cipa | larry ✓

By winterflowerkth

188K 17.2K 30.8K

"o giderse ölürüm baba! onu götürme..." hıçkırıklarının arasında babasının önünde çökerek yalvardı. bu hali k... More

red lips
i'm a man
anything could happen
too close
counting stars
breakaway
so cold
never been hurt
blood on my name
eyes on fire
bloodstream
let her go
give me love
madhouse
don't let me go
glory and gore
king and the lionheart
make everything louder
lego house
explosions
burning desire
buzzcut season
everybody wants the rule
another love
yellow flicker beat
stop crying your heart out
recovery
love death birth
centuries
your love
beating heart
harry
without a world
the monster
west coast
haunted
seven nation army
tennis court
wait for a minute
love me like you do
wrong
holy ground
story of my life
i put a spell on you
you and i
bad things
here comes the rain again
something's gotta give
misty mountain
ordinary world
kiss me slowly
final
özel bölüm

battlefield

4K 392 1.1K
By winterflowerkth

Odaya girdiğimde sessizce etrafa bakındım. Üstü çıplak, yatakta uzanırken dağınık saçlarıyla oldukça masum görünüyordu. Kapıyı kapatmak için ileri doğru hafif bir adım attım. Uyanmasını istemiyordum. Kahverengi ahşap kapıyı yavaşça itip kapattığımda minik bir gıcırtı sesi çıkmıştı. O anda gözlerini açıp başını bana çevirdi.

"Louis." dedi elini bana uzatırken.

Çantamı çıkarıp çalışma masasının üstüne bırakırken boğazımda oluşan rahatsız edici yumruyu yok etmek için yutkundum.

"Yanıma gel."

Üstündeki yumuşak beyaz battaniyeyi kaldırıp kenara çekildi. Oldukça büyük olan yatakta bana yer açmış ve uzanmamı bekliyordu. Ayakkabılarımı çıkarıp hiç bekletmeden yanına gittim. Elini yanındaki boşluğa vurarak yatmamı işaret etti. Yatağa oturup bacaklarımı uzattım ve başımı yastığa koyup yüzünü incelemeye başladım. Battaniyeyi üstüme örttükten sonra benim gibi tek elini başının altına yerleştirdi. Gözlerini bir saniye olsun benimkilerden ayırmıyordu. Parmaklarını saçlarımda gezdirirken tedirgin olmuştum.

"Bana ne hissettiğini söyle." dedi sakin ama kulak tırmalayıcı sesiyle.

Gözlerimi anlamsızca birkaç kez kırpıştırıp dilimle dudaklarımı ıslattım.

"Ben... Sanırım... Korku ve kızgınlık. Çaresizlik."

Kaşları hafifçe çatılırken elini saçlarımdan çekti.

"Futbol takımının seni tuvalete kilitlediğinde ve tüm geceyi o minik yerde geçirmek zorunda kaldığında hissettiğindeki gibi mi?"

Gözlerim şaşkınlıkla büyürken anlamaya çalışıyordum. Bundan kimsenin haberi yoktu. Nereden bilebilirdi ki?

"Yada isminin anlamı mütevazi olan ama kesinlikle bunu yansıtmayan Paula'nın sana kütüphanede tecavüz etmeye çalıştığında hissettiğin gibi mi?"

Hatırlamak istemediğim korkunç anılar beynime hücum ederken gözlerimi sımsıkı kapatıp unutmaya çalıştım. Kalbimin sıkışmasına yetecek kadar rahatsız edici hislerdi.

"Geç kaldın."

Göz kapaklarımı aralayıp ifadesiz suratına baktım.

"İki dersin olduğunu söylemiştin. Olması gerekenden üç saat geç geldin."

Sesi sakin çıkmasına rağmen onun değişken tavırları yeterince tehditkârdı.

"Ben..." dedim ve durdum.

Söyleyeceğim herhangi bir şeye sinirlenebilirdi.

"Yalan mı düşünüyorsun?"

Kaşları çatılırken kalkmak için kıpırdanmıştım. Elini belime yerleştirip beni kendine çekti ve saniyeler içinde üstüme çıkıp sırtımı yumuşak yatağa yatırdı.

"Sadece arkadaş ediniyordum."

"Arkadaş edinmeni istemediğimle ilgili yeterince açıklayıcı bir konuşma yapmıştım Louis."

Bacaklarımı aralayıp bedenini bana yaslarken ellerini çıplak kollarımda gezdirerek aşağıya indi ve bileklerimden tutup başımın üstünde tuttu.

"Bir daha Niall yada onun en az kendisi kadar kullanılmış arkadaşlarıyla görüşmeyeceksin. Onlar sana benim vereceğim zararın iki katını verebilecek kadar haysiyet yoksunu." dedi tek nefeste.

Oysa ki o fazlasıyla yavaş ve sindirerek konuşurdu. Şimdi ise bunun üzerinde düşünmüş ve prova yapmış gibi keskin, hızlıydı. Her hareketimi bilmesi beni daha da fazla ürkütürken birden üstümden kalkıp odada ilerleyerek pencerenin önüne gitti.

"Hakkımda bu kadar çok şeyi nereden biliyorsun?"

Gözlerini pencerenin dışını izlemekten ayırmamış parmağındaki stres yüzüğüyle oynuyordu.

"Sosyoloji sınıfındaki tüm ders boyunca seni gözetleyen Andrew'ı bile biliyorum Louis. Eğer onunla bir kez daha göz göz geldiğinde tebessüm edersen, seni bayılana kadar öperim." dedi sinirle bana dönerken.

Yataktan kalkıp ona doğru ağır adımlar attım. İlginç bir tehdite maruz kalmıştım.

"Sen bu kadar ürkütücü davranırken sana sempati duymamı gerçekten umuyor musun Harry?"

Çatılan kaşları alnını kırıştırırken çenesi dişlerini sıktığını belli edecek cinsten kasılmıştı.

"Bana sempati duymanı ummuyorum zaten sevgili Louis..." dedi bana yaklaşırken.

Öldürücü derecede yavaş ama bastığı yeri sarsan adımları tam önümde durduğunda elini kaldırıp tersiyle alnıma düşen perçemleri en hafif hareketlerle arkaya itti. Dudaklarını kulağımın arkasına yaklaştırırken nefesimi tutmuştum.

"Ben neyi, nasıl istersem zaten yapmak zorundasın. İnsanî duygularına ihtiyacım yok."

Tuttuğum nefesimi verirken dudaklarımın önünde olan saçları hafif dalgalandı. Yüzünde ki çarpık gülümsemeyle başını kaldırdığında hiç beklemeden tek elini belime yerleştirerek beni kendine çekti. Ve ben birden kendimi ona itaat ederken buldum. Ben tepkisizce karnımın altına yasladığı kabarıklığı hissederken o gülümsemişti.

"İşte aynen böyle." dedi beni yatıştırmak umrundaymış gibi.

"Bugün odaya geç gelmenin cezasını çekeceksin Louis."

Başını geri çekip gözlerime bakarken gülümsedi.

"Bir daha tekrarlamaman için."

Anlamsızca başımı sağa sola salladım. Tamam. Kesinlikle yeni farkına varmıyorum. Ancak şu anda daha çok baş gösterdiği için, konusu açılmışken belirteyim dedim. Baronun oğlu Harry Styles bana zorbalık yapıyor. Ve bu zorbalığı da bana üniversitede bu tarz züppelerin bana herhangi bir zarar vermeyeceğini söyleyen babama armağan ediyorum.

"Ne cezası?"

Hem sesim çatallaşmıştı, hemde kekelemiştim. Sorun şu ki; o benim ona karşı olan her acizliğimden keyif alıyor.

Yüzüme yaklaşıp sigara kokan nefesini dudaklarıma üfledi.

"Soyun." dedi tek kelimeyi ağzından yüzüme doğru çarparken.

Şaşkınlıkla kaşlarım çatılırken ondan uzaklaşmak istercesine bir adım geri gitmek için kıpırdandım. İri elini belime yerleştirip bana engel olduğunda ince kumaşın üstünden hissettiğim soğukluğu beni ürpertmiş sırtımın yay gibi dikleşmesine sebep olmuştu.

"Karşında soyunmayacağım Harry."

Sözlerim onu yeniden gülümsetirken ben sinirle soludum.

"Adımı söylemeni seviyorum."

Adıyla ilgili takıntısını asla anlayabileceğimi sanmıyorum.

Yeniden geri çekilmeye çalıştığımda elini göğsümün ortasına yerleştirdi ve hızla beni iterek yürümeye başladı. Arkaya doğru ona uyum sağlamaya çalışarak giderken adımlarımı durduran sert duvar olmuştu. İki elini omuzlarımın etrafından duvara dayayıp beni sıkıştırdığında başını yüzümle aynı mesafeye gelecek şekilde eğdi. Dağınık bukleleri alnıma değerken ne ara kapattığımı bilmediğim gözlerimi araladım.

"Soyun." dedi yeniden.

Bu kez birbirine aşırı derecede yakın olan vücutlarımızı uzaklaştırarak yatağa oturdu. Bacaklarını aralamış ve ellerini iki yanına koymuş destek alırken çatık kaşlarıyla beni izliyordu.

"Bir kez daha söylersem, iti olmaz Louis."

Kaşlarımı çatıp arkamı döndüm. Sadece o ne söylüyorsa onu yapmak zorundayım. Bu fikri bana yeterince empoze edebilmişti. Her hareketinden korkuyorum. Acı hissetmeyen birinin beni canımı yakmakla tehdit etmesinden korkmakta kendimi haksız bulmuyorum.

Yavaşça üstümdeki tişörtün uçlarından tutup kaldırdım. Hareketlerim cidden uyuşuktu. Pantolonumu çıkarmam bir dakikadan fazla bir süreyi almıştı.

"Sen bu kadar yavaş hareket ettiğinde ben daha çok azıyorum. Biliyorsun değil mi?"

Hala ona dönmemiştim ancak alaylı gülümsemesini hissedebiliyordum.

Saçlarımı düzelttikten sonra tek elimle diğer kolumu tutarak ona döndüm. Aşağıdan yukarıya doğru vücudumu süzerken diliyle zaten fazlasıyla pembe ve parlak görünen dudaklarını ıslattı.

"Bu kadarı yeterli."

Şaşkın bakışlarım onun hareketlerini takip etti. Bu kadarı yeterli mi?

"Böyle kaba davranmaktan nefret ediyorum ama sen inatla kötü adam olmamı istiyor gibi davranıyorsun Louis. Olay basit. Kurallara uy ve mutlu ol. Anladın mı beni?"

Kurallar fazlaydı.

Kurallar kurallarımın dışına çıkmamı istiyordu. Bunu nasıl yapabilirdim?

"Üstünü giyin. Üşüteceksin."

Continue Reading

You'll Also Like

160K 15.1K 74
Kızlara düşkünlüğüyle bilinen Taehyung okulun yeni çocuğuyla pek masum olmayan anılar biriktirmeye başlar. "Çok ateşlisin bebek." ¹²³⁴⁵⁶⁷⁸⁹⁰
21.9K 1.5K 30
Hoseok ve Taehyung çifti bir de erkek bebek evlat edinmek isterler ama önlerinde bir engel vardır. -Hikâyenin konusu Modern Family dizisinin üçüncü...
7.9K 1K 10
Yıldız'ın, Ay'a olan aşkı...
92.3K 3.9K 21
Yabani dizisinden tanıdığımız Asi ve Alaz'ın muhtemelen hiç yazılmayacak anlarına dair tek veya birkaç bölümden oluşacak hikayelerdir.