3
EXO Fanfic Turkey
Different 11. Bölüm
Güneş tepede Sehun'un beyaz teni gibi parlıyordu. Gece çiftlerin arasını yapma partisi bahanesiyle kafayı çekenler -özellikle de BaekYeol, fena halde bahçeyi dağıtmıştı.
Sanki buradan ordu geçmiş, uzaylılar gelmiş, indirim olmuş da tüm Ülke kadınları saldırmış gibiydi.
Ve tabii ki Sehun uyumuyordu.
Sehun kimseye kendi güvenliği açısından karışmamış, herkesin bahçede uyuyakalmasına izin vermişti.
Luhan'ı bahçedeki koltuğa yatırmış, üstüne battaniyesini sermiş, kendisi de yanına kurulmuştu.
Tek elini başının altına koymuş, Luhan'ın biraz daha yukarısından onu izliyordu. Luhansa ağzı açık ve horlayarak Sehun'un tişörtünü avuçlamıştı.
Baek'in ayağı Chanyeol'un kulağındaydı. Ve neden olduğunu hakkında kimsenin en ufak bir fikri yoktu. Gerçi Chanyeol'un da bundan pek haberi varmış gibi bir hali yoktu. Biraz daha hareket etse Baek'in kokulu pis çorapları hiç de hoş olmayacak bir şekilde ağzına girecekti. Sonra görün siz kıyameti.
TaoRis ikilisi masanın altında uyumuştu ve uyumadan önce gerçekleştirdikleri gereksiz hareketler sebebiyle masada ne varsa devrilmişti. Şu andaysa Tao Kris'in üstünde uyuyordu, Kris'in tek eli ise onun beline sarılıydı. Tanrı bilir o el bele gelene kadar neler yapmıştı, Kris'in suratında -istediğimialdımbiçız sırıtışı vardı.
Suho ve Lay dün gece saklambaç oynamıştı (kötü fikir.)
Suho onu ararken yorgunluktan bahçede uyuya kaldı ve Lay ortalarda yoktu.
Harbiden neredeydi o? Büyük ihtimalle hala saklandığı yerdedir.
Chen - ah yavruuum, yokluğun bu kadarı ama, ağaca çıkmış, yattığı dala sarılıyordu. Yattığı dalı sevmiş olacak, ya da gördüğü yetişkinlik içeren rüyadan, dalı öpüyordu.
Chen'in rüyasından daha ne beklenir ki?
Sehun onların hallerine baktı ve gözlerini devirdi.
Telefonunu (note 2) çıkardı ve herkesin resmini çekti.
'İleride şantaja lazım olur.'
Herkesin olaylı durumlarını 1 kez çekerken, Luhanın nefes aldığı aynı resimden biraz 57 kez çekti.
Duvar kâğıdı yaptı.
Şifre ne koysa acaba?
Luhanın doğum günü? Hayır, hemen bulurlar.
Kendi doğum günü? Çok klişe.
'Ah buldum! '
Oh Luhan.
Luhan'da kendi soyadını duymak iyi hissettirdi. Luhan'a baktı ve yüzünü yaklaştırdı. Bambi burnuna ufak bir öpücük kondurdu.
'Seni kesinlikle kendime alacağım. '(Bakkaldan şeker alıyo adagagag gerçi Luhan şekerden de tatlı -.-)
Luhanın üstünü sıkıca örttüğü ve kuluçkaya yatan anne gibi ona sarıldığı için büyük ihtimalle Luhan hasta olmazdı.
Ama diğerleri için aynı şeyi söyleyemezdi . Gerçi Chen'in rüyasında ne oluyorsa bırakın üşümeyi, boncuk boncuk terlemişti. Sehun ona baktı. Cidden bu konuya girmek istemiyordu.
'Ağaca acıyorum şu an. '
1 saat sonra Suho kıpırdandı ve kalktı. Gözleri şişti, üşümüştü, belli ki uyandığı gibi Lay'i bulamayınca endişelenmişti. Etrafına bakınıyordu.
" YAH!"
" Aishhh ne bağırıyosun sabah sa-"
"Belki de ayağın ağzıma girmek üzere olduğu içindir Baek."
" O senin ağzının sorunu. Benim ayağımla fantezilerin var bilmiyor değilim. "
"Ayağınla değil de-"
"İKİNİZ DE KESİN ŞUNU! LAY YOK?"
Sehun oradan seslendi.
" Shshst. Luhan uyuyor-"
"Sehun-ah~?"
"-du."
" Sorun ne Sehunah?"
Onun yerine Suho konuştu.
" Lay yok. "
Sehun pokır feys yaptı.
"Bildiğim kadarıyla Sehunah ben oluyorum. "
" LAY YOK DIYORUM SİZE! "
"Sakin ol hyung. Eve girmiştir. "
" Kim bağırıyor karı gibi?"
Anlaşılan Kris kış uykusundan uyandırılmayı pek hoş karşılamıyordu.
Tao da hafifçe gözlerini açıp ovaladı.
" Sensin karı. "
" Uff her neyse ne oldu? Yani harika bir pozisyonda uyuyordum ve umarım sebebi buna değer."
"Lay'in kayıp olması? "
"Accepted. "
" Chen nerede bu arada?"
Sehun yukarıyı işaret etti.
"Ağaçların sürekli kesilmesine dayanamadı, sanırım soyları tükenmesin diye ağaçla çiftleşiyor. "
Luhan yattığı yerden kalktı ve Sehun'a arkadan sarıldı . Sehunsa onun gözlerini kapattı.
" Bunu görmeden çok daha mutlu yaşayabilirsin."
"Ben 2 yıldır onunla yaşıyorum Sehunahh."
" O da doğru. "
Chanyeol Chen'e terlik fırlattı.
" KAAAAĞLK!"
"Gidin yaa."
"Yeter ağacın ırzına geçtiğin. Hem hadi gel Lay'i bulalım? "
"Saklambaç mı oynuyolardı?"
"Kesinlikle. "
" Geld-AAGGGH!"
Chen tam düşerken Sehun onun ayağını yakaladı ve baş Aşağı tuttu.
" GERİZEKALI YATAKTAN KALKMIYOSUN AĞAÇTAN İNİYORSUN ÖNÜNE BAK!"
" Bilgilendirme için Sağol Suho hyung."
"Her neyse . Komapta Sehunah."
Sehun cevap vermedi ve Luhan'ın beline sarıldı.
" Evet romantizminiz bittiyse unicorn umu bulmaya gidebilir miyiz?"
Baek kıkırdadı.
" Sonunda kabul-"
"Kes sesini."
Baek ona uyuz dudak hareketi yaptı.
'Uyuz.'
Eve girdiler ve alt katı aradılar. Lay yoktu.
Üst kata çıktılar. Lay'i kendi odasında göremeyince Kyungs-
" YUH!"
"KAPIYA NE OLMUŞ? "
Chen iki elini teslim olur gibi kaldırdı.
" YEMİN EDİYORUM KAPIYA BEN TECAVÜZ ETMEDİM!"
Kris gayet sakin bir şekilde konuştu.
" Belli ki Kyungsoo ve Kai etmiş. "
BaekYeol şaşkındı. Baek kapıya uzun uzun baktı.
" Yeol. Bunu denemeliyiz."
"...?"
"Tanrı aşkına bu onların ilk geceleri ve şimdiden kapıyı kırmışlar bile. Ama bize bak, sadece 1 yatak, 2 vazo ve 1 masa. Aman ne ekşın."
Yeol pis pis sırıttı.
" Onu da deneriz."
Sehun Luhanın kulaklarını kapadı.
Luhan gözlerini devirdi ve Sehun'un ellerini kulaklarından çekip beline kaydırdı.
" Tekrar ediyorum, bunlarla 2 yıldır yaşıyorum. "
" E peki o ikisi nerede?"
Herkesin gözü BaekYeol'un odasına kaydı.
" Bizim odayı kırdılarsa (Artık oda nasıl kırılıyosa) onları gebertirim. "
Sehun nefes aldı.
Ve hep Kainin yaptığı gibi öküzcene odaya daldı. (Aslında kapı kilitli ama Sehun da Yehet Power var.)
'Bunu yapmasaydım içimde kalacaktı.'
Odaya girmeden önce herkesin kafasında birkaç görüntü oluşmuştu.
Nebliyim şöyle bi , Kai'nin gömleği Kyungsoo'da , etraf dağınık, ikisinin
dudakları şişmiş, terli merli, odaya 3 tecavüzcü Coşkun salmışlar gibi bir ortam bekleniyordu.
Ama içeri girdiklerinde gayet masum bir çift uyuyuşu (yeni kelime ürettim galiba) buldular.
Kyungsoo Kai'ye sırtını dönmüş ama onun boynunun altına gömülmüş, Kai de ellerini onun karnında birleştirmişti.
Ve o kadar sesten ikisi de etkilenmemişti.
Luhan ve Baekhyun bu şirinlik karşısında ağlayacak gibiydi.
"Oooooyyyy."
"Çook tatlı. "
Görünüşe bakılırsa Kris hala rüyanın etkisindeydi ve eli yanlış yerlere kayıyordu. Tao eline vurdu.
" Yah! Çek elini! Herkesin ortasında olmaz!"
"Başka yere gidelim o zaman?"
"Aishh sonra ya sırası değil! "
Kris dudak büktü ama Taoya daha çok yapıştı, kafasını onun omzuna koydu.
"O değil de... Lay evde değil. "
Suho iç çekti.
" Ben komşulara gidiyorum, BaekYeol siz evin çevresini arayın, TaoRis siz yakındaki bakkal marketlere bakın, Chen sen parklara bak, HunHan siz evi toplayın. Eğer kimse bulamazsa karakola gidiyoruz. "
Yaklaşık 4 saatlik aramadan sonra karakola gitmek zorunda kaldılar ve Suho tam anlamıyla delirmişti.
Neyse... buldular... bulmasına. .. ama...
*Saklambaç oyununda*
'Öyle bir yere gitmeliyim ki beni ASLA bulamamalı. Komşular? Hayır hep gidiyorum. Bahçe? 10 dakikalık iş. Ev? Yarım saat. Hmmm... bana özellikle gitme dediği yerlere gitmeliyim. '
Bahçeden çıktı ve arka taraftaki dar sokaklara koştu.
Bu oyunu bayağı önemsiyordu anlaşılan.
" Suho bana yer sınırından bahsetmedi."
Evet , Suho'nun Lay'in özellikle gitmemesini istediği yer olan 13.sokak, nam-ı diğer balici sokağı...
'Burada beni bulamaz. Hah.'
Bi çöp tenekesinin arkasına saklandı ve bekledi. Bekledi. Bekledi.
" Amma iyi oynuyorum ben bu oyunu !"
" şşt para versene!"
Lay arkasını döndü ve kafayı çekmiş iki kişiyi gördü.
" Asıl size şşt sussanıza Suho bulur yoksa beni."
"Ne diyor lan bu?"
" Boşver YeoungChul , vur iki bıçak, al parasını hadi beağ!"
" Yah bi susar mısınız. "
" Çok konuşma da ver parayı! "
" Ne parası ya? "
" Toz toooz."
"Toz şeker? Ucuz değil mi o ya?"
" Nasıl bi aptala çattık biz."
Lay'in kaşları çatıldı.
Saf olabilirim, ama ben ASLA aptal değilim.
Sinirle ayağa kalktı ve ikisine de kafa attı.
'İyiki Taodan wushu dersi aldım. '
Yaklaşık yarım saat kadar ikisini de hırpaladı.
Devriye gezen polisler tarafından üçü de içeri tıkıldı.
Suho Lay'in bulunduğu nezarete geldi ve ağzı burnu dağılmış balicilere baktı.
' Tao'ya Gucciyi satın alacağım. '
Lay Suho'yu görünce gözleri sulandı ve koşa koşa yanına gitti, kendini sevgilisinin sıcacık kollarına attı.
"Senin için ne kadar endişelendim haberin var mı? "
"Üzgünüm. Sorun şu ki, oyunu iyi oynuyorum ve sen beceriksizsin."
Suho gözlerini devirdi.
" Wushu ha?"
" Bana aptal dediler. "
Suho sırıttı.
" Kimse sana aptal diyemez... gebertirim."
Lay gülümsedi ve ona daha sıkı sarıldı.
" Hah bu arada ezik, ben kazandım. "