Bir VAMPIRE Aşık Olmak 2!

By yazarwampirenses

352K 23.1K 3.4K

Karanlığın içinde karanlık... Gecenin içinde gölge... Beni bitiren korku..! Karanlığın sonunda aydınlık... More

Tuhaf Sesler!
Yeni İpuçları
Mutasyonlar
Mutasyonlar Listesi
Öğrencilerle İlk Gün!
Yasak Oda
Şüpheler
Ruh!
Diana
Merak Ettiklerime Doğru!
Diana kim?
Jason'un Şirketi
Kilitli Kapı
Yaşam Taşı
Hemşire
Uyanış
Görev: Mutasyon Avı
Kanada
Casus
Giderek Artan Tuhaflıklar!
İşler çığrından çıkarsa!..
İnsan olmak istemiyorum
Gidenler ve Kalanlar
Simon
Büyüyen Tehlike!
Hepsi Rüya Olsa!
(Bölüm dışı)
"Hepsi Benim Yüzümden!"
~ MUTLU SON ~
SANAL HAFIZA

Ölüm ile Yaşam Arasında

8.7K 620 181
By yazarwampirenses

Selen karanlığın içinden kendisine seslenen tanıdık sese gözlerini açtı. Vel ve diğerleri ona gülümsüyordu. Aralarında eğleniyorlardı.

Sense yattığı yerden kalktı. Onlara yaklaşmak istedi. Ama o anda ilerleyemediğini fark etti. Elini ileri attı fakat arkadaşları ile arasında bir cam vardı etrafına bakınca etrafının camlarla çevrili olduğunu gördü. Bir cam fanusun içindeydi. Ve ayağından başlayarak su yükselmeye başladı. Cam dan yansımasını gördü. Kendisi gibi değil Lily gibi görünüyordu. Lily’ye şaşkınlıkla bakıyordu. Lily ise

“Luke olmuyor. Camı kıramıyorum. Ama sen yine de Albert’in tehditlerini kabul etme.”

Sense korkuyordu boğulmak üzereydi ve o anda cam kırıldı. Bir ses duydu. Luke’a ait bir ses ona bakarak konuşuyordu.
“İyi misin Lily?”

Sense daha da şok oldu. Ve birden okyanusta olduğunu fark etti. Karanlığa doğru çekiliyormuş gibi hissediyordu. O anda içinden ‘Ben Lily değilim.’ Diyebildi ve nefes nefese uyandı.

Kalbi yerinden çıkacakmış gibi hissediyordu. Güvende olduğunu sezince rahatladı. O anda kendisine ait olmayan bir oda da olduğunu fark etti. Etrafa göz gezdirirken kapı açıldı. Kapıdaki Alec idi. Sense’in uyandığını görünce elinde tuttuğu şeyi masaya bırakıp kapıyı kapatıp Sense’e sarıldı.

“Sonunda uyandın.”

Sense tanıdık birini görmenin huzuruyla derin bir iç çekti.

“Ne oldu?”
Alec ondan ayrılırken
“Neler olduğunu  hatırlamıyor musun?” duraksadı ve devam etti. “En son seni trenden atlarken gördüm. Eğer biraz daha geç kalsaydım. Diğerleri gibi senide kaybetmiş olacaktım.”

Sense kekeleyerek

“On-la-rrın hepsi ger...ger-çek-miydi?” Alec kafasını sallayınca Sense ağlamaya başladı. Alec tekrar sarıldı. Ağlamasına izin verdi.

Sense

“Gözlerimin önünde öldüler. Hepsini kanlar içinde gördüm. Ray, Sem, Keen ve Vel. Ben onlarsız ne yaparım? Biz hangi ara bu hala geldik.” Sense hıçkırarak ağlıyordu.

Ağlaması kesilince Alec ona bir şeyler yedirmeye çalıştı. Ama Sense yiyeceklerle dolu tepsiye bakıyordu.

“Alec?” Sense gözlerini tepsiden ayırmadan devam ediyordu. “Sana bahsetmiştim hatırlıyor musun bilmiyorum. Lily’nin büyü enerjisinden kendime aktarıyordum. Sanırım tek çaldığım büyü güçleri değildi. Anılarınızda çalıyordum. Uyanmadan önce Luke ve Lily’ye ait bir anı gördüm. Çok korktum. Çok acı çekmiş olmalı.”

“Anılarını mı görebiliyorsun?”

“Hayır görmek değil. Anıları bana geçiyor. Çok sürmez nerede ve kiminle olduğunu bile hatırlayamaz bir hale gelecek. Ailesi olarak gördüğü insanların nerede olduğunu biliyorum. Oraya gitmeliyiz. Biran önce Lily’ye güçlerini vermeliyim. Yoksa asla sevmekten vaz geçmeyeceği Luke’u bile unutabilir.”

“Sense sen nelere sebep olmuşsun böyle.”

“Farkında değildim. Ama korkunç yani rüya bile olsa Lily’nin hissettiği korku ve acıları daha hissettim.”

“Peki bu ‘Lily ölürse Sense’de ölür.’ manasına gelen bir açıklama mı oluyor?”

“Sanırım öyle. Kendim için değil ama o kız benim yüzümden ölmeyi hak etmiyor. Onu kurtarmalıyız.”

“Pekala sen kendine gelince yola çıkarız.”

“Bana öncelikle kalem ve kağıt bulabilir misin?”

“Ne için?”

“Benden Haber bekliyor olacaklar. Onlara 20 gün daha beklemelerini söylemeliyim. Agata çok yakınlarında koca bir ekiple onu arıyor.”

“O zaman o mektupta onları kesinlikle ikna etmelisin.”

“Luke bana inanmaz. Ama Mat ve Flex’e güveniyorum. Onlar onu ikna edecekler.”

Mektubu gönderdikten 10 gün sonra Alec ve Sense Kasabaya ulaşmışlardı. Okulun önüne gelince Sense

“Durdur arabayı!”

Alec ani fren yaptı. Sense hemen arabadan indi.

“Bu onların okulu. Kırmızı gözler!” Sense Alec’e döndü ve “Lily’nin Luke’un gözlerini ilk gördüğü zaman buradalardı.”

O anda sustu bir kaç ses kafasında yankılanıyordu.

“Merhaba! Bu okula mı kaydoldun?” “Bu arada ben Sam! Sen?” “Bende Lily!”

Yine Lily’ye ait bir anı gözlerinin önüne gelmişti.

Alec

“Sense anılar sana ait değil. Bu kadar heyecanlanmana gerek yok.”

“Biliyorum. Ama onun heyecanını yaşıyorum. Sam denen çocukla ilk tanıştığında yeni taşındığı bir yerde hemen arkadaş edinmenin heyecanını yaşıyordu.”

Alec

“Hadi bin arabaya!”

Sense arabaya bindi. Alec

“Pekala nereden gidiyoruz?”

Sense yolu işaret edince Alec ormana giden yola girdi. Çok kısa sürede Ormandaki Villanın önüne gelmişlerdi.
Peter ve Sam onları kapıda bekliyordu.

Peter

“Kimsiniz siz?”

Alec araçtan inince Sam şaşırdı ve
“Alec senin burada ne işin var? Luke ve Lily nerede?”

Alec biraz gergin bir şekilde
“Hepsini anlatacağım. Sadece biraz kendimi toplamama izin verin.”

Sense’de arabadan inmişti. Korku ve öfke dolu gözlerle Peter’a bakıyordu. Ona doğru yaklaştı. Peter tuhaflığı sezip o kızın neden kendisine yaklaştığını merak ediyordu ki yüzüne bir tokat yedi. Şaşırarak Alec ve Sam’e baktı.

“Bu kız daha yeni bana tokat mı attı?”

Kıza döndü ve

“Bir kaç tahtan eksik galiba. Yine de merak ediyorum neden tokat yedim ben?”

Sense öfkeyle

“ Seni pislik Lily’yi zamanında çok korkutmuşsun. Ayrıca niye ikisinin arasına girip durdun sen.”

Peter daha da şaşırdı.

“Ne demek istediğini anlamadım?”

Alec

“Lily’nin anılarını görüyor. Onun gibi üzülüp sevinip kızıyor. Zaten anlatacaklarımda bununla ilgili.”

Sam

“İçeri geçelim.”

İçeri geçtiklerinde Emma merdivenlerden iniyordu.

“Bir kan emici ve ne olduğunu bilmediğim bir yaratığın kokusunu aldım.”

Alec’i görünce

“Demek kan emici sendin. Alec hoş geldin. Peki...”

Sözünü tamamlayamadan Sense kendini gösterdi ve

“Ne olduğunu bilmediğin yaratık ben oluyorum. Merhaba ben Sense! Bir mutasyon oluyorum. Yaratıktan çok mutasyon kulağa daha havalı geliyor. Yaratık biraz gurur kırıcı oldu da. oldu da.”

“Pekala Sense hoş geldin.”

Alec

“En son burada oturmuyordunuz. Yıllar oldu görüşmeyeli ama bu evinizi daha çok sevdim.”

Tüm olan biteni onlara anlattılar. Herkes Şok içindeydi.

Sam

“Biliyordum. Başlarını hep belaya sokuyorlar zaten. Bende onlarla gitmeliydim.”

Peter ise hala kendisine öfkeyle bakan Sense’ten gözünü ayırmayarak

“Birisi şu kıza gözlerini artık başka birisine dikmesini söyleyebilir mi? Korkmaya başladım da.”

Sense o anda kendine geldi ve
“Özür dilerim Peter! Sonradan iyi biri oluyormuşsun. Anıları kesik kesik görüyorum da.”

Peter Alec’e bakarak

“Bu kız bir hastaneye yatırılmalı. Zeka eksikliği de var.”

Alec gülerek

“Emin ol hepinizden zekidir.”

Sam

“Lily’nin güçleri şuanda bu kızdaysa Lily anılarını kaybediyorsa sonu ne olacak?”

Sense

“Merak etmeyin. Geldiğinde güçlerini ona geri vereceğim. Sanırım Lily nin  büyü güçlerinin bir laneti falan var. Kontrol edemeyeceğim derecede artıyor. Son bir kaç gündür uyuyamıyorum. Sürekli onun anıları gözlerimin önünde. Acısını hissediyorum. Beynim çatlayacak derecede çok ses ve yankı duyuyorum.”

Peter

“Hayır gücün laneti değil bu. Lily onu kontrol etmeyi öğrenene kadar neredeyse ölüyordu.”

Sense

“Ben onun kadar dayanıklı değilim. Beni öldürme ihtimali çok yüksek. Ve kendimi de geçtim. Eğer Lily her şeyi unutmadan veremezsem işler iyice kızışacak.”

Emma

“Alec Lily hamile mi dedin sen?”

O sırada Sense çığlık atmaya başladı. Elleriyle kafasını tutuyordu. Herkes onu sakinleştirmeye çalışıyordu.

Sense birden

“O hamile değil. Karnında bebeğe dair hiç bir iz yok. İçinde taşıdığı tek şey karanlık.”

Sam

“Bu ne demek oluyor?”

“Bilmiyorum.”

Tam 20 gün dolmuştu. Herkes oturup beklerken birden Sam ayağa kalktı.

“Geldiler!”


..........

Luke

“Başka bir yolu yok mu?”

Snow

“Hayır Luke! Karar sizin. Ama en iyi seçenek Lily’nin karnına saplayacağınız bir hançer olacak.”

Sam

“Bu saçmalık. Başka bir yolu olmalı.”

Lily artık uyanık değildi. Derin bir uyku içindeydi. Yorgundu ve uykusuz geçirdiği gecelerde hep kabus görmüştü. Luke ilk kez onun uykuya daldığını görüyordu.

Luke

“Ne kadar süremiz var?”

Snow

“Sadece bir kaç gün.”

Mat

“Ruhlar hakkında Diana yüzünden biraz araştırma yapmış olabilirim. Onları öldüren bir hançer türü var. O da gümüş bir hançer olmalı. Başka ölmelerinin yolu ise dadandıkları insanı kendi istekleriyle terk ederlerse de ölüyorlar. Ve bu içindeki ruhun onu kendi isteğiyle terk edeceğini falan sanmıyorum.”

Luke

“Saçmalamayın. Lily’ye kimse hançer saplamayacak.”

Snow ayağa kalktı.

“Luke o zaten ölüyor. Her koşulda ölecek. Başkalarının ölmesini göze alamayız.”

“Hayır. Bir yolu olmalı. O ölmeyecek. Ben buna izin veremem.”

Sinirle orayı terk etti. Sam ve Alec arkasından koşuyordu.

Sam

“Luke biraz bekler misin?”

Ona yetişip durdurdu.

Luke Sam’a bakarak

“Sam! Onu kaybedemem bana bu dünyaya ait olduğumu hissettiren kişiyi kaybedemem. Onsuz bende yokum demek oluyor bu. Son zamanlarda bazı hislerim iyileşiyor gibi hissediyordum. Gerçek anlamda hislerden bahsediyorum.”

Sam

“Onu kurtaracağız merak etme.”

Luke onu duymamış gibi devam ediyordu.

“Onun yanındayken ilk kez heyecanlandım. 200 küsür yıldır atmayan kalbim onun yanında bir kere attı. Bu 200 yıl beklemeye değecek bir olaydı. Onu her şeyden çok seviyorum ben.”

Alec Luke’u susturmak için ona yumruk attı. Luke yere devrilince kendine geldi.

Alec

“Kendine gel. O ölmeyecek başka bir yolu olmalı araştıracağız.”


.......

Layla

“Onu yukarı oda ya taşısak daha iyi olmaz mı?”

Mat

“Ona dokunmayın. Uyuduğu yerden kaldırmayı denedik. Hemen uyanıyor ve kokudan ağlıyor.”

Sense

“Mat biraz konuşabilir miyiz?”

Mat ve ikisi bahçeye çıktılar.

Mat

“Seni dinliyorum.”

“Lily’nin anıları bana geçiyor. Onda unutkanlık oldu mu?”

Mat biraz düşündükten sonra cevap verdi.

“Bir ya da iki kere nerede olduğunu unuttu. Ama biz açıklayınca kendine geldi.”

“Daha fazlasını da unutacak.”

Chinna onların yanına gelerek

“Sakın güçleri aktarmayı deneme. Önce onu düzeltmenin yolunu bulmalıyız. Yoksa bu haldeyken aktarırsan kafayı yer.”

David de onun arkasından gelerek

“Ve sende ölüyorsun değil mi?”

Sense şaşırarak

“Nereden biliyorsun?”

“Bilenlerden kimse bahsetmedi. Ben sezdim.”

Mat

“Ne demek oluyor bu Sense?”

Sense Mat’a dönerek

“Lily ile aramda bir bağ oluştu. Ve onu öldüren şey beni de öldürecek. Onun kalbi durursa benimkinin de durma ihtimali var.”

David

“Durmama ihtimali de var.  Bundan emin değiliz değil mi?”

Sense

“Elbette.”














Continue Reading

You'll Also Like

422 68 26
Yarı Çinli Yarı türk kızı ile yarı vampir yarı insan erkeğin hikayesi anlatılmaktadır, bakalım neler olacak yepyeni içerikler bölümler sizleri bekliy...
270K 12.4K 32
Kalbim deli gibi hızlanırken korkuyla geriye adımladım , kaçmalıydım bu çocuğu görmeye dayanamıyordum. "Dur" göğsüm derin nefeslerim yüzünden inip k...
181 59 7
Yolun sonunda herkes evine döner. Ruhunun nefes almaya başladığı yere. Abisinin ardından annesini de kaybeden ruhu kırık kızın hayat hikayesi. Bu ben...
63.6K 3.2K 75
Çıldırmıştı gözleri kırmızının en koyu tonuna bürünmüştü öyle ki kolay kolay korkmayan ben bile korkudan bayılmamak için zor tutuyordum kendimi En so...