Different

By foxyroe

207K 10.3K 2.9K

Aslında kendisi de özeldi- özelden çok farklıydı. More

Different
1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4. Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm
12 . Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15.Bölüm
16.Bölüm
17.Bölüm
18.Bölüm
19.Bölüm
20.Bölüm
21.Bölüm
22.Bölüm
23.Bölüm
24.Bölüm
Özel Bölüm-1
Özel Bölüm-2
Özel Bölüm-3-SON

25.Bölüm-Final

6.2K 287 110
By foxyroe

Different Final Bölümü

HIAAAAAAĞ

Okumadan önce sizden isteklerim var. 

LÜTFEN YORUM YAPAN YAPMAYAN HERKES YORUM YAPSIN.

1: BU BÖLÜM HAKKINDA

2: GENEL OLARAK FİC HAKKINDA

Jebhaaaaaal ~

Not: bu bölüm feyk değil reel

"Şaka maka okul bitiyor bee."

Kyungsoo iç çekti. Sorunu neydi kimse bilmez, okulu neden sever kimse bilmez, zaten kimse 'okulu sevmek' diye bi terimi bilmez, bu herif okula aşıktı. Müdürle ilişkisi mi vardır nedir diye soruyor insan. 

Onun yanındaysa Kai, gitmeden önce okulun son bi kez daha ağzına sıçmayı düşünüyordu. Büyük ihtimalle Chen , Xiumin, Baekhyun ve Chanyeol'la birleşecek, bütün okula traş köpüğü, yumurta ve sirke sıkacak, hele dokuzların ebesine edecekti. ( olur mu öyle şey demeyin, geçen sene bi de ben 9dum hiç bilmediğim yerlerimden traş köpüğü çıktı. )

Luhan, tarih derslerinden kurtulmanın sevinciyle Sehun'a daha fazla sarkıntıklık yapıyordu.

Ha zaten normalde az aegyo yapan, erkeksi, şirin olmayan ciddi bir tipti.

Sehun bu durum hiç de hoşuna (!) gitmiyordu. Zaten her şey de Kris'in tarzıdır ya.

Luhan Sehun'a döndü ve hiper parlak gözlerle baktı. -baba eve kız atcam evden sktr olup gitsene bakışı atan oğlan gibiydi. 

Sehun çaktırmadı ve tek kaşını kaldırdı. 

" Ne oldu Luhan? Okula hala bitmiş değil. Hala biraz var. "

Luhan saatine baktı. 

" Tam olarak 38 dakika 15 saniye. Sonra cehennemden azad ediliyoruz biçız. Sonra mezuniyet şeysi olacak zaten. Tarih hocasına napsam acaba? Sandalyesine tutkal?"

" Çok klişe. "

" Pantolonunu yırtma?."

" Çok sapıkça. "

" Çantasına kurbağa? "

" Geçen hafta Onew labaratovardaki tüm hayvanları özgür olmaları (kesinlikle dersten yırtmak için değil) için bahçeye saldı da hala bulamadık ya."

Luhan bir süre düşündü. 

" Evini tuvalet-"

" Neden seni o berbat tarih bilgine rağmen sınıfta bırakmadığı için teşekkür etmiyorsun? "

" Neden beni bırakmadığı için teşekkür edeyim? O bakarsan bedenci beni ömür boyu geçirdi. Ona plaket vermek lazım. "

Sehun gözlerini devirdi. 

" Hocaya birşey yapma Luhan."

Luhan hemen gözlerini kıstı ve elini beline koydu.

"Onun tarafını mı tutuyosun şimdi de?"

" Saçmalama Luhan. Ayrıca çek elini belinden kocasıyla kavga eden mahalle karısı gibisin. "

Luhan sinirle yerinden kalktı. Yalandan ağlıyor gibi yapıyordu .

'Aman ne inandırıcı. Ay bak ben de ağliycam şimdi.'

"Mahalle karısıymış. İyi git mahalle karısı olmayanını bul. Hatta git tarih hocasıyla kırıştır."

Sehun her zamanki standart bakışıyla Luhan'ı süzüyordu.

Şaka yapmadan rahat etmeyecekti.

'Bu Herife ömür boyu Baekhyun ve Chen'i yasaklıyorum.'

"Tamam. Ama kimse ölmesin, yaralanmasın, polise de gitmesin."

" Peki-"

" Hayır delirmesin de."

Luhan'ın yüzü düştü ama neyse Sehun'dan izni koparmıştı.

"Eh tamam."

Sonra eski kıçından gökkuşağı saçan haline geri döndü yine Sehun'a aegyo yapmaya başladı. 

Ellerini yanaklarının yanına koydu. Yumruk yapıp yumruklarını oynattı. O yumruklarını oynattıkça Sehun'un en canlı ve en insan yeri oynuyordu.

Luhan yüzünü Sehun'a yaklaştırdı.

" Thehunnaaah~"

Sehun yutkundu.

" Okuldayız Luhan. Yapma."

Luhan'ın ağzının kenarı yukarı kıvrıldı.

" Neddheaaan? Ne oldthuuu?"

" Luhan konuşma özürlü musun amk? Türkçen mi kıt senin?"

Luhan dudak büktü ve az geri çekilince Sehun derin bir nefes al-

Luhan aniden Sehun'un kucağına oturdu ve 32 diş gülümsemeye başladı.

" N-ne var?"

Luhan yüzünü daha da yaklaştırdı. 

" H-hasta mısın Luhan? Ordan bakınca IKEA sandalyesine mi benziyorum? Kal-lk!"

Luhan Hayır anlamında başını salladı.

" Ben burda rahatım Sehunah."

'Ben de rahatım ama bazı yerler pek

Rahat değil. Luhan, şeyimin Red Bullu gibisin. Kanatlandırıyosun. Hatta iki yanlara jet motor taktırıyosun.'

Sehun hafiften terlemeye başladı. 

" Sınıftayız Luhan. Tekrar ediyorum. Sınıftayız."

" Bize her yer Trabzon."

Luhan daha da rahat durmayarak oturdu yerde kıpırdanıp şirinlik yapmaya başladı. 

Sehun'un bütün hormonları alt üst olmuştu. 

Ona göre 'alt üst' durumda olması gereken tek şey hormonları değildi. 

Bi yandan tatlılık, bi yandan da 'kanatlanan' kısımla başa çıkmak zorundaydı. Zordu valla işi. 

Zilin çalmasına son 10 dakika.

Sık dişini Sehu-

Bu sefer de Luhan kafasını Sehun'un boynuna koymuş, hafifçe üflüyordu.

Sehun artık ürpermeyi geç, bildiğin titriyordu. 

" Yapma Luhan. Rahat dur."

Luhan hala Piç Piç gülümseyip amaçlı

ama bir o kadar amaçsız işine devam ediyordu.

Sehun artık daha fazla dayanamazdı.

Sinirli sinirli Luhan'a baktı. 

" Yettin sen ama!"

Dövecek gibi duruyordu. Luhan şaşkın gözlerle ona bakarken, Sehun etraftaki bakışlara aldırmadan Luhan'ı gelin tarzı kucaklayıp sınıftan dışarı çıkardı. 

Resmen koşuyordu. Kütüphaneye gitmeliydi. (Sınav veya ödev olmadığı zaman bir Allah'ın kulu olmazdı. Issız adaya düşseniz daha iyidir.)

Kapıyı tekmeleyerek (kırarak) açtı ve yine tekmeyle (toynakla) kapadı. 

Luhan hala şaşkındı. 

Hadi Luhan yeme bizi 3 saattin herifin şeyinde sübliminal mesaj atıyorsun şimdi de bambi gözüm ben bi bok bilmiyorum ay beni zkecek galiba ayaklarına yatma. Heallam.

Sehun sabırsızca onu kütüphanedeki masaya yatırdı ve delice öpmeye başladı. Elleri her yerdeydi. Luhan'ın karın kaslarını okşuyordu ve diger eliyle de yanağını tutuyordu.

Luhansa iki elini onun boynuna dolamıştı. 

Sehun, Luhan'ın soluklanması için durdu ve sonra onu tatlı tatlı yüzünün her noktasından öpmeye başladı. Luhan aptal aptal sırıtıyordu.

" Aissshh Sehunaaah!"

Sehun'u gıdıklamaya başladı ve Sehun da gülmeye başladı . Ama sonra Luhan'ın ellerini tuttu ve suratına Luhan'ın bütün gün kendisine attığı bakışı attı. 

Eli aşağı-

" Sehun dur."

" N-ne?"

" Dur."

" Korkma hamile bırakmam seni. Tabii tıpta mucizeler olabilir gerç-"

ZIRRRR ZIRRRRR

Luhan'ın suratında o gülüş vardı yine.

" Artık resmi olarak liseli değiliz ha?"

Tek kaşını kaldırdı ve bu sefer o öpüp Sehun'a işaret verdi.

Kalanı zaten biyolojik olaylara mensup.

* * * * * * * *

Kai, Baek ve Yeol'un yanına oturdu. 

İkisini de süzdü. 

" Planlar neler?"

Baek iç çekti. 

" Bugün okulun son günü olduğu için şaka yapmayacağız."

Kai boş boş baktı. 

" Evet bu hoş bir şaka değil. "

" Hayır, cidden yapmıyoruz."

'Allah'ın cezaları bir kere lazım oldular be.'

"İçimde bunu bildiğime dair kötü bir his var ama neden?"

Chanyeol'un suratında Kai tarafından pek de hoş karşılanmayacak bir ifade belirdi. Bu ifade % 100 olarak hormon ifadesiydi.

" Enerjimizi saklamalıyız. Bugün kep töreni var. Kep ve cübbe falan."

'Ne yani bu mu? Nasıl olur? Sanmıştım ki-'

"Oysa biz hiç cübbe ve keple 'spor' yapmadık. "

'Erken konuştun Kai.'

"Peki sizde iş yok. Ben de Chen ve Xiu"

" Hiç uğraşma Kai. Onların da bugünkü teması mezuniyet olacak."

'Heriflere bak 3 günde 1 temalı üreme yapıyolar. Ben anca bambi kıyafeti.'

Kai iç çekti ve ders çalışmasını bölmek üzere Kyungsoo'nun yanına geçti ve oturdu. 

O her zamanki -sizi skerdim ama dostum hiçbiriniz buna değmessiniz, Kyungsoo , bebeğim sen hariç - bakışını atıyordu. 

Kyungsoo, okulun son günü, hala ders çalışıyordu.

'Kendine bir not Kai, onu psikologa götür. '

Kyungsoo aniden başını kaldırdı. 

" Bugün okulun son günü! "

Kai el çırptı. 

" Bunu farketmeyeceğini düşündüm ama aferin."

" Neden gidip bir hocayı rahatsız etmiyoruz?"

Kai uzun uzun ona baktı. 

" Bugün ters yerinden mi sıçtın? (O neyse artık)"

" Ne bileyim, aaaa mesela... Telefon şakası! "

" Vaaay be, amma adrenalin dolu, idam etmesinler ama bizi ağır suç bu."

" Aklıma başka gelmiyor ki."

Kyungsoo güldü. 

" Buldum! Ona gidip bizim sevgili olduğumuzu söyleyelim!"

"Bunun neres-"

" Sonra da olmadığımızı . Bak , şaka! "

'Bu kadar şeker olmasan böyle saçma bişey dediğin seni şurda altıma alırdım. Hoş demediğinde de durum pek değişmiyor ama olsun.'

Kyungsoo, kocaman kalp dudaklarıyla kocaman gülümsemesini gösterdi Kai'ye. 

Kai ona yan yan bakıyordu. 

Yan yan dediğim, avına yaklaşmış aslan gibi yan yan.

Aniden onu kendinde çekti yanağını hafifçe ısırdı.

"Öküz! Yah!"

" Ne var? Benim suçum değil. Yanakların gel beni ısır dedi. Kıramadım onları. "

" Aishhh. "

" Tamam tamam. Peki gidelim. Ama hoca homofobik değil mi?"

" Sanırım. Eğlenceli kısmı da bu ya!"

'Cami duvarına işiyoruz da haberimiz yok.'

Bwo Se hocanın yanına böyle ufaktan ufaktan yaklaştılar. 

" Hocam bilirsiniz sizi severiz."

Hoca gözlüğünün üstünden baktı. 

" Bi siktirin amk , arkamdan demediğiniz şey yok. Ohh kurtuluyorum sizden sonunda be."

İkisi de şaşıp kalmıştı. 

Eee, bu hoca disiplin şeysiydi?

" Okulun son günü nasılsa, ne dersem derim. Ne var bok mu var ne geldiniz? Hiç de sevmem sizi yeminlen."

" Hocam biz eee... hocam biz gayiz birbirimizle çıkıyoruz."

'Nihahahhaha, çok şaşıracak, bize kızacak. Kai ve bana kızacak! Bir öğretmen ilk kez bana kızacak. Dostum asi ve suçlu olmak amma da zevkliymiş!' (Evet arkadaşlar Kyungsoo'yu da kaybettik. Yarın onu uyuşturucu çetesinde tecavüz ederken bulabilirsiniz. Kesin bilgi.)

Ama... demin onlara -ne sikimsonik heriflersiniz evlat olsanız çöpe atarım der gibi bakan hoca , şimdi aniden sevgi böceğine dönüştü. 

Kai'nin suratında 'WTF?' ifadesi vardı. 

Hocanın sesi, ergen kızlar gibi inceldi.

" AYYY SİZ GAY MİSİNİZ? BAYILIRIM BEN GAYLEREEEĞ HIAAAAAAĞ DİZİ FİLM ANİME NE VARSA İZLERİM HAAAAĞ NEDEN DAHA ÖNCE SÖYLEMEDİNİZ NOTLARINIZI 100 YAPARDIM SİZİN! !!1!"

Kyungsoo biraz şaşkın, 

"Hocam benim zaten 100."

" E valla benim tüm seneki notları toplayınca sanırım 100 ediyor. "

" Ah Kim Jong In bileydim keşke! AY HAGAHAHAHAVGSG ÇOK TATLISINIZ SİZ! Resim çekelim mi beraber ha?"

Evet, Kai ve Kyungsoo'nun en ufak yakınlaşmasında hoca fangirllik yapıyordu. 

Demek ki bu Tanrı'dan bir işaretti.

Kyungsoo şaka yapmak için yaratılmamıştı. Adam olcakmışsın Kyungsoo . Yok sana şaka (yazarınızın deniz havasıyla kafası güzel Kyungsoo'ya kızıyor).

Sonuç olarak şaka oldu kaka. Hoca da Yaoici manyağın teki çıktı. 

Diğer kapılların can güvenliği açısından onlardan hocaya bahsetmediler.

Kai gülerek Kyungsoo'yu kendine çekti. 

" Plan biraz başarısız oldu galiba? "

Kyungsoo sinirle ona vurdu. 

"Kes sesini!"

" Aggh acıdı!"

" Geber döl israfı! "

Kai sırıttı ve onu kendine çekip başını öptü. Kyungsoo da dünden meyilli iki saattir çocuğa bozuk attı iki dakkada yumuşadı.

Kai, elini Kyungsoo'nun omzuna koydu, Kyungsoo da onun beline.

" Senin belin inceymiş be. Git Victoria's Secret'ta model ol sen."

Kai sırıttı. 

" Gel bu gece daha yakından bak istersen?"

" Defol git oç."

" Şşşş ağzını bozma sana yakışmıyor."

" Sana Victoria's secret modelliği yakışır ama."

" Bana al giyeyim istersen  "

"Ne oynak bişiy çıktın sen be."

" Bak yoksa hocaya gider kendime başka bir gay bu-"

Kyungsoo , Kai'nin kravatından tuttu ve kendine çekti. 

Kendi kalp dudaklarını onun dolgun dudaklarıyla birleştirdi ve şehvetle öpmeye başladı. 

İlk kez Kai'nin mağarasında ıslak bir gezinti yapmıştı (evet en hard öpüşme sahnesi), ve Kai de onun alt dudağını emdi.

Kyungsoo nefes almak için ayrıldı.

" Sakın. Gebertirim."

Kai yine sırıttı.

" Emrinize amadeyim."

* * * * * * ** * * * * *

" Yani şimdi biz mezun oluyoruz? "

" Aynen öyle."

" Bu okula daha fazla gelmeyeceğiz?"

" Hayır. "

" Ne yapacağız? "

" Üniversite."

" Aaaa doğru."

" Bravo Lay."

Suho Lay'in saçını karıştırdı. Lay gülümsedi ve belediye çukurları açıldı. 

Suho'nun kalbi , o her güldüğünde tekliyordu.

Hatta her ağladığında.

Bir şeyleri anlamadığında yüzünde oluşan ifadeyi gördüğünde. 

Lay uyurken.

Lay yemek yerken.

Lay nefes alırken.

Lay sıç- neyse burada kesiyorum siz anladınız onu.

Herif in her türlü kalbi tekliyo, gidici.

Lay ise genç kızlar gibi kızarırdı ve Suho bunu da seviyordu. Utanmasa WCye gidecek Lay'den kalan her şeyi altın çerçeveye koyacaktı. Lay'e nerdeyse tapıyordu.

Müslüman olmasa "Layizm" diye bir din oluşturacaktı.

Hatta para verip bu dini resmi de yapabilirdi.

Lay çok saftı. Sürekli onu koruma isteği duyuyordu. Takılıp düşmesinden, başkalarının onu kandırmasından korkuyordu.

Bu düşüncelerle merdivenlerden inerken cebinden düşen paraya ayağı takıldı ve merdivenlerden düştü. 

Bileği acıyordu, ovmaya başladı. 

Lay'in unicorn hisleri olacak, Suho'nun yanında belirdi.

Ağlamaklı gözlerle Suho'ya bakıyordu. Suho, acısını unutmuş, Lay'in bakışlarına kendi saçma bakışıyla cevap veriyordu. 

*Lay'in bakış açısı*

HIAAAAAAĞ DÜŞTÜ ÖLECEK EYVAH AMBULANS DOKTOR POLİS İTFAİYE HÜLOOOOĞ! ACABA NERESİNİ ŞAAPTI? DUR Bİ SANİYE ÜZERİNE BASTIĞIM ŞEY NE BENİM?

*Suho'nun bakış açısı*

(Ergenlik over the top) (bi sn amk istediği kadar ergenlik yapar herif zengin parasıyla döver) 

Oyyyy asqhuuum gözlere baaak yerruuun  alıp alıp ısıracam yeminlen  o duduşları duduşları 

Bu arada sanırım burktugum bileğe basıyor ama para verip yaptırırız artık napalım

*kambek yapan yazarın saçma bakış açısı*

Lay gittin elden yavrum... sen orda endişelen o orda yatak fantezisi kursun... yolun yol değil Suho Müslümanım diye geçinyon valla çarpılacan...

Bi kalkın şurdan da insanlar geçsin

-Hayır kesinlikle forever alone olduğum için kıskanmıyorum.

Utanmasan merdiveni de satın alacan.

Kalk!

*normal olmaya çalışan bakış açısı*

Suho mal gibi bakarken Lay çevik bir hareketle onu kucağına aldı ve gelin tarzı kaldırdı. 

" İyi misin Suho? Canın çok yanmış olmalı, kıpkırmızı olmuş ve terliyorsun!"

" Ooo evet e-evet."

" Neren acıyor? "

" Beni bilmem de senin acıyor mu?"

" Ne?"

Suho aniden kendine geldi. Allahtan Lay anlamıyordu.

" Aaa hiç biraz bileğim sanırım ama iyiyim. "

Lay en meleksi gülümsemesiyle onun dudağına ufak bir öpücük kondurdu. 

" Heal heal heal (iyileş) çiyu çiyu !"

"İyileştim sanırım. "

ÇAT!

" N-eden beni aniden yere bıraktın Lay?!"

Lay ağlayacak gibi oldu.

" İ-iyileştim dedin."

Suho hemen yumuşadı. (Bunlar yumuşaya yumuşaya bi hal oldu tekrar ediyorum yolunuz yol değil)

" Sorun yok Lay üzme kendini."

Lay Ağlamamak için gözlerini ovaladı.

Suho gülümsedi ve elini onun omzuna attı. 

Tabii fiziksel olarak zordu (boylar malumunuz).

Lay de onun belinden tuttu ve onu revire götürdü. 

* * * * * * * *

Evet, anlaşılan bugün pek şaka yapılan bir gün değildi. 

Kai ellerini cebine koydu ve iç çekti. 

"Şaka maka mezun oluyoruz. "

Chen onun yanında yerini aldı. 

"İnanmak zor geliyor di mi?"

" Aynen öyle. "

"Ne yapacaksın? Yani mezun olunca?"

" Mmmm. Dansçı olurum heralde... Sonra da kendi dans akademimi açarım. Sen?"

" Bilemedim. Suho ve Luhan varken iyiydim ben."

Kai güldü. 

" Hep onların sırtından geçinemeyiz."

Chen ona -hadi lan orda dangalak 3 yıldır herifleri sömürdün- bakışı attı. 

" Tamam belki de geçinebiliriz."

" Ben büyük ihtimalle konservatuvar okuycam. Bu ses varken."

" Bize bağırmaktan başka bi boka yarasın."

Chen onun kafasına geçirdi. 

" Aigooo."

Xiumin yanlarında bitti.

" Benim sevgilimi almış ne yapıyorsun? "

Kai Xiumin'e baktı. Bu herif tehlikeliydi.

Ellerini teslim olur gibi kaldırdı. 

" 1 metreden fazla yaklaşmadım!"

Ve hemen ordan tüydü.

* * * * * * *

" Evet. Seung Ri Lisesi mezunlarını tebrik ediyoruz. Hepinize iyi tatiller diliyorum. Akşamki partide iyi eğlenceler. "

Herkes sevinçle bağırdı ve keplerini fırlattı. 

" HEEEEY!"

" FREEEDOOOM!"

" WEE DONT NEEED NOOOĞ EDUCATION (mezun olurken...)"

"YAŞASIN LAN! BU MAL HOCALARI BI DAHA GORMIYCEM!"

Sehun, Luhan'ı belinden sardı ve romantik bi şekilde keplerini attılar. 

Baek, Yeol'un omzuna çıktı ve kepini ordan attı. Arada bi atmosfer değişikliği lazım, basınç farkı var arada.

Lay, Suho'yu hala gelin tarzı taşıyordu. 

Kris, kepi atarken bile tek eli cebindeydi. Tao ise yaklaşık 72817181 tane selca çekmişti.

'MheZuN oLmA qeyFF '

Çok yaratıcısın Tao.

Kai, Kyungsoo'nun kıçına bakarken kepi atmayı unutmuştu. Kep hala elinde, ve hala kalçaları izliyor.

Chen ve Xiumin'e ne olduğu bilinmiyor. 

Olay şu ki, birileri ( off kim acaba) matematik ve Geometri hocalarına yumurta fırlatmış.

Kesinlikle Chen ve Xiumin son şüpheli. 

Ama asıl heyecan akşama, çünkü parti akşam olacak.

* * * * * * * * *

" EYELINER IM NERDE!!!" -bu replik kimin acaba-

" Bu takım elbise Tarzım değil. "

" Şimdi biz mezun muyuz? Parti mi var? NE?"

" Of çok erkeksi oldum."

" Kyungsoo... takım elbise... takım elbisesiyle yatakta Kyungsoo. .."

" Kolalasamıydım ne."

" Hmm, bu takım elbise 500 dolar. Daha ucuz olamazdı."

"Luhan yine benimkini uçurmasa bari."

" Bununla 7281881 selca çekmeliyim."

" Of Dara beni bu kıyafetle görmeli."

" Umarım pantolon kolay yırtılan tarzdadır."

"Umarım ağaçlar için çekici değilimdir."

Evde bu tantana varken, 3 saat içinde herkes hazırdı. 

Eşler birbirilerinin koluna girdiler ve salondan girdiler.

Deniz manzaralı , içkili, kızlı erkekli, ya da erkekli erkekli, pek de caiz olayları kapsamayan bir alandı.

Baek'in zorlamasıyla herkes şişenin dibini gördü. 

Sehun, Kris, Kai, Suho dışında herkes zil zurna sarhoştu.

Arka planda Animals çalıyordu. 

Luhan ellerini Sehun'un boynuna doladı ve vücudunu onun vücuduna sürtünce Sehun yutkundu ve gerildiğini hissetti.

Luhan'a ayak uydurdu ve dans etmeye başladı. 

Luhan, göz kalemiyle daha bi çekiciydi.

Ve belli ki, Sehun'u yine rahat bırakma gibi bi niyeti yoktu.

'Ciddiyim. Şurda cansız varlık olsam azarım Luhan.'

O orda Luhan'ı zaptededursun, Baek ve Yeol masaya çıkmış zıplıyorlardı.

Suho etrafa -biz onları tanımıyoruz. Ayrıca sorarsanız bu ikisi mantık özürlü ve yaşama sevinçleri böyle- bakışı atıyordu. 

Tao sürekli sürekli Kris'e yılışıyordu, o da fırsattan istifade, bi yatırıp ırzına geçmediği kaldı. (Elleriyle yapmış bile olabilir. Elleme konusunda yeni bi galaxy boyutu açtı kendisi)

Kyungsoo ise içkiyi kaldıramadı ve başını tezgaha koydu.

Chen ve Xiumin, enteresan bi şekilde, diğer gençler gibi, dans edip eğleniyorlardı.

Ve kesinlikle, ağaç falan da yoktu.

" Yani şimdi biz mezuniyet partis- HICK deyiz HICK. O zaman HICK benimle dans HICK etsene Suho HICK. "

Suho gözlerini devirdi. 

" Tamam sarhoş şey. Gidelim."

Eveet. Gecenin sonu. Şey, pek olay olmadı. 

Sadece Sehun, Luhan'ı bir adamdan kıskandı ve burnunu kırdı. 

Baek ve Yeol, çıktıları masayı kırdı. 

Kai hala kalçalara bakıyordu. 

Tao çok içti ve şişeleri kırdı. 

Ve hepsinin bedelini Suho cüzdanıyla ödedi. 

Artık, resmi olaram liseli ergenler değillerdi. 

* 7 Yıl sonra*

" HIAAAAAAĞ! Babaaa! BaekYeol bana oyuncak fırlattı."

Sehun gözlerini devirdi. 

" Birbirinize oyuncak atmayın. "

BaekYeol pis pis sırıttı. 

" Aman Hunhan beaa ne işpiyonçu çıktın şen."

Sehun kafasını iki yana salladı. 

'Üzüm üzüme baka baka kararır. Yazık oldu bu çocuğa. Baekhyun ve Chanyeol'den baba mı olur. Kendilerine baksın onlar.'

Minik Sulay elindeki hesap makinesini bıraktı. 

" Babaaa! KaiSoo benim totoma bakıyoooo!"

Suho ellerini beline koydu.

" Kesin Kai öğretti var ya. KaiSoo! Oraya bakma!"

" Ama babam bakıyor! Hatta-"

" Şşşş! Ayıp. "

Minik KaiSoo oyuncaklarına döndü. 

Dahi Sulay, matematik çözüyordu (işsizliğin dibi bee).

" Off bu oyuncak Tarzım değil. Eyvah altıma yaptım! İyi ama altıma yapmak Tarzım değil ."

Chen ve Xiumin hariç herkes, çocuk evlat edinmişti.

Bu ikisi ise kendilerinden beklenilmediği bi şekilde polis olmuş, şu an tatilde bungee jumping yapıyorlardı.

Ah bi de o kelepçeleri copları sadece suçlular için kullansalar. Neyse.

Sehun?

Tamamen insan oldu! Saolsun Luhan, herife hormonun dibini salgılattı , artık tamamen normal (ne kadar normal olabiliyorsa artık).

Luhan, çok erkeksi bi meslek olan moda tasarımcılığı yapıyor. 

Sehun ise mal gitti bilim adamı oldu. 

Ama o , bilimi iyi şeyler için kullanacak.

Baekhyun, makyöz oldu. Ne beklersiniz.

Chanyeol, bir grupta gitaristlik yapıyor. Artık istediği kadar gürültü yapabilir. 

Suho, babasının tüm islerini devraldı, Kore'nin sayılı zenginlerinden. Lay ise melek işte, devlet okulunda ilkokul öğretmenliği yapıyor. 

Kris , galaxy ye olan merakından dolayı Astronomi okudu. Henüz bi uzaya gitmişliği yok.

Tao, fotoğrafçı oldu. O WCde çektiği

Bütün resimleri sildi. 

Kai ve Kyungsoo...

Kai, ünlü bir dansçı oldu ve yakın zamanda akademi açtı. 

Kyungsoo aşçılık okudu çalışmıyor. 

Sebep: Kai'nin dediğine göre 'Evimin kadını (erkeği) çalışmayacak. İzin vermiyorum. Bize yemek pişirsin.(oh ne aala)' .

Kyungsoo, gizli gizli yemek tarifleri yazıyordu, kitap yapma gibi bir düşüncesi vardı. 

Şey, aslında çok gizli değildi çünkü Kai onun yanındayken genelde nereye baktığı belliydi. Öyle ki bacak kadar çocuk bile anlamıştı. 

Sehun, mutfakta salata hazırlayan Luhan'ı görünce gülümsedi. 

Aşk'ın evlenince bittiği falan yoktu. 

Hele gerçekten sevdiyseniz.

Düğününüzde kabul ederken "Yehet" dediyseniz.

25 yaşında olup da 13 gibi duran hayatının aşkına arkadan sarıldı. 

" Sehunaah, çocuklar görücek."

"Bişey olmaz. Oynuyor onlar."

Luhan elindekileri bıraktı ve ona döndü. 

Sehun kendini ona daha da bastırdı. 

Ellerini tezgahın iki yanına koydu ve dudaklarını Luhan'ın dudak-

" Hooooow, HunHan babası, Luhan amcayı götüyüyoy!"

" Biz de mi oynaşak bunu!"

" Tayzım deyil bu oyun!"

" Yah! Çocuklar yanlış anladınız biz-"

Sulay araya girdi.

" Hmm. Tipik bir homoseksüel duyguların cinsel temasla yatışma sahnesi. Pek ilgi çekici değil. Ben gidip atomu parçalayayım."

İçeriden Kyungsoo'nun sesi duyuldu.

" Halıya dökme dee!"

Sehun gözlerini devirdi. 

" Hadi çocuklar. Oyuna."

Herkes gidince emme-gömme olayına devam ettiler.

Bitti genşler... Saranghee

E.T

Continue Reading

You'll Also Like

3.9M 109K 73
Lamia: Ayrılık ay dönümümüz kutlu olsun. Mirza: Lamia şaka mısın? Mirza: Sen terkettin beni.
798K 65.2K 13
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...
123K 7.4K 56
Buraya bak cılız okur. Senin geçirdiğin tüm o uykusuz geceler gibi yüzyıllar geçiren Carryhall Lisesi öğrencilerine bak. Bak ve elindeki loş telefon...
3.5M 199K 36
Kız kardeşinin hatası yüzüden ceza alan ve ailesinden veto yiyen Rojbin, parasız pulsuz bilmediği bir şehre sürgün edilir. Tabi bu sürgüne ek deli do...