Yeni bir güne daha Yoongi'nin kollarımda uyanmıştım. Dün birlikte herkesten kaçıp yine evimize gelmiştik. Umrumda değildi kimse, huzurlu ve mutluydum . Yoongi gözlerini aralayıp bana baktığında gülümseyip beni kollarının arasında daha çok sarmıştı.
"Bo Na kurtar beni " diye fısıldayan Yoongi'nin sesiyle şaşırmıştım. Yoongi yanımdaydı ya neden onu kurtarma mı istiyordu? Gözlerimi aralayıp geri çekildiğimde karşımda korkunç bir yüz vardı. Kalbim korkuyla çarparken
"Yoongi " Diyerek gözlerimi açtım. Etrafıma bakındığımda sadece boşluktan ibaretti. Korkuyla yerimden kalkıp odamı dolanırken
"Yoongi.." diye mırıldanıp yaşadığım korkulu rüya ile daha fazla gözyaşlarımı tutamayarak ağlamaya başladım. Odanın kapısında beliren Yoongi endişe dolu gözlerle bana doğru geldiğinde kollarımı ona sarıp başımı omzuna yasladım.
"Sevgilim iyi misin?" Diye sorduğunda ona daha sıkı sarılıp
"Kötü bir rüya gördüm Yoongi. Senin kollarında olduğumu sandım ama olduğum kollar başkasınındı korkunç bir yüz belirdi önümde çok korktum "
"Tamam geçti. Ağlama artık " diyerek elini saçlarıma koyup okşamaya başladı. Derin bir iç çekip sakinleştikten sonra geri çekilip gözyaşlarımı sildim.
Yoongi dikkatle bana bakarken bakışlarımı gözlerine sabitledim.
"İyiyim şimdi " başını tamam diyerek sallarken "Şey bize kahvaltı hazırladım " dediğinde şaşkınlığımı gizliyememiştim. "Heol! Bizim karanlıklar prensi bir şeyler biliyormuş " havalı bakışlar eşliğinde hafifçe dudağını ısırdığında yavaşça yutkundum.
Anlaşılan bugün de benim kalbimi durdurmaya falan niyeti vardı.
"İnadına mı yapıyorsun?"
"Neyi?" Diye sordu sanki ne yaptığını bilmiyormuş gibi "Birazcık utangaç olmasam sana yapacağımı bilirdim ben de neyse " yemek yemem gerektiği için giderken kolumdan tutarak beni bir anda kendine doğru çekti. Dudaklarımızın arasında sadece santimler varken "Merak ettim şimdi, ne yaparsın acaba ?" Diye sordu. Nefesini dudaklarımda hissederken yutkunarak geri çekildim"Jungkook 'u sana saçma ilaçlar verme konusunda uyarsam iyi olacak. " dediğimde gülüp
"Bu seferki duygularım kendi hislerim" dedi. Yeniden yutkunurken yanından kaçar adım mutfağa gittim. Anlaşılan bu Yoongi beni epey uğraştıracaktı.
♡♡
Yoongi ile dağ evimize dün kimseye hiçbir şey demeyerek ve görünmeden gitmiştik . Bu evde olmasa ne yapardık bilmiyordum. Yoongi ile uzun uzun konuştuk. Yoo Jung haklıydı, o adam Yoongi'nin babasıydı ve Yoongi'yi kaçırma sebebi ona yardım etmek istemesiydi. Daha doğrusu onunla çalışmasını istiyordu. Yoongi bunları gayet normalmiş gibi gülerek anlatırken arada titreyen sesinden ne hissettiğini az çok anlayabiliyordum. Babasını tanımamıştı ve onun bir mafya lideri olduğunu öğrenmişti. Dahası annesinin de artık babasının yanında olduğunu onunla yaşadığını biliyordu. Babası tam olarak bir aile olmak istiyordu ama Yoongi böyle bir babayı istemiyordu. Hem o adam ve annesi onu evlatlık vermişti Yoongi Bay Min'i babası olarak görmüştü. Nasıl böyle bir düzeni bırakıp onun yanına gidebilirdi ki?
"Bo Na "düşüncelerime dalmış olduğumu Yoongi'nin bana seslenişiyle farketmiştim. Ona dönüp baktığımda elindeki defter ve kalemle yanıma geldi. Önüme oturup defteri bana uzatırken
"Bu benim hayatımı yazdığım bir defter neler yaşadığım,neler hissettiğim,beni tüm çıplaklığıyla tanıyabileceğin bir defter. Bunu oku ve istersen ilişkimizi bir daha düşünürsün "
"Yoongi, neden böyle söylüyorsun!"
"Çünkü burada yazanlar şu an ki ben değilim. "
Defteri ona uzatıp "Bunu okumama gerek yok ki, ben seni her gün gözlerlerimle tanımak istiyorum. Seni tanımak beni mutlu ediyor. Ayrıca senin önceni bilsem de benim için bir önemi yok "
Defteri tekrar bana uzatıp "Lütfen Bo Na sen de kalsın istediğim zaman oku tamam mı?" daha fazla üstelemeyerek başımı sallarken defteri aldım. Sonrasında ise ona hislerimi dökmem gerektiğini düşünerek söze başladım.
"Yoongi, ben ne yapacağımı bilmiyorum. Daha dün yanımda değildin döndüğünde kötü şeyler öğrendin . Sana nasıl yardımcı olabileceğim hakkında en ufak bir fikrim yok ama iyi yönünden baksak olmaz mı ? Mesela senin bir baban var hem de iki tane. En azından biri yanında, hayatında, ben babamla 7 yıldır görüşmüyorum. Ne arar ne de merak eder senin için zor olabilir ama kendini üzmemeye çalış olur mu?" Yoongi tebessüm edip saçlarımı okşarken
"Bana varlığın yeterince yardımcı oluyor Bo Na, ayrıca haklısın iyi yönünden bakabilirim. En azından beni zorla götürmek için adamlarını üstüme salmış ve kız arkadaşımı vurdurtmuş bir babam var"
"Düşündüm de sen daha kötü bir durumdasın" ikimizde gülünecek halimiz olmadığı halde inatla gülüyorduk . Birbirimizin ayakta durma sebebiydik . Bu mutluluk veriyordu bu yüzden üzgün olmayı düşünmüyordum.
♤♤
Yoongi kumsala gideceğimizi söylemişti. Deniz için mayomu alırken Yoongi bana deniz şortunu vermişti. Güneş kremi ve hazırladığım sandiviçleri küçük çantaya yerleştirirken Yoongi başıma plaj şapkası takmıştı. Gülümseyerek ona dönerken önümde hazır olan çantayı alıp diğer eliyle elimi tuttu. Birlikte evden çıkıp arabaya doğru ilerledik bu sefer aynı şeyleri yaşamamayı umuyordum. Hayatımın neden böylesine hareketli olduğunu anlamıyordum. Geçmişte bir günah falan işledim de birinin kötü niyetlerini mi almıştım bilmiyordum. Belki lisede ki o gıcık olduğum kız bana hayatımı kötü geçirmem için bir büyü yapmıştı. Ya da en büyük ihtimalle Tae Yeon yapardı böyle bir şeyi. Sahi Tae Yeon, o nerdeydi ki acaba? Uzun zamandır ortalıkta görünmüyordu. Bu yüzden korkmalı mıydım bilemedim doğrusu.
Arabanın sesiyle Yoongi'ye çevirdim bakışlarımı. Bu sırada kemerimi takmam gerektiğini düşündüğümde harekete geçtim. Yoongi arabayı harekete geçirdiğinde bluetooth ile bağlandığım araba teybinden müzik açmak için harekete geçtim. Bts'in bana huzur veren Spring Day şarkısını açıp camımı yarım bir şekilde araladım. Yoongi tebessüm ederek bana bakarken şarkıya eşlik etmeye başladım. Rap yeri çok olmamasına rağmen çoğu yerin sözlerini kaçırıp duruyordum. Yoongi benim şarkı söyleme şeklimle dalga geçip dursa da ona aldırış etmemiştim . En azından onu eğlendiriyordum.
1 saatlik yolculuğumuzun ardından taşlı yola gitmiştik . Çakıl taşları arabanın tekerleklerine vururken denizin dalga sesiyle ahenkli bir ses oluşturmuştu. Huzuru şimdiden hissedebiliyordum.
Araba durduğunda harekete geçip indim. Yoongi arabayı kilitleyip benim yanıma geldiğinde bagajdaki çantamızı alıp kumsala doğru ilerledik. İnsanlardan uzakta bir yer seçtiğimizde şezlonglarımıza havlularımızı serip yerimizi aldık. Gözlüklerimi ve plaj şapkamı takıp geri yaslanarak. Beni koruyan şemsiyenin altından bakışlarımı gökyüzüne çevirdim. Bir kaç saniye gökyüzünü izleyip tekrar Yoongi 'ye döndüm.
"Hadi girelim mi denize?"
"Hemen mi? Biraz otursaydık "
"Oturmaya mı geldik buraya hadi kalk "
Daha fazla üstlemeyerek kalktıktan sonra üzerimdeki tişörtü çıkardım. Yoongi'nin yandan yandan bana baktığını gördüğümde elimdeki tişörtü ona fırlatıp
"Önüne bak !" Diye uyarıda bulundum. Kıkırdayıp
"Zaten görmüştüm " dediğinde ne demeye çalıştığını anlamayarak ona baktım. O ise bana aldırmayıp denize doğru yarı çıplak bir şekilde ilerlemeye başladı. Altımdaki şortuda çıkardığımda herkesin bakışları üzerimdeymiş gibi hissederek Yoongi'nin yanına doğru ilerledim. Suyun serin olması hoşuma giderken adımlarımı ileriye doğru yönlendirdim . Yoongi bir kaç kez yüzüp bana döndükten sonra çocuklaşarak bana eli yardımıyla su atarken geri kalmayarak aynı şekilde karşılık verdim . Sonrası ise tam bir kaosa dönmüştü ve beni suyun içine sokup çıkarıyordu. Tam anlamıyla öküzdü! Ama ben geri kalır mıyım? Yoongi'ye binbir türlü eziyet yaparken fazlasıyla zevk alıyordum.
Yoongi daha fazla bu eziyete katlanamamış olacak ki beni kucaklayıp kumsala doğru ilerledi. Şezloglarımıza geldiğimizde havluma sarınıp oturdum.
Güneş gökyüzünden ayrılıp karanlık gökyüzüne hakim olduğunda Yoongi kumsalda ateş yakmıştı. Saçlarım ısıyla kururken başımı dizlerime yaslayıp gecenin sessizliği ile Yoongi'yi izledim.
"Evlenelim Bo Na " gülümsememe engel olamayarak ona bakarken
"Bu çok zor bayım. Seninle evlenirsek muhtemelen düğünümüzü düşmanlarımız basar" diyerek daha çok güldüm.
"Haklısın, ama seninle evlenmek güzel olurdu "
"Boşver Yoongi evlenip ne yapacağız ki?"
"Bo Na, sen iyi misin? Normalde kızlar bunun hayaliyle yaşar " Diyerek gözlerimi pörtlettiğinde bu halini oldukça sevimli bulmuştum.
"Beni o kızlarla karıştırma Bay Min Yoongi " deyip göz kırptığımda bana yaklaşıp elini yüzüme koydu. Parmakları yanağımı usul usul okşarken yüzünü yüzüme iyice yaklaştırıp dudaklarıyla dudaklarımı örttü. Usul usul öperken gözlerimi kapatıp elimi ensesine koyup saçlarını okşamaya başladım. Saçlarının yumuşaklığını seviyordum.
Eli belimi kavrarken bana daha sıkı sarıldı ve bedenlerimiz arasında artık boşluk kalmamıştı. Öpüşmemiz yoğun bir hal alırken elbisemin askılarını tutarak omzumdan aşağıya indirdi. Ellerim bedenine kayıp tişörtünün altından keşfe çıkarken yavaşça yere uzanmaya başladım. Elleri şimdi bacaklarımda gezinirken elbisemi yukarı sıyırdı. Bu sırada tişörtünü üzerinden çıkarmıştım. Kenarda duran üşümemen için aldığımız örtüyü üzerine alırken elim bu kez pantolonunun düğmesine gitti.
Onu durdurmak ya da kendimi durdurmak istemedim.
Çünkü ona ait olma fikri şuan bana çok güzel gelmişti..