Siyahın Vedası | Küller

By AgresifPelinsu

285K 13.3K 4K

Özgürlüğe doğru uçarken kanatlarınız sizi yakan ateşin küllerini savurur. More

Kısım II - Küller
Bölüm 51 - Şerefe
Bölüm 52 - Mühür
Bölüm 53 - Ödül
Bölüm 54 - Temas
Bölüm 55 - Kavga
Bölüm 56 - Kaçışın Yok
Bölüm 57 - Vahşi
Bölüm 58 - Sınırsız
Bölüm 59 - Nefret
Bölüm 60 - Neden?
Bölüm 61 - Şehr-i Su
Bölüm 62 - Grup
Bölüm 63 - Uşağın Oğlu
Bölüm 64 - Kurşun
Bölüm 66 - Yangın
Bölüm 67 - Minotor
Bölüm 68 - Baskın
Bölüm 69 - "Sebebim"
Bölüm 70 - Güç
Bölüm 71 - Gerçek
Bölüm 72 - Acı
Bölüm 73 - Black
Bölüm 74 - Misilleme
Bölüm 75 - Annem
Bölüm 76 - İntikam
Bölüm 77 - Yeni

Bölüm 65 - Ara Sokak

9.5K 320 69
By AgresifPelinsu

Bir gün, bir yerde savaşmaktan vazgeçmiştim. Hangi gündü ve ne vakit olmuştu bilmem ama kendimi korumak için ördüğüm tüm kalkanları bir gün indirmiş ve bir daha kaldıramamıştım. Hangi gün olduğunu bulmak zor değildi, Aral'ın bana inanmadığı o gün ben kalkanımı indirmiştim. Ondan kaçarken bir yandan da ölme arzusuyla yaşıyordum. Her günden sonra bir yanım kendini uçurumdan atacakken diğer yanım onu sıkı sıkıya tutuyordu.

Silahı sehpanın üzerine bırakırken sözleri kulaklarımda yankılandı: "Birçok şey olabilirim, Melek ama katil olamam," Evet, haklıydı. Fiziken birini öldürmezdi ancak Mustafa'ya neler yaptığına kendi gözlerimle şahit olmuştum o gün. Avir, beni kaçırmak için kara çarşafların arasına bürümüşken evin ortasında Aral, Mustafa'nın kafasını mermere vuruyordu. Her yer kan olmuş, Mustafa hıçkırıklarla yalvarıyordu. Aral, ağzını açıp tek bir kelime etmeden kan bulaşan elleriyle akbaba gibi tepesinde dikilirken bize sırtını dönmüş ve Mustafa'nın tepesine daha da çullanmıştı. 

"Ne işin vardı o adamın yanında?" diye sorarken silahını sehpanın üzerine koymuştu. Bana dönene kadar cevap vermekten sakındım. Uzanıp elbisemi başımdan aşağı geçirirken omzunun üzerinden bana baktı.

Bedenimin bir kısmını örten elbisenin eteklerini çekiştirdim. Verebilecek doğru düzgün bir cevabım yoktu "Bilmiyorum," dedim.

Kendini koltuğa bırakırken "Sen akıllı bir kadınsın, kaçamak cevapları bir kenara at artık," dediğinde ona döndüm. Kollarımı göğsümün üzerinde birleştirip yeni bir cevaba hazırlanırken yanaklarımın içini dişledim. Aramızda hala cızırdayan bir gerginlik vardı ve galeyana gelerek vereceğim bir cevap, ikimizi de kül ederdi.

"Bir sen mi kızgınsın bana? Gerçekten böyle mi düşünüyorsun?" diye homurdandım ve topuklarımı yere vurarak karşısına, sehpanın üzerine oturup dirseklerimi dizlerime yasladım "Kendimden nefret ediyordum. Defalarca ölmek istedim, defalarca kendimi öldürmeye çalıştım ama her seferinde korktum ve sonra... Ayağıma onun gibi bir fırsat geldi. Bana acı çektire çektire öldürecek bir fırsat," istemsiz sözlerimi yarıda bırakmıştım. 

"O halde neden seni kurtarmam için beni çağırdın?" diye sordu.

Omuz silktim, ellerimi kucağımda birleştirip tırnaklarımın üzerindeki ilce oje tabakasını yeniden kazırken "Korkuyorum. Ölmekten çok korkuyorum ama ölmeyi de bir o kadar çok istiyorum," dedim ve tekrar onun koyu gözlerine baktım "Ama yapamıyorum. Ne başka birinin beni öldürmesine izin veriyorum ne de kendim ölebiliyorum,"

Soğuk ellerini dizlerimin üzerine koyduğunda irkildim "Benden ne istediğini söyle sadece," dediğinde duygusuz bakan gözlerine dalmıştım. Dipsiz, karanlık bir orman gibiydi. Kaybolmamak imkansızdı.

"Ashley'i, seni Black'ten olabildiğince uzak tutmak istiyorum," 

"Neden?"

"Sadece benim yakınımda olduğunuz için size zarar verecektir. Ashley bana burada çok yardımcı oldu. Herkes bana uzaktan bakarken o bana yakın davrandı, kucak açtı. Burada tutunabileceğim tek dalım oldu o kadın benim, ona zarar gelmesini istemem. Ve sen... Senden fazlasıyla hıncımı aldım, artık kusacak öfkem kalmadı sana. Bir daha beni sorumlu tutacağın bir şeyin başına gelmesini istemem," dedim. 

Aral konuşmak için ağzını açtığında dışarıdan gelen korna sesiyle sözleri yarıda kaldı. Kısa ya da kesik kesik korna sesi gibi değildi, uzun ve yüksekti. İkimiz de merakla ayaklanıp cama doğru yürürken aklıma Ashley gelmişti. Koşarak pencereye yaklaştım. İki siyah Cullinan'ın arasındaki gri Mercedes'i gördüğümde korkuyla ürperdim. Korna sesi ortadaki arabadan yükselirken etraftaki binalardan insanlar çıkmış küfürler ederek bağırıyorlardı.

"Ashley'i yakalamış," dedim.

Korna sesi hala devam ederken adamın biri Ashley'in karşısında yolu kapatan arabanın camına vurup bağırarak bir şeyler söylüyordu "İçeri geliyorlar," diyerek diğer arabadan inen adamları göstermişti.

"Ashley'i bırakamayız," dedim.

Sehpanın üzerindeki silahı alırken "Ashley bizden daha güvende şu an, buradan çıkmamız gerek," dedi ve silahını beline taktı.

"Yangın merdiveni," diyerek yatak odasına koştum. Ayağımdaki topuklu ayakkabılarla koşamazdım. Ayakkabıları çıkarıp yangın merdiveninin kapısına zorladım ancak buraya ilk taşındığım günlerden bu yana sıkışmıştı ve ben de ihtiyacım olmayacağını düşünerek yaptırma gereği duymamıştım.

"Çekil kenara," dedi Aral. Benim yerime omzuyla kapıya yüklenirken ayaklarımın dibinde atılmak üzere kenara ayrılmış eski, siyah spor ayakkabılarımı ayağıma geçirdim. Aral son bir kez daha omuz attığında kapı açılmıştı. Birlikte koşarak merdivenleri inerken "Arabam arka sokakta," dedi.

Kendimizi sokağa attığımızda korna sesi kesilmişti. Ara sokaktan arka caddeye doğru koşarken bir çift araba farı yolumuzu kapatmıştı. Araba bizi görmesine rağmen üzerimize doğru gelirken dost olmadığını anlayabiliyorduk. Yolun ortasında durmuştuk. Arkamıza baktığımda sokağın başını kapatan yan durmuş bir araba ve  bize doğru adımlayan bir gölge vardı. Diğer sokak lambasının altında gölgenin silületi belirdiğinde ürperdim. Şaşırmamıştım. Black olduğunu biliyordum ancak onu yeniden görmek ve köşeye sıkışmak hoşuma gitmemişti.

Black ıslık çalarak sokak lambasının altında durup, ceketini geriye atarak ellerini kumaş pantolonun cebine attı. Ceketinin içi tamamen çıplaktı, ıslık çalarken gerilen karın kasları her bir hattını belirginleştirirken çığlık atmak istedim ancak Ashley gibi bize yardımcı olabilecek insanlar yoktu. Burası tüm binaların kör noktası, penceresiz duvarıydı.

Black iç geçirdi "Hala benden kaçmaya mı çalışıyorsun?" diye sordu. Dilini dişlerinin üzerinde gezdirirken başını diğer yana attı "Ben izin vermediğim sürece, benden kaçamayacağını öğrenemedin mi?" diye sordu. 

Cevap veremiyordum. Ona söyleyebilecek hiçbir şeyim, savurabilecek hiçbir tehdidim yoktu. Ashley'in kurtulduğunu biliyordum iki araba da görüş açımızdaydı ancak nerede olduğuna dair en ufak bir fikrim yoktu. 

Aral telefonunu cebinden çıkardığında ekranda Ashley'in adı görünüyordu. Black'i umursamadan telefonu kulağına götürdü, dinledi ve kapattı. Hiçbir şey söylemiyor, yüzünden hiçbir şey okunmuyordu. Elini beline götürüp silahını çıkardı ve üzerindeki kabzasını kendine doğru çekip Black'e doğrulttu.

"Biraz daha yaklaş istersen," dediğinde Black başını arkaya atarak kahkahalarla güldü.

"Üzülüyorum sana, o demir parçasının arkasına sığınıyorsun," 

Uzanıp elimi tuttu. Ona döndüğümde gözünü hafifçe kısmıştı "İstersen engellemeye çalış," dedi ve arkasını döndü. Aralık kapının önünde dikilen adama doğru ateş etti. Bizzat adama nişan almadığı açıktı, kurşun arabanın camını parçalarken kapının önünde dikilen adam başını korumaya çalışarak kapının arkasına sığınmıştı. Aral bileğimden çekerek beni koşmaya zorlarken arkama bile bakmıyordum. 

Adam, karşılık vermek için doğrulduğunda tekmeyle arabanın kapısını ittiğinde arabanın camının çerçevesi kafasına çarptı. Arabanın yanından koşarken diğer taraftaki adam önümüzü kesmeye çalıştığında Aral bu kez adamın önüne, yere ateş etti ve koşmaya devam ettik. Köşeyi döndüğümüzde siyah Range Rover cipi karşımıza çıkmıştı. Arabanın ışıkları yanıp söndüğünde elimi bıraktım. O sürücü koltuğuna geçerken yanına oturdum. Arabayı çalıştırana kadar peşimizden gelen adamlar sokaktan çıkmıştı. 

Aral arabayı park ettiği yerden çıkarırken biraz önce camını patlattığı araba sokaktan geri geri çıkıp yolun ortasında durmuştu. Aral öfkeyle tısladı ve gaza yüklendi. Arabanın arkasında kalan boşluktan arkasına çarptı ve kaldırıma çıkarak arabayı atlattı. 

Boş sokakta tam gaz ilerlerken telefonunu çıkardı ve kulağına götürdü. Birkaç saniye beklemenin ardından "Neredesin?" diye sordu. Kısa bir süre bekleyip karşı tarafın söylediklerini dinledi "Geliyoruz," dedi ve telefonu kapattı.

Korkulu gözlerle arkama baktığımda uzaktan bir çift araba farı görüyordum ancak onun Black olup olmadığı konusunda bir kesinlik yoktu ortada. Tekrar önüme dönerken "Kimdi o? Ashley mi?" diye sordum.

Dikiz aynasından arkasını kontrol etti "Evet," dedi ve keskin bir dönüş yaptığında arabanın içinde savruldum. Aniden kavşakta dönmüştü. Tekrar bir dönüş daha yaptığında bu kez tekrar geldiğimiz yöne doğru gidiyorduk "Sokağın ilerisinde arabaları değiştireceğiz," dedi.

"Sonra?" diye sordum tekrar arkamı kontrol ederken.

Başını iki yana salladı "Bilmem, bir şeyler uydururuz," dedi ve gaza daha da yüklendi. Yeni bir kavşağın ardından otoparka girdik ve arabayı en üst kata park edip arabadan indik. Ne olup bittiğini anlayamasam da Aral'a ayak uydurmaktan başka çarem yoktu. Birlikte asansöre bindik ve otoparkın zemin katına indik. Çıkışa doğru yürürken Aral yeniden Ashley'i aradı. "Zemin kattayız," dedi. 

Önümüzdeki arabanın farları açıldığında irkildim. Duraksadığımda Aral bana döndü ve telefonda karşı tarafa "Gördüm," dedi. Ancak o zaman Ashley olduğundan emin olabilmiştim. Gri araba park ettiği yerden çıkarken koşarak ona doğru yaklaştık. 

Aral elini sırtıma koyarak beni ön koltuğa doğru ittirdi. İkimiz de aynı anda arabaya bindiğimizde Ashley gaza yüklendi ve otoparktan çıktık. Tüm bedenim adrenalinle gerilmiş, sinir uçlarımın her biri alarma geçmişti. Ashley'e döndüğümde en az benim kadar gergin ve korkmuş görünüyordu. Derin bir iç geçirerek arkama yaslandığımda Ashley de aynı şekilde gevşeyerek arkasına yaslandı.

Aral'a döndüm "Kurtulduk mu?" diye sordum.

"Evet," 

Buraya bir ara bölüm yazmam gerekiyordu aksi takdirde diğer bölüme çok sert bir geçiş olacaktı o yüzden kısa ve... Geçiş bölümü işte.

Continue Reading

You'll Also Like

79.8K 3.8K 37
Klâsik gerçek aile kurgusuna benzer ama daha olası bir kurgudur; Kızımız eski ailesinden gördüğü baskılar sonucu 18 yaşında ayrı bir eve taşınır ora...
14M 616K 61
GENEL KURGU #1 Babasından başka hiç kimsesi olmayan bir genç kız... 28 Yaşında hapishanede mahkûm bir adam... Ya bir gün olur da genç kızın babası da...
21.9M 1.1M 53
"Karımı artık yanımda, odamda ve yatağımda görmek istiyorum!" diye bağırınca donup kaldım. Ne söylediğinin farkında mıydı? Bir başkasının kimliğiyle...
5.2M 243K 52
"Ulan bari Polat de." dedi. Sesi yalvarır gibi çıkmış gözleri beklentiyle doluydu. "Mirza demiyorsan deme ama en azından Polat de." "Sen yengeye Eli...