BLACK (MİN YOONGİ)✔

By ftmnur97

208K 13.8K 4.4K

Annesine kızgın ve soğuk büyüyen Bo Na bir gün annesinin telefonu ile annesinin düğününe davet edilir. Gittiğ... More

BÖLÜM 1 : SİYAHIN EN KOYUSU
BÖLÜM 2 : KÖTÜ GÜN
BÖLÜM 3: SEN VARKEN
BÖLÜM 4 : SIRADAN AMA SEN DE GÜZEL
BÖLÜM 5 : SEN VE BEN
BÖLÜM 6: MİNİK BİR ÇOCUK
BÖLÜM 7 : SAKLI KALANLAR
BÖLÜM 8 : DUYULMAMASI GEREKENLER
BÖLÜM 10 : SENİ SEVİYORUM YOONGİ
BÖLÜM 11 : GERÇEKLER
BÖLÜM 12 : HER GEÇEN GÜN BİR YENİSİ
BÖLÜM 13 : KURBAN MI SUÇLU MU?
BÖLÜM 14 : YANINDAYIM
BÖLÜM 15 : ÖPÜCÜK MÜ O?
BÖLÜM 16 : SON GÖRÜNTÜ
BÖLÜM 17 : YOONGİ'NİN BABASI
BÖLÜM 18 : ÖZLEDİM
BÖLÜM 19: İLK DOKUNUŞ
BÖLÜM 20 : GİTTİKÇE DİBE Mİ BATIYORUZ?
BÖLÜM 21 : ARAP SAÇI
BÖLÜM 22 : BEBEK Mİ?
BÖLÜM 23 : ROMANTİK BİR AN
BÖLÜM 24 : HUZURLU KOLLARIN
BÖLÜM 25 : MUTLU BİR 'SON' MU?

BÖLÜM 9 : YANIMDA KAL

7.3K 573 90
By ftmnur97

Duyduğum kelimeler karşısında adeta bedenim kaskatı kesilmişti. Bunlar gerçekten bu dünyada var olan kötü hatta cani insanlardan biriydi.

Yoongi abisinin böyle biri olduğunu bilse onu elleriyle öldürebilirdi tıpkı benim şu an yapmak istediğim gibi. Aklım şu an ne yapmam gerektiğini bilmiyordu. Beynim adeta durmuş gibiydi geç olmadan bir şeyler yapmam gerekiyordu.

"Bo Na " Yoongi'nin sesiyle düşüncelerimden çıkıp arkamı döndüm.

"Burada dikilmiş ne yapıyorsun?"

"Oh.. şey..ben.."

"Gençler" Hyun Dae'nin sesiyle onlara döndüğümde Tae Yeon da ardında çıktı.

"Siz ikiniz ne yapıyorsunuz orada?"diye soran Yoongi ile merakla diyeceklerini bekledim.

"Tae Yeon babam için bir büyük bir sürpriz düşünüyordu da benden fikir almak istiyordu."

Yoongi miydi o sürpriz ? Hah şuan ikisini de elime alıp güzel bir dövmek istiyordum!

"Anladım neyse gecenin sonuna gelmek üzereyiz misafirlerle ilgilensek iyi olur"

Hyun Dae başını sallayıp Yoongi'nin peşinden giderken gözlerimle Tae Yeon'u yemeye başlamıştım. İlk kez bana bir şey söylemeyerek diğerlerinin peşinden gittiğinde, ben de eş zamanlı olarak odama gittim

Bu duyduklarımı Yoongi ile paylaşmam en doğrusu olurdu en azından düşmanlarını bilmeliydi.

Bundan başka çözüm yolu aklıma gelmiyordu.

**
Herkesin uyumuş olduğunu farketmeme karşın ben uyuyamamıştım. Söyledikleri her söz aklımda dolaşıp duruyordu ve çıkacak gibi değildi.

Biraz olsun hava almak için balkona ilerlediğimde, Hyun Dae'nin içkisini yudumladığını gördüm. Bir anda içimdeki korkusuz kız ortaya çıktığında yanında durdum. Başını kaldırıp bana bakarken yanına oturduktan sonra içki bardağını doldurup kafama diktim.

"Ne o içki içesin mi geldi?"

"Hayır gerçekleri ögrenmek için geldim "

"Hangi gerçeklermiş onlar?"

"Yoongi'den bu kadar mı nefret ediyorsun?"

Alayla gülüp Ne diyorsun sen?" Diye sorduğunda. Ben de aynı şekilde gülüp

"Yok bir şey"deyip içkimi yudumladım.

"Açık konuş kızım benimle! Neyi ima ediyorsun?"

Yüzüne doğru yaklaşıp "Diyorum ki Yoongi'ye zarar vermeye kalkışacak olursan bittin" omzunun üzerinde toz varmışcasına elimle temizler gibi yapıp, gıcık bir bakış attıktan sonra -evet bu benim en sevdiğim hareket- yerimden kalkıp giderken, beni kolumdan yakaladıktan sonra kendine çevirip eliyle boynumu yakaladı. Nefes alma yetim o an işlevini kaybederken acıyla ellerine vurdum. Gerçekten ruh hastasıydı öyle sıkıyordu ki şu an buracıkta ölebilirdim.

"Seni uyarıyorum küçük şeytan eğer işlerime burnunu sokucak olursan seni gerçekten mahvederim. Eğer bildiğin her neyse Yoongi'nin kulağına giderse kendini ölmüş bil" dedikten sonra ellerini çektiğinde öksürüp derin nefesler almaya başladım. Ona öfkeyle bakarken yanımdan kalkıp gitmişti. Pislik herif!

**
Sabah boynumdaki kızarıklığı kapatma çalışmalarımdan sonra ailecek! Yemeğimiz için alt kata indim. Masaya oturduğumda yemeye başlamıştık. Hyun Dae bana sinsi sinsi bakarken bakışlarımı sinirle tabağıma çevirdim. Bu samimiyetsiz ortamda bir dakika bile durmak istemiyordum artık ama Yoongi'nin tehlikede olma ihtimali beni içten içe kemiriyordu.

"Ben gitmeyi düşünüyorum" sessiz ortamı ben bozduğumda annem başını kaldırıp

"O da nereden çıktı?" Diye sorduğunda. Ben de bunu kendime sormak istiyordum ama bir anda ağzımdan çıkıvermişti işte.

"Buraya zaten bir süreliğine geldiğimi söylemiştim. Eski hayatıma geri döneceğim. "

"En iyi karar kardeşim" diye söze atlayan Hyun Dae ile gözlerimi devirip tekrar anneme baktım.

"Pekala, haklısın başta öyle demiştik. Sen bilirsin kızım"

Yoongi'ye döndüğünde bakışları yemeğindeydi, doğrusu üzüldü mü pek anlamamıştım.

Yemekten sonra bahçedeki oturaklarda otururken, Yoongi yanıma oturup "Gidiyorsun demek" dediğinde. Birazcık üzüldüğünü düşünmüştüm.

"Evet sanırım "

"O halde bugün biraz dolaşsak ya" dediğinde heyecanla ona döndüm

"Nereye gideceğiz?" Diye sorduğumda.

"Orasını sorma hadi hazırlan" dedi.

Başımı sallayıp hemen yanından kalktım. En azında yalnız kalırsak bir şekilde Yoongi'ye bu konudan bahsedebilirdim değil mi?

**
Arabayı sahilin kenarında durduğunda "Senin canın mı sıkkın?" Diye sordum.

"Nerden anladın?" diye sordu ilk kez bir sözü direk söyleyerek. Bunun şaşkınlığını bir kenara bırakıp

"Genelde canım sıkkın olunca sahil kenarına gelirim. Sadece tahmin ettim"

Onun bir şey söylemesine izin vermeyerek arabadan indim. Yoongi arkamdan gelirken kumsala ulaştığımda ayakkabılarımı çıkarıp koşmaya başladım.

" Im Bo Na!" Yoongi'ye döndüğümde elleri cebinde havaları tavırlarıyla

"Ses yap diye seni buraya getirmedim"

"Çok ruhsuzsun Yoongi . Mutsuz olmak için neden mi var hadi gel" deyip elimi uzattım refleks olarak ve o an bu yaptığımı utanç verici olduğunu düşünerek elimi indirecekken beklemediğim bir hamleyle elimi tutup koşmaya başladığında başta baya bir şaşırmış olsam da ona ayak uydurup koşmaya devam ettim.

Denizin kıyısında durduğumuzda yerden çalı parçasını alıp "Bugün bu yazıyı özgürlüğümüze yazıyorum" deyip isimlerimizi yazmaya başladım. Yoongi se bu sırada beni izliyordu.

"Söz ver bana " dediğimde ayaklarının altındaki taşlarla oynamayı bırakıp bakışlarını bana çevirdi.

"Ben gittikten sonra kendine dikkat edeceksin. Başına bir şey gelmesine izin vermeyeceksin ve herkesten güçlü olucaksın,  bu sözünü gerçekten tut Yoongi yoksa gidince aklım sende kalır"

Aniden böyle sözler söylemem onu şaşırtmış gibi olsa da

"Söz" dediğinde gülümsedim.

Yazma işlemimi bitirip "Hadi bu günü ölümsüzleştirelim" deyip telefonumu çıkardım. Ardından biraz havaya kaldırıp yazınların ve ikimizin çıktığına emin olduktan sonra. Zafer işareti yapıp gülümsedim. Yoongi'nin tebessümünü görmek iyi hissettirmişti.

Fotoğraftan sonra aniden beni kolumdan tutup denize sürüklemeye başladığında"Ben denizden korkarım. Yüzme bilmiyorum" deyip kaçmaya çalışırken , beni tekrar kendine çektiğinde şaşkınlık içinde ona bakıyordum. Her defasında bana bunu yapması adil değildi.

"Korkma ben varım bana güven" dedi usul usul. Sanki beni şuracıkta öldürmek istercesine.

"Hayır Yoongi! Bu sadece eski bir tramva o yüzden bakarken denizi seviyorum ama içine girince çok korkuyorum olmaz"

"Eğer yanımda olursan sana bir şey olmasına izin vermem.. Bo Na sözünü tutmasam ve gitmesen olmaz mı?"

Kalbim saniyede bilmem kaç kez atarken bana böylesine bakarken nasıl karşı koyabilirdim bilmiyordum. Elbette gitmek istemiyordum ama burada kalırsam daha kötü şeyler olacak gibi hissediyordum. En azında daha güçlü hissettiğimde Yoongi'yi buradan kurtarabilirdim ya da çok mu geç kalırdım?

Continue Reading

You'll Also Like

39.6K 3.7K 17
Sen, babaannenin ilk aşkı olan adama; Babaanneni mutlu ettiği için mektuplar yazarsın. Min Yoongi ise ailesinin ortak kararıyla yaşlılar yurduna y...
58.4K 3.1K 56
jeonkookie: şu aralar başkasını düşünüyorum
49.5K 2.8K 41
[Victory] " O, kış gününde çıkan sıcak güneş gibiydi" Öğretmenim olduğu neyi değiştirirdi? Aşka bunca zaman kim, ne engel olabilmişti? Önümüze çıkan...
69K 5.3K 37
sadece erkeklerin olduğu bir üniversitede gay yönelimin odağı ve tüm dikkati üzerine çeken Jungkook, bu durumdan sıkılan ve onu bu rahatsızlıktan ko...