SEHER YELİ
Can Çadırdan çıktığında ılık bir rüzgar esiyordu. ellerini cebine sokup başını gökyüzüne çevirdiğinde
Öyle bir gökyüzü gördü ki aklına Cemre geldi. Çölün karanlığına inat ay öyle bir aydınlatmıştı ki Ters çevrilmiş bir denizin içinde gibi hissetti kendini ortalık sessizleşmiş , herkes çadırlarına çekilmişti.
İçerde ki kadın Can'ı okadar sinir etmişti ki Tiksinti ile çıkmıştı dışarı. Adamlarına bakındı Can, Cabbar arkası dönük atların orada duruyordu. Diğerleri uyuyor diye düşünerek tekrar çadıra girdi.
Kadın gelirken üstüne aldığı kumaşı bedenine sarmış yatakta yan dönmüş mumları izliyordu.
Can , neden demek istiyordu. Neden bu hayat? Ama konuşup muhatap da olmak istemiyordu, bakır bardağa uzanarak bir içki daha doldurdu sandığın üzerine otururken ," adın ne senin?" diye sordu.
Kadın duyduğu sert ses karşısında irkilerek Cevap verdi;" Ahuzar!" dedi.
Can'ın dudağı kıvrıldı. Bir kadın bu kadar ismini Taşırdı. Onu görür görmez Ahu ! demişti iç sesi ona.
Ahuzar;"ya senin !"dedi.
"Can!"dedi.
Genç kadın gülmeye başladı .Öyle bir gülüyordu ki Can bir tuhaflık mi var diye düşünmeden edemedi.
Kadın kahkaları arasından konuştu." Öyle bir halin tavrın var ki Can degilde, Can alan bir adın olmalıydı!"dedi.
Can bu kadının cürretine sinir oldu.
"gideblirsin!"dedi dişlerinin arasından.
Kadın bir anda ciddileşerek doğruldu. Halbuki biraz önce yayıla yayıla gülüyordu. Can memnun oldu.
"izinver güneş doğana kadar kalayım."dedi. cılız çıkan sesi ile.
"halime tavrıma yakışır şekilde davranmalıyım! git artık," diyerek ceketinin iç cebinden çıkardığı parayı kadına uzattı. Kadın başını eğerek hiç utanmadan uzatılan parayı aldı ve sessizce çıktı. Can birkez daha şaşırdı. Hiç onuru Gurur'u yok muydu ? bu kadının!
Kadın çıkar çıkmaz yorgun bedenini kadının kalktığı yatağa bırakarak bir iki saat yatmaya karar verdi , Yoksa başına giren ağrı geçecek gibi değildi. içtiği içkilerinin verdiği ağırlık ile gözlerini yumdu.Iki saat ona yeterdi.
Tiz bir çığlıktı Can'nın uykusunu bölen.
Hemen kalkrarak çadırın kumaşını araladı. Güneş yeni doğmuştu. Etrafta çığlığı duyan insanlar koşturuyordu. Can istemsizce elini beline atarak ayakkabılarının arkasına basarak dikkatlice çadırın arkasına dolandı ağlama sesleri oradan geliyordu Daha çok yakınma ve inleme gibiydi.
Can çadırın arkasından baktığında gördüğü ile şaşırdı kaldı.
Dün gece koynuna girmek için sabırsızlanan kadın başı sarıklı uzun kumaşlar ile çevrili bir adamın namlusunu ucunda ağlıyordu. Hatta yalvarıyordu.
Onunla birlikte olan kızlar da birbirleirne sarılmış ağlıyordu. Ama kimse müdehale etme cesaretini göstermiyordu.
Can acaba benim yüzümden mi? ona dokunmadığım için mi ? diye düşündü. suçluluk hissi ile ortaya çıkarak ;"Neler oluyor burada?" diye bağırdı.
"kusura bakma ağam rahatsız ettik. Önemli birşey yok ."dedi.
"Ne oldu dedim?" diye tekrar çıkıştı.Can.
Kızı öldürmek için hazır bekleyen adam ;" akrep sokmuş ağam, artık işimi görmez."dedi.
Can , öyle bir sinirlendi ki ne yapacağını şaşırdı.
Adam utanmadan devam etti."iyi para kaldırıyordum Ahuzar ! Nasıl dikkat etmessin. Yazık olacak" diye emniyetini indirdi silahın etrafı çeviren kızlar korkulu sesler çıkarırken , Ahuzar korkudan kıpırdamadan ağlıyordu.
Can , adamı iterken "Cabbar !" diye bağırdı.
Neye uğradığını şaşıran adam kumlara kapandı.
Can eğilip kızın ayağına baktı. Akrep iyi sokmuştu. cebinden ve zaman taşıdığı bıçağını çıkarak "bakma sakın!" diye fısıldadı.
Cabbar "buyur ağam !" diyerek nefes nefese geldi.
"al şu adamı yoksa elimde kalacak, "
Adam" sana satayım ağam benim işimi görmez artık yürüyemez çölde akrabalara yem olur." dediğinde Can cebinden çıkardığı bıçak ile çöl güneşinde yanmış adamın boğazına yapıştı.
"Senin kızın var mı? lan pezevenk !" diye öyle bağırdı ki herkes bir adım geri çekildi.
Çöl ağası nedim "ne oluyor burada Can ağa!"diyerek üstünü başını toplayarak geldiğinde Cabbar başı ile yerde yatan Abuzar'ı işaret etti.
Nedim Gülerek "Canını sıktığına değmez Can , ben daha güzelini bulurum sana ," dediğinde Can tiksinti ile bıraktı yakasını tuttuğu adamı.
Yerde bayılmak üzere olan Ahuzar, soğuk soğuk terler döküyor tir tir titiyordu. Can bıçağı ayağına sokarak kanayan yeri eli ile sivazladı bacağından aşağı doğru çektiği kanı dudakları ile çekti ve tükürdü bu işlemi bir kaç kez tekrarladıktan sonra "gidelim Cabbar."dedi.
Can geri çekildiğinde Cabbar Ahuzar'ı kucağına alararak atlara doğru ilermeye başladı.
Can öfkeli gözlerle kadın tüccarına bakarak sinirle soludu ondaki pişkinliğe iyice sinir oldu. Hızlı bir kaç adım atarak yakalarından tutarak kendine çektiği adamın burnuna kafasını geçirdi.
Adam acı içinde yere serilirken " kazandığın paralar ile ayaklarina bir ayakkabi alma zahmeti gösterseydin, Sermayen elinden gitmezdi."diye bağırdı.
Yüzsüz adam " Bir gece koynuna girdi diye bu kadar değer verme ağam değmez!"dedi.
Can belinden çıkardığı silahi yerde yatan adama hiç çekinmeden çektiğinde silah jarjörlerinin mekanik sesleri sessiz çölde yankılandı.
"bir insanın Canı için kaç can feda ettim ben sen bu bilsen!" diye tısladı.
bütün ağalar Ve adamları tetikteydi. bazıları karamsar kalırken bazıları da Nedime yakın duruyordu. Can'i daha iyi tanımadıkları için biraz çekiniyorlardı.
Nedim "yeter artık atın şunu !" diye bağırdı.
Nedimin adamları dergest ettikleri adamı Can'ın sert bakışları altında Önünden çekerken Can sinirle arkasını dönerek gitti.
Genç kadını tedavi ettiren Can onu evine götürdü. Neyseki buralarda akrep ve Yılan sokması çok sık görüldüğünden panzehirleri bulunuyordu.
Iki gün geçmişdi ama genç kadın hala zehrin etkisinden çıkamamıştı. Doktorun değiştirdiği serum olmasa yediği içtiği hiç birşey yoktu.
Can odada yatan kadına kapının pervazindan bakarken Saz dedi kulağında çınladı.
Multi açınız...
Kapıyı hafif aralık bırakarak, merdivenlere yöneldi oradan büyük arka balkona geçti.
Cabbar sazını eline almış , Sazı ile dertleşiyordu. Can'ın tek yoldaşı , eli ayağı olmuştu. Yoksa çoktan çekip gitmsiti buralardan yaptığı inşaat işinde ona çok yardım ediyordu. Altı ay gibi kısa süre de hatri sayılır bir para kazanmış, Irak'da büyük bu imaj ve prenstijin sahibi olmuştu.
Cabbar, dertli bir adamdı. sevdiği kadın bebeğini doğururken ölmüştü. küçük kız 6 yaşına geldiğinde de lösemi tanısı konulmuştu. Kızını tedavi ettirmek için büyük şehire giderken kesişmişti yolları.
hafif rüzgar saçlarını dağıtırken Cabbar'ı büyük bir sezsizlik ile dinledi.
öyle güzel söyledi ki öyle ruhuna iyi geldi ki kendine yapılan bütün haksızlıkları unutup yeni bir yola devam etmek istediği depreşti.
Cabbar, Sazı indirdirip karşılara baktığın da Canda elini ceplerine koyarak Halkının yüksek betondan olan trabzanlarina doğru yürüdü. yaslandi biraz bekledi.
"Adı neydi?" diye sordu.
Cabbar hemen anlamıştı "Seher"dedi.
Can başını sallayarak karanlığa bakmaya devam etti.
Cabbar "o kız ne olacak ağam o adama geri mi göndereceksin?" diye sordu
Can samimi bir şekilde içinden geçeni söyledi."Bilmiyorum."dedi.
Cabbar başını sallayarak "sen en iyisini düşünürsün," diyerek ayağa kalktı. "iznin olursa ben yatacağım dünden uykusuzum ."dedi.
"iyi geceler cabbar ağa!"dedi. hafif gülerek eliyle omzuna dokundu. Cabbar başını eğdi. "sanada iyi keçi kaçırmacalar Can ağa!"dedi.
Can'in dudakları kivrildi seviyordu bu adamı.bu adam da kısa sürede can'ı iyi tanımıştı. Bu kız rahat nefes almadikca Can da almazdı Can birinin sorumluluğunu alınca sonuna kadar giderdi.
Can sabah kahvaltı ederken üzerine yeni kıyafetleri giymiş Ahuzar kapıdan topallayarak geldi.Can masayı işaret ederek," otur ." dedi.
Ahuzar , elini önünde bağlamış , başı açık bir şekilde "beni çağırmıssın ." dedi.
Can "yemeğini ye konuşuruz , "dedi kendi de kahvaltısını etmeye devam ediyordu.
Ahuzar! başını eğerek çatala uzandı ama tek bir lokma bile yiyemedi.
Can , genç kızın yiyemediğini fark edince arkasına yaslandı. Çayından bir yudum aldı.
"gidecek bir yerin varmı? yada ailen!"
Ahuzar , buzdan bir bıçak ile kesilmiş gibi tepkisiz kaldı yutkundu.Can onu başından artacaktı ışte ne sanmıştı ki kurtardı diye ömür boyu onu ayak bağı mi yapacaktı kendine. Ahuzar ne olursa olsun dedi. Gerçekleri söyleyecekti.
"Bir ablam var, onun kocası da dün beni silahının ucundan aldığın adam."
Can kaşlarını çatarak baktı delirecekti. kendini tutmayı başarıp "adam deme şu pe-!" diyip karşısındaki kadını rahatsız etmemek için sustu.
Biraz sessiz kalıp ," Sana istediğin yerden ev tutabilirim istersen burada da kalabilirsin ne yapmak istiyrsun, bundan sonra oraya geri gitmeyi düşünmüyorsundur herhalde?" diyerek Ahuzar'a baktı.
Ahuzar olduğu yerde bir eli çatalda gözleri parmakalrında biraz oyalandı.
Düşünüp tartar gibi bir tavrı vardı.
Ve başını kaldırarak ilk defa Can'ın yaşlı gördüğü gözleri ile baktı. Ela gözleri yeşile çalmıştı.
"karşılığında ne istiyorsun?"
işte bu 3 kelime Can'ın beyninde şimşekler çakmasına yetti.
😘😘😘yorum şekerlerim😍😍😞