[Demi Lovato - Give Your Heart a Break]
Medya: Irmak'ın Günlük Kombini
💬
Sabah uyanır uyanmaz telefonumu elime alıp saate bakmıştım vee...Geç kalmıştım. Alarmı kapatıp geri uyuma özelliğimi bırakmam gerekiyordu. Hızla yataktan kalkıp dolaptan ne bulduysam üzerime geçirdim. Lavaboya gidip elimi yüzümü yıkayıp en azından insana benzediğimde tekrar odama döndüm. Saçımı gelişi güzel toplayıp çantamı alıp çıktım. Aşağı indiğimde evin sessizliğinden bizimkilerin çıktığını anlamış oldum. Zeki ben. Aile mi de tebrik ediyorum yani insan bi uyandırır be. Uyandırmak yok ama ders çalışmayınca köy. Herşeyi devletten -yani benden- beklememek lazım kardeşim bu ne ya?
Sabah atarımı da yaptıktan sonra botlarımı giyip yola koyuldum. Otobüs de geç gelecek zaman bulmuştu bir de buradan zaman kaybetmiştim.
Otobüsten inip haldır şaldır dershaneye koşmaya başladım annem bu halimi görse madalya falan takardı ama ben dersleri çok sevdiğim için değil geç kaldığım için koşuyordum.
Nefes nefese sınıftan içeri girdiğimde tahtaya yazı yazan Türkçeci Ahmet hoca dahil sınıftakilerin bakışları bana dönmüştü. Ayı oynuyor zaten burda hemen bakın. Bende ki de şans yani geç kalma konusunda en disiplinli olan hocaya denk gelmiştim.
"Geç kaldım hocam kusura bakmayın."
Ahmet hoca eliyle yerime geçmemi işaret etti. "Geç kalman arkadaşlarının yararına olacak, tenefüste herkese çikolata alıyorsun."
Sınıftakiler coşkuyla bağırırken ben somurttum. Sizi boş boğaz açlar.
"Hangisinden?"
Hoca sınıfa gülümsedi. "Arkadaşların hangisinden isterse."
Bunu der demez kulağıma çikolata markaları ulaşmaya başladı. Damaklar, milkalar, didolar, karamlar... Hepsi de pahalı markalardı Allah'ın aç gözlüleri hiç mi çikolata yemediniz?
Hocaya gülümseyip sınıftakilere alttan alttan giydirdim. "Hepinize petito alacağım boşuna o gırtlaklarınızı yırtmayın."
Hepsi "ama hocam yıhaaa " diye cırlamaya başladığında yerime geçtim. "Dua edin cino almıyorum."
Hoca dersin çok kaynadığını fark etmiş gibi, "Tamam çocuklar susun artık derse dönüyoruz," diyerek ipleri eline almıştı. Tabi kitledin bana çikolataları şimdi dersine dön. Seni severdim Ahmet şuan gözümden düştün. Zıfır zıfır zıfır yani.
"Ben özel istekte bulunabilir miyim?"
Gelen fısıltıyla yanıma döndüm. Yeni yapışkan çocuk.
"Ne konuda?"
"Çikolata konusunda."
"Herkesi susturmuşken sence senin dediğini alır mıyım? Nah. Avcunu yalarsın."
Kaşları çatıldı. Çokta umurum. "Sadece bir çikolata abartma."
Sınıfı gösterdim. "Bir değil 15 tane çikolata."
Kendimle beraber 15. Ne? Onlar yerken onlara bakacağımı düşünmediniz herhalde.
"Tamam anladık cimrisin."
"Kişiye göre muamele diyoruz biz ona."
Sınıftakilerle arkadaş olduğum söylenemezdi, yanımdaki yapışkanı zaten sevmiyordum bu durumda onların istediği şeyi almama gerek yoktu. Düz mantık her zaman hayat kurtarır.
Yandan bir bakış atıp önüne döndü. Bende defterimi çıkarıp not almaya başladım. Hocanın anlattığı dersi anladığım için not tutmak pek de zor olmuyordu.
Tenefüs olduğunda kantine inip 15 tane petito aldım. Çantama zulaladığım paramdan vermiştim. Yaşasın küçük zenginlikler!
Sınıfa çıktığımda herkesin yerinde oturduğunu gördüm. Normalde hepsi tenefüse çıkardı ama aldılar çikolatanın kokusunu çıkmadılar tabi. Sizi yaban çakalları sizi.
Herkese tek tek çikolatasını verip yerime geçtim. Bende kendi çikolatamı yedikten sonra tenefüs bitmiş hoca gelmişti. Hepimizin sırasındaki petito paketlerini görünce bana döndü. "Hocana yok mu Irmak?"
Yok.
"Yalnızca öğrenciler demiştiniz hocam." Gözüm yanımdaki yeni çocuğun sırasındaki açılmamış petitoya takıldı. Anında U dönüşü yaptım. "Ama ben çok mükemmel bir insan olduğum için size de aldım." Sıramdan çıkıp çaktırmadan yandaki sıranın üstündeki çikolatayı aldım. Hocaya götürüp verdim. O da teşekkür etti.
Normalde hocalara falan yalakalık yapmazdım. Umurumda olmazdı ama nedense yeni çocuğun önünden çikolatasını almak cazip gelmişti. O da herkes gibi yeseydi canım bana ne?
Yerime geçip oturduğumda şaşkınlıkla bana baktı. "O çikolata benimdi."
Ortamızdaki boşluğa doğru eğilerek konuşmuştu. Bende aynı şekilde eğilip fısıltıyla konuştum. "Artık hocanın. Ne demişler yemeyenin malını yerler." Göz kırpıp önüme döndüm.
"Bana çikolata borçlusun."
"Sana hiçbir şey borçlu değilim."
Telefon cebimde titrediğinde sessizce küfredip elime aldım. Titreşimi bile sesliydi. Eli işte gözü oynaşta hesabı bir gözüm hoca da bir gözüm telefondaydı. SMS'den gelen mesajla tam Turkcell diyecektim ki o olmadığını fark ettim. Sonunda SMS'im Turkcell'den başka birini görmüştü.
Gönderen: Kimliksiz
Engeli kaldırcan mı artık?
Baya zekice ya ordan engellenip buradan yazmak. Sabah koştur koştur geldiğim için engel aklıma gelmemişti. Tenefüste de baya yoğundum malumunuz. SMS'den çıkıp WhatsApp'a girdim. Engeli kaldırdım.
Anında yazdı.
Kimliksiz: Sonunda be.
Irmak: Unutmuşum.
Kimliksiz: Vay be ben unutulacak insanmıydım?
Irmak: Evet.
Kimliksiz: Kalbimi kırdın bin defa, sakın dönme ardına, son kez geldim kapına tüm aşkların adına
Irmak: Sabah sabah nereden buluyorsun bu enerjiyi?
Kimliksiz: Senden ;)
Irmak: Benim bulamadığım enerjiyi sen benden nasıl buluyorsun acaba?
Kimliksiz: Sana olan hislerimden, Mika.
Telefonu kitleyip cebime attım. Ne zaman şöyle şeyler yazsa hebele hubele oluyordum. Tanımadığım birine böyle bir durumda ne demem gerekirdi ki?
"Irmak aramızda mısın?"
Ahmet hocanın sesiyle irkilerek tahtaya döndüm. "Efendim hocam?"
"İsim tamlamasına bir örnekte sen ver diyorum."
Dışımdan basit bir örnek vermiştim. "Kapının kolu."
İçimdense anlam veremediğim bir tamlama yapmıştım.
Kimliksiz'in Mika'sı.
💬
Vee bölüm sonu.
Tamlamayı beğenenler galp galp galp❤
Sevgilerimle,
Ninjalarını seven ponçik yazarınız♥