu"
26:Bölüm: "Arayış"
27.Bölüm: "Tek Başına"
28.Bölüm: "Klasik Lise Belası"
29.Bölüm: "Kavuşma"
30.Bölüm: "Ziyaret"
31.Bölüm (Kesit)
31.Bölüm: "Müdürün Oğlu"
32.Bölüm: "Üvey Kardeş"
33.Bölüm: "Eve Dönüş"
34.Bölüm: "Çizimler"
35.Bölüm: "Beni Bul"
36.Bölüm: "Beni Koru"
37.Bölüm: "Fırtınanın Estirdiği Yel" SEZON FİNALİ
Dikkat!
38.Bölüm: "Bağımlı"
39.Bölüm: "Mektuplar"
40.Bölüm: "Sadece Hisset"
41.Bölüm: "Sevişmek"
43.Bölüm: "İntikam için ödenen bedeller"
KÜÇÜK BALIK (GAY)

42.Bölüm: "İçimizdeki Şeytan"

1.1K 59 14
By CharlotteCardin

Tutsak'a bölüm atmayı özlemişim.

Bölüm şarkısı; The last shadow puppets - My mistakes were made for you

"Olum ölmüş lan bunlar." Demirkan fısıldayıp yataktan uzaklaştığında neden uyandığımı anlamaya çalıştım. Pazar günü bile rahat verilmiyordu anasını satıyım.

"Olum insanları rahat bıraksana pazar pazar." Ulaş aşkımın sesi zihnime girdiğinde içimden teşekkür ettim.

Demirkan üstümüzdeki örtüyü tutup çekeceği zaman solumdaki bedene daha sıkı sarıldım. Hiç uyandığımı belli edesim yoktu. "Abi çıplaklar." Gökalp korkuyla fısıldadı. "Gidelim derim ben. Söz kahvaltıyı ben hazırlayacağım." Ulaş'ın kıkırtısı ve Demirkan'ın uzun soluklu gülüşü kulağıma dolduğunda tebessümümü saklamak için yan döndüm.

Gökdeniz'le dün mükemmel bir sevişme yaşamıştık. Ve her şeyde usta olduğu gibi yatakta da harikalar yaratıyordu, piç.

"Haklısın, gidelim." Tuttuğu örtüyü bırakarak kapıya yöneldi. Bende mırıldanarak yanımdaki bedenin sırtına gömdüm kafamı. Nihayet çıkmışlardı.
"Günaydın." Gökdeniz uykudan dolayı kısık ve tok çıkan sesiyle fısıldadığında şokla gözlerimi açarak yumuşak yatakta geriledim.

"Günaydın!'' Gülümseyerek mavi gözlerini kırpıştırdı. Neden bu kadar sevimliydi?

"Neden gülüyorsun?" Kaşlarımı kaldırarak sordum.
"Şu iki salak sinirlerimi bozuyorlar." Gülmemi tutarak gerilediğim yatakta rahat bir pozisyon aldım ve kaldırdığım başımı geri yastığa bıraktım.

"Gökalp'i hala adamdan saymıyorsun." dediğimde tıslayarak güldü. "Arkadaşının kaçırılmasında emeği geçen bir insanı desteklememi bekleme benden." Ellerimi yüzüme kapatarak ofladım. Her ne olursa olsun o olay benimde içinde kalacaktı sahi.

Konuyu değiştirmeye karar vermiş gibi nefes aldı.
"Yüzüne baktıkça dünü hatırlıyorum ve içine girme-"
işaret parmağımı hızla dudaklarına bastırdım.

Utanıyordum ve sanki bilerek sabahın ilk ışıklarından bu konuyu açıyordu. Batıkan, Gökdeniz'in gözünde nasıl yüce olduğunu bilmiyor olsa da Gökdeniz ona baktıkça kendinden geçiyordu. Kumral, dağılmış saçları, mavi ve tahminince mutluluktan parlayan gözleri, dağınık ve hafif ıslak kumral saçları, yüzündeki dinmeyen sırıtışı.

Üzerime doğru bir hamle yaptığında kenara kaçtım."Kahvaltı etmemiz gerek." Ellerimi omuzlarına koyduğumda mavi gözlerine baktım.
"Sen edersin. Benim başka bir şeyle beslenmem gerekiyor." cık cıklayarak bir anda göğsünden ittim ve ayaklarımı yataktan sarkıttım.

Çıplak olmamı umursamadan ayağa kalktığımda çoktan dolabın önüne gelmiş ve üzerime uygun bir kazak aramaya başlamıştım.

Götümü kestiğinden emin olduğum Gökdeniz,
sinirle konuştu. "Şu an karıştırdığın dolap Demirkan'ın ve onun kıyafetlerini giyemezsin. Soldaki dolap benim." Benim kelimesine vurgu yaptığında ensemde bir ürperme hissettim.

Bu ruh hastası kılıklı şerefsiz bende çok değişik
hislere yol açıyordu. Elime geçen kırmızı kazağı üzerime geçirerek saçlarımı dağıttım. "Oldu mu Gökdeniz hazretleri?" Kafasını olumlu anlamda sallayarak komidindeki küllüğü aldı. "Şimdi tam olarak benim gözüküyorsun." Gözlerimi devirdim. "Bir daha şu benim kelimesine vurgu yaparsan seni öpmek zorunda kalırım." Uzaktan öpücük atarak karın kaslarını ayak ucundaki yorganla kapattı, sonrasında ise gözlerini yumdu.

"Uyuyacağım, sus." Sinirle ayaklarımı sürüye sürüye dibine girdim. Resmen birlikte olduktan sonra kenara atılmış bakire kızlar gibi hissediyordum. Üzüntüyle dudaklarımı büzerek mırıldandım. "Beni artık istemiyor musun?" Kapalı gözlerinden tekini açarak gözlerini yüzümde, üstümde ve bacaklarımda gezdirdi.

Ve anında bileğimi yakalayarak beni üzerine çekti.
Gözlerimi büyüterek sahte bir şaşırma feryadı döküldü dudaklarımdan. "Seni her an istiyorum Batıkan. O yüzden çeneni kapat ki yürüyebilesin." Sırıtarak göğsüne yasladım kafamı.

"Sen öyle diyorsan." daha çok sırıttım.
Eğer birini seviyorsanız ve sevdiğiniz insanın yanındaysanız oldukça şanslı sayılırdınız. Çünkü hayatın merhameti, sevilmeden seven insanlar üzerinde işlemiyordu.

Ya duygularınızla oyunlar oynanıp, içi şekerle dolu bir pinyata gibi sopayla dövülürdü ya da görmezden gelinirdi. Tercihiniz ne olurdu bilmiyorum ama ben hem sopayla dövülmeyi hem de duygularımı gözüne sokarak onu kazanmayı başarmıştım. Aslında kazanma tabiri kendimi yüzsüz gibi hissetmeme neden oluyordu. İçimde bir yerlerde bir ses her türlü boku yedin şimdi sonuçtan memnunsun, peki sonra ne olacak?  diye bağırıyordu sanki olacakları tahmin edermişçesine.

Ama hayat böyleydi işte. Yaşanılan duyguların bir gün geçeceğini bilseniz de geçmesini istemiyordunuz. Ya kazanacaktınız ya da başka birileri sizin yerinize kazanacaktı.

"Uyudun mu?" Kafam dürtüldüğünde iki yana sallayarak dudak büktüm. "Uyuyabilir miyim?" Kafasını iki yana sallayarak dövmesinin olduğu yeri sıvazladı. "Kahvaltı edelim. Birkaç işim var." Kaşlarımı çattım. Neden işi olduğundan haberim yoktu?

"Ne gibi bir iş?" Homurdanarak uzun parmaklarını saçlarıma sardı. "Şu bırakılan notlarla ilgili. Tedavi merkezindeyken zaman kaybettim. Bir an önce halledilmesi gerek." İstemeye istemeye kafamı salladım. Sıkıcı bir pazar günü beni bekliyordu!

Ellerimi göğsüne koyarak doğruldum. Tanrı şahitti ki biraz daha bakarsam oracıkta dudaklarına yapışabilirdim. Bir insanın kusursuz yaratılma ihtimali ancak bu kadar mümkün olabilirdi. "Kusursuz piç." Mırıldanarak zar zor dikelediğim bedenimle odadan çıktım ve kapıyı kapattım.

Duyduğum son ses ise tok bir gülüşten ibaretti.

-

"Cenk abi hallettin mi işi?" Deri ceketini üzerine geçirerek elindeki sigarasını dudaklarının arasına sıkıştırdı kısa süreliğine.

"Olum notun bırakıldığı günün kayıtlarına bakman gerekiyor işte." Karşı taraftan aldığı cevaba sinirlenmişti.

"Yalnız ayıp oluyor abi böyle. Bir gün de içmeye gidelim hep iş hep iş."  Dişlerini birbirine bastırarak sabır diledi yukarıdakinden.

"Tamam lan tamam. Şu işi bir hallet de önce." Cenk güldüğünde bilerek yaptığını biliyordu. "Kim benim patronuma bulaşıyormuş bulalım bakalım." Klavyede gezinen parmakların sesi telefondan duyulurken Gökdeniz son kez ofisi kontrol edip çıktı odadan.

Saat geç olmuştu ve babasının işleriyle uğraşırken epey zaman kaybetmişti. Burnuna Batıkan'ın kokusu iliştiğinde iç çekti. Sevgilisini özlemişti.

"Abi bunu gelip görmek isteyebilirsin." Karşı taraftan duyulan donuk sesle beraber Gökdeniz kaskatı kesildi. Bir şey olmuştu.
"Konum at, geliyorum."

Cenk'ten konumunu alıp, çıktığı şirketin önündeki arabasına bindi. Cenk bilgisayarla ilgili işlerini kendine hazırladığı küçük bir evden yönetiyordu. Evin adresini de arkadaşlarına -önemli bir durum olmadığı sürece- vermemeye yeminliydi.

Notları bırakan nasıl birisiydi ki hem Cenk'i korkutmuş hem de bu kadar acemice bulunabilmişti? Bir an Ebrar olduğunu düşünse de aklından sildi o fikri. Ebrar entrikaların kadınıydı. Mektupla, zarfla uğraşmayacağından emindi.

Bu kez Gökalp olmasın diye geçirdi içinden.
Eğer oysa kimse Gökdeniz'in elinden alamazdı onu.
Çok geçmeden ofise yakın olan eve gelmişti. Siyah ve lüks arabanın kapısını kapatarak kitledi. Anahtarı gelişi güzel deri ceketinin cebine attığında çoktan binadan içeri girmişti bile. İlk katta olduğu için şanslıydı.

Gökdeniz çocukluğundan beri meraklı bir yapıya sahipti. Merak eder, gözlemler ve yorumlardı. Eğer yorumlamadan fazlası gerekiyorsa da yumrukları konuşurdu.. olgunlaşmak onda bazı değişikliklere de yok açmıştı. Zaten açık olan kapıyı araladığında orada ne işi olduğunu anlamadığı Batıkan'da gözlerini gezdirdi. "Sikeyim!" diye düşündü.

"Bilmeye hakkı var diye düşündüm." Cenk'in sesi iki mavi arasındaki bakışmayı bozduğunda Batıkan omuz silkti. "Zaten öyle."

Gökdeniz sinirli bir nefes çekerek sakinleşmeye çalıştı. Bilmeye hakkı var dedi içinden kendini ikna etmek istercesine. Nasıl olsa notlar onunla bağlantılı.

"Şimdi hazırsanız bilgisayardaki görüntüleri size göstermek istiyorum." Cenk hemen oldukça büyük bir ekrana sahip bilgisayarının başına oturdu ve nefesini tuttu. Arkadaşlarının buna ne tepki vereceğini merak ediyordu çünkü kendisi gördüğü kişiyi tanımasa bile kadının cılızlığıyla ilgili küçük çaplı bir şok yaşamıştı.

İkili ekrana bakarak eş zamanlı gözlerini kıstı.

Lüks binanın kapısının önünde tur atan kızıl saçlı kız, ellerini ovuşturarak sırt çantasını avuçlayıp içeriye adımını atmıştı. Binanın içinde de adımları birbirini takip eden kız kontrol amaçlı arkasını döndüğünde, gözüken yüzüyle beraber Batıkan ve Gökdeniz ağır bir küfür savurdu.

"Ananı sikeyim!"
"Orospu çocuğu!"
Çünkü ekranda gördükleri kız birinin havaalanında karşılaşıp tanıştığı, öbürünün tedavi merkezindeyken ona destek olan arkadaşıydı.

Karşılarındaki kişi, kim olduğunu bile bilmeden hayatlarının küçük bir kısmını paylaştıkları
Eyşan'dan başkası değildi.

Mektup olayını böyle bağladım.
Bir sonraki bölüm "Neden Eyşan?" konusu altında olacağından her şey açığa kavuşur.
Bu bölümü sabırla bekleyip, kitabı bırakmayan aşklarıma ithaf ediyorum.
Sizi seviyorum! Kucak dolusu öpücük-

Continue Reading

You'll Also Like

686K 26.2K 87
Genç kızın arkadaşının verdiği yeni numarayı yanlış yazan kızın gelecekteki kocasına tesadüfen yazması. İlk başta kız engel yesede engel bir şekilde...
146K 10.6K 33
Agra bebeğiyle çaresizce sokakta yaşarken bir gece karşısına çıkan adamla hayatı tamamiyle değişir. Ferişte - Masum, melek ve günahsız demek. Not: +...
229K 1.3K 19
Hikayede sık sık +18 ve şiddete yer verilecektir! Yaş sınırını göz önünde bulunduralım.
719K 29.9K 47
30-50k izlenen Yağız her gün yayın açar, Sohbet eder ve korku oyunları oynar. Işıl ise o yayıncıya aşık bir kızdır. Işıl habire yağıza Instagramdan y...