43.Bölüm: "İntikam için ödenen bedeller"

995 49 6
                                    

3 yılda bir bölüm atan Charlotte rezilliğini 2 bölümle kapatmaya çalışıyor..

Bölüm şarkısı; Chlöe Howl - Magnetic

"Eyşan?" Gökdeniz sinirle kızıl saçlı kızın adını söylediğinde ona doğru döndüm.

"Onu nerden tanıdığını sormama gerek var mı?" Kaşlarını çattı. "Sen nerden tanıyorsun?" elimi alnıma vurdum. Kandırılmıştık.

"Pusuya getirildik." Gerçekleri kendime itiraf etmem uzun sürmemişti. Keşke böyle bir duruma düşecek kadar salak olmasaydık. "Şu siktiğimin kızını nerden tanıdığını sordum!" Sanırım çoktan pusuya düşürüldüğümüzü fark etmişti. Kaşlarımı çatarak gözlerimi gözlerine diktim ve işaret parmağımı Cenk'in oturduğu yere doğru salladım.

"Her şey bitmişken ve sen bizden vazgeçmişken havaalanında tanıştık. Bunu mu duymak istiyorsun? Al duydun işte! Beni sorgulayacağına onu nerden tanıdığını anlatmak ister misin?" Ellerini yüzüne atarak ovaladı. Sinirlerinin gerildiğini otuz metre öteden bile anlayabilirdiniz çünkü tam şu an dövmesinin üzerinde atan kocaman bir damar vardı.
ne sinir ama!

"Tedavide. Güya tedavi görüyordu ve biz..
Kahretsin, ilk defa birine güvenmek istemiştim."
Kollarımı göğsümde bağlayarak dilimi dişlerimin üzerinde gezdirdim. Sizce de bu cümle biraz.. insanın içindeki sinir sistemine dokunmuyor muydu?

"Birine güvenmek istiyorsan git Cenk'e falan güven! ne diye elin orospularına güveniyorsun?" Yüzünü buruşturarak ellerini Cenk'in oturduğu sandalyeye sabitledi.

Ardından gördüğü bir ayrıntıyla beraber gözlerini kıstı. "Yürü Cenk. Gidiyoruz." Cenk emrine amade bir şekilde kalktığında ellerimi göğsümden indirdim. "Ben ne olacağım?" İşaret parmağını üzerime doğru uzattı. "Ya daireye ya da eve git. Dikkatli ol." İtiraz için dudaklarımı araladım.
Bu haksızlıktı!

"Dediğimi yap ve evden çıkma." Ofise benzeyen ama kişisel bir oda olan bu yeri terk ettiklerinde tekerlekli sandalyeye tekme atarak sinirle odadan çıktım.

Bir kere de oyun dışı bırakılmasam olmuyordu!

Yazardan;

"Cenk eğer halledemezsem, sen adamı oyalarken içeri gir. Soldan ikinci kapıda Salim'in odası var. İçerideki hasta bilgileri orada yazıyor. Eyşan isimli birini bulacaksın. Bulduğun an beni ara." Cenk kafasını sallayarak hastaneye düzenli gelen bir hastaymış gibi binaya girdi.

Derin bir nefes alarak beş dakika arayla Cenk'in arkasından binaya girdi Gökdeniz. Güvenlikteki adam zaten onu tedaviden bildiği için ses etmek yerine sadece gülümsemişti. Gökdeniz'de ona sahte ama içten bir gülüş sunarak danışmayı geçti. Eğer şansı yaver giderse Cenk'in içeri girmesine gerek bile kalmayacaktı.

Telefonunun çekip çekmediğini kontrol ederek adımlarını uzun koridora yöneltti. Yöneticinin katında bulunan oda genellikle boş olurdu fakat içinde önemli bilgiler olduğundan ara sıra nöbetler de tutuluyordu. Neyse ki koridor sonunda görünürde hiçbir şey yoktu.

Derin bir nefes alarak adımlarını oraya yöneltti. Nasıl bir ruh hastası sadece oyun için tedavi merkezine kendini kapattırmış ve saçma oyunlarına Batıkan'ı karıştırma hakkını kendinde bulmuştu ki?

Kadın falan dinlemezdi. Onun için önemli olan cinsiyet değil insanlıktı ve bu yapılan kesinlikle insanlığın hiçbir seviyesinde yer almıyordu. Elime geçtiği an son nefesini verecek diye geçirdi içinden.

Tutsak (GAY)Where stories live. Discover now