Şah Mat

By Zaraki_Ares

277 29 43

Birinin hayatı pahasına koruması gereken kişi, diğerinin hayatı pahasına öldürmesi gereken kişiydi. ... Bir p... More

Şah Mat
.1. Yeni Görev

.2. Yeni Görev

59 7 34
By Zaraki_Ares


'Yer altı dünyası deyince insanların aklına neden karanlık, eski, izbe yerler gelir ki?' Diye düşünceler arasında oldukça büyük evde ilerledi Luhan. Burayı seviyordu  onun ikinci evi gibiydi. Buradaki insanlarsa ailesi gibiydiler...

 Yer altı dünyasına dahildi. Bulunduğu ekip oldukça saygındı ve sözü geçiyordu. Yine de burda olmasının bir amacı vardı ve onu gerçekleştirdikten sonra bir daha asla bu dünyaya adımını atmayacaktı.

Salona girdiğinde etrafa göz gezdirdi.

Kai ve Chen bilardo oynuyorlardı. D.O koltukların önündeki masada elindeki tabletten yanında oturan Lay'e bir şeyler gösteriyordu.

Luhan'ın geldiğini gören Chen Kai'yi yenmek üzere olmasının zevkiyle bağırdı.

-"Luhan! Bize katıl ve Kai'yi nasıl yendiğimi gör!"

Kai de Luhan'ı gördüğünde ona göz kırpmıştı.

-"Gel ve Chen'in hayallerini nasıl yıktığımı izle Lu!"

Luhan başını iki yana salladı.:

-"Yine birini halletmem gerekiyor. Onun için geldim."

Sesle D.O ve Lay de Luhan'ı görmüştü.

-"Aradığın şey bende Lu." D.O kalp şeklindeki gülümsemesini sundu.

Lay ise endişeli görünüyordu:
-"Luhan bu adam öncekiler gibi değil belki de bu sefer reddetmelisin."

Luhan ona güven vermek istercesine gülümsedi.
-"Benim bir görevi reddettiğimi ne zaman gördünüz? Asla olmaz biraz araştırmayla -bu sırada D.o ya göz kırpmıştı- halledebilirim"

-"Endişelenme Lay-ah! Luhan her zaman halleder. Bugüne kadar hiç bir görevinde başarısız olmadı. Onun eline düşen hiç bir av kurtulamaz."

Chen geçmiş zamanları da göz önünde bulundurarak söylemişti. Haklıydı da. Luhan her görevinde başarılıydı. Bu yüzden zenginler ve hatta bazen mafyalar ona iş veriyorlardı.

 Gruptaki herkes zengin insanlardan hatta bazı mafyalardan onlara katılması için teklif alıyordu. Ama hiç birinin bu küçük ekibi bozmaya niyeti yoktu.

D.O:
-"O halde ben seni bilgilendireyim Luhan."

....

Luhan elindeki silahı temizledi. Üzerindeki kanlı kıyafetlerden kurtuldu. Kıyafetlerin ve evin her yerine boşalttığı benzine elindeki yanmış kibriti attıktan sonra yerdeki cesete boş bir bakış atıp evden kimsenin dikkatini çekmeden ve kendinden bir ipucu bırakmadan çıktı. Zaten polisler tamamen küle dönmüş bir evden hiç bir şey bulamazlardı.

Gönderilen: D.O

[Görev tamamlandı.]

...İki saat sonra...

'Tanrım çok yorgunum.' Luhan evine giderken iç geçirdi. Bu aralar çok fazla yorulduğunu hissediyordu. 'Bir tatili hak ediyorum.'

Telefonundan gelen kedi miyavlamasına benzer mesaj sesiyle olduğu yerde sıçradı. ' Whatsapp bildirim sesini Jongin'e seçtirmem bir hataydı.' derin bir nefes verdi 'Bildirim sesini değiştirmeyi unutmamalıyım.' Bildirim panelinden kimin mesaj attığına baktı.

KaraJongin : Luhannie~

LuHanie~ : Jongin? Bir sorun mu var?

KaraJongin :  Yardımına ihtiyacım var...

Luhan'ın eli ayağı birbirine dolandı. Korku hızla bedenine yayılmıştı. ' Hayır hayır hayır hayır hayır seni de kaybedemem! ' Hemen Jongin'i aradı mesaj atarak zaman kaybedemezdi. Jongin yaralanmış olabilirdi. Elleri titreye titreye telefonu kulağına götürdü.

"Jongin! Jongin-ah!?"

[Luhan?]

"Nerdesin?! hemen yerini söyle seni alacağım!"

[Hey! hey sakin ol. Korkma iyiyim.]

" Ne oldu peki?! Yardımıma ihtiyacın olduğunu söyledin!?"

[ Hey! Gerçekten sakin olmalısın, derin bir nefes al bebeğim. Bak, ben iyiyim kötü bir şey olmadı.]

Jongin'in sesini duymak bile Luhan'ı rahatlatmamıştı.

"Pekala, sakinim. Şimdi bana neden yardıma ihtiyacın olduğunu söyle."

[ Şöyle ki evden atıldım-]

"Gerizekalı."

[İltifatın için teşekkür ederim. Her neyse bir süre ev arkadaşın olacağım.]

Ve Luhan bir şey söyleyemeden telefon yüzüne kapanmıştı.

'Aptal Jongin. Gerizekalı beyinsiz Jongin.'
Koşar adımlarla evine gitti 'Sana o anahtarı hiç vermemeliydim!' . Saat zaten oldukça geçti ve evinde Jongin gibi bir bela vardı.

...

"Luuuhaaaaan!!!"

Evinin kapısını açar açmaz üstüne atlayan bedenle önce yalpalasa da çabuk dengesini sağlamıştı Luhan.

Kollarını ona sıkıca dolamış. Boyu Luhan'dan uzun  olmasına rağmen başını Luhan'ın boynuna kedi gibi sürten Jongin dışarıdan bakılınca ne kadar sevimli bir manzara oluştursa da Luhan onun bu hallerine alıştığı için artık o kadar da etkilenmiyordu.

....

İkiside koltukta yanyana oturmuş. Jongin başını Luhan'ın omzuna yaslamış, Luhan da başını Jongin başına yaslamıştı. Jongin kanalları dolaşıyordu halinden gayet memnundu.

"Eşyaların nerde?"

"Kalmaya geldiğimde kullandığım oda da."

"Pekala."

O sırada ikisininde karnı guruldamış ve birbirleriyle bakışmalarına neden olmuştu.İkiside gülmeye başladıkların da Luhan ayağa kalkmış ve bir şeyler hazırlamak için mutfağa gitmişti.

......

Luhan mutfakta yemek hazırlarken  - gece yarısı vakti ona yemek hazırlatabilecek tek kişi Jongin'di.- içeri de koltukta uzanmış televizyonda izleyecek bir şeyler arayan Jongin'e baktı. Evet Jongin onu delirtiyordu ama bu onu sevdiği gerçeğini değiştirmezdi. Esmer olanla çok uzun süredir birlikteydiler. Kardeşi gibiydi artık onun. Yine de çok uzun zamandır tek başına yaşıyordu. 'İyi olacak, Jongin zaten sürekli bende kalmaya geliyordu. İyi olacak Lu, iyi olacak.'

Jongin televizyonda izleyeceği bir şey bulamamış ve başını çevirdiğinde mutfak kapısının oradan kendisini izleyen Luhan'ı görüp haylaz bir gülümseme sunmuştu. Karşılığında Luhan da gülümsemiş ve başıyla mutfağa gelmesini işaret etmişti.

...

Geniş koridordan ilerledikten sonra karşısına çıkan büyük, kırmızı kadifeyle işlenmiş kapıyı görünce gözlerini devirdi Luhan. 'Zenginler, aptal gösteriş meraklıları.'

Yavaş hareketlerle kapıyı açtı ve koca salondaki bir kaç gözün üzerine çevrilmesine neden oldu. Yapması gerektiği gibi umursamaz maskesini takındı. Hiç bir şekilde duygularını belli edemezdi.
 
Kendinden emin adımlarla ilerleyen Luhan'ı gördüklerinde herkes önüne dönmüştü.

Luhan etrafa göz gezdirdi.

 Bir köşede tekli koltuklarda oturmuş ellerinde sigaralarıyla  bir şeyler konuşan bir kaç; kürklü, şişman, abartılı şapkaları olan adamlar ve tabii her birinin yanında koca göğüsleri ve kalçaları olan üzerlerinde ki elbisenin pek bir yeri kapatmadığı kadınlar vardı. Tabii birde her birinin yanında kendi kahyaları vardı. Bu tarz adamlar üçerli beşerli topluluklarla çevrede takılıyordular.

Hemen karşısındaki yerde bütün bir duvarın yarısı boyunca olan bir bar vardı ve barmenler profesyonel görünüyordu. Hemen karşılarında ise baristalar için özel bir yer yapılmıştı.

'Alkol ve kahve karşı karşıya ha bu mantıklıymış.'

Devasa büyüklükte altın ve elmas işlemeli avizeler dikkatini çekti. En az biriyle bir yetimhanenin bir kaç yıllık masrafı rahatça karşılanabilirdi.

İleride sağ tarafta kumar oynayanlar vardı. Masanın üzerinde ortada destelerce para duruyordu. Hemen ardından tanıdığı bir bedenin de orda olduğunu gördü. Beden Zevkle sırıtıyor ve dikkatle oyunu izliyordu. Luhan iç geçirdi o bedenin sahibini tanıyordu. 'Kai'

Hemen sonra masanın üzerindeki tüm paralar Kai'nin önüne itilmişti. Kai'nin ukala gülüşü ileri de onu izleyen Luhan'ı gördüğünde samimi bir gülüşe dönmüştü  bunu kimse fark etmeden düzeltti. Ama Luhan görmüştü.
 
İleri de sol tarafta ise bir kaç bilardo masası vardı. Luhan orda kendisine bakan bir çift göz gördüğünde rahatlamayla nefes verdi. ' D.O '

D.o rahat adımlarla kendisine yaklaşan Luhan'ın yanına ilerledi. Hemen arkasından da Kai geliyordu.

-"Luhan." D.o sesini kısık tutmuştu. Kimsenin dikkatini çekmemeli ve duyulmamalılardı.O sırada Kai de gelmişti.

D.o:
-"Kahve mi alkol mü?" Diye sorduğunda
Luhan ve Kai aynı anda cevapladı.

-"Kahve"

-"Alkol"

Luhan ve Kai birbirlerine kötü kötü baktılar. O sırada devreye D.o girdi.

-"Bende kahve istiyorum. Kahve iki oy alarak kazandı. Bana öyle bakmayı kes ve Baristaya yürü Kai."

-"İkinizden de nefret ediyorum."
Kai söylene söylene yürüdü. Luhan ise zaferle sırıtmıştı.

....

-"Neden burda buluşmak istediniz."

-" Şöyle ki Kai'yi aradığımda burda olduğunu söyledi. Buluşmamız gerektiğini söylediğimde ise onu uğraştırmamamı."

-"Ah, anlaşıldı."

İkisi de yanlarında bar kısmına aşkla bakıp onları dinlemeyen Kai'ye baktılar. Kai üzerindeki bakışları hissetmiş olacak ki onlara dikkatini verdi.:

-"Çabuk ne söyleyecekseniz söyleyin, gidip bir kaç aptalın daha parasını almak istiyorum."

-"Bazen ona nasıl katlandığını merak ediyorum." D.o Luhan'a bakarak sordu.

-"Aynı evde kalmaya başladık."

-"Senin için üzüldüm. Bir de zaten yeni görevi alacağımız yerde burası. Bay Yongguk birazdan burda olur."

Kai heycanla ikiliye döndü.

-"Yongguk mu dedin?"

D.o bu adamın neden Kai'nin ilgisini çektiğini merak etmişti.

-"Evet. Neden birden aramıza katılma gereği duydun?"

-" Tanrım Kyung-"

D.o hızla elleriyle Kai'nin ağzını kapattı.

-"Ne yaptığını sanıyorsun sen? Görev sırasında artık normal kişiliklerimizde değiliz hatırla sakın kimliğimi açığa çıkarma Jo-"

Aynı şekilde Luhan'da D.o'nun ağzını kapattı. Ve gülmesine engel olamadı.

-"Bence kapayın çenenizi."

D.o:
-"Neyse Kai neden o adamın ilgini çektiğini söyle."

"Şöyle ki Yongguk dediğin adam buranın -ki burası favori mekanım olma yolunda ilerliyor- sahibi. Burası gibi onlarca mekanı var ne kadar zengin olduğunu düşünebiliyor musunuz? Onun gözüne girersek-."

O sırada yanlarına pembe saçlı genç biri gelmişti. Ve Kai lafını bitirememişti.

"Merhaba efendim ben Zelo. Size Bay Yongguk'un odasına kadar eşlik edeceğim."

Ortalarda olmayan yazarınızdan selamlar... Bu yıl üniversite sınavım olduğu için pek bölüm atamıyorum ama yazdıkça atmaya çalışıyorum. Benimle kalın!  

Continue Reading

You'll Also Like

161K 6.2K 32
"Ne sanıyorsun sen kendini? Sevgili değiliz, asla olamayız, sen beni korkutuyorsun ve zarar veriyorsun!" Dedim direkt, kısa bir sessizliğin ardından...
233K 17.9K 33
"Bu bir emirdir binbaşı! Sen ve Şüheda yarın akşam eve geliyorsunuz!" Eğer samimiyetimiz olsaydı şurada kahkaha atmaktan bayılırdım. Ama samimiyetimi...
47.3K 4.9K 51
Hanzeh kurgudur :) Gerçek kişilerle bir alakası yoktur.
397K 10.6K 43
soğuk ve acımasız mafyanın bir kıza aşık olup onu takıntı haline getirmesi ve piskopatlaşması ama bunu kıza yansıtmamaya çalışarak unutulmaz bir aşk...