keyifli okumalar
İbrin ,terasın pervazına çenesini yaslamış uçuşan kuşları izliyordu.
Babasının son söylediği kelimeler kalbini zorluyordu;" belki de annene sormalıyım !"demişti. Ibrin o günden sonra babası ile göz göze gelmek şöyle dursun ayni odada bile bulunamamıştı annesine sorsa vereceği isim belliydi. Bu anın gelmemesi için annesine yalvarmaya gelmemiş gibi bir haftadır ağzını bıçak açmıyordu.
"Peri kızım," diyerek yanına gelen Kader hanım şalını düzelterek kızının yanına oturdu. "Ne derdin var artık anlatmayacak mısın? "
"Bir derdim yok çok şükür! "Diyerek başını yere eğerek göz pınarlarına dolan göz yaşlarını saklamaya çalıştı.
"Anlat kuzum , anlat ki annen sana derman olsun , yoksa o evde sana kötülük mü yapıyorlar hor mu görüyorlar. Anlat kuzum ha aklıma kötü kötü şeyler geliyor kurban olduğum. "Derken yüzünü avuçladı.
Buğulu gözlerini görünce " kızım! "Diyerek acı ile yutkundu.
"Anne !"diye hıçkırıklar içinde ağlamaya başlayan Ibrin annesine sarıldı. Siyah saçlarını avuçlayarak sırtını sıvazlarken "anlat annene kızım senin annen her zaman yanında. " derken omuzlarından kaldırdığı kızın yüzüne baktı.
"Babam!" Diyerek yutkunan ibrine bakan kader hanim öfke dolu söylemlerine başladı. " sana dedim yanıma gel ! Gelmiyorsun ki dedenle konuşmam 2 dakikamı almaz biliyorsun bu konaga gelip sürekli yanimda olabilirsin yok sen başına geleni hak ediyorsun!" Diyerek ayağa fırladı. Sanki olan biteni biliyormuş gibi atıp tutmaya başlamıştı.
Ibrin dayanamayarak "yeter!"dedi. Başını yerden kaldırarak annesinin gözlerinin içine baktı,"bıkmadan usanmadan onu suçlamaktan vazgeç , daha ne olduğunu bilmeden adını bile duymak onu suçlamaya başlamana yetiyor."
"Sen babam diyince!"diyerek sessizliğe büründü kader hanım.
"Evet , benim bir annem ve bir babam var beni hic düşünmeyen beni saman topu gibi aralarında savurup duran hic mi hic sevmeyen annem ve babam şükürler olsun ki var.! Diyerek ayağa kalktı.
"Nasıl böyle düşünürsün sen yanıma gel diye uğraşıyorum. Seni sevmesem yanım da ister miyim?"
"Serhat'in karısı olarak mı? " diye tısladı ibrin.
"Bu eve kaderin kızı olarak gelmek bu kadar zor mu? Illa onun karısı olarak mı gelmeliyim?"
"Serhat seni korur diye-"
"Ben kendimi korurum yeterki siz acı vermeyin. .." diyerek bir süre sustu acılarını yutkundu.
"Ben onunla mutlu olamam onunla olamam lütfen beni anla biraz da beni düşün .."diyerek dizlerinin üstüne düştü. Ağlarken omuzları sarsılıyordu.ama öyle güçlü ağıtları yoktu. Içinden derin çığlıklar atsada sadece göz yaşlarından başka şahidi yoktu çektiği acılara.
"Zaten seni düşünüyorum, beni anlamıyor musun?"
"Asıl sen beni anlamıyor musun?"
"Anlat neden olmaz olmaması ıçin bir sebep söyle ona hiç fırsat verdin mi?"
"Anne ! Bende aşık olmak istiyorum. "Derken sesi titredi ibrin'in ama kalbinden geçen bir şeyi ilk defa annesine söylemişti.
Kader hanım gözünden akan yas ile kızın ellerine tutundu."aşk isteyince gelip isteyince gitseydi ben babani çoktan unutmuş onun gibi 10 çocuk yapmıştım. "Diyerek kızının gözlerinin içine bakıyordu konuşmaya devam ederken ellerini sıktı.
"Sevdiğin yerde değil sevildiğin yerde mutlu olursun."
"Babamda seni sev-"diyecekti ibrin babasının duygularindan acilarindan haber verecekti ona ama annesi parmakları ile engel oldu ,"baban benden geçti kızım yaktı , yıktı geçti. Sen de baban gibi olma anan gibi kuruyup gitme diye ugraşıyorum. "
Ibrin kafasinda çakan simseklerin arasindaki aklına mukayyet olmaya çalışıyordu. Annesinin laflari bir bir ok misalini düşüncelerini hedef alırken "gayri karışmam sanma bu saatten sonra daha çok karışım ben senin annenim sana küsmek darilmak yapimda yok sana tavsiyem firsat ver !"diyerek önce ibrin'in göz yaşlarını sonra kendi göz yaşlarını sildi.
" aşk yakar kızım alev olmadan kül oluşmaz alev parlar cezbeder ama yakar yakınca kül eder külünde değeri yok, bunu sakın unutma karşında kül olmuş bir kadın var bak ve gör. "Diyerek ayağa kalktı.
"Söylediklerimi sakın hafife alma!"derken elini ağzından çıkan hıçkırıklara siper ederek odasina doğru kaçtı.
Ibrin'i kanatlari arasına alarak korumak istiyordu. Yillarca çektiği hasret bitsin istiyordu. Ama kızının bugün ki hali bambaskaydi. Aşık olmadan kadın olunmazdı. Ibrin'in kalbindeki çocuğun ölümüne şahit olmak daha da derin düşüncelere hapis ediyordu. Ne yapacağını bilemiyordu...Belki bencilce bir düşünce gibi görünse de Kader hanım kızının en rahat bu evde olacağından adı gibi emindi. Serhat abisinin oğluydu onun elinde büyümüş sayılırdı en önemlisi Ibrin'e olan bakışları Kader hanımın dikkatinden kaçmamıştı.
Can hastanede olduğu ameliyattan sonra Osman Haşimoğlu konağına geri dönmüştü tek bir fark ile koltuk değnekleri...
Bacağı diz kapağının üzerine kadar alçıya alınmıştı. Içine takilan platin ağrı verse de Can daha ayrıntıları bilmediği için kurcalamıyordu Dahasi ağzını bicak açmıyor tek bir noktaya bakıp orada uzun süre kalıyordu. Uzandığı sedirden açık pencereden içeri giren rüzgarın oynattığı uzun beyaz perdenin hareketlerini izliyordu. Ne düşünüyorsa gözleri kısılıyor kaşları çatılıyor sessizce onu izleyen Cabbar "bir isteğin varsa söyle ağam"diyerek konuşması için neredeyse yalvaracak gibi gözlerle baktı.
Candan bir cevap alamayinca dikkatini çekmeyi umarak " Ali ağa irak'a adamlarını gönderdi. Bunu yapanin davut olduğunu kanitlayana kadar seni ariyormus gibi yapacak hâlâ onunla konusmamaya kararlı mısın? "
Can bakışlarını Cabbar'a çevirdi ," ata binmek isriyorum."
"Ağam ,"derken bacağına bakıyordu. "Bir zarar olmasın"
Can sessizce bakmaya devam ederken Cabbar iyi geleceğini düşünerek "yarın sınırdan gece gelecek , ona binersin ağam! "Dediğinde Can ilk defa duygu belirtisi ile baktı sadece başını sallasada kalbinde ki sevinç çığlıkları kulaklarının uğuldamasına yetti.
Ibrin şafak söker sökmez kendini yollara attı. Bütün gece utumayıp sabahı zor etmişti. Sethat peşine takılmadan eve gitmek istiyordu kafasını toplamak için talaş dolu odasına ihtiyacı vardı . Öyle acele ile çıkmıştı ki evden hemen dizlerinin altında giydiği kolsuz elbiseyi bile çıkartmak aklına gelmemişti. Neyse ki arabasının bagajin da her zaman yedek kiyafetleri olurdu ayağıdaki topuklu ayakkabı ile kullanamayacağını anladığında ayakkabisinı çıkarak ciplak ayak ile sürmeye başladı arabasını.
Bir süre radyodadan çalan şarkılara kulak kabartiktan sonra arabanın yalpalamasi ile panikleyen ibrin ani bir fren ile durdu ne olduğunu anlamak için çıkardığı yüksek topuklu ayakkabıyı ayağına giyerek arabadan aşşağı indi.
Yolun ıssız ve sessiz olması biraz ürkmesine sebep oldu biraz ilerleyince arabanın lastiğinin patladığını fark etti. Sinirle söylenerek patlayan lastiğe tekme attı. Kendini izleyen bir cift gözden habersiz söyleniyordu.
"Al bakalim Ibrin misin? Pekmez misin? Yoksa anasının perisi misin? Al bakalim al bir bu eksikti ." Diyerek bagaja yöneldi.
"Herşey üstüme üstüme geliyor Allahım ya!"derken atın uzun süre hareketsiz kalmasindan dolayı bacaklarını oynatmasi ile kendine gelen Can irkilerek kendine geldi.
Arabasının patlayan tekerine tekme atan sinirli kızı izlemek ona bir an olsun herşeyi unutturmuştu. İnip yardım etmek için atıldığında ayağındaki ağırlık ve Ali hareket etmenin verdiği Sarsıntı ile acıyan ayağı Can'ın kendine gelmesine neden oldu gözlerini kapatarak derin bir nefes aldı ve atının yularını avucunun içinde sıkarak kendine doğru çekti ve sessizce uzaklaştı geldiğini doğru sürmeye başladı Atını.
Can, zor alışacaktı buna bile katlanamazken gerçekleri ve ihtimalleri duyduğunda delirmemeli içten bile değildi. O durumda olan bir kadına yardım edememek Can'ın gururunu yerle bir etmeye yetmişti.
Ibrin bagajdan çıkardığı elbiseyi tepesinden geçirirken hızlıca çektiği salı başına doladı babetleri de ayağına geçirdiğinde patlak lastiğe baktığında önünde uzayıp giden yola çevirdi bakışlarını iyice ürperdi. Babasından yardım istediğinde yiyeceği azara annesinden yardım istediğinde duyacağı laflara hazır değildi. O anda çalan telefonunu almak için arabaya yöneldi kapısını açarak el freninin oradaki telefonunu eline aldı ekranda yanıp sönen isim Serhat'a aitti ona bir şans vermeli miydi? kalbi hiç istemese de şu onun içinde bulunduğu durum ve annesinin sözleri ıbrin'i buna davet ediyordu. Bu yaptığının yanlış olduğunu söyleseyen minik kalbini bile dinlemeyen Ibrin ilk defa Serhat'ın aramasını cevapladı "e- efendim!" dudaklarından dökülen kelime sadece buydu ama Serhat'ın afallamasına yetmişti bile Hiçbir zaman telefonu açmaz mesajla geldim ya da evdeyim diye mesaj atardı. ilk defa sesini duyurdu.Serhat ,"iyi misin?" dedi panikle nedense içinde ki ses Ibrin'in telefonunu açmasının kötü bir sebebi olduğunu söylüyordu.
Ibrin , " lastik patladı bana yardım edebilir misin?"
"Hemen geliyorum , arabada kal kapıları kilitle ve o lanet olası arabanın kapılarını kimseye açma." Diye hızla konuştu. Sonra telefon sessizliğe gömülürken ibrin gözlerini kapatarak koltuğa başını yasladı. Serhat çok geçmeden yanında olurdu. Bunu neden yaptığını bilmese de tek tesellisi pişman olmamaktı.
♤♤multi acınız ♧♧
Can odasının duvarları ve tavanı arasında bakışlarını gezdirirken akşam olmuş güneş sıcağını ve ışığını alıp inzivaya çekilmişti. Can karma karışık bir durumda rezil duygularla savaşırken ince bir tını delici bir fısıltı kulaklarına dolmaya başladı. Açık camdan izinsizce giren melodi Can'ı davet ediyordu.Camın pervazına gitmek onun için ölüm gibi gelse de bunu yapacaktı tiksinti ile baktığı koltuk değneklerine ilk defa uzandı. "Kısa bir süre sadece alçı çıkana kadar..."diyerek parmakları ile kavradı. Koltuk altına yerleşerek sağlam ayağına gücünü vererek ayağa kalktı. Kimseden yardım almadan ayakta durabilmek ona iyi gelmişti biraz zorlansa da iki adımlık mesafeyi terleyerek kat etmişti. Pervaza yaşlandığında sesin sahibini görmek için camdan dışarı baktı. Ses hemen yukarıdaydı ama bir o kadar da uzak...
Bir an cesaret dolan nefesi ile gözlerini kapıya çevirdi bu sesin sahibini neden görmesindi ki bu kadar acı çeken kadını görmek cezbediyordu. Içinde ki dürtüye engel olamayarak kapıya yöneldi yapacaktı onu kim durdurabilirdi ki...
Merdivenlere geldiğinde koltuk derneklerinden birini bırakarak trabzana tutundu diğer eli ile değneği tutarak tek ayağının üstünde zıplayarak çıktı. Birisi Can'a bir kadının sesini duymak için bunca çabaya gireceğini söylese kıçıyla gülerdi ama şimdi o sesi bulmak tek amacı gibi davranıyordu son basamağa geldiğinde gücü bitmişti alçılı ayağı ağır olduğu için dengesini bozuyordu ve düşmesi kaçınılmazdı bir de elindeki değnek işini oldukça zorlaştırıyordu. Ve kaçınılmaz olan oldu Can yere kapaklanırken Ibrin korku ile ağzından çıkan kelimeleri duygularına sararak içine geri gömdü.
Nasılda kendini kaptırmış herşeyi yok saymıştı. Yaralı bir adam olduğunu bile unutmuştu kaçmak ve yardım etmek arasında kalmıştı. Panikle yerde yatan adamın yanına koşarak uzun saçlarını kulakları arasına alırken "iyi misiniz ?" Diye fısıldadı.
Can başını kaldırarak uzun saçlarının boynuna dolandığı kendininkine benzeyen siyah gözlerin ev sahipliği yaptığı iri göz kapaklarına baktı.
Karanfil soğuğa karşı direnen bir kardelen olmasa da acıyı temsil etmeye mecbur kılınmış bir çiçekçi. Ne kadar dik ve güçlü dursa da narin ince yaprakları vardı.