cipa | larry ✓

By winterflowerkth

188K 17.2K 30.8K

"o giderse ölürüm baba! onu götürme..." hıçkırıklarının arasında babasının önünde çökerek yalvardı. bu hali k... More

red lips
i'm a man
anything could happen
battlefield
too close
counting stars
breakaway
so cold
never been hurt
blood on my name
eyes on fire
bloodstream
let her go
give me love
madhouse
don't let me go
glory and gore
king and the lionheart
make everything louder
lego house
burning desire
buzzcut season
everybody wants the rule
another love
yellow flicker beat
stop crying your heart out
recovery
love death birth
centuries
your love
beating heart
harry
without a world
the monster
west coast
haunted
seven nation army
tennis court
wait for a minute
love me like you do
wrong
holy ground
story of my life
i put a spell on you
you and i
bad things
here comes the rain again
something's gotta give
misty mountain
ordinary world
kiss me slowly
final
özel bölüm

explosions

3.5K 366 607
By winterflowerkth

Tamamen altın sarısı ve koyu kırmızı kadifelerle süslenmiş evin yüksek tavanında, göz alıcı büyük kristal avizeler sallanıyordu. Görkemliydi. Fazla şaşaalı, fazla ışıltılı, fazla Buckingham Sarayı'nı andırıyordu.

"Ne hoş." dedi Gemma beni baştan aşağı süzerken.

Her zaman ki asil duruşu üstündeydi. Kollarını siyah ceketinin kapattığı karnının üstünde birleştirmiş, yüksek topuk ayakkabılarının üstünde, bakışları küçümseyici bir ifadeyle gözlerimde buluştu.

"Yavru köpeğini de yanında getirmişsin."

Harry birden sertleşen bakışlarını, ablasına her an saldırabilirmiş gibi ona sabitledi.

"O. Bir. Yavru köpek. Değil."

Bayan Anne Styles sıkılgan, belki çekingen ifadesini belli etmemeye çalışarak kızının kolunu dürttü.

"O benim sevgilim!"

Harry kanıtlamaya çalışırcasına bağırdı. Parmaklarım iri elinin altında ezilmişti. Sinirliyken gücünü ne kadar fazla kullandığını fark edemiyordu.

Boşta olan elimi onun çıplak kolunda gezdirdim. Hızlı nefes alışverişleri durdu ve şimdi soluklanmayı kesmişti.

"Sakin ol Harry. Sorun yok."

Işıldayan yeşilleri benimkilerle buluştuğunda nefesini titrekçe vermiş ve çatılan kaşlarını yumuşatmıştı.

"Sen yavru köpek değilsin." diye mırıldandı.

Bu beni gülümsetmişti. Onun peşinden ayrılmadığım için Gemma Styles'tan bu lakabı almıştım ve açıkçası uzaktan nasıl göründüğünü tahmin edebiliyordum.

"Sorun yok Harry. O kadar kırılgan bir yapıya sahip değilim." dedim Gemma'ya kısa bir bakış atarken.

Beni bunlarla yıkamazdı. Bilmeliydi. Bayan Anne'in yapmacık uyarı öksürüğüyle ikimizde dikkatimizi ona verdik.

"Christopher'dan özür dilemelisin. Ancak o kısa süreli bir yurt dışı seyahatinde. Döndüğünde burada olacaksın ve ondan özür dileyeceksin."

Bay Christopher'dan daha cesur ve oğluna emir vermekten çekinmeyen bir ebeveyn olduğu ortadaydı. Ancak Harry, onun kendisinden sürekli kaçmakla meşgul olduğunu söylemişti.

"Ondan özür dilemeyeceğimi biliyorsun."

Kadın tam yeniden konuşmak için dudaklarını aralamıştı ki; Harry'nin elimi sıkıca tutan eli beni serbest bırakıp saniyelik bir sürede aynanın önünden bir bibloyu almış ve duvara fırlatmıştı.

Beklemediğim atağı irkilerek iç geçirmeme sebep olurken annesi ve ablası mimiklerini bile oynatmamıştı.

"Ondan özür dilemeyeceğim!" diye bağırdı annesine hızlı adımlarla yaklaşırken.

Onlar bu duruma çok fazla alışkın görünüyorlardı.

"Duydun mu beni?"

Harry annesine eğildi ve ona karşı koydu. Bir yırtıcıymış gibi onu incelerken dudakları alaylı bir gülümsemeyle kıvrıldı.

"Ondan. Özür. Dilemeyeceğim." dedi tane tane, bu kez daha sakin çıkan sesiyle.

Gemma bana aceleci tavırlarla Harry'i işaret ederken ne istediğini anlamaya çalışıyordum.

"Ben Bayan Le'Pusthe'ye haber vereyim de misafir odasını hazırlasın." dedi soğuk ortamın gerginliğinden kaçmak ister gibi.

"Hayır!" diye tısladı Harry hızla annesiyle arasındaki keskin bakışmayı kesip bana sokulurken.

Elimi sıkıca tuttu ve beni oyuncağını paylaşmak istemeyen bir çocuk gibi sahiplendi.

"O benimle kalacak."

Konu ben değilmişim gibi kendimi üçüncü şahıs hissediyordum. Harry'e baktım. Her zaman öfkeliydi. O böyleyken ağlama isteğim artıyordu. Ne olursa olsun bu hali beni her zaman korkutacaktı.

"O halde odanıza yemek gönderteceğim."

Gemma cevap beklemeden girişin büyük holünde yürüdü. Harry annesine son bir bakış atıp beni de sürükleyerek merdivenlere yöneldi. Kadına bir şey söylemeli miyim diye düşünüyordum. Ancak sonra bunun çok da gerekli olmadığına karar verdim. Harry'i incitmesi hoşuma gitmemişti.

Merdivenlerin sonunda benim yaşadığım evin büyüklüğü kadar bir hole çıkmıştık. Merdivenlerden aşağı bakan korkulukların önüne karşılıklı tekli kadife koltuklar ve sehpalar konmuş, yanlarına da oldukça büyük ve süslü, pahalı vazolar yerleştirilmişti. Aynı dekordan aralıklarla yaklaşık altı yerde görünüyordu. Uzun ve geniş holün önü tamamen altın sarısı korkuluklardan oluşuyordu ne de olsa. Bu vazolar için fazlasıyla yer vardı.

Harry kapıların her birini es geçerken büyük adımlarla ilerliyor, beni ne kadar hızlı yürüttüğüne bakmıyordu bile. Yanında neredeyse koşuyordum.

En sonda köşede kalan bir kapının önünde durduğumuzda üstündeki anahtarı çevirdi ve tokmağı tutup kaydırdı. Kapı açılır açılmaz beni içeri sokup kendisi de girdi ve kapıyı kapattı.

"O pislikten özür dilememi nasıl bekler? Ondan nefret ediyorum! Ona asla boyun eğmeyeceğim!"

Odada ileri geri yürürken yatağının ucuna oturmuş sinirinin yatışmasını bekliyordum.

Odası... Buckingham Sarayı'nın kalanıyla yeterince uyumluydu. Neredeyse hiçbir farkı yok gibi. Varaklı aynalar, devasa oymalı ahşap yatak başlığı ve yüksek rahat yatağı, kristal avize... Kesinlikle hiçbir fark yok.

Kapı tıklatıldığında Harry birden yürümeyi kesti ve büyük kahverengi kapıya baktı.

"Efendim, akşam yemeğinizi getirdim. Siz ve misafiriniz için."

Harry hala olduğu yerde dikilirken ayağa kalktım ve kapıya ilerledim.

"Teşekkür ederiz." dedim kadından tepsiyi alırken.

Fransız aksanıyla "Afiyet olsun." dedikten sonra uzaklaştı ve kapıyı kapattım.

Harry'e döndüğümde tepsiye kaşlarını çatarak baktı. Rahatsız bir kıpırdanmayla pencerenin önündeki kahverengi deriden yapılmış ikili koltuğa oturdu.

"Onların yemeklerini istemiyorum. Hiçbir şeylerini istemiyorum."

Dirseklerini dizlerine yaslamış parmaklarını birbirine dolamıştı. Başını yere eğdiğinden saçları aşağı doğru dökülüyordu.

Birlikteydik. Yine yanımdaydı. Ancak hala mutsuzdu. Hala bitkin görünüyordu. Onu nasıl mutlu edeceğimi, nasıl güldüreceğimi bilmiyordum.

"Ben... Açım." dedim elimdeki tepsiye bakarak.

Yorkshire güvecine kim hayır diyebilirdi ki?

Her ne kadar adını bile seslenmeyen ve çocuğu olduğun için senden utanıp ölmeni isteyen babanın parasıyla yapılmış olsa da, leziz görünüyordu. Ah...

Bakışlarım yeniden onunla buluştuğunda gözlerinde şefkat ve keyif vardı.

"O halde ye, sevgili Louis."

Yeniden tepsiye baktım. Tüm gün hiçbir şey yememiştim. Hatta günlerdir ne yediğimi bilmiyordum.

"Birlikte yiyelim." dedim ona doğru yürürken.

Sırtını dikleştirip arkasına yaslandı. Bakışlarından ne hissettiğini anlayamıyordum. Ne düşündüğünü?

Tepsiyi koltuğun önündeki sehpaya koydum ve tedirgince yanına oturdum.

"Zayıflamışsın Harry." diye mırıldandım ona bakmamaya çalışarak.

Bacaklarımın üstündeki elimi tuttu ve avuçlarının arasında hafifçe okşadı. Başımı kaldırıp gözlerine baktığımda gülümsedi.

"Louis." dedi inlercesine.

Göz kapakları yeşillerini kapatırken bana daha fazla sokuldu. Kolunu belime sarıp tek bir hareketle beni kucağına çekerken bacaklarımı onun bacaklarının iki yanına yerleştirdim.

"Bunu hala yapabildiğime göre o kadar da zayıflamış sayılmam."

Kıkırdadı. Ancak bu ironik esprisi beni gülümsetmemişti. Burnunu hafifçe boynuma sürterken gözlerimi sıkıca kapatıp başımı arkaya attım.

"Ah Louis... Yanımda olmadığın zaman yaşam fonksiyonlarımı kaybediyorum. Nasıl, yemek yiyebilirdim ki?"

Dudakları boynuma minik öpücükler kondurarak yukarı çıktı. Elleri belimi sarmış olduğu yeri yakarken kalp ritmim çoktan dengesini kaybetmişti. Dokunuşları beni heyecanlandırıyordu.

"Seni yemek isterdim. Sana doyabileceğimi hiç sanmıyorum."

Yanağını yanağıma sürttü ve bu kez dudakları kulak mememin etrafında dolaştı.

Boğazımdan bir kıkırtı kaçtı.

"Sence bu söylediğim komik mi sevgili Louis?" dedi keyifli bir gülümsemeyle beni izlerken.

Alt dudağımı dişlerimin arasına sıkıştırıp başımı yukarı aşağı salladım.

"Seni yiyemeyeceğimi mi düşünüyorsun?"

Güldüm. Oyuncu bir bakış attı. Az önce yakıcı öpücükler bıraktığı tenime şimdi küçük, canımı acıtmayan ısırıklar bırakıyordu.

"Bak gördün mü? Sana doyamadığımı söylemiştim." dedi kahkahama eşlik ederken.

Ben gülmeye devam ederken o birden ciddileşti ve gözlerini benimkilere dikti.

"Louis. Bunu yapman çok uzak gibi... Ama çok yakın. Çok sıcak."

Gülümsemem yüzümde yavaşça silinirken neyden bahsettiğini anlamaya çalışıyordum.

"Kahkahan. Çok sıcak."

Aceleyle ellerimden tuttu ve kaşlarını kaldırarak beklentiyle baktı.

"Tenimin ısındığını hissediyorum Louis." dedi kocaman bir gülümsemeyle.

Onu böyle görmeyi ne kadar sevdiğimi fark ettim. Gülümsemesi bulaşıcıydı. Dudakları yukarı kıvrılırken kenarlarındaki çukurlar göz alıcıydı.

"Öp beni Harry."

Sadece bir saniye sonra dudakları benimkinin üstündeydi. Elleri olduğu yeri sıkıca tutup vücudumu kendine yaslamış ve dili yumuşak hareketlerle ağzımın içinde hareket etmeye başlamıştı. Tanrı aşkına. Kucağında oturuyordum. Kalbim göğsümü yırtıp çıkmak istercesine hızlı atıyordu.

Geri çekildim ve öpücüklerine ara verdim.

Suratı asılırken hızlı soluklanmalarımızın sesi duyuluyordu.

"Dinle Harry." dedim elini tutarken.

İri elini göğsümün ortasına koyup kalp atışlarımı hissetmesini sağladım. Şaşkın bakışları kalbimin üstündeki elindeydi.

"Benim için mi?" dedi cılız sesiyle.

Başımı salladım.

"Evet Harry. Kalbime bunu yapan sensin."

Continue Reading

You'll Also Like

92.3K 3.9K 21
Yabani dizisinden tanıdığımız Asi ve Alaz'ın muhtemelen hiç yazılmayacak anlarına dair tek veya birkaç bölümden oluşacak hikayelerdir.
877K 70.3K 14
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...
5.4K 491 27
İsyan başlamak üzere, birbirinden habersiz 7 adam 7 mıntıkada hayatlarını feda etme pahasına görevler üstleniyor. Ve bir gün 1.mıntıkadan yük alımı s...
47.3K 386 1
+18 | Bir gece bilgisayarınızda bir uygulama ansızın açılsa ve size kaydınızın onaylandığını söylese, siz ne yapardınız? Üstelik uygulamadan kaydınız...