İYİ OKUMALAR !!
Bütün hazırlıklarımızı bitirmiştik. Hatta yanımıza kesici ve delici aletlerimizi de almıştık. Ne olur ne olmaz ? Sargı bezi, tentürdiyot, yara bandı falan da almıştık. Şuan etraf alacakaranlıktı. Bu saatte pek araba olmadığından ona son sürat sürdürtecektim.
" Ya daha hızlı sürsene!" diye bağırdım. Boş otoyolda sadece 150 ile gidiyorduk. " Belindacığım saçmalamazsan sevinirim. Zaten 150 ile gidiyoruz ?" dedi sorarcasına. Bi kere sinir etti beni. Gazabımdan kurtulamaz. HAHAHA. Benim iç sesimde hangi ara bu kadar kötü olmuştu ? " Ah Daelcim sende sanırım daha şunu öğrenemedin. Saç malanmaz taranır" dedim sinir bozucu yavaşlıkta.. En sonunda tabi ki de dudaklarımı büzdüm.
Ormana yaklaşmıştık. En ileriye dürbün ile baktığımda bir kaç duman adam gördüm. Şimdi onlar tek hücreli canlı üremesi gibi çoğalırlardı. Arabayı durdurttum. Yavaşça inip eşyaları aldıktan ormana girdik. Dael yaptığı haritayı çıkarıp baktı. "E bu harita yanlış" dedi bana. Elinden haritayı çekip düzeltip geri verdim. Haritayı ters tutmak da neydi ya!
Küçük kulübeye yaklaşmıştık. Önünde en az altı tane duman adam nöbet tutuyordu. Onları başka yere yönlendirmemiz gerekiyordu. Bende açıklığın karşı tarafındaki ağaçlık yerden psikoloji gücümü kullanarak taşlar fırlattım. 3 tanesi orayı kontrol etmek için yerlerinden ayrıldılar. Onlar iyice uzaklaşınca , Dael daha onlar ne olduğunu anlamadan onları yaktı. Evet sadece içeri girip annemi çıkartmak kalmıştı. Ya da ben öyle sanıyordum...
Bölümü daha erken yayınlayacaktım fakat siz bir önceki bölüme hiç oy vermemişsiniz. Bende bu bölümü o yüzden geç yayınladım. Ne kadar çok oy o kadar erken bölüm. Anlaştık !
VOTE VOTE VOTE VOTE VOTE VOTE VOTE VOTE VOTE