BIRAKAMAM!

De Elenuray

75.6K 3.3K 471

Bu adam az önce resmen ayaklarını yerden kesmişti ve Defne bunu bir kez daha yaşamayı çok istiyordu. Bu yüzde... Mais

1.bölüm~~Başlangıç
2.bölüm~~Sana emanet!
3.bölüm~~Senin babanım!
4.bölüm~~Son Nefesim
5.bölüm~~Yağmursuzluğa Gitmek!
6.bölüm~~ Yağmur Olmadan
7.bölüm~~Unutulmak
8.bölümden alıntı!
8.bölüm~~ Hissetmek
10.bölüm~~Avuç içindeki kalp!
11.bölüm~~ Her şey seninle güzel!
12.bölüm ~~ Ben Severim Seni!
13.bölüm~~ Gülüşü güzel olanın...
14. Bölüm~~Seni Seviyorum der gibi...
15.bölüm-- Bana Aşık Ol İstiyorum...

9.bölüm~~ Hep Birlikte Yaşamak!

5.6K 242 19
De Elenuray

Merhaba herkese!

Yeni bölüm geldi! Sonunda dediğinizi duyar gibiyim!

Çok beklettim sizi farkındayım bunun için özür dilerim!

Bu arada 1K olmuş okunma! Çok teşekkür ederim! 😍

İyi okumalar!

9.bölüm~

Defne Arasın onu bulmasının ardından tam 32 saat sonra uyanabilmişti. Uyandığında Yağmur yanında uyuyordu ve sabahın erken saatleriydi. Odada Yağmurdan başka kimse yoktu. Geçen bir kaç dakikanın ardından odaya elinde dosyayla bir hemşire girmiş ve Defnenin uyandığını görünce oldukça sevinmişti. Aradından doktora haber vermek için odadan ayrılmıştı. Defnede yanında uyuyan Yağmura sıkı sıkı sarılmış, öpmüş koklamıştı. Neler olduğunu neden bir hastahanede olduğunu bilmiyordu. Buraya nasıl geldiğine dair hiç bir fikri yoktu. Ama bunların hiç birini umursamadan gözlerini açar açmaz kızını gördüğü için oldukça mutluydu. Kızı onun herşeyiydi. Kendisinden çok sevdiği ilk ve tek insan!

Bir süre sonra Defne Yağmura sıkıca sarılmış yatakta uzanırken kapı açılmış ve içeriye Aras girmişti. Oldukça yorgun görünüyordu ama Defnenin uyandığında görünce rahatlamış gibi bir nefes verdi ve Defneye seslendi.

"Defne! Uyandın sonunda! Nasıl hissediyorsun kendini?"

Defne Arasa dönüp onun dağılmış halini görünce biran şaşırsada belli etmeden Arasın sorusunu cevapladı. "Gayet iyiyim Aras, kızım yanımda ya benden daha iyisi olamaz herhalde!"

Aras Defnenin söyledikleriyle kaşlarını çatmıştı. Kız ölümlerden dönmüş ama sırf kızı yanında diye oldukça iyi olduğunu söylüyordu! Aras tam ağzını açıp bir şey söyleyecekken içeri doktor ve hemşire girdi peş peşe. Bu yüzden sözlerini yutmak zorunda kalmıştı.

"Defne hanım! Sonunda uyanmışsınız! Kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Herhangi bir şikayetiniz var mı?"

Defne odaya girip kendisiyle konuşmaya başlayan adamda bakışlarını gezdirdi. Sanırım doktordu çünkü üstünde beyaz bir önlük vardı. Hafifçe gülümseyerek cevapladı doktorun sorusunu.

"Gayet iyiyim herhangi bir şikayetim yok!"

Doktor duyduklarıyla memnunca gülümsemişti. Ardından gülerek sarf ettiği sözler Defneyi bir hayli şaşırtmıştı. "İyi olmanıza sevindim Defne hanım yoksa Yağmur canımıza okurdu muhtemelen!"

"Nasıl yani? Ne demek istediniz?" Şaşkınlığı sesine yansımıştı Defnenin. Yağmur neden bir şey yapsındı ki onlara?

Defnenin sorusu üzerine odada olan herkes aynı şekilde anlaşmış gibi gülmeye başlamıştı. Dün Yağmurun yaptıklarını düşündükleri içindi muhtemelen ama bu Defneyi dahada şarkın bir hale getirmekten başka bir işe yaramamıştı.

⭐️⭐️⭐️

Bir gün önce...

Yağmur yaklaşık iki saat boyunca annesinin koluna sarılarak yanında uzanmıştı ama annesi bir türlü uyanmamıştı. Üstüne babasıda uyuyakalınca odadan dışarı çıkmış ve önüne gelen doktora bağırmaya başlamıştı.

"Siz benim annemi neden iyileştirmiyorsunuz? Babam annemi iyileşsin diye buraya getirdiğini söylemişti ama annem hala uyanmadı. Üstelik şimdi babamda uyumaya başladı! Ya oda uyanmazsa! Çabuk annemi iyileştirin yoksa sizi polis amcama şikayet ederim!"

Doktor ilk başta bir afalladı ve neler olduğunu anlamaya çalıştı. Ardından küçük kızın söyledikleriyle kaşları çatıldı. Eğilerek Yağmurun boy hizasına gelen doktor merakla sordu Yağmura.

"Senin annen kimmiş bakalım güzel kız?"

Yağmur elini alnına vurarak yerinde tepindi. Ahh diyede hayal kırıklığıyla mırıldanmıştı. "Daha annemin kim olduğunu bile bilmiyorsunuz! Nasıl doktorsunuz siz? Annem bir keresinde bana doktorların çok bilgili insanlar olduğunu söylemişti ama siz hiç birşey bilmiyorsunuz!"

Yağmurun sitemle söyledikleri hem doktoru hem hemşireleri hemde Yağmurun sesini duyup dışarı çıkan Arası güldürmüştü. Aras müdehale etmek istemedi kızına, ne yapacağını oldukça merak ediyordu. Doktor gülerek karşısındaki çok bilmiş kıza cevap verdi hemen.

"Üzgünüm küçük hanım ama benim bir sürü hastam var ve sen hangisinin kızısın onu bilmiyorum onun için sordum. Yoksa ben çok bilgili bir insanım!" Biraz alayla karışık söylemişti ama Yağmur yaşından dolayı o alayı anlayamamıştı.

"Senin bir sürü hastan mı var annem gibi? Ama neden bir sürü kişi hasta oluyor ki? Sonra çocukları çok üzülür! Hasta olmasınlar doktor amca, hemen iyileştir onları! Ben çok üzüldüm annem hasta olunca, onlarda çok üzülmüştür."

Yağmurun üzgün sesiyle konuşması üzerine Aras daha fazla dayanamamış ve Yağmurun yanına gelmişti. Kızının koltuk altlarından tutarak kucağına almış ve konuşmuştu.

"Herkes hasta olabilir kızım bu çok normal! Zaten doktor amcanda bu yüzden var, hastaları iyileştirmek için! Merak etme annenide iyileştiricek. Sadece annenin birazcık uykusu gelmiş uyuyor, yakında uyanır merak etme!"

"Ahh Aras bey demek sizin kızınızdı! Bende artık merak etmeye başlamıştım küçük hanımın kim olduğunu!"

Aras konuşan doktorla ona dönerken Yağmurda onunla birlikte dönmüştü ve kocaman gülümseyerek konuşmuştu. "Baba bak gördün mü senin adını biliyor! O gerçektende bilgili birisiymiş! Annem doğru söylemiş, doktorlar çok bilgili!"

Yağmur bilgili kelimesini tam olarak bilmiyordu aslında. Sadece bir şeyleri bilen insanlara söylendiğini tahmin ediyordu. Kendisininde çok bilgili bir çocuk olduğundan habersizdi!

"Evet kızım doktor bey benim adımı bildi, çünkü biz onunla tanışıyoruz! Şimdi doktoru rahat bırakalımda başka hastalarıylada ilgilensin olur mu?"

Arasın konuşmasını dikkatle dinleyen Yağmur kafasını olumlu anlamda sallamıştı ve konuşmuştu. "Tamam baba gitsin doktor amca. Ama hemen geri gelsin ve annemi iyileştirsin! Ben annemi çok özledim!"

"Tamam kızım iyileşecek annen merak etme!"

Aras kızını sakinleştirerek odaya sokmayı başarmıştı ama Yağmurun sakin kalmaya niyeti yok gibiydi. Annesinin uyanmadığı her saati, gelen hemşirelere ve doktorlara zehir etmişti. Öyleki doktorlar ve hemşirelerde Defnenin bir an önce uyanması için dua etmeye başlamıştı.

⭐️⭐️⭐️

Odadaki gülüşme seslerine uyanan Yağmur başta ne olduğunu anlamamış ama hemen ardından annesinin uyanmış ve kendine baktığını görünce hızla kalkmış ve annesinin boynuna sarılmıştı. Sarılırken konuşmayıda ihmal etmemişti tabi!

"Yaşasın! Annem uyandı! Annem uyandı!"

"Kızım dur sakin ol! Evet uyandım biraz sakin ol hadi!"

"Anne ben seni çok özledim ama sen bir sürü uyudun ve hiç uyanmadın! Bende çok korktum hiç uyanmazsın diye!"

Yağmurun dudaklarını büzerek konuşması üzerine Defne hemen yelkenleri suya indirmiş ve kızına kollarını açmıştı. Yağmurda hiç vakit kaybetmeden sarılmıştı annesine. Defne aklına takılan soruyla Arasa döndü.

"Aras ben ne kadar zamandır uyuyorum?"

Aras kendine yöneltilen soruyla Defneye çevirmişti gözlerini ve ardından cevaplamıştı. "Yaklaşık bir buçuk gün oldu."

Defne duyduklarıyla kocaman açmıştı gözlerini ve çok tatlı olmuştu. Aras Defneye bakarken aklına gelen şeyle kafasını hızla doktora çevirdi. Ve bingo! Doktor hayran hayran Defneye bakıyordu! İçinden sinirlenmemesi gerektiğini söylesede pek başarılı olduğu söylenemezdi! Ama yinede yumruklarını sıkarakta olsa sakin kalmayı başardı ve kimseye birşey belli etmemeye çalıştı.

"O kadar çok nasıl uyudum ben! Hem ne oldu bana birşeyler hatırlıyorum ama net değil."

Defnenin konuşmasını pür dikkat dinliyor olan doktor konuşmaya başladı hızlıca. "Bir şeyleri hatırlamamanız çok normal Defne hanım. Buraya geldiğinizde baygın durumdaydınız. Yüksek ateşiniz vardı ve buna bağlı bazı komplikasyonlar gelişmişti. Biz gerekli müdehaleleri yaptık ama bünyeniz oldukça zayıflamış bu nedenle uyku halinde vücut kendini toparladı. "

"Ben vücudumun bu kadar yıprandığını fark etmemiştim. " Defnenin kısık çıkan sesine rağmen odaki herkes duymuştu söylediklerini.

"Doktor uzun süre yüksek ateşle mücadele etmiş olabileceğini söyledi. En azından bir doktora gitmeyi deneyebilirdin!"

Arasın hafif öfke ve biraz sitem barındıran konuşmasının ardından sessizliğe bürünmesiyle doktor tekrar konuşmaya başladı.

"Aras beyin söylediklerine tamamen katılıyor ve ekliyorum. Bundan sonra kendinize çok iyi bakmalısınız! İsterseniz biz size yardımcı olmak için birşeyler yapabiliriz!"

"Defneye biz bakarız! Benim evimde onunla şahsi olarak ilgilenecek bir çok insan var. Üstelik böyle bir durumda Defneye en iyi gelecek olan şeyde benim evimde mevcut!"

Arasın konuşmasıyla birlikte odadaki tüm kafalar ona dönmüştü. Doktor söylenenlerle biraz bozulsada belli etmeden boğazı temizleyip sakince sorusunu yöneltti Arasa. "Neymiş o Defne hanıma en iyi gelecek olan şey, merak ettim doğrusu!"

Aras yüzünde oluşan gülümsemeyi saklama gereği duymadan doktorun gözlerine bakarak cevapladı sorusunu. "Kızımız!" dedi. Ardından kafası çevirip ekledi Defneye bakarak "Yağmur orada olacak!"

Aslında Arasın aklında gerçekten böyle bir fikir yoktu ama bir kere böyle birşey aklına gelmişti. Neden olmasındı ki! Yağmur için özel bir dadı tutmaktansa Defneye verirdi o parayı. Hem kızı çok sevdiği annesinden ayrılmazdı hemde Aras kızını gönül rahatlığıyla emanet edebilirdi Defneye. Biliyorduki Defne kızına herkesten iyi bakardı.

İlk zamanlarda Defne ve kızını bir arada görmek istemiyordu ama zamanla Defneyi tanımaya başlamıştı ve Defneye karşı ön yargıları kırılmış, ilk zamanki düşünceleri değişmişti. Herşeyden önce Defne kızını sahiplenmiş ona ailesinin eksikliğini hissettirmemeye çalışmıştı. Defneye büyük bir minnet borcu vardı ama o ona teşekkür etmek yerine elinden çok sevdiği kızını almıştı.

Defnenin kızını ne kadar çok sevdiğini anlamıştı artık. Dün akşam şoförünün anlattıklarıylada emin olmuştu Aras. Defnenin şuan burda olmasının sebebi Yağmursuzluğuydu. Aras bunu daha fazla sürdürmek istemiyordu. Artık ne Defnenin nede kızının acı ve özlem çekmesini istemiyordu.

"Yaşasın annemle ve babamla birlikte yaşayabileceğim artık!"

Zaten Yağmurun neşeyle söyledikleride verdiği kararın doğruluğu kanıtlar nitelikteydi. Defne ise kalan biraz mantık kırıntısıyla itiraz etmek istesede Yağmurun söyledikleriyle birlikte kalbi yönetimi ele almıştı çoktan. Kızıyla tekrar bir arada yaşabilecekti ve şuan tek düşündüğü buydu. Kızıyla olsunda nerede oldukları farketmezdi artık!

⏳⌛️

Defne hastaneden çıkarılmış, hep birlikte Arasın evine gitmişlerdi. Defne hastaneden çıkmadan önce, Aras gerekli talimatları vererek Defnenin evinden eşyalarının alınıp, Arasın evine yerleştirilmesini söylemişti. Defne için ilk kattaki misafir odalarından birisi hazırlanmıştı. Hastaneden ayrılıp eve geldiklerinde Aras Defneye odada dinlenmesini daha sonra onunla konuşmak istediğini söylemişti. Defnede Arası dinleyerek yorgun bedeninin biraz daha dinlenmesine izin verdi.

•••••

Akşam olduğunda Yağmur annesinin kapısında bitti hemen. Çok heyecanlıydı! En sonunda hem babasıyla hem annesiyle hemde köpüşle aynı evde yaşıyorlardı ve bu Yağmuru çok mutlu ediyordu.

"Annee!"

Yağmurun ona seslenerek içeri girmesiyle birlikte Defne yattığı yerden hafif toparlanarak kalkmıştı. Ardından kızına bakarak tüm sevgisiyle konuşmuştu.

"Efendim bebeğim!"

"Hadi gel yemek yiyecekmişiz!"

Yağmurun bu cıvıl cıvıl neşeli hali Defnenin çok hoşuna gidiyordu. Hızla yataktan kalkıp kızının yanına gitti. Yağmur annesinin ne yapacağını anlayınca kaçmış ve çığlık atmıştı ama Defnenin onu yakalayıp öpmeye ve gıdıklamaya başlamasıyla birlikte kahkahalar atmaya başlamıştı. Defne kızını kucağına alıp yatağa koyduktan sonra onu gıdıklamaya devam etmişti. Yağmurda bir yandan çığlık atıp yapma anne derken bir yandanda kahkahalarla gülüyordu.

Defne hep yaptığı şeyi yapıp sanki yanlışlıkla düşmüş gibi yaptı. Bunu fırsat bilen Yağmur hızla annesinin üstüne çıkarak onu gıdıklamaya başladı. Defne gerçekten gıdıklanan birisi olduğu için her ne kadar kızının mutlu olması için yapsada deli gibi pişman oluyordu. Yağmur onu gıdıklamaya başlayınca bir yandan kahkaha atıyor bir yandanda yatakta hareket edip kurtulmaya çalışıyordu. Ama bu kadar gıdıklanırken bunu yapması pek kolay olmuyordu.

Yağmurun bir anda üstünden çekilmesiyle birlikte gözleri kapalı bir şekilde rahat bir nefes verdi. Bu kez gerçekten abartmıştı küçük cadı. Elini kalbinin üstüne koyup sakinleşmeye çalışırken bir yandanda Yağmurla konuşuyordu.

"Seni küçük cadı! Annenin çok gıdıklandığını bildiğin halde bana acımadın! İntikamım fena ola-"

Defne gözlerini açıpta kendisine bakan Arası görmesiyle konuşması yarıda kesilmişti. Yağmur Arasın kucağında kıs kıs gülüyordu. Aras ise kaşlarını çatmış kendisine bakıyordu. Defne mahçup bir şekilde hızla doğruldu yataktan. Kafası önüne düşmüştü. Utanmıştı Arastan.

"Yemekler soğuyacak. Biz Yağmurla önden gidiyoruz sende geç kalma."

Arasın söylediklerine sadece kafasını sallamıştı genç kız. Oldukça utanıyordu ve Arasın bir an önce gitmesi harika olurdu. Duyduğu kapanma sesiyle ancak kafasını kaldırmış kimse olmadığını görünce kendini tekrar yatağa bırakmıştı. Ardından yatakta tepinerek yüzünü yatağa bastırıp çığlık atmıştı. Resmen rezil olmuştu adama.

•••••

Yemeklerini yedikten sonra biraz daha oturmuşlar ardından bahçeye inmişlerdi. Aras ve Defne çardakta otururken Yağmur ileride köpekle oynuyordu.

"Defne!"

Arasın kendisine seslenmesiyle birlikte kafasını Yağmurdan Arasa çevirdi Defne. Aslında konuşacakları şey belliydi ama Defne yinede Arasın söyleyeceği şeyleri merak ediyordu.

"Efendim!"

"Sen hastahanede kaldığın sürede düşünmek için oldukça fazla vaktim vardı. Bende bu vaktimi en iyi şekilde değerlendirip bolca düşündüm. Bu konuşmadan önce sana sormak istediğim bişey var."

Defne hastahane konusu açılınca istemsiz başını eğmişti. İnsanlara yük olmayı hiç istemiyordu. "Tabiki!" Arasın sorusuna karşılık vermişti bekletmeden. Adamın karşısında zaten yeterince mahçuptu.

"Günlerce ateşli hastalıkla tek başına mücadele ettin. Her gece konuşmamıza rağmen neden benden yardım istemedin?"

Defne kafasını kaldırıp Arasa bakmıştı. Ardından hafifçe gülümseyerek cevapladı sorusunu. "Alışkın değilim birinden yardım istemekten!"

Aras duyduğu cevap karşısında afallasada belli etmemeyi başarmıştı. Ama içinde bir yerlerin cız etmesinede engel olamamıştı. "Alış!" demişti istemsiz. "Benden yardım istemeye alış!"

Bu kez afallama sırası Defneye gelmişti ama saklamakta Aras kadar başarılı olamamıştı. Zira gözlerinden hissettiği herşeyi kolayca anlayabiliyordu Aras. "Ne hakla senden yardım isterim! Bizim tek ortak noktamız var oda Yağmur. Ben ne hakla yardım isteyebilirim ki senden!" 

"Cevabı kendin verdin zaten! Sen Yağmurun annesisin Defne! Evet sana daha önce öyle olmadığını söyledim defalarca ama olayın şokunu atlatamamıştım üstümden. Yıllar öncede beni terkeden ardından ölen sevgilimden bir çocuğum olduğunu öğrendim. Annemin çocuğumu öldürmeye çalıştığını, babaannemin kurtardığını öğrendim. Günlerce çabalamama rağmen bulamadığım kızımı annesinin mezarında başka bir kadına anne derken buldum. Ben kızımı buldum yıllar sonra Defne! Bütün bunlar çok ağırdı inan bana. Yeni yeni toparlıyorum kendimi."

Arasın uzun konuşmasını hiç bölmeden dinlemişti Defne! Arasın neler yaşadığını az çok tahmin edebiliyordu elbette. Ama ona bu kadar ağır geldiğini fark edememişti.

"İlk başlarda çocuğumu benden çalmış birisi gibi göründün gözüme. Ne yapıp edip çocuğumu o kadından almalıyım dedim. Aldımda.. Daha sonra Yağmurada kavuşmanın rahatlığıyla düşündüğümde anladım gerçekleri. Sen kızımı benden çalan biri değildin! Sen kızıma gözü gibi bakan, çok seven, koruyup kollayan bir insandın! Bunun için artık Yağmurun yanından ayrılmanı istemiyorum. Sen gitmek istemediğin sürece burda bizimle birlikte yaşayabilirsin!"

Defne duyduklarıyla sevinmiş ama aynı zamanda üzülmüştü. Çünkü burada rahat olmayacaktı biliyordu. Ne hakla burda kalacaktı. Yağmurdan başka bağları yoktu. Aras sanki Defnenin düşüncelerini okumuş gibi "Sana iş teklif  ediyorum Defne. Yağmur için bir dadı tutmuştum ama Yağmur ona alışamadı. Sana zaten alışkın, sen onu biliyorsun o seni biliyor. Yani kabul edersen Yağmura dadılık yapmanı istiyorum. Bunun içinde maaşta alacaksın!"

Arasın son söyledikleriyle birlikte Defne konuşmuştu nihayet. "Ben kızıma bakmak için para almam Aras! Elbette kızıma dadılık yaparım ama bunun için senden hiç birşey istemiyorum. Zaten beni evine kabul ettiğin için yeterince minnettarım sana. Kızımın yanında olmak benim için yeterli!"

Aras bunuda tahmin etmişti ve cevabını çoktan hazırlamıştı. "Ben senin için bir hesap açtırıp her ay düzenli olarak para yatıracağım. Harcayıp harcamamak senin tercihin. Hem Yağmur bana henüz tam alışmış değil! Benden bişeyler istemeye çekiniyor! Böyle durumlarda senden bişey isterse seninde paran olmuş olur, ve Yağmura istediği şeyi alabilirsin!"

Aras Defnenin yumuşak karnının Yağmur olduğunu bildiğimden özellikle Yağmurdan bahsetmişti. Böylece Defne kabullenmişti maaş olayınıda.

Köpekle oynamaktan sıkılmasa oldukça yorulan Yağmur anne babasının yanına gelince konuşma sonlanmıştı. Defne yağmurla birlikte yukarı çıkıp ona ninni söylemiş ve uyutmuştu. Ardından hastalıktan yeni çıkmış bedenini yeniden dinlenmesi için yatağa bırakmıştı!

⏳⌛️

"Anne hadi ya! Geç kalacağız!"

Yağmurun aceleci sesiyle birlikte Defne ayakkabıları hızla ayağına geçirip odasının kapısında bekleyen kızının yanına gitti. Yağmur sinemaya yeni gelen bir animasyonu izlemeyi çok istemişti, şimdide Defneyle birlikte sinemaya gidiyorlardı. Ama küçük hanım biraz fazla heyecanlıydı bu yüzden yerinde duramıyordu. Defne önce yağmuru hazırlamıştı bu yüzden kendi kıyafetlerini giymesi için küçük hanım bekleyememişti.

"Tamam kızım geldim işte! Merak etme geç kalmayız, hem baban arabayla gitmemizi söyledi. Hemencecik gideriz sinemaya!"

Yağmur elini hızla anlına vurdu. "Ahh ben hep unutuyorum arabayı anniş! Tamam o zaman." Yağmurun konuşması ve hareketleri güldürmüştü Defneyi. Kızına yaklaşarak koltuk altlarından tuttu ve kucağına aldı hızlıca. "Hadi gidelim madem!"

Artık ezbere bildiği evden dışarı çıktılar ve kendilerini bekleyen arabaya geçtiler. Defne araba hareket ederken eve baktı bir kez daha. Yaklaşık iki haftadır burada kalıyordu ama hala alışamamıştı. İşinden ayrılmış ve Arasın istediği gibi Yağmurun dadısı olarak işe başlamıştı. Kazandığı parayı sadece Yağmurun istekleri için harcayacak, mecbur kalmadıkça asla kullanmayacaktı.

"Anne, babam neden bizimle gelmedi?"

Yağmurun sorusuyla daldığı düşüncelerden ayrılan Defne kızına döndü ve cevapladı onu. "Babanın çalışması gerek kızım! Bende çalışıyordum ya hatırlasana! Babanında çalışması ve para kazanması lazım!"

"Ama anne, babam bir keresinde bana çok parası olduğunu söylemişti! Madem çok parası var neden hala çalışıyor?"

Yağmurun sorduğu soruyla birlikte Defne uygun bir cevap bulmak için düşündü. Kısa bir düşünmenin ardından kendince en doğru olan cevabı bulmuş olmalıki cevapladı kızını.

"Yağmur hatırlıyor musun bir keresinde bana, çalışınca bize parayı kimin verdiğini sormuştun?" Yağmur evet anlamında kafasını salladı ve konuştu hızlıca. "Hatırlıyorum anne! İrfan amca veriyormuş sana parayı! Çünkü o kreşin sahibiymiş!"

Defne gülümsedi Yağmura. Gerçekten çok zeki bir kızı vardı. "İrfan amcanında bir sürü parası vardı ama yinede her gün kreşe gelip çalışıyordu, değil mi?" Yağmur yine sevimlice kafasını salladı. "İrfan amcan çalışıyordu çünkü bize vermesi gereken parayı kazanması gerekiyor! İşte babanda öyle! Babanında bir iş yeri var, tabi kreşten daha farklı. Ordada çalışan bir sürü insan var ve baban onlara para verebilmek için çalışıyor! Hatırlasana biz para aldığımız zaman ne kadar mutlu oluyorduk! Babanın çalışanlarıda mutlu oluyordur para alınca. Ama baban çalışmazsa para alamazlar ve üzülürler! İnsanların üzülmesini istemezsin değil mi?"

Defnenin yaptığı uzun açıklamadan sonra Yağmur hızla konuşmaya başlamıştı. "Ben paramız olmadığı zaman çok üzülüyordum anne! O insanlarda üzülmesin! Tamam babam çalışsın ben onu sadece akşamları görsemde olur!"

Yağmurun dediklerine Defnenin içi acısada sadece gülümsemişti. Kızına yetememişti anlaşılan! Çok çalışmıştı ona iyi bakabilmek için ama yeri geldiğinde beş parasız kaldıkları günlerde olmuştu! Kızına bunları yaşatmayı hiç istemezdi. Sessizleşip kafasını cama çevirdi. Aslında gözleri dolmuştu ve bunu Yağmurun görmesini istememişti.

••••

Yağmur ve Defne, mısırlarını ve içeceklerini alırken, şoförde sinema biletlerini almıştı. Yağmur adamın elinden biletleri almış ve "Teşekkürler Ahmet abi!" demişti. Adam Yağmura gülümseyerek karşılık vermiş ve Defneye dönerek konuşmuştu.

"Defne hanım, ben sizi dışarıda arabada bekliyorum, filminiz bitince sizi eve götüreceğim!"

Defne tam itiraz etmek için ağzını açmıştı ki onun yerine başka bir ses cevaplamıştı adamı! "Gerek yok Ahmet sen dönebilirsin eve biz birlikte döneriz!"

Arasın sesiyle tüm kafalar oraya dönerken Yağmur sevinçle "Baba!" diye bağırmış ve Arasın yanına koşmuştu. Aras gelen kızını eğilerek karşılamış ve onu kollarına alarak Yağmurla birlikte ayağa kalkmıştı. Yağmur babasını sarıldıktan sonra başını kaldırdı ve babasına bakarak konuşmaya başladı. "Baba ama sen çalışıyordun hani? Gelemeyeceğini söylemişti annem!"

Yağmurun meraklı bakışlarına karşılık gülerek baktıktan sonra kızını cevapladı Aras. "Kızımı özledim ve geldim! Sevinmedin mi yoksa?" Babasının sorusunu duyunca Yağmur hızla kafasını iki yana salladı konuşmaya başladı.

"Hayır baba çok sevindim gelmene ama senin çalışman gerek yoksa insanlar üzülür!"

Yağmurun söyledikleriyle hafif kaşları yukarı kalkmıştı Arasın! Acaba bu kez neyden bahsediyordu çok bilmiş küçük hanım! "Kimler üzülürmüş ben çalışmazsam söyle bakalım!" Defne bıyık altından gülmeye başlamıştı duyduğu konuşmalara.

"Annem dediki senin bir iş yerin varmış orda bir sürü insan çalışıyormuş! Eğer sen çalışmazsan o insanlara para veremezmişsin ve onlarda üzülürmüş! Ben seni çok özlüyorum ve hep yanımda ol istiyorum babacığım ama insanların üzülmesinide istemiyorum! Bunun için seni sadece akşamları görsemde olur!"

Yağmurun söyledikleriyle hafifçe dudaklarını ısırmıştı Defne! Yağmura yanlış birşey öğretmiş olma ihtimalinden korkuyordu. Ya Aras öğrettiği şeyi doğru bulmazsa! Çok korkuyordu Defne!

Aras Yağmurun söyledikleriyle birlikte Defneye dönmüştü. Dudağını ısırmış onlara bakan bir Defne bulmayı beklemiyordu elbette! Yinede kendini o an olan durumdan fazla uzaklaşmadan toparladı ve Defneden bakışlarını çekerek Yağmurla konuşmaya devam etti.

"Annen doğru söylemiş kızım. Bir sürü insan ben çalışmazsam para kazanamaz ve çok üzülür ama merak etme ben bugün yeterince çalıştım! Artık seninle vakit geçirebilirim!"

Defne ve Yağmur aynı anda rahat bir nefes vermişti. Arasın söyledikleri ikisinide rahatlatmıştı. Yağmur insanların üzülmeyeceğini anladığı için rahatlamıştı, Defne ise Arasın kendi söylediklerini onaylamasıyla.

Arasın, Yağmur ve Defnenin yanındaki koltuğa kendisi içinde bir bilet almasıyla birlikte salona girmişler ve Yağmuru ortalarına alarak oturmuşlardı. Işıkların kapanıp filmin başlamasıyla Aras ekranda tuttuğu bakışlarını yan tarafında oturan kızına çevirmiş, film yerine onu izlemeye başlamıştı. Kızını bulmasının üstünden bir aydan fazla zaman geçmişti ama hala onun gerçekliğini sorguluyordu. Hayatına biranda giren bir mucizeydi Yağmur. Her an onu görmek istiyor, işlerini en hızlı şekilde bitirip eve gitmek için sabırsızlanıyordu!

Yağmurun kahkaha atmasıyla birlikte hayran bakışları çıkmıştı ortaya Arasın! Kızını şüphesiz çok sevmişti! Gülüşüneyse özellikle aşık olmuştu! Gözlerini biraz ilerde gülen başka bir güzelliğe çevirdi. Defne.. Yağmur nasıl onun mucizesiyse şüphesiz bu kızda onun meleğiydi! Geçtikleri iki haftada sık sık konuşmuşlardı. Defne en başından, Serpille tanışmalarını, Yağmurun nasıl doğduğunu, nasıl büyüdüğünü, ilk kelimesini ve daha bir çok şeyi anlatmıştı Arasa. Ve Aras onu bu iki hafta içinde daha iyi tanımaya başlamıştı.

Sadece kendisi değil evindeki çalışanlar bile onun çok iyi birisi olduğunu düşünüyordu. Kızını büyüten kişinin o olmasından oldukça memnundu Aras! Şüphesiz Serpil harika bir anne olurdu ama Defnede mükemmel bir anneydi! Yağmurun ondan daha iyi bir annesi olabileceğinden şüpheliydi Aras!

Yağmura bir kez bile sesini yükselttiğini yada azarladığını duymamıştı. Eğer Yağmur yanlış bir şey yapıyorsa mantıklı bir şekilde doğrusunu ona anlatıyor ve yanlışını görmesini sağlıyordu. O harika bir anneydi ve harika bir gülüşü vardı! Çok güzel gülüyordu, özellikle yanağında çıkan gamzelere bayılıyordu genç adam!

Düşüncelerinin saptığı yönü farkettiğinde kendini toparladı hızla, ne kadar zamandır Defneye baktığını bilmiyordu Aras ama filmin duraklatılıp ışıkların açılmasıyla birlikte hızla önüne dönmüştü. Filmin ilk yarısı çoktan bitmişti..

•••••

Film bittikten sonra fazla oyalanmadan eve dönmüşlerdi. Yağmurun canının çok fazla annesinin böreklerinden istemesiyle birlikte Defne mutfağa girmiş ve meşhur böreklerinden yapmaya başlamıştı.

Pişen börekleri servis tabağına koyan Defne salonda oturan Aras ve Yağmurun yanına ilerledi. Börekleri ortadaki komedinin üzerine bırakır bırakmaz Yağmur içinden bir tane almıştı.

"Kızım dikkat et daha çok sıcaklar! Yanacaksın!"

Yağmur elindeki börekle hızla babasının yanına otururken eli yanmıştı ve böreği babasına uzatmıştı hızlıca. Ne olduğunu anlayan Aras hızla Yağmurdan böreği aldı. Defnede bu sırada boş tabakları getiren görevliden tabakların birisini almış ve bir dilim böreği tabağa koyarak dilinlemeye başlamıştı. Böreği dilimlemeyi bitirdikten sonra Yağmurun kucağına koymuştu. Yağmurda annesine teşekkür ederek böreği yemeye başlamıştı.

Arasta kızının başka böreği yemeye başlamasıyla birlikte elinde kalan böreği yemeye karar verdi. Börekten bir ısırık aldığı anda tanımıştı bu tadı. Yıllar önce önce tutkunu olduğu bu börekleri nasıl unutabilirdi ki! Başını hızla Defneye çevirdiğinde beyninde bir şimşek çakmıştı. İnanılır gibi değildi gerçektende. Karşısında oturan kız yıllar önce gördüğü o kızdı! Tesadüfün böylesi mümkün müydü gerçekten! Bu kız hem kızının hemde kendinin hayatını kurtarmıştı..

6 yıl önce...

Yağmurlu bir haftasonunda Defne yine yol kenarına geçmiş bir yandan börek satmaya çalışırken diğer yandan ıslanmamaya çalışıyordu. Hava sonbahar olması sebebiyle yeterince soğukken birde yağmurun yağması işini giderek zorlaştırmıştı. Ama bunu yapmaya mecburdu. Devletin verdiği paralarla yurttan ayrılınca geçinmesi neredeyse imkansızdı. On sekiz yaşına girmesinede çok az kalmıştı. Bunun için haftasonları yurdun mutfağında harçlıklarıyla aldığı malzemelerden börek yapıyor ve satıyordu. Börekleri poşetin içinde olduğu için ıslanmıyordu ama kendisi yol kenarındaki küçük ağacın altını sığınmış bir şekilde titreyerek börekleri satmaya çalışıyordu.

Bu gün şanssız bir günüydü çünkü yağmur yağdığı için sokaklar boştu ve yoldan geçenlerde durup bakmıyordu bile. Defne yağmurun altında ne kadar bekledi bilmiyordu ama artık yağmur etkisini kaybetmiş minik damlacıklar halindeydi ve ıslatmıyordu. Ama zaten Defne yeterince ıslanmıştı. Kaldırımda kollarını göğsünde kavuşturmuş ısınmaya çalışırken sol tarafından bir adamın zorla yürümeye çalışarak geldiğini fark etti. Başta umursamamaya çalıştı ama adamın üstü başı toprak içindeydi ve titriyordu. Daha Defnenin yanına gelemeden yere düşünce Defne kendini adamın yanına giderken buldu. Yufka yüreği yine dayanamamıştı. Yanına geldiğinde hafif eğilerek sordu.

"İyi görünmüyorsunuz. Neyiniz var? Yardım edebilir miyim?"

Narin bir ses duyan genç adam yavaşça kafasını kaldırarak karşısındaki genç kıza baktı. Kocaman gözlerini açmış ona bakıyordu. Adam kızın ona nasıl yardım edebileceğini merak ederken buldu kendini. Şu an krizi başlıyordu ve hap almazsa kalp krizi bile geçirebilirdi.

"Bana nasıl yardım edebilirsin ki?" Sesinin ve kendisinin titrediğini ancak konuşunca fark edebilmişti. Genç kız koca gözleriyle onu süzüp tekrar yüzüne baktı yüzündeki irili ufaklı çürükler ve patlayan kaş ve dudağıyla hiç iyi görünmüyordu.

"Bilmiyorum belki kan şekeriniz falan düşmüştür. Aç mısınız? Ben börek satıyorum. Yemek istermisiniz? Merak etmeyin para istemiyorum!" Adam karşısındaki küçük kıza baktı en fazla 17 yaşındaydı. Kıyafetleri ıslaktı ve hafif titremesindende oldukça üşüdüğü anlaşılıyordu.

"Neden börek satıyorsun?" Genç kız bunu duymayı beklemiyordu bunun için şaşırdı. Ama aynı zamanda adamda böyle bir soruyu sorduğuna şaşırmıştı. Ona neydiki bu küçük kızdan!

"Şey ben çalışmak zorundayım, para biriktirmem gerek."

"Neden kendine yeni bir telefon mu almak istiyorsun yoksa!" Adam soruyu alayla sormuştu ama genç kızın yüzünün iyice asıldığını fark edince pişman oldu.

"Hayır ben.. Ben yetimhanede kalıyorum. Ama yakında 18 olacağım ve yurttan ayrılmak zorunda kalacağım. Bende en azında biraz para biriktirip ev tutabilirim kendime. Sokakta kalmamak için yani." Sesi sonlara doğru kısılmıştı ama genç adam gayet iyi duymuştu. Genç kız adamın yüzüne bakmak istemedi çünkü biliyorduki kendisine acıyan gözlerle bakıcaktı.

"Ben size börek getireyim!" Adamın yanından ayrılmak için iyi bir bahaneydi en azından.

Adam giden kızın ardından baktı uzun uzun. Ardından düşündü kendisi o yaşlardayken ne yapıyordu diye. Aklına gelen tek şey arkadaşlarıyla eğlendiğiydi. Şimdiki haline baktı birde, sefil bir haldeydi. Kendini bir batağın içine atmıştı ve çırpınmayı denememişti bile. Belki çırpınsa kurtulurdu ama denememişti. Şimdiyse kendisinden çok daha küçük bir kız ailesi bile olmadan doğduğunda atıldığı bataklıktan kurtulmak için çabalıyordu.

Adam düşüncelerinde kaybolurken kızda iki börek almış ve adamın yanına gelmişti. Genç adam ise önüme uzatılan böreği farkettiğinde ancak idrak edebilmişti kızın geldiğini.

"Teşekkür ederim." Sessizce söyleyip almıştı böreği. Merak etmişti aslında çabayla yapılan bir şeyin tadının nasıl olduğunu. Böreği yemeye başladığında nedensizce şimdiye kadar yediği en güzel börek olduğunu düşünmüştü. Öyleki bir kaç ısırıkta bitivermişti börek. Genç kızın başka bir tane daha uzatmasıyla hiç düşünmeden almış ve yemişti.

Genç kız karşısında iştahla börekleri yiyen adama bakıyordu merakla. Artık titremesi geçmiş gibiydi. Börekleri yemesi bittiğinde usulca çantasından çıkardığı peçeteyle kaşındaki yaraya uzandı. Ve hafifçe dokunarak temizlemeye başladı. Adamda kafasını kaldırmış kıza bakıyordu dikkatle. Genç kız kaşını temizledikten sonra kan olan peçeteyi atarak yenisini çıkardı ve bu kez dudağını temizledi. Daha sonra kanlı peçeteleri çöpe atarak adamın yanına geldi ve konuşmaya başladı.

"Daha iyi görünüyorsunuz yani en azından titremeniz geçti! Benim artık gitmem gerekiyor, siz kalkabilecek misiniz?" Adam hangi ara oturduğunu bilmediği duvar kenarından yavaşça kalktı. Kendini çok iyi ve rahatlamış hissediyordu. Sanki uzun zamandır aradığı şeyi bulmuştu. Uzun zamandır aradığı şey aslında uyuşturucuyu bırakmak için birazcık cesaretti ve bu küçük kız ona bu cesareti vermişti. Genç kız ona el sallayarak uzaklaşıp küçük tezgahını kaldırdı ve sokakta kayboldu. Adamsa kaybolana kadar baktıktan sonra kararlı adımlarla evine doğru yürümeye başladı. Artık biliyordu ne yapması gerektiğini.

Sevgilisinin ve ailesinin bir yıldır yapamadığını kız 15 dakikada iki börekle yapmıştı...

•••••

Evet yeni bölüm geldi..

Biliyorum sizi çok beklettim ama gerçekten elimde olmayan sebeplerden dolayıydı..

Özür olarak size her zamankinden daha uzun bir bölümle geldim. 4000 kelimeden daha uzun bir bölüm yazdım ilk defa!

Umarım beğenmişsinizdir!

Continue lendo

Você também vai gostar

KAÇIŞ YOK De yazarbenmerhaba

Literatura Feminina

94.1K 2.6K 45
Arkadaşı tarafından para için ihanete uğrayan bir kızzın adama mahküm edilmesi ön izleme : 3.bölüm Helin ben çok özür dilerim pişman oldum gerçektenn...
350K 23K 26
Açelya hiç hatırlamasa da henüz 5 yaşındayken ailesinin düşmanları tarafından kaçırılmış ve gözlerini bir yetimhanenin revirinde açmıştı. Ailesi sen...
LAL De Simay İpek

Literatura Feminina

4.8M 263K 94
Benim ruhum delik delikti. Biri benim anahtarımı bulup açsa ve o ruhu çıkarsa , ruhumun üzerindeki yanık izlerinden , hayal kırıklığı izlerinden , ac...
114K 4.3K 34
Karışmış bebek klasiği. Zeynep gerçek ailesine alışabilecek mi? Zeynep ön yargıları kırabilecek mi? Zeynepin ailesi olabilecek mi? Hadi gelin hep ber...