Kankamla Evlenmek mi? (tamam...

By ipek95

6.2M 241K 26.8K

Biri babası için, birisi arkadaşı için bu teklifi kabul etti. Onlar birbirlerinin en yakın arkadaşları hatta... More

Kankamla Evlenmek mi?
Kankam...
Evlenmek mi???
silah sesi
Bugün ne kadar yorulmuştum
Ben mi?
Evet!
düğüne iki gün kala...
düğün günü
balayı gecesi....
ya sabır
Çünkü unutkansın...
duyuru
Yeni ortak...
Neden hep ilk aşklar kazanıyor?
vazgeçmek istemiyorum...
senden başkası olmayacak...
ben hamileyim...
merhaba ece...
önemli bilgi
gitme demek isterdim...
Naber kanka?
ilk kalp atışı...
yeniden başlamak için son şans....
geçmişteki şeyleri düzeltmek...
YAZARDAN...
Final...

nasıl öğrendin?...

211K 9K 611
By ipek95

  "Neden hep ilk aşıklar kazanıyor?" Emre sorusunun ardından yürümeye  çalıştı. Bir iki adım gidince neredeyse yuvarlanacaktı. Bir kadının üstüne düşünce kadının yanındaki adam Emre'nin yakasından tuttu. 

 "N'apıyorsun lan!" diye kükredi. Emre şarhoşluktan ne yaptığının farkında bile değildi. Adam Emre'ye çakmak için yumruğunu sıkmaya başlamıştı ki olaya daha fazla kayıtsız kalamadım. Araya girdim. ADamın elinden Emre'yi kurtarmaya çalışarak:

  "Arkadaşım adına özür dilerim. Sadece içkiyi biraz fazla kaçırdı. İnanın kötü bir niyeti yoktu. Sadece dengesini sağlayamadı." dedim. Adam bir Emre'ye bir bana baktı. Sonra Emre'nin yakasını silkelercesine bıraktı.

  "Arkadaşına amukayet olsan iyi olur. Yoksa ikinizin de başı belaya girer." dedi. Hadi ama zaten sinirlerim bozuk. Onca olaydan sonra birde bunlarla uğraşamayacaktım. başka zaman olsa ona sözlerini yedirtirdim. Ama şimdi sadece başımı sallamakla yetindim.Emre 'yide  alarak dışarı çıktım. Ama bunun araba kullanacak hali yoktu. Benim arabaya bindirdim.

  "Evin nerede?" diye sordum. Sonuçta yıllardır görüşmüyorduk. Ama Emre'nin cevap verecek hali yoktu. Sadece birşeyler mırıldanıyordu.Mecbur bizim eve gidecektik. Arabanın arka camını açtım. Rüzgar biraz aklını başına getirirdi. Eve geldiğimizde biraz kendine gelmişti. Arabadan indiğinde etrafına bakındı.

  "Burası neresi?" diye sordu.

  "Bizim ev."  diye karşılık alınca daha çok şaşırdı.

  "Sizin ev? Aslı bir şey demesin." diye sordu. Şu an onu görmek için delirdiğini tahmin edebiliyorum.

  "Bir şey demez. Çünkü o evde değil." Beni anlamaya çalışır gibi baktı. Bense eve doğru gitmeye başlamıştım bile.

  "Geliyor musun?" diye soru yönelttim. Sonra "korkma içkine ilaç atmam." dedim. Son lafım onu güldürmeye başladı.

  "Ben uzaktayken tercihlerin değişmemiştir umarım." dedi yarım bir gülüşle. Ona sertçe baktım. Bu bakışım onu susturmuştu. Tabiki benden korkmuyordu. Ama biz zaten hiçbir zaman iyi anlaşamazdık. Aramızdaki tek bağ Aslı'ydı.

  Eve girdiğimizde Emre evi süzmeye başladı. Bense mutfağa girip ikimizede birer  Nescafe yapmaya başladım. Aslında birer Türk kahvesi daha iyi giderdi ama onu şimdi kim yapacak?  Aslı'nın evde olmadığına kanaat verince.

  "Ayrı kalmak için henüz çok yeni değil mi? Henüz balayında olmanız lazımdı." dedi.

  "Seni ilgilendirmeyen konulara giriyorsun." diye onu susturmaya çalıştım. Ama o:

  "Bu durumdan kavga ettiğinizi mi anlamalıyım?" dedi. Hay ya Rabbi! gel suratıma çak diyor.

  "Neden evliliğimi sorgulamaya çalışıyorsun?" dedim.

  "Bilmem. Belki mutsuz olmanızı istiyorum. Belki Aslı'dan ayrılmanı seni tekrar unutmasını istiyorum." Tekrar? Aslı beni ne zaman sevdi ki unutmuş olsun. Elimdeki kahveyi ona uzatarak:

 "Çok konuşuyorsun." dedim. O ise önce kahveye sonra bana baktı. Eline aldıktan sonra bir yudum almadan:

  "Şunu bilmelisin ki, bedenime sahip olabilirsin ama ruhuma asla." dedi çarpık bir gülümsemeyle ve sonra kahvesinden yudum aldı. Bende gülmüştüm söylediklerine. Birlikte kahveleri içmeye başladık. Bir süre sonra Emre:

  "Neden seni sevdiğini merak ediyorum." dedi. Ne saçmalıyordu bu. Sonra bana dönüp. "Peki sen neden onunla evlendin? Sen insanlara bağlanabilecek biri değilsin. sadakat sana göre değil. Bana dürüst ol Mert." dedi.

  "Sadece Aslı'ya sadakat yemini ederim." dedim. Bu söylediğime kendim bile inanmıyordum. Daha iki saat önce yaşananları düşünürsek. Ama onun bunu bilmeye hakkı yoktu. Sonra onu işaret ederek.

   "Bazıları gibi onu bırakıp Amerikalara gitmem." dedim. Ne demek istediğimi anlamıştı.

   "Yapma Mert! ben istenmediğim için gitmiştim. Eğer Aslı bana gitme demeseydi gitmezdim. Ben sadece birbirimize biraz zaman tanımak için gittim. Ama Aslı zaten beni hiç sevmemişti ki." Bu konuda yanılıyordu. Aslı onun gidişiyle ne kadar üzülmüştü.

  "Hatalarının bedelini Aslı'ya yükleme Emre. O seni o zamanlarda gerçekten seviyordu." dedim.

  "Hadi ama Mert! Anlamamış olamazsın. Biz birlikteyken bile sana aşıktı. Benim gitmeme üzülmüş olabileceği doğru olabilir ama eminim ki bu beni sevdiği için değildi, seni tekrar seveceğinden korktuğu içindi. Sen benden önce vardın. " Ne saçmalıyordu bu.  ASlı bana aşık olamazdı. Eğer olsaydı ben anlardım. Emre:

  "Görüyorum ki benden sonra da sen olmuşsun. Ama en azından bu seferki karşılıksız değilmiş. En azından sende onu sevmeye başlamışsın. Öyle değil mi Mert?" dedi. Gözleri bana soru sorarmış gibi değil meydan okurmuş gibi bakıyordu. Sanki onu senden alacağım diyordu. Onunla restleşerek:

  "Elbette öyle. Aslı artık benim karım ve sende bunu unutmasan iyi olur." dedim. O ise sinirlenmeye başlamıştı. Ama evet ASlı benim karımdı. Onun değil.

  "Sende unutmasan iyi olur Mert. Zira şu an evde olmamasına bakarsak." dedi. Sinirlenmiştim.

  "Şu an evde olmamasını başka yönlere çekme Emre! O babasının yanında. Ahmet Amca kendini iyi hissetmediği için bu günlük yanında kaldı. Ama yarın burada olacak." dedim. Yalan söylemiştim. Ama bu gerekliydi. Aslı'yı Emre'ye kaptırmayacaktım. Yani onu tekrar üzmesine izin vermeyecektim. Off! ne diyorum ben. Herşeye rağmen şu an Aslı benim karımdı.

  "Sanırım ben gitsem iyi olacak. Kahven için teşekkürler." dedi ve kalktı. Zaten artık ayılmıştı. Aslında ayılıp ayılmadığı umrumda bile değildi. Ama söyledikleri kafamı kurcalıyordu. Ben de o gittikten sonra odama gittim ve başımı yastığa koydum.

  Sabah uyandığımda saat 12'ye geliyordu. Duşumu yaptım ve hazırlanmaya başladım. Kahvaltı bile etmeden Aslı'nın yanına gittim. Aramalarıma cevap vermese de okulda olduğunu biliyordum. SAat ikide dersi bitiyordu. Sınıfın kapısına yaklaştığımda Aslı'yı gördüm. Yanında birkaç kız vardı ve tam karşısında da Merve.  Merve mi? Bir dakika n'oluyordu. Tamam Merve'de bizim okulda okuyordu ama Aslıyla karşı karşı.Yanlarına yaklaştım. Merve'nin:

  "Mert benim tamam mı? Onunla nasıl evlendiğinizi bilmiyorum ama o benim" dedi. Sonra "zaten dün akşam onu benimle görünce anlamışsındır herhalde. Gerçi sen gelince her ne kadar işimiz yarım kalsa da biraz daha geç gelseydin aynı yatakta olabilirdik ama. Anla işte kızım o seni sevmiyor. O beni istiyor. Seni bir kadın olarak görmüyor." Herkes Merve'ye ve Aslı'ya bakıyordu. Bu kız nasıl biriydi. Daha önce birçok kadınla olmuştum ama hiçbiri "ben Mert'le seviştim" diye bağırmıyordu. O burada kendini ve ASlı'yı rezil etmekten utanmamıştı. Aslı'ya baktığımda ise donmuş gibiydi. Sonra beni fark etti. Hemen gözlerini çevirdi. Hızlıca arkasını dönüp yürümeye başladı. Bense "ASlı dur!" diye bağırdım. Onun peşinden gitmeye çalıştım ki Merve kollarıma yapıştı.

  "Bırak gitsin! Mert yine özgürlüğüne kavuşursun. Yine beraber olabiliriz." dedi. Ah! bu kız kendini ne zannediyordu. Altı üstü ayda yılda bir sevişmek için aradığım biriydi. Ellerini kollarımdan ayırdım. Bileklerini sıkarak:

  "Bak kızım, kendini ne sandın bilmiyorum ama inan sandığın şey değilsin! Benim için yatak arkadaşlığından öteye gitmedin hiçbir zaman ve inan bana Aslı'ya yaptığını ödeyeceksin!" dedim. O bana şaşırmış gözlerle bakıyordu. Ama gözleri nemliydi. Hadi ama az önceki kendinden emin kadına n'oldu? Onun ne  saçma zırvalamasıyla ne de ağlamasıyla uğraşamayacaktım. Ellerini sertçe bıraktım ve Aslı'nın peşinden koştum ama Aslı benden daha hızlıydı. Onu kaybettiğimde hızlıca arabama bindim ve gidebilir diye arabayı eve sürdüm.

  Eve vardığımda tahmin ettiğim gibi Aslı evdeydi. Ama o odada  eşyalarını bir bavula doldurmaya çalışıyordu. Yanına gittim. Dolaptan aldığı bir t-shirt'ünü bavula dolduracaktı. Elini tuttum. Onu durdurdum.

  "Aslı konuşmalıyız!" Ama o suratıma bakmıyordu. Eline baktı ve sonra benim elimi iterek t-shirt'ü yerleştirdi. Tekrar dolaba yöneldiğinde:

  "Aslı tamam!  Hatalıydım! Seni böyle bir duruma sokmamalıydım. Ama Merve'nin senin yanına gelmeye cüret edeceğini bilmiyordum" Aslı hala beni dinlemiyordu. Eşyalarını hızla yerleştiriyordu. Ben:

  "Fazla abartmıyor musun? Evi mi terk edeceksin? Babamlara ne diyeceğiz. Benim seni aldattığımı mı söyleyeceksin? Hem nereye gideceksin?" dedim. Aslı kızgın bir o kadar da yılgın gözlerle bana bakıyordu.

  "Hayır! Mert bak biraz kafa dinlemek istiyorum. Ben bizim yazlığa giderim. Hem orada şimdi kimse yok. Babamların haberi olmaz tamam mı?" dedi.  Ama ben ikna olamamıştım. Onu zor duruma soktuğumu biliyordum ama bu fazlaydı. Evi terk etmesi fazlaydı. Son eşyalarını da bavula koyup kapattığında  eline aldı. Gitmekte karalı gibiydi. Kapıya yöneldiğinde onu neyin durduracağını bilmiyordum.

  "Aslı biliyorum..." dedim. Sadece test etmek için. Olmasına imkan bile vermediğim birşeyi. "Aslı beni sevdiğini biliyorum." dedim.

  Aslı durdu. Bir süre hareket etmedi. Arkasını yavaşça döndü. Gözlerini gözlerimin içine dikti. Kekeleyerek:

  "Na... Nasıl öğrendin?" dedi. Ne? Yani Aslı beni seviyor muydu?....

     Selam millet... Umarım beğenmişsinizdir.  Şimdi arkadaşlar ben üniversiteye şehir dışında gidiyorum ve bir haftalığına ailemi ziyarete gideceğim. O sırada yeni bölüm yazamayabilirim. Yaza da bilirim. Ama eğer yazamazsam sizden bir haftacık beklemenizi istiyorum. Umarım kızmazsınız... :D

 

Continue Reading

You'll Also Like

SARKAÇ By Maral Atmaca

General Fiction

1.7M 104K 7
"Delilerin sevdası hoyrat bir fırtına gibidir. Günün başında seni sarsan fırtına, gecenin şafağında ılık bir esintiye dönüşüp kaburgalarının arasına...
446K 2.1K 4
ELFİDA Geçmişten geleceğe kendini bulma hikayesi. Adam gitti, kadın bitti. Adam geldi.. kadın.. Elfida. Feda etmektir. Kendini bulma yolunda kendi...
1M 55.7K 42
Evin ise yediği tokatın şiddetiyle yere düşmüştü. Dudağının kenarı yeni bir darbe alırkende Kazım Ağa saçlarından koparırcasına tutup Evin'i kaldırmı...
2.5M 111K 86
"Senin mafyalığın bana sökmez delikanlı!Sen delikanlıysan,ben de deli hatunum." Dediklerim hoşuna gitmiş olacak ki dudağının kenarı yukarıya doğru kı...