CAN AĞA bir deli rüzgâr ...(b...

By cemretrkmn3

931K 59.2K 29.3K

BiTTi! "Allah güney rüzgarına arap atını yaratmasını buyurmuş,öyle olsun demiş rüzgar.. ardından bir rüzga... More

tanıtım
1.Bölüm;" KAN ÇiÇeKLeRi"
2.Bölüm;" karlı kayın"
3."bölüm; saçları bahtından daha karaydı!"
4.bölüm "Aslan yatağına tilki giremez."
5.bölüm
6.bölüm
7.bölüm
8.bölüm
9."bölüm"
10"BÖLÜM"
11.bölüm
12. bölüm
13. bölüm
14.bölüm
15.bölüm
16.bölüm
17 bölüm
18.bölüm
19.bölüm
20. bölüm
21.bölüm
22.BÖLÜM
23.bölüm
24.bölüm
25.bölüm
26. bölüm
27. bölüm "nabız!"
28. bölüm
Bölüm 29
30.bölüm
31.bölüm"kendine iyi bak,"
Bölüm 33 "zülfikar"
34.bölüm
Bölüm 35
36. bölüm
37bölüm
38.blm"küheylan"
39bölüm
40. Bölüm
41 kere maşallah
42.bölüm +180000
43.blm"O gecenin Sabahı..."
44.bölüğğğğmmm🏋️‍♂️🏌🏿‍♀️🏂
45. Bölüm
46.bölüm
47! "Aşk iradeni zorlamalı.."
48|Can'ın Can'ı|
49!
50!"Ibret"
51!
52! "El gibi "
53!
54;"yüreğin bilmez yüreğimi!"
55.bölüm
56. Bölüm "doğum günü!"
57."bölüm;hint kumaşı!"
58"
59"
60"
61"
62"
63"
64" Felek!
65" sığmazam!
FİNAL
Hasan&Elçin
Ismarlama aşk!
Özel bölüm
Özel Bölüm 2

32.bölüm

10.9K 856 558
By cemretrkmn3







keyifli okumalar ...


yine 500 yorumu şuraya koyayım,

ayrıca;

rabia

esra

smy'a tesekkür ederiz çabaları için!


Ibrın aldığı  evlenme teklifine karşı  şok olmuştu  böyle bir şey kesinlikle beklemiyordu.

"ne ?" diyor ama Can bunu duymuyor bile,

Can ne dediğinin farkına vardığın da "yani senin için bulduğum bir çözüm bu, Serhat'tan kurtulmak için."diyordu ama aslında reddedilme korkusu olabilir miydi?

"çözüm," ıbrın şaşkınca   tekleyerek konuşuyordu.

"bak açık konuşacağım, hafta sonu  seni istemek için  babasını gönderecekmiş Serhat,  Aşiret ağaları ile konuşmuşlar onlar da onay vermiş.."

"olamaz!"derken gözünden bir damla yaş  aktı...

Can, "bu saatten sonra  başka seni zor duruma sokamayan bir çözüm gelmiyor aklıma belki baban vermez seni ,""

"vermek istemese bile ağalara karşı  gelmez, yani daha önce hiç gelmedi"

"istemiyorum  desen,"

"serhat huzur vermez,"

"ne yapalım ağa kızı sen söyle,"

"evlenelim!"

" bak iyi düşün bunun dönüşü yok, benim  hayatım da cennet değil"

"namusuma göz diken bir adam artığından ise   senin cehennemini tercih ederim. " dedi ama pişman olması uzun sürmedi;"  peki  ya sen benim gibi  biriyle,"

"söz verdim sana ,"

"bunu yapmak zorun da değilsin,"

"zorundayım!"

"neden?"

"Çünkü  ben ağayım, kararlarımı bu kadar çok  sorgulama,"

"pişman olursan ya başkaları girerse araya" lafını kesti   gerçekleri  dile geldiği  konuşamazken şüpheleri konuşmak Can'a göre değildi.

"o zaman    yarın hazır ol." diyerek Ibrin'in lafını kesti.

"yarın mı?"

"evet,"

"tamam şey, ben ne yapacağım şimdi?"derken şaşkınca sordu Ibrın, farklı  bir heyecan sarmıştı.

"Bundan sonrasını benim yapmam gerekiyor galiba,"

"tamam, bekliyorum o zaman.

"bekle,"

"iyi  geceler."diyerek şoka girmiş  bir şekilde telefonu kapatarak hızla inip  kalkan gögsüne bastırdı.


Biraz önce ne olmuştu  öyle,  biraz önceki  konuşulanlar aklına düşerken müthiş  bir korku  benliğini  ele geçiriyordu. Aklına gelen hayalleri  ile göz yaşlarına boğuldu. Kaderine boyun eğdi  demek hayallerinde ki   gibi severek onun kaderin de yoktu.  Başına geleceklerin  korkusu Ibrın'ı bu yola sürüklemişti  yatağın da iyice küçüldü  ve başına gelecekleri  beklemeye  karar verdi.

Hayal kurmak kolaydı  ama  hayallerinle birlikte inşa ettiğin o pembe dünyanın  da başına yıkılmasını kaldırmak kolay değildi. Belki yanlış belki  eski kafalılık dahası basit ve herkesin yaptığı  bir şey yaptı   sadece  sevdiği  kişiyle bir  dünya kurdu  önce kurduğu  kişiyi seveceğini hayaletti  sonra da onun Pekmez'i sevdiğini hayal etti  ama artık  hiç biri  olmayacaktı.

mecburiyetler zorunlulukları doğuracak ve Ibrın  Gurunu kıran adamın hışmından  belki de hayatını ayakları altına alacak adama sığınıyordu.  Şüpheler  ve kaygılar  Pekmez'in omuzlarının sarsıla sarsıla ağlamasına sebep  olurken bu sefer yalnızdı  ibrin  koşarak   gidip  Zirav hanıma sığınamıyordu. Korkuyordu artık insanlarının  yüzün de yarattığı hayal kırıklığını görmekten bıkmıştı.

  Pekmez kendi dertleri  ile  meşgul olmuş  beyninin duvarlarına çarpıp  çarpıp ağlarken,Can'ın onu  bu evlenme teklini etmesinin de ona verdiği  sözden kaynaklı  olduğuna inandı. Can'ın ,Elif'e verdiği  paketti  açıp için de ki telefonu gördüğün de sinirlenmişti hatta o an konakta olsa başına bile geçirirdi  sadece o minik  not engellemişti  onu ," kusura bakma ağa kızı ben kırdığımı yerine koyuyorum sadece sen de yerine koyamayacağın kırıklar açılmasına izin verme," yazıyordu.

Telefonu sadece kırdığı  için aldığını öğrendiği için kabul etmişti  ama   telefonun içine eklediği  numarası en çıkmaz anın da fark etmesi  resmen bir çıkmazdan çıkmasına yada bir karanlıktan diğer karanlığa geçmesine neden olan ışık huzmesi  olmuştu.

O gece odasının kapısını aralayan Serhat'ı fark eden Pekmez yatakta  kısa biran taş kesilmişti. karanlığın hakim olduğu  odada dalga dalga dağılan nefes sesleri korkudan titremesine hızlı nefes alıp  vermesine sebep olmuştu,

"uyumuyorsun değil mi  kalbimin   kızgın güneşi?"diyerek parmağını soğuk teninde gezdirmek  için havalandırdığında   sıçrayarak yorganı avuçlarının arasın da sıkarak  geriye doğru  kaçtı.  Ama sesine kaçmış  gibi  tek kelime ediyor korkudan ağlamamak için  direniyordu ağlarsa onun gözlerinin içine bakıp  yapma diye yalvaramazdı.


Ağlarsa dünyası başına yıkılır taş gibi  duramazdı, Serhat iyice yaklaşarak  başını yana eğerek önün de dimdik korkusuzca duran kızın  gözlerinin içine baktı  gözünün bebeklerine tutunmaya çalışan göz yaşlarını fark etti. Pekmez ayağa  kalktığı  için odanın penceresine vuran sokak lambasının ışığı  yüzünü  aydınlatıyordu.Serhat çenesinden tutarak kendine doğru  çekti  yüzünü,"bu gece benim olman için her şeyi yaptım ama bana bembeyaz  gelinliğin ile gelip  kendi  rızan ile koynuma gireceksin ve işte o zaman Ibrın Pekmez Haşimoğlu bana karşı  bu taş  gibi  soğuk duruşunun acısını bacaklarının arasında çıkaracağım..."derken gözünden yaşlar sürünerek akıyordu sanki. "ve işte o zaman bende senin yalvarmalarına tepkisiz kalacağım tıpkı  senin benim yalvarmalarıma  tepkisiz kaldığın gibi..." diyerek iyice eğilmişti  ki  yüzüne ıbrın dişlerinin arasında tuttuğu  tükürüğü yüzüne savurdu.

O  anda çıldıran Serhat yatağa fırlattığı  kızın üstüne çıkarak kollarını başının üstün de bağladı.

"seni bana bu gece sunan annen yani  halam Pekmez " duyduklarından  sonra dünya ayağının altından kayıp  gitmiş , boşlukta kalmış  hissine kapılan Ibrin, son söylediği  nefret dolu  söylemleri  duymadı, Serhat Ibrın'ın üzerine eğilmiş  öyle bir kokusunu içine çekiyordu  ki sanki  kokusunu nefesi ile seviştiriyordu. 

Miğdesi bulanan İbrin öğürerek doğrulmak isteyince de sanki  onu bu hala getiren o değilmiş gibi  panikle" kalbimin kızgın güneşi  ," diyerek panikle üzerinden kalktı  bunu fırsat bilen ıbrın kendini  kaldırdığı  gibi  odanın dışında ki  tuvalete attı. Serhat arkasından koşmadı  biliyordu  gidecek yeri de yoktu ve artık onun olmasına çok az kalmıştı. Serhat gülüyordu ama Pekmez'in alacağı kararlara ne kadar  ilham olacağını bilmiyordu.

Herkesten sakladığı  telefon o gece  ıbrın'ın çıkışı olmuştu , telefon yeni olduğu için içine  numarasını değiştirmek için aldığı  yeni hattı takmıştı   ve için de hiç bir  numara yoktu aklın da olan numaralarda korku  ile silinmiş gibiydi  boş boş ekrana bakıp  çaresizce ekrana çaresizce hatırlayamadığı  numaraları  girerken birden ekranda beliren isim  ona umut olmuştu, belki yanlıştı ama başına gelenler doğru  düşünmesine engel  oluyordu  sadece kurtulmak ve bir daha bu konakta ki kimseyi görmek istemiyordu.

Hiç  düşünmeden o üç harfe dokundu, Canını kurtaracak olan Can'a dokundu . hemen sonra vazgeçti buradan çıkmadan onu arayıp  yardım istemesi  demek sonsuza dek bu karanlığa gömülmek olabilirdi, el ayak çekilene kadar bekledi  özellikle Serhat'ın gittiğinden emin oldu saat gece yarısın geçmişti titreyen bedeniyle odasından çantasını alıp  aşağı indi  sedir de duran siyah şalı başına alarak arka kapıdan arabasının  her zaman çekildiğini  bildiği  garaja  gitti. arabasını alarak Urfa'ya kadar göz yaşlarını bağıra bağıra akıtarak arabasını sürdü...


  O gece yaşanalar Pekmez'in korkularını    hiç gitmemek üzere yüreğine kazımıştı. Korkudan kimseye tek laf edememiş o sabahta annesinden geliyormuş  gibi gelip odasına  girerek ağaçları ile saatlerce vakit geçiriyormuş  gibi  oysa yaptığı sadece ağlamaktı.

  Can , Fikret'in anlattıklarından  sonra bir şey yapmadan bir dakika bile duramayacağını anlamıştı. Fikret;" Ağam o Serhat denen dürzü- kusura bakmada - yemediği  halt yok senin böyle adamlarla işin olmaz ağam ..."derken Can'ın gerildiğinin  bir tek farkın da olan Hasan değildi.

"Anlat bakalım Fikret, ne işimiz olacak o zaman anlayacağız," diyerek gergince arkasına yaslandı.

"Ağam , bu Serhat sınırda bir otelin odasın da yaşıyor, kaçakçılara  eğlence kadın ve para satıyor dahası,"

"pezevenk  yani!" diyen Hasan'a yan yan bakan Can , adamı Fikret'e;

"sus yeter daha fazlasını bilmek istersem seni  çağırırım şimdi  beni  biraz yalnız bırak,"

"tamam ağam ben Bekir'in yanına sınıra gideceğim,"

"Cabbar'ın haberi var mı?"

"o söyledi  ağam git diye,"baş sallayarak el işareti ile odadan Fikret'in çıkmasını  izledi.

Hasan , "bu ne oğlum polis misin  sen herkesin peşine ajan takmışsın ne iş?"

"boktan işler !oldu mu Hasan?"

"sadece merak ettim."

"keşke bende  sadece merak etsem  bir de çözüm bulmak zorundayım."

"bu Serhat kim?"

"gecen gece gelen kızın hala oğlu onunla evlenmek istemiyor benden yardım istedi."

"senden mi  ne alaka ? iyice kafam karıştı ..."

"bir de beni  düşün "

"ayrıntılı bir anlat bakalım belki çözüm buluruz,"

Can ,Hasan'a serhat'ın onun odasına zorla girmesi kısmını atlayarak ayrıntılıca anlattı gerçekten birinin yardımına ihtiyacı  vardı. Annesinin durumunu  ve kızına olan baskısı da anlatınca Hasan;"  bu kızın tek kurtuluşu o adam istemeden babasının başkasına evlilik için söz vermesi  hatta mümkünse nikahına alması"

"ne nikahı be !"

"nasıl kurtulacak oğlum bir düşün dediğine göre Aşiretten onay almış benim tanıdığım Osman ağa aşiretinin sözüne çıkacak en son kişi.."

Bu konuşma burada bitmişti  ama Can'ın aklın da  ki mahkeme bitmemişti. Neden bu kadar rahatsız olmuştu ki aklı  almıyordu ta  ki Ibrın'in tatlı  sesinden "kendine iyi  bak "lafını duyana kadar... ilk defa biri onun kendini düşünmesini  söylemişti  o halde neden Ibrın  benim yanımda olmasın  diye düşünmeden konuşup  hızlıca bir karar verdi  ve evlen benimle dedi...

Dilay teyzesinin yanına  giderek oturduğu  koltuğa yanına oturdu, Dilay teyzesi geç saatlere kadar uyumaz uzun uzun kitap okurdu sessizlikte Can da bunu bildiği için onu  eliyle koymuş  gibi aradığı yerde buldu.

Dilay kitabının  sol üst sayfasını minicik  kıvırarak Can'ın sıkıntı ile kapandığını anladığı gözlerine baktı burnu tatlı tatlı aldığı  nefesi  soluyordu. sanki  biran daha sessiz kalsa uyuyacak gibiydi  çocukluğundan beri  huysuzlandığı  şeyi yaparak saçının ön kısmına avuçları ile dokundu.


"Dilay sultan.."

"geçti mi öfken?"

"geçsin istiyorum ama o boş durmuyor.."

"ne zamana kadar sürecek  bu?"

"daha ben başlamadım bile" derken  aniden gözlerini  açtı Can ve Dilay sultanın o mavi  gözlerine baktı.

Dilay  , yapma oğlum der gibi  mağrur bir  şekil de baktı.

Can , doğrularak"benim yardımına ihtiyacım var,"

"anlat bakalım,"derken Elini  tutan Can'ın onun yanına oturmasını istediğini  anladı.

"şimdi ben olanları en kısa şekilde özet geçeceğim sen de bana yardım edecek misin kara ver?"

"anlat bakalım deli tay!"

"yapma şunu .."

"tamam tamam hadi  anlat "diyerek her zaman ki  gibi  şevkati   ile tebessüm etti.

"ben birine evlenme teklifi  ettim"

" kime ne zaman ?"

derin bir nefes veren Can ,"anlatıyorum işte sakin ol."dedi ama Dilay bu duruma çok sevinmişti. Nedensizce onun evlenmeyeceğini hatta bunun için direneceğini bile düşünmüştü. Ama onun şimdi  bir kızdan onu eşi yapacak kadar  hoşlanıyor olması tıpkı  bir anne gibi  sevinmesine neden oldu.

"Osman ağanın bir kızı var adı Pekmez," Can duraksayınca Dilay dudaklarını içine kıvırarak merakla dinlediğini  belli eder şekilde baktı.

"benden yardım istedi, annesi onu istemediği bir evliliğe zorluyordu."

"bir dakika bir dakika daha açık  anlat, "

Can alt dudağını ısırarak başını salladı  ve burnundan verdiği nefes ile bir çırpıda olanı biteni anlattı Can, Dilay 'dan  bir  şey saklamazdı  şimdi de saklamadı ve Serhat'ın nasıl adi  bir insan olduğundan ayrıca bahsetti  göz yaşları içinde dinleyen  Dilay sonun da Can'a sarılarak annen seni  bir görseydi böyle sarılırdı şimdi  sana sen çok güzel bir evlatsın biliyorsun değil mi?"

"yakışıklıyım daha çok!"

"deli tay !"

"Dilay sultan yanlış yapmıyorum değil mi?"

"kendi ne mi?"

"yani  böyle bir kızın zor durumundan yararlanıyor gibi.."

"sen onu alıp  eziyet mi edeceksin oğlum,"

"hayır tabi ki!"

"o halde şunu söyleyeyim sana o kızın buraya getirip  ben seni kurtardım demek için mi evleniyorsun onunla yoksa-derken elini Can'ın kalbinin üzerine koyarak- evinin hanımı çocuklarının annesi  yapmak için mi ?"

"Dilay Sultan,"

"Can ağa,"diyerek sorgular şekilde baktı.

"eğer onu  alıp  bu konakta da mutsuz edeceksen kadın diye getirip kölen edeceksen bu gece  bu konuşmayı yapmamışız gibi  uyu  yok ona hak ettiği yeri vereceksen yarın başlarım hazırlığa ama ben seni  tanıyorum Can . bundan gayrısını senin mertliğin kaldırmaz o kızı bu konağa alırsan geri azat etmezsin..."derken Can'ın gözünde gördüğü  çakan şimşekten memnun oldu  Dilay,

"O kıza korkularının kabusunu yaşatma Can ," dedi .

Kitabını eline alan   Dilay, kaldığı  sayfayı açarak okudu;"sen kimsin ki kadere baş kaldırdığını sanırsın, sen kimsin ben sana söyleyeyim ; sen balçıktan daha koyu bir çamur, deveden daha akıllı bir hayvan, çiçekten daha güzel  bir ademsin ve senin hayat bulacağın suyunun yolu baş kaldırdığın  kaderindir ..."Dilay, daha devam edecekti  ama Can izin vermeyerek;

"bu na o karar verecek eğer o yeri  istiyorsa gelip  ALACAK!" 

Dilay dünyanın 8. harikasını keşfetmiş gibi  tebessüm etti ama bunu Can'a  tabi ki de göstermedi.

"o halde yarın baban ile gideriz..."





anam neler oluyor ya ....

devam diyoruz geçler...

bölüm 1830 kelime

yorumları alayım...

Continue Reading

You'll Also Like

GELECEK By VeraHare

General Fiction

127K 6.3K 17
Tüp bebek merkezinde tüplerin karışması sonucu kocası yerine hiç tanımadığı bir adamdan hamile kalmıştı Mahru. #1İhanet/24.5.2024 #1Mahru/24.5.2024 #...
1M 55.2K 42
Evin ise yediği tokatın şiddetiyle yere düşmüştü. Dudağının kenarı yeni bir darbe alırkende Kazım Ağa saçlarından koparırcasına tutup Evin'i kaldırmı...
732K 27.8K 70
Töre... Töre neydi? Töre yüzyıllardır sürdürülen bir gelenekti. Töre kandı,intikamdı Töre ölümdü. Töre davaydı. Töre ablasını öldüren çocukların tem...
Kayıp Parça By Rabikce

General Fiction

102K 8.1K 15
Balım. Kalabalık bir ailenin en küçük üyesiydi. Babasının göz bebeği, abilerinin prensesi. Ancak annesinin hataları yüzünden hayatı bir anda değişti...