[Bratia Stereo - Ayayay ft. Tony Tonite]
Medya:AnlamsızŞeylerVol30
Bu bölüm maviboklutekboynuz ninjama ithafendir.❤
💬
Irmak: Soruyor musun bir de?! Tabiki evet!
Irmak: Ayrıca bunu yaptığına inanamıyorum😮
Kimliksiz: İnan.
Irmak: Çok çok çok teşekkür ederim.
Irmak: Seni görmek umurumda değil.
Yalan.
Irmak: Ama Mor ve Ötesi'ni görmek için sabırsızlanıyorum.
Kimliksiz: Yak lan biletleri.
Kimliksiz: Gitmiyorsun hiçbir yere.
Kimliksiz: Beni görmek umurunda değilmişmiş.
Kimliksiz: Daha geçen gün beni görmek istediğini söylüyordun?
Irmak: Ya tamam onu sinir etmek için yazdım, seni de görmek istiyorum tabi😛
Irmak: Ama konser 1 ay sonra o zamana kadar nasıl bekleyeceğim?
Kimliksiz: İki aydır bekliyorsun bir ay daha bekleyebilirsin bence.
Irmak: Seni mi kastettim salak?
Irmak: Grubu diyorum.
Kimliksiz: Gelmiyorum ulan.
Irmak: Sen gelmesen de olur ben gidecek birini bulurum😏
Kimliksiz: Benim aldığım biletle bensiz konsere gideceksin ve o aç puştların arasında eğleneceksin ha?
Kimliksiz: Fazla hayal kuruyorsun gülüw.
Irmak: Ben hayal kurmam.
Kimliksiz: Belki de karşına hayal kurmanı gerektirecek biri çıkmamıştır?
Genellikle istediğim şeyler olmuştu ki hiçbir zaman öyle büyük şeyler istememiştim. Mustang hariç. O da olmamıştı zaten. Üşendiğimden hayal kurmazdım ben. Fakat hayal kurmak istersem de birine ihtiyacım olacağını düşünmüyordum.
Asaf'a cevap vereceğim sırada telefonum çaldı. Arayan Masal'dı. Cevaplayıp telefonu kulağıma yasladım. "Evet?"
"Irmak müsait misin?"
"Günün 25 saati amaçsızca evde dolanan birine ne kadar da zor bir soru sordun öyle. Ajandama bakmam lazım."
Birkaç saniye ses gelmedi. Sanırım idrak etmeye çalışıyordu. Sonra derin bir nefes verdi. "Saçmaladığına göre müsaitsin."
Ne saçmalaması? Gayette mantıklı konuştum bence. Ne anlar bu sarı kafa? Bi kere sarışın. Hani şu korku filmlerinde ilk ölen aptal sarışınlardan.
"Bugün buluşabilir miyiz?"
"Neden buluşacağımıza göre değişir," dedim kumandanın üstündeki tuşları sayarken. Can sıkıntısı başa bela.
"Gıybet yapacağız."
"Tamam geliyorum."
Telefonu kapatıp mutfakta olan anneme seslendim. Başta geç oldu falan fişman dese de 1 saatçik diyerek izin aldım. İkimizde 1 saatten fazla olacağını bilmemize rağmen...Odama çıkıp üstümü değiştirdim, tekrar aşağı indim. Televizyonu kapatıp kumandayı ortadaki sehpaya bıraktım.
Bu arada 43 tane tuş vardı.
Işsizliq.
Anneme 'çıkıyorum' dedikten sonra dışarı çıkıp kapıyı kırmak suretiyle kapattım. Yoksa kapanmıyor napayım?
Durağa doğru ilerlerken aklıma gelen şeyle duraksadım. Nerede buluşacağımızı sormamıştım. Telefonu cebimden çıkarıp Masal'ı aradım. Ama beklediğimin aksine cinnet geçirmemi sağlayan o sesi duydum.
Aradığınız numarayı 1'i tuşlayarak ödemeli arayabilirsiniz.
Telefondan tarihe baktığımda paketimin süresinin dolduğunu anladım. Hay ben böyle işin.
Masal'a ve babama ödemeli atıp duraktaki banklardan birine oturdum.
İlk arayan Masal'dı. Hemen açtım. "Çabuk nerede buluşacağımızı söyle babam arayacak."
"Alışveriş merkezine gel, ben seni ord..."
Cümlesini tamamlayamadan kapattım. Sonuçta nereye gideceğimi öğrenmiştim.
Babam arayınca açtım. "Babaların en kingi nasılmış? Havalar soğuk, üşümemişsindir umarım babacığım."
"Ne istiyorsun kızım?"
Al işte.
"Nereden çıkardın bir şey istediğimi? Hal hatır sormak için aramış olamaz mıyım yani?"
"Valla ben kızımı 18 senedir tanıyorsam ki tanıyorum sadece bunun için aramaz."
Neyse ki kızını tanıyan çok ponçik bir babaya sahiptim.
"Tamam ya. Paketim bitmiş yeniler misin?"
"Tamam kızım. Eve dönerken yenilerim."
"Teşekkür ederim baba, hadi görüşürüz."
"Hayırsız kızım, görüşürüz."
Laf sokmasını umursamayıp telefonu kapattım ve gelen minibüse bindim. AVM'nin önünde inip içeri girdim. Etrafa bakınırken sarı kafa arkadan gelip sırtıma atladı. Bu sefer öncekiler gibi hazırlıklı olmadığım için dengemi sağlayamadım ve ikimiz de yere yapıştık.
Alışveriş merkezinin ortasında!
"Masal senin olmayan aklına kürdan çubuğu batırayım. Bu ne lan ergen hareketleri? Büyü biraz. Rezil olduk senin yüzünden."
Saydıra saydıra ayağa kalktım. Pazar günü olduğu için kalabalıktı ve gelen geçen bize bakıyordu. Etraftakilere, "Gösteri izlemek istiyorsanız yukarı da sinema salonu var," diye çıkıştım.
Etraftakiler dağılırken sinirle Masal'a döndüm. Üstünü silkeleyip bana baktığında şirince gülümsedi. "Sorry."
"Başlıcam şimdi sorry'ne. Yürü Burger'a çıkalım acıktım ben. Şu hareketin yüzünden hesapları sen ödeyeceksin ona göre."
Göz devirip benimle birlikte yürüyen merdivenlere doğru yürüdü(?).
"Beleşe geçinmek için bahane arıyorsun."
"Evet."
Saklayacak değildim. Nerede beleş oraya yerleş.
Burger King'e geldiğimizde siparişlerimizi verip 25 saat bekledikten sonra menüleri alıp boş masalardan birine oturduk.
Telefonumu masanın üstüne koyduğumda aklıma gelen şeyle...Kahretsin.
"En sevdiğim arkadaşım Masal, paketini en sevdiğin arkadaşın olan benle paylaşır mısın?"
"Hayır. Her şeyi bana ödettin zaten bari paketimi rahat bırak."
Gözlerimi kıstım. "Nankör." O hamburgerini eline aldığında uzanıp telefonunu aldım. "Sana soranda kabahat."
Rahat bir şekilde, "Şifremi bilmiyorsun açamazsın," dediğinde şifresini girip açılan ekranı ona gösterdim. "Sen öyle san."
"Şifremi nerden biliyorsun?!"
"Benimki kadar zekice bir şifre koymadığın için tahmin etmem zor olmadı."
Şifresi, 1903'tü. Baya zor cidden.
Benimkini biliyorsunuz, sananex3. Daha zekice.
Ayarlara girip hücresel veriyi açtım. Kız zengin tabi Iphone kullanıyor. Bende kendi muhteşem Samsung marka telefonumun wifisini açıp bağlandım.
Masal bir iki homurdanıp yemeğine geri dönmüştü. Bende whatsappdan gelen mesajlarıma tıkladım.
Kimliksiz: Ne demek son görülme 15.38?
Kimliksiz: Nerdesin?
Kimliksiz: Haber vermeden çıkıyorsun, çıldırtıyorsun beni Irmak.
Irmak: Çıldırmaya bahane arama sende.
Irmak: Arkadaşımla AVM'deyim.
Kimliksiz: Hangi arkadaş o?
Irmak: Sanane?
Irmak: Bunu yazdığıma şükret.
Irmak: Hadi gittim ben.
Telefonun wifisini kapatıp Masal'ın telefonunu geri verdim. Hamburgerim soğumadan hemen alıp ısırdım.
Kafamı kaldırdığımda sarı kafanın bana dik dik baktığını gördüm. Kaş göz yaparak 'ne var' dedim.
"Kim bu acilen mesaj yazmanı gerektirecek kişi? Yoksa sevgili mi yaptın?"
Boğazıma kaçan lokmayla öksürük krizine girdim. Geçirmek için kolayı içtiğimde öksürüğüm daha çok şiddetlendi. Masal yerinden kalkıp yanıma geldi. Sırtıma vurmaya başladı. "Helal helal."
Vururken bir yandan da gülüyordu. "Ben aldım cevabımı."
💬
Vee bölüm sonu.
Genjler 'anlamsızşeylervolbilmemkaç' serisi devam etsin mi yoksa 30 da zirve de bırakayım mı?
Sevgilerimle,
Ninjalarını seven ponçik yazarınız♥