[Mor ve Ötesi - Cambaz]
Medya:AnlamsızŞeylerVol2
💬
Evi inleten alarmın sesiyle yüzümü buruşturup ellerimi kulaklarıma bastırdım. Her sabah işkence marşıyla uyanmak zorunda mıydım? Okul bitmişti ama hala sabah erken kalkmaktan kurtulamamıştım.
"Irmak!" Alt kattan odama kadar ulaşan ses anneme aitti. "Kalk artık!"
Off. Allah'ım neden sabah erken kalkmak var? Güne öğlen 2'den sonra başlasak nolurdu?
"Irmak!"
Annemin şiddetini artıran sesine boğazımı yırtarcasına, "Tamam!" diye karşılık verdim. "Kalktım!"
Kuru olan boğazımı bağırarak zorladığım için hafifçe öksürdüm. Kulak tırmalayıcı alarmı kapattım ve üstümdeki yorganı tekmeleyerek aşağı attıktan sonra ayağı kalktım. Banyoya gidip elimi yüzümü yıkayıp dişimi fırçaladım. Yemek yemeden fırçalıyordum çünkü kahvaltı yapmadan gidecektim.
Odama döndüğümde üstüme siyah yüksek bel pantolon, beyaz boğazlı kazak geçirdim. Siyah kabanımı da giydikten sonra elime beremi ve çantamı alıp odadan çıktım. Aralık ayının ilk günündeydik dolayısıyla hava oldukça soğuktu.
Merdivenlerden inerken dağınık saçlarımı berenin içine zapt etmeye çalışıyordum.
Son basamağa gelip salona girdiğimde sabahtan beri bağıran annemi göremedim. Sola dönüp mutfağa gittim.
Çantamı kapının pervazına bırakıp içeri girdiğimde dikkatimi çeken ilk şey masanın üstündeki çikolatalı pasta oldu. Üstünde mumları yanan bir çikolatalı pasta.
Elim başımdan aşağı inerken şaşkın bir şekilde fısıldadım. "Aa pasta!"
"İlk göz ağrım," Gelen sesle yanıma baktım. Gözleri parlayan annem. "İyi ki doğurmuşum seni. Doğum günün kutlu olsun benim baş belası kızım."
Doğru ya bugün benim doğum günümdü.
Gülümseyerek annemin açmış olduğu kollarının arasına girdim. "Ya sen dünyanın en mükemmel annesi misin? Teşekkür ederim annelerin en queeni." Yanağına sulu bir öpücük kondurdum.
Annem saçımı okşayıp başımın üstünü öptü. "Tabiki dünyanın en mükemmel annesiyim ayol bu da soru mu?"
Gözlerimi devirerek kollarının arasından çıktım. "Evet anne bir an yürüyen ego olduğunu unutmuşum."
Kaşlarını çattı. "Ne biçim konuşuyorsun bakayım sen anneyle?"
"Şaka yapıyorum Ahsen Başkan." Yanağından makas aldım.
Elimi kışkışlayarak yüzünden uzaklaştırdı. "Hadi üfle mumları pasta patatese döndü."
Yaptığı benzetmeyi görmezden gelerek masanın başına geçtim. Ellerimi çenemin altında birleştirerek dileğimi diledim ve üfledim.
Ailemle uzun ve sağlıklı bir ömrüm olsun...
Annem alkışlarken araya giren alkış sesleriyle kapıya döndüm. Babam ve küçük cimcime gülümseyerek bana bakıyorlardı. Annem de yanlarına geçtiğinde kadro tamamlanmıştı. Bana gülümseyerek bakan bu üç yüz benim hayattaki en değerli varlıklarımdı.
Hızla üstlerine atladım. "Ersay Kucaklaşması!"
"Benim güzel kızım, iyiki yapmışız seni. İyi ki doğdun."
Babamın cümlesini her sene duyduğum için tuhafıma kaçmıyordu. Ama annem her sene olduğu gibi bu sene de babama ters bir bakış attı. "Gökhan!"
"Ne var hatun. Biz yapmadık mı? İyiki de yapmışız işte bak dünyalar güzeli iki kızımız var."
Annemin uzatacağını anladığımda sulu öpücüklerimle aralarına girdim. "Teşekkür ederim babaların en kingi."
Işıl sıkılmış gibi araya girdi. "Doğum günün mutlu olsun abla. Artık pastayı yiyebilir miyiz?"
Küçüklüğünden beri kutlu yerine mutlu deyişi...
"Seni küçük cimcime," diyerek koltuk altlarından gıdıkladım. Doğum günü bahane pasta şahane tabi.
"Pasta sonra küçük hanım, önce kahvaltı. Hadi herkes sofraya."
Kapının pervazına bıraktığım çantamı alırken anneme dönüp, "Ben çıkıyorum geç kaldım," dedim. İtiraz etmesine müsade etmeden koşar adım kapıya vardım. Botlarımı giyip kendimi dışarı attım.
Otobüs durağına ilerlerken düğüm olan kulaklığımı çözmekle meşguldüm. Durağa varığımda çözmüş olduğum kulaklığımı kulağıma geçirdim ve gelen otobüse bindim.
Otobüsün kalkış durağına yakın oturduğumuz için sabahları fazla kalabalık olmuyordu. Akbilimi okutup en arka köşeye geçip oturdum. Kulağımda Mor ve Ötesi - Cambaz çalarken kafamı cama yasladım ve gözlerimi yumdum.
O anda telefonuma gelen mesaj sesiyle yumduğum gözlerim aralandı.
Gelen mesaja girdiğimde unutmuş olduğum kişi kendini bana tekrar hatırlatmıştı.
0536*** ** **: Günaydın, Mika:)
Göz devirdim. Hala mı? Oysa gece gayette düzgün bir şekilde söylemişti adımı. Tam adımı! İlk ismimi unutacak derece de kullanmıyordum ama tanımadığım kişi bunu biliyordu.
Irmak: Güne senin gibi ne idüğü belirsiz birinden mesaj alarak başladım. Kesinlikle aydın bir gün değil.
0536*** ** **: Hım demek güne benim mesajımla başladın. Sevindim.
Irmak: Ben sevinmedim ama!
0536*** ** **: Birgün sende sevineceksin. Ee nasılsın bakalım doğum günü kızı?
Irmak: İyi.
0536*** ** **: Bende iyiyim sağol sorduğun için. Sen hala beni kaydetmedin mi profil resmini göremiyorum?
Böyle dediğinde dünden beri dikkatimi çekmeyen profil resmine baktım. Siyah düz bir ekran vardı.
Irmak: Kaydetmedim.
0536*** ** **: Niye kaydetmiyorsun?
Irmak: Niye kaydedeyim?
0536*** ** **: Çünkü sen bende kayıtlısın.
Irmak: Ne diye kayıtlıyım?
0536*** ** **: Söylemem için seninde beni kaydetmen lazım :)
Irmak: Ne diye kaydedeceğim? Abdülrezzakhan uygun mu?
0536*** ** **: O kadar uzun yazarak kendini yormana gerek yok :)
Numarasının üstüne gelerek kişilere ekleye tıkladım. Elim klavyenin üzerinde bir saniye durduktan sonra aklıma gelen ilk şeyi yazdım. Kimliksiz.
Kimliksiz: Çok güzel olduğunu biliyorsun değil mi Mika?
Resmimde yüzüm doğru düzgün gözükmüyordu bile, sağ profilimden çekilmiş bir fotoğraftı.
Irmak: Evet. Yandan.
İneceğim durağa yaklaştığımızı fark edince aceleyle kalkıp düğmeye bastım. Duran otobüsün ardından aşağı indim. Müziği kapatıp kulaklığımı çıkardım.
Mesaj sesi.
Gözlerimi devirerek tekrar konuşma balonuna tıkladım.
Kimliksiz: Birlikte Cambaz şarkısını dinleyeceğimiz günler de gelecek, Mika.
💬
Vee bölüm sonu.
Her bölümü birine ithaf etmeyi düşünüyorum. İsteyenler adını yazabilir. Burası ithaf satırı olsun🎈
Sevgilerimle,
Ninjalarını seven ponçik yazarınız♥