KİMLİKSİZ | Texting ✔

By bbhikayeleri

9.9M 536K 210K

On sekizinci yaş gününde tanımadığı numaradan gelen mesaja cevap veren bir garip genç kızın hikayesi. Mesajı... More

açılış
bir
iki
üç
dört
beş
altı
yedi
sekiz
dokuz
on
on bir
on iki
on üç
on dört
on beş
on altı
on yedi
on sekiz
on dokuz
yirmi
yirmi bir
yirmi iki
yirmi üç
yirmi dört
yirmi beş
yirmi altı
yirmi yedi
yirmi sekiz
yirmi dokuz
otuz
otuz bir
otuz iki
otuz üç
otuz dört
otuz altı
otuz yedi
otuz sekiz
otuz dokuz
kırk
kırk bir
kırk iki
kırk üç
kırk dört
kırk beş
kırk altı
kırk yedi
kırk sekiz
kırk dokuz
elli
elli bir
elli iki
elli üç
elli dört
elli beş
elli altı
elli yedi
elli sekiz
elli dokuz
altmış
altmış bir
altmış iki
altmış üç
altmış dört
altmış beş
altmış altı
altmış yedi
altmış sekiz
altmış dokuz
kapanış
son söz / duyuru
Masal&Mert
Yağmur&Ali
özel bölüm ilk
özel bölüm iki
özel bölüm üç
özel bölüm son

otuz beş

116K 6.7K 1.2K
By bbhikayeleri

[Adını Bilmeyen Yoktur Zaten Yazmıyorum]

Medya:AnlamsızŞeylerVol28

Bu bölüm berilnamli ninjama ithafendir. ❤

💬

Karşımda sinirle bana bakan güvenlikçiye, "Abi bekle bi dakika döncem ben sana," deyip tekrar ekrana döndüm. Genç bir çocuktu. Kemikli yüzü, kumral saçları ve kıstığı için fazla gözükmese de renkli olduğunu tahmin ettiğim gözleriyle hiç bir çağrışım uyandırmamıştı bende. Tanımıyordum.

"Sen dalga mı geçiyorsun benimle?!" Sinirli bir ses duyduğumda arkama dönmeme gerek kalmadan adam beni kolumdan tutmuş kendine döndürmüştü. Kolumu da sırtıma doğru çevirmişti.

Lan küçücük kızım kolum koptu be.

"O çevirdiğin kapı kolu değil yalnız benim kolum. Az insan gibi davran."

Adam, "Hasbinallah," diyerek kolumdan tuttuğu gibi dışarı sürüklemeye başladı. Ayaklarımı hareket ettirmesem çıkaramazdı da neyse istediğimi almıştım zaten çıkabilirdim.

Başhekim olduğunu tahmin ettiğim yaşlıca bir profesörün odasına çıkartıldım. Beni getiren adam, hastanenin kasasını patlatmışım gibi abartarak profesöre anlattıktan sonra polisi aradı.

O salaktan hayır gelmeyeceğini anladığımda ak sakallı tontiş profesöre döndüm. "Bak Bey Amca, şu Yarma'nın anlattığı gibi hastaneni soymak için görevlendirilen bir gizli ajan falan değilim." Yarma dediğim için güvenlikçi üstüme atlayacak gibi bakıyordu. Atlasın da yapıştırayım yüzünün ortasına. Gerçi vursam elimin kırılma ihtimali vardı. "Geçen gün kim olduğunu bilmediğim biri tarafından hastanenize getirildim. Kim olduğunu öğrenmek için kamera kayıtlarınıza baktım. Bu kadar."

"Kızım bu işler böyle olmuyor. Önce gelip bize danışsaydın belki bir orta yol bulurduk ama şimdi işin içine polisler de karışacak."

Ya ne anlatıyorsam ben sanki? Direkt bizimkileri salayım bunların üstüne.

"Bakın benim annemle babam da doktor. Onları çağırayım, siz bir de onlarla konuşun."

Profesör Bey Amcacığım olumlu yaklaşınca Yarma'ya 'noldu biçıs' bakışımı atıp annemi aradım.

Telefonda bir posta azar yedikten sonra hastaneye geldiklerinde bir posta daha azar yemiştim ama olsundu. Konuşup halletmişlerdi. Gencecik yaşımda hapislerde çürümeyecektim. O değil şaka maka reşit olmuştum. Evde fark edilmese de resmi yerlerde fark ediliyordu. Hapse atsalar atarlardı. Ucuz yırtmıştım.

Profesör Bey Amcacığım meslektaşlarını yani ailemi görünce kıyak yaparak kayıtlardan o kişinin adını da buldurtmuştu. Çünkü annem her ne kadar beni azarlamakla meşgul olsa da zeki babacığım beni kimin getirdiğini öğrenmek istemişti. Adının Ömer Tekiner olduğunu ve masraflarımı ödediğini öğrenmiştik. Ben bunu bilmiyordum. Uyanır uyanmaz gittiğimiz için bizimkilere sormak aklıma gelmemişti.

Bir insan tanımadığı birinin masraflarını neden öder ki?

Şimdi eve gidip üstün stalk yeteneğimi kullanacak, onu bulacak, bana yardım ettiği için teşekkür edecek ama masraflarımı ödediği içinde yüzüne karşı keriz misin? diye soracaktım. Evet bundan daha iyi bir cumartesi planım olamazdı.

Eve gelene kadar bir de Işıl'ı bu işe karıştırdığım için azar yemiştim. Azar yeme makinesine döndüm iyice. Canı Sıkılan Gelsin Beni Azarlasın diye dernek açacağım. En azından beleşe azar yemem, para kazanırım.

'Yeter lan' diye bağırmama ramak kalmıştı ama en son annem, "Ders çalışmak yerine böyle boş işlerle uğraştığın için biletini keseceğim, bilmiş ol," deyince sesimi çıkarmamıştım.

Ordu biletimi kesecek, beni ananemin yanına postalayacaktı.

Neyse ki babam kızmıştı da bilet almaktan vazgeçmişti annem. Babamın kızma nedeni de bizsiz evde yapamıyordu. Evde ses olmasını seviyordu -uyumadığı zamanlarda- ve evde en çok ses yapan ben olduğum için beni göndermemekte haklıydı.

Onlar köy mevzusunu etraflıca masaya yatırmaya karar verdiklerinde ben sıvışıp odama kaçtım. Çalışma masamın başına geçtim. Çalışmak dışında her şey için kullanıyordum ama adı çalışma masasıydı.

Bilgisayardan Ömer'i araştıracağım için whatsappımı bilgisayara bağlamıştım. Çünkü Asaf...

Kimliksiz: Yemek yerken gırtlağına peynir kaçtı da öldün mü gülüw?

Kimliksiz: Kaç saattir yoksun.

Irmak: O olsa yine iyi başıma neler geldi bir bilsen?

Kimliksiz arıyor...

Oha lan o kadar da ciddi bir şey değildi. Neyse madem aradı açayım zaten yazmaya üşenirdim.

Masanın üstünde duran kulaklığı kulağıma takıp aramayı cevaplandırdım ve telefonu masanın üstüne bıraktım.

"Ölmenden daha kötü ne gelmiş olabilir başına Irmak?!"

Mükemmel sesi yaklaşık 3 hafta sonra yeniden dolmuştu kulaklarıma ve mükemmelliğinden hiçbir şey kaybetmemişti. Hafif endişeli ve isyankar sesi yeniden heyecanlanmamı sağlamıştı. Yılbaşı gecesi de sesini duyduğumda heyecanlanmıştım. Sesini duyduğunda heyecanlanan öküz kalbim, yüzünü gördüğünde ne yapacaktı Allah bilir? Düşündüm de mesajlaşmak iyi ya, biz böyle devam edelim.

"Mika?"

Salak gibi yine çarpılmıştım ve cevap vermeyi unutmuştum. Kendine gel Irmak. Ben ne ara böyle bir kız oldum?

"Ne var?"

Öküz kimliğime döndüğüme göre devam edebiliriz. Google amcaya Ömer Tekiner yazıp arama tuşuna bastım.

Keyifli sesini duydum. "Özüne dönmekte hiç geç kalmadın, tebrikler."

Çıkan ilk Facebook sayfasına tıklarken, "Eyv," dedim. "Anlat bakalım ne geldi başına?"

"Nolsun ya hapse giriyordum az kalsın."

"Doğru düzgün anlatacak mısın artık şunu?"

Ses tonu ciddileşince bende alayı kesip normal bi şekilde bugün yaptığımı anlattım.

İlk tepkisi Ömer denen şahısa sövmek, ikinci tepkisiyse düşünmeden böyle bir şeye kalkıştığım için beni azarlamak oldu.

O beni azarlayınca sen kim köpek? diyerek telefonu yüzüne kapatmıştım. Sonra tekrar aramıştı ve kusura bakma demişti. Ayıq.

"İşte şu anda senle konuşurken onu araştırıyorum."

Baktığım Facebook sayfalarının hiçbiri ona benzemiyordu. Bende şuan Instagrama geçmiştim.

"Niye arıyorsun onu?"

Ne saçma sapan sorular.

"Sence? Kim olduğunu öğrenmem gerekiyor."

"Gerekmiyor, öğrenme." Ses tonu gayet ciddiydi. Onu aradığım için bana kızıyordu. Kendi kendine yine kıskanma triplerine mi girmişti?

"Hayatımı *Pretty Little Liars'a çevirdiniz be. Tanımadığım birinden mesaj geliyor. Tanımadığım biri beni hastaneye götürüyor. Yakında tanımadığım biriyle evlenirsem şaşırmayacağım."

"O tatlı küçük yalancı ben değilimdir umarım. Ayrıca evlendiğimizde beni görmüş olacaksın, yani tanımadığın biriyle evlenmeyeceksin."

"Bu kadar eminsin yani seninle evleneceğime?"

Hıh gibi bir ses çıkardı. "Başka seçeneğin varmış gibi."

O böyle kendinden emin konuşunca bende sinirlendim. "Ohoo seçenekten bol ne var? Daha geçen gün biri beni istemeye geldi. Sen hala ordan mesaj yaz."

Dıt dıt dıt...

💬

Vee bölüm sonu.

Şarkıyı yaşıtlarım bilir sene 2010 facebook da herkes atarlı dlfkhjdfh

*Pretty Little Liars: Yabancı bir dizi. Tatlı Küçük Yalancılar da türkçesi.

Sevgilerimle,
Ninjalarını seven ponçik yazarınız♥

Continue Reading

You'll Also Like

620 107 7
Bu korsan gemisine adım attığım an her şeyin çok zor olacağını biliyordum. Onlarca erkek korsanın arasında özgürlüğüm için koşuşturup duracaktım. An...
1.4K 84 5
20.4K 1.6K 41
❝Ek göğüs kafesime Krizantem tohumlarını. Yemin ederim dönene kadar büyütüp, yaşatacağım onları.❞ Krizantem: Ah İzel ah! Krizantem: Krizantem seni ço...
2.6K 60 7
Yaralıydı,ilk gördüğümde anlamıştım.Bu kaderin bize bir oyunuydu...