Sapık Vampirim_Jeon Jungkook...

sweet-kookiem

530K 18.1K 12.8K

Yorumlara bakmadan okursanız spoi yemezsiniz ♡ Not: Kitap adı ile ficin ne alakası var deme, önceden ayarlanm... Еще

Jeon Jungkook
Kahvaltı
Dans Kursu
Basketbol Maçı
Jungkook ve Kim Yeol'ün Kavgası
"Bana Kanını Vermeyeceğini Söylüyordun"
Jungkook'la Haneul Ne Konuştu?
Haneul'un Cevabı Ne Olacak?
"Sana İhtiyacım Var"
"Öpmeseydin O Zaman Beni"
"Şu İyi Eğlenceler Lafından Nefret Etmeye Başladım"
"Şapşal Ha?"
"Çok sevdin heralde"
"Ne Yani, Şimdi Beni Affet Diye Öpeyim Mi?"
"Ben Hislerimin Cevabını Öğrendim Jungkook!"
"Seni Seviyorum Jungkook!"
"Beni Bırakma Jungkook!"
"Evlen Benimle!"
"Çocuk gibisin!"
"Jungkook, kurtar beni!"
"Evet Koca Bebek, EVET!"
"Ben baba olmak istiyorum Haneul!"
"Evet!"
"Evlenen Evlenene"
"İlişki Durumu Karışık"
"Ama İstiyorum!"
"Baba Oluyorum! Babaaaaaaaaaa...!"
"Aman ha bebişe dikkat!"
Min-Kyung
"Uzaylı"
"Oğluma söyle, annen seni çok seviyor"
Hafıza Kaybı
"Bi Bebeğe Göre Bu Normal Değil"
Haneul Azardan Hatırlamaya Başladı
"Jungkook, Seni Asla Bırakmayacağım."
"Jungkook Yardım Et Bana"
"Jungkook Affet Beni"
"İksirle Benden Uzaklaştırabilirsin Ama KALBİMDEN ASLA!"
"Bi Bebiş Daha Mı Gelse?"
bi bakın hele
feyki jeyk

"Ama cezan ağır olacak cadıcım!"

7.4K 398 155
sweet-kookiem

Dizi Müziği

"Jungkook..."

Yüzük kutusunun açtığı kapağı ardına içindeki yüzüğü göstermesi ile parlak kahveleri eşliğinde bakmasına hayır denebilir miydi?

"Ah... Şapşal!" ona heyecanlı bir şekilde cevabımı söyleyecekken gelen gıcırtı sesi ile bakışlarım sesin geldiği yöne bakmış, "O ses neydi Jungkook?" demiştim.

Tabii ki istediği cevap bu değildi.

"Boşver sen gıcırtıyı falan.. Cevabını söyle!"

"Jungkook! Evden ses geldi, bi bak."

"Ih.. Tamam"
...

Gidiş o gidiş... Uzun zamandır gelmiyordu. Endişelenmeye başlamam ile ayaklanıp evi gezmeye başlamıştım.

"Nerde bu?"

Adımlarım tek tek evin her yerini buluyordu. "Jungkook?"

Korkarak attığım adımlarım salona bir kez daha girip bakmadığım durak olan mutfağa döndüğünde, arkama dönmem ile arkamda gördüğüm bedenden ötürü yerimde zıplamıştım.
"AAAAA!"

"Şşşş... Bağırma!"

"Jungkook? Bu hal ne?"

Kafası beyazlara bulanmış olan bu ahmak vampir komik görünmüyor değildi..

"Kafama un döküldü"

"Unu nerden buldun?"

"Gıcırtıya baktığımda kedi olduğunu gördüm. Sırf kediden korkmuşsun yani! Sonra madem mutfağın yakınındayım tatlı cadıma kek falan yapayım dedim ama unu yukarı koymuşum.. Almaya çalışırken kafama düştü!"

Ufak bir kahkaha sunarak "Niye dikkat etmiyorsun?" demiştim. Buna karşılık kızgınca "Gülme! Temizlememe yardım et, kurtar beni bu unlardan." diye cevaplamıştı.

"Banyoya git. Banyo yok mu bu evde?"

"Var"

"E o zaman?"

"Bunlar hep senin yüzünden oldu. O yüzden sen temizleyeceksin."

"Yoq yğaa! Ben mi dedim git kek yapmak için yukardaki unu alırken kafana dök diye?"

"Sen bana gıcırtı sesi var, git bak demeseydin ben ne olduğuna baktıktan sonra bu işe kalkışıp kafama un dökmezdim! Şimdi bana yardım et."

"İyi tamam ama ben nasıl yardım edebilirim?"

"Yüzümdeki unları suyla temizleyebilirsin mesela bayan cadı."

"Madem öyle kendin yap."

"Haneul!"

"Tamam tamam. O-O zaman banyo...- lavoboya gidelim."

"Neden lavobo? Orası küçük değil mi?"

"O zaman git duş al!"

"Olmaz! Sen temizleyeceksin."

"Ne yani ben mi duş aldırayım sana?"

"Olabilir"

"Saçmalama Jungkook!"

"O zaman nasıl temizlersen temizle. Yeter ki sen temizle."

"Ih.. Lavoboya gidelim o zaman."

...

"Hm.. Hah burada temiz bez var. Islatıp sileyim. Gerçi o zamanda hamur olursun." küçük bir kıkırdamam ile yine kısmıştı gözlerini.

"Gülme!"

"Ya! Jungkook ben seni nasıl temizliyeceğim? Bu seferlik affetsen de duşa girsen? Sonra verirsin bi ceza, Hı?"

"Diyosun?"

"Hıhı"

"Ama acısını daha kötü çıkarırım."

"Ih.. Tamam"

"Emin misin?"

"Vazgeçeceğim şimdi!"

"Tamam tamam. Ama cezan ağır olucak cadıcım."

Hii!! Eyvah!! Yoksa...!! Amanın!!

"Be-Ben vaz geçtim! Ben temizlerim."

" Artık geçti! Söz ağızdan bi kere çıkar. Ben giriyorum, sakın gelme. Ya da istiyorsan gel. Beraber duş alırız."

O sinsice sunduğu çapkın sırıtış...

"Jungkook!"

Olamaz! Kendi başını yaktın Haneul!
Haa! Bi de evlilik teklifi var!
Onu n'apcam?

*kabul ediceksin tabiki!*

İç ses! Sen nerdesin ya ne zamandır?

*çok mu özledin beni?*

Sana ihtiyacım var! Başıma gelenleri biliyorsun.

*evet*

Bana yardım et!!

*Hm.. Jungkook'un yapmaya çalıştığı keki yaparak affettirmeye çalış kendini!!*

Hayır benim suçum yok ki ben niye affettiriyom kendimi?

*soru sormayı bırak da git kek yap!*

...ıh! Tamam..

İç sesimin(!) emretmesi(!) üzerine koyulduğum kek yapma işini yarım saat kadar bir süre sonra bitirmiş, ortaya çıkardığım eserime bakmıştım.

"Huh! Bitti, güzel de oldu."

*evet güzel oldu. Jungkook beğenecek. Ama affeder mi bilmem*

Niye öyle dedin ya?
Gidiyim de salonda oturayım bari.

Sıkkınca düşürdüğüm omuzlarım ardına salona yönlendirmiştim ki adımlarımı, Jungkook birden karşıma çıkmıştı.

Dizlerinin hafif üstünde bir şort, üstü çıplak, boynunda havluyla önüme duruyordu..


"J-Jungkook.."

"Efendim?"

Ş

u an kendimi ele vermemeliydim.

Dik dur Haneul!

"Sen niye giyinmedin?"

"Hemen giyinmek istemedim. Ben her banyodan çıkışımda böyle yaparım. Sonradan giyinirim. Alış bi tanem."

"Ih.. Her neyse.. Sana kek yaptım. Hani senin şu üstüne un döküpte yapamadığın.." ve bir kıkırdayış..

"Gülme!"

"Tamam sustum."
Susmadım...

"Gülme dedim sana!"

"Ama çok komiktin."

"Demek öyle"

Kıkırtılarıma devam ediyorken üstüme yürüyen bedeni fark etmem uzun sürmemişti. Geldikçe geriye adımlıyorken kıkırtılarım da haliyle durmuştu..

Tezgaha yarıştığımda kaçacak bir yerim olmadığından mecbur konuşmalıydım artık.

"J-Jungkook.. Napıyorsun? Çekil!"

"Icıkta ben gülmek isterim Haneul."

" S-Saçmalama, çekil!"

Üstüme doğru yaklaştı. Bende eğildim. Tam öpçek gibi yaptı, masadaki kekten aldı.

"Mm.. Güzel yapmışsın."

"Ne? Ah.. T-Teşekkür ederim."

"Hadi salona geçelim."

"Tamam. Sen üstünü giyinmicek misin?"

"Birazdan belki."

"Uzun sürmez umarım o belki..."

"Efendim?"

"Biraz daha ister misin kek?"

"Olabilir"

"Ukala!"
...

Salona elimizdeki keklerle geçmiş, film keyfi çekeceğimizi düşünürken yorum yaptığım için bana kızan şahsın şu an filmi yorumlayışını izliyordum.


"Bir de bana diyodun. Ama kendin de yorum yapıyorsun?"

"Ama güzel değil mi?"

"Ih.. Biraz.."

"Yaa anla halimden! Ben senin yorumunu hep böyle dinliyordum. İzlemek istemediğim bir filmden bir de."

"Bende bunu istemiyorum! Bu da demek oluyor ki ikimizin seveceği bir film açmalıyız."

"Yoo olmaz. Önce bu bitecek. Hem birazda sen çek bu sıkılmayı. Cezanı çek!"

"Yani benim cezam bu mu? Oh! İyi tamam o zaman."

"Ne? Ah, bir de senin cezan vardı değil mi? Ben onu unutmuştum. Bu senin cezan değil cadıcım, daha cezanı vermedim."

"Yaa ama yaaa!"

"Dır dır etme! Dır dır etme ve filmi izle."

"Ih.. Ukâla!"

Jimin•

"Yoongi? Yoongi!!"

"Ha? Ne? N'oldu? Kaçtı mı gene şerefsiz!"

"Hayır, burda. Uyuyor senin gibi.. Tuvalete gitmem lazım. Sen baka dur bu ite. Sakın uyuma!"

"Tamam git"

"Bak sakın!"

"Olum, tamam dedim, git!"

Güvenmese de tuvaletini yapması gereken Jimin maalesef ki emanet etmişti Kang Dae'yi Yoongi'ye.
Ama pişman olacaktı...

Döndüğünde Yoongi'yi uyuyor olarak bulmuştu.

"Eveeet, geldim. Yoongi? Sana uyuma demiştim! Kalk!"

Onu dürtüyorken diğer yandan boş sandalyeye bakıyordu.

"Ne? Kang Dae! O nerde? YOONGİ HEMEN KALK!"

"Off! Ne oldu yine?"

"Kang Dae nerde Yoongi?"

"Öncelikle bana sadece ismimi kullanarak hitap etmekten vazgeç! Ben senin abinim. Kang Dae orda, görmüyor musu-... KANG DAE NERDE?"

"Bu soruyu senin sorman ne kadar mantıklı?"

"İçim geçmiş... Ne yapabilirim?"

"Özrü kabahatinden büyük! Ne zaman geçmedi acaba senin için? N'apıcaz şimdi?"

"Namjoon'a söyleyeceğiz."

"Ne kadar da akıllısın
Söylicez heralde!"

"Benimle uğraşma!"

~~~•~~~•~~~
"Yoboseyo?"

"Namjoon! Kang Dae yine kaçmış!"

"Ne? Kaçarken siz neredeydiniz?"

"Tuvalete gitmem gerekiyordu.. Yoongi'ye bakmasını söyledim ama yine uyumuş. Kang Dae'de frsat bilip yine kaçmış."

"Ah... Bekleyin geliyorum."

~~~•~~~•~~~

"Ne dedi?"

"Ebenin... Körünü dedi Yoongi!"

"Hyung! Bana hyung de!"
...

"Niye kaçırdınız elinizden KangDae'yi?"

Evlatlarına kızan aile babası gibi iki adamı karşısına almış kızgın halleri ile sorguya çeken Namjoon, pek sakin olacak gibi değildi.

"Dedim ya ben tuva-"

"Anladım! Neden dikkat emiyorsun Yoongi?"

"Burada büyüğe saygı yok mu ya? Hey, ben senin büyüğünüm! Hyung diyin bana!"

"Sence bunun bir önemi var mı şu an?"

"Uykuma yenik düştüm! Ne yapayım?"

"Bunun için bir hap falan yok mu Namjoon hyung? Yoongi'ye verelim de artık uyumasın."

"Vampir olması uyumasına engel gelemiyorken hapların fayda edeceğini sanmam."

"İyi de bu konuda da uyunulmaz ama! Bekliyemedin mi beni?"

"O çok düşen çeneni kapatmazsan ben kapatacağım Jimin!"

"Kesin sesinizi! Jungkook'u arayacağım."

~~~•~~~•~~~
"Yoboseyo?"

"Jungkook!"

"Evet Namjoon hyung?"

"Üzgünüm ama... Kang Dae yine kaçmış."

"NE!"

"Bizimkiler kaçırmış elinden. Jimin tuvalete gitmiş, Yoongi'ye de uyumamasını söylemiş ama Yoongi dayanamamış. Kang Dae'de bunu fırsat bilip kaçmış."

"Neden dikkatli olmuyolar bunlar? Geliyoruz."

"Hey, bunlar dediğin senin abilerin! Yer cücesi!" arkadan sesi gelen Yoongi'ye karşılık,
"Abim abiligini neden gösteremiyor peki?" diye ima etmiş, telefonu kapatmıştı.
~~~•~~~•~~~

•Haneul•

"N'oldu yine?"

"Kang Dae yine kaçmış."

"Ne! Aa.. Yeter ama!"

"Gidelim hadi"

Işık hızıyla giden ikili, birkaç dakika sonra varmıştı diğerlerinin yanına.
Ama sinirli bir vampir vardı gelenler arasında...

"Bi sahip çıkamadınız şu ite!"

"Sakin ol Jungkook."

Sinirli vampiri Namjoon sakinleştirmeye çalışmıştı ama nafile...
"Nasıl sakin olayım Namjoon hyung?"

"Jungkook! Tartışmayı bırakalımda tekrardan plan yapalım."

"Evet, yapalım Jin hyung ama bu sefer dikkat edelim lütfen!"

"Merak etme Jungkook! Bu sefer başında bizzat ben durucam!."

"Buna sevindim Namjoon hyung."

"Haneul nerde Jungkook?"
Taehyung'un sorusu ile cevabını verecekken verememesini sağlayan olayla duraksamıştı.

"Burda-" arkasını dönen vampir, sevgilisini görememişti arkasında.. "Haneul? Haneul! Haneul nerdesin?"

"Yoksa o şerefsiz aslında bi yere mi gizlendi? Sonrada Haneul'u kaçırdı!"

"Olumsuz düşüncelerinle beni korkutmak zorunda mısın Hoseok hyung? Eğer öyle bi şey yaptıysa gebertirim onu! HANEUL!"

Dışarıya çıkıp bağırmaya başlamıştı.

Böyle sevgilisini bulabilir miydi?

•Haneul•

"Kang Dae, bırak beni!"

"Sessiz ol Haneul. Seni götürüyorum buralardan. Uzaklara.. Çok uzaklara! Mutlu mesut yaşıyacağız. Sen ve ben! İkimiz! Bir de bebeğimiz olacak tabii. Sen benimsin Haneul. Sadece benim!"

"Ah.. Şu erkeklerin bebek takıntısı nedir ya? Bırak beni Kang Dae! Ben senin değilim! Ben seni sevmiyorum!"

"Nalan söylüyorsun!"

"Espiri miydi şimdi bu?"

"Benimsin Haneul! Benim!"

"Senin falan değilim! Bırak beni!"

"Debelenme, gidiyoruz."

"Nereye?"

"Aşk yuvamıza"

"Bırak beni Kang Dae, bırak!"

.
Bölümün yayımlanma tarihi,
13.08.17

Bölümün düzenlenme tarihi,
07.04.20

Ne iğrenç bir bölümdü azk...

O değil, bir saat sürdü düzenleme! Ağlicam, yazık saatlerime be...

Neyse, kendimi de gömdüğüme göre gidebilirim.

İyi geceler, tnx, bye

00.46

-sweet-kookiem

Продолжить чтение

Вам также понравится

128K 9.2K 36
[Tamamlandı] Öğretmenim Bay Jeon serisinin ikinci kitabıdır. Birincisini okumadan ikincisine başlamanız tavsiye edilmez. ~Amnezi: #1 [09.09.20] ~Am...
158K 4.8K 30
{TAMAMLANDI} Min Jee:NEDEN BIR BAD BOYA EZILMEK ZORUNDAYIM! LANET OLSUN! KESKE BENIM BABAMDA SIZINKI GIBI ZENGIN OLSA KESKE BENIM BABAMDA SIZINKI GIB...
11.7M 575K 87
18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber...
62.3K 5.3K 22
Üniversitesinin serseri çocuğu jungkook, kız arkadaşını rahatlatmak için kayda aldığı inlemelerini yanlışlıkla yeni atanan rektörü Kim Taehyung'a ata...