Mertten...
"OTEL Mİ" yine Aslı'yla aynı anda sorulmuş bir soru daha. Annem;
"Oğlum size Mustafa Amca'nların hotelinde bir oda ayarladım." dedi. Bu annemin gitmezseniz haberim olur uyarısıydı. Çünkü Mustafa Amca babamın arkadaşıydı ve buda annemin bizden haber alacağı anlamına geliyordu. Oysa bizim planımız bu degildi. Zaten annemlerden ayrı evde yaşayacaktık. Gerçi bizimkiler itiraz etmişti. Ama biz okula yakın olur, yeni evliyiz falan ikna etmiştik. İki oda bir salon küçük bir daireydi. Ama biz zaten sadece iki kişiydik. Annemleri haberi olmasın diye hizmetçi bile tutmamıştık. Çünkü annem yanımızda kim olursa onu evliliğimiz hakkında konuştururdu. Şimdi ise annem hotel diyor. Hotel benim için manken kızları ve fantezileri çağırıstırırdı. Yanımdaki Aslı bile olsa bir kızla hiçbirşey yapmadan drmak hiçkolay olmayacaktı. Hayy Allah'ım! Neydi benim günahım. Sağlıklı bir erkek olmak mı? Off anneye nerden çıktı bu hotel falan. Biz ne güzel iki oda bir salon evimizde ayrı odalarİmİzda kalacaktık. Şimdi itiraz etsen ayrı bir türlü. Aslı'ya baktımm. Benden farksızdı. Bu kızzla cidden aynıydık. Belkide bu yüzden bu kadar iyi anlaşıyorduk. Ben "Taksim'deki hotel mi?" dedim. Annem başıyla onayladı. Bende arkadaşlarla tokalaştım. Aslı'da kızlarla sarıldı. Ona "hadi gidelim" dedim.
Arabaya bindik. Oda bende susuyordu. 15 dakika falan susarak gidiyorduk. Aslı:
"Mert neden susuyorsun?"
"Sen susuyorsun diye susuyordum." Aslında yalain söylüyordum. Aklım hotelde yaşanacaklardaydı.
"Bende, sen susuyorsun diye susuyordum."
"Bende sen susuyorsun diye susuyordum." Aslı somurtkanlığımdan konuşmak istemediğimi anladı. O da sustu. Arabanın radyosunu açtı. Müzik dinleyerek hotele geldik. Resepsiyona geldiğimizde odamızın numarasını öğrendik. Hala susuyorduk ve ben artık sıkılmıştım. Kendi katımıza çıkınca Aslı'yı kucağıma aldım. "Ayy" diye cırladı. Bu kızın sevmediğim tek huyu ambulans sesi gibi olan çığlıdır. Kulaklarım yeniden duymaya başlayınca ona "adettendir sevgili karıcıcığım" dedi.. Oda bir kahkaha attı. "Hahaha Mert çok komiksin."
"Ben komik değilim ama sen çok ağırsın" dedim. Kaşları çatıldı..
"Hayİr Mert komik değilsin, gıcıksın."dedi. Bu kızı sinir etmek hoşuma gidiyor.
"Hahaha... Sende çok alıngansın." dedim. Ağzını yine itiraz etmek için açacaktı. "Onu boşverdi, anahtar cebimdeydi, al da aç şu kapıyı." dedim. Birşey demedi. Anahtarı alddı açtı kapıyı.
İçeri girince bıraktım Aslı. Oda tahmin ettiğim gibi balayı suitiudi. Gülle döşenmiş bir yatak. Baş ucunda şarap ve kadehler. Odadaki dolaba göz attım. İçerinde sabah için günlük elbise ve gecelik takımı vardı. Benimkisi normaldi ama Aslı'nınkisi askılı, kırmızı, miniipekten bir gecelikti. Aslı geceliğe baktı.
"Mert, ben bunu giyemem."
"Neden ? Bence sana çok yakışacak."
"Mert!"
"İstersen hiç giyme. Yani hiçbirşey giyme."
"Rüyanda görürsün Mert."
"Rüyamda görürsem hiç masum olmaz ama" tehditkar duruşum Aslı'yı iyice sinirlendirmişti.
"Mert bak kızıyorum artık."
"Kızmak? Vauv çok tahrik edici." Aslı'nın kızaran yüzünü görüyorum. Biraz tehditkar biraz sinirli biraz utangaç. Bense pis pis sırıtıyordum. Taki Aslı'nın topuklusu kafama iniceye kadar. Benim başım yediği topuklunun etkisiyle zangır zangır dönerken merhametsiz Aslı sadece gülüyordu. Ona;
"İyide ne giymeyi planlıyorsun, Aslıcım. Gelinlikle mi yatacaksın?"
"Şey ya Mert, seninkisini giysem. Sen takımınla yatamaz mısın?'
"Yok ya. Geceligini beğenmeyen sensin. Ben niye takımımla yatıyor muşum. Ben geceliğimden gayet memnunum."
"Ya Mert lütfen." Lanet olsun erkeklik. Bu kızların karşımızda kedi taklidi yapıp acındırmaları yok mu? Biz niye bunlara karşı koyamıyoruz? Aslı "lütfen" derken acaba "miyav" mı dedi diye düşündüm bir ara. Ama sonra mecburen kabul ettim. Aslı "teşekkür ederim!" diye cırladı. Benim gecelik takımlarımı alıp banyoya gidiyordu ki durdu. Benim yanağımdan öpmek için yeltendi. Onun için birşey yaptığımda hep böyle yapardı. Ama durdurdum.
"Yok Aslıcım. Bugün bana dokunma. Sonra arkadaş markadaş dinlemeyeceğim...."
Aslı bu halime güldü. Ona komik geliyordu. Hayır ben biraz bile olsa heyecanlanıyordum da bu kız hiç mi heyecanlan mıyordu? Tek benim mi balayı gecemdi? Ama bu balayı geceside insanı zorla birlikte olmaya zorluyordu. E tabi çocikluktan beri bilinçaltına yerleşmiş. Nerde bir gelin damat görsek aklımıza gerdek geliyor. Ama Aslı da ne güzel gülmüştü. Böyle bukleleride yanaklarına değiyordu. Dudaklarıda kırmızı kırmızı. Boynuda... Boynu mu? Ne diyorum lan ben. Oğlum Mert kendine gel. Lan olum Aslı. Hani kırk yıllık arkadaşın. Ne arkadaşı lan! Karın o senin. Nikahlı karın. İyide nikahı arkadaşın için yapnıştı. Arkadaşındı hani arkadaşın. Lanet iç ses. Lanet bilinçaltı. Oğlum Mert bunların hepsi balayından. Bak yarın olsun herşey düzelecek. Yarın olsun. Yarın. İyide yarın nasıl olacak? Off. Buarada Aslı nerede ya? İki saattir çıkamadı. Gittim banyo kapısını tıklattım.
"Aslı iyi misin? Bak endişeleniyorum, ses ver." Ben bunları söyledikten sonra Aslı dışarı çıktı. Ee ama bu kız hala gelinlikliydi.
"Ya Mert, duvağımı çözemedim. Yardım eder misin?" dedi. Başımla onayladım. Geçri yatağın üzerine oturdu. Bende başında dineldim. Saçını açmaya başladım. Aslı'nın parfüm kokusu yataktaki güllerin kokusuyla birlesip beni sarıyordu. "Ahh!" ben değil Aslı cırladı. Saçına duvağı yerlestirmek için bir sürü iğne takmışlar. Yani tam olarak iğne olmasada ona benziyorlar. Ben özür dileyip tekrar işime döndüm. Ama bu koku cidden beni sarıyordu. Ben son tokayı da çıkarttığımda duvak saçlarından kaymaya başladı. Çok güzel saçları vardı.
"Off! Çekil şuradan. Zaten saçlarımı yoldun. Bi duvağı çıkaramadın." dedi Aslı hiçte kibar olmayan sesiyle. Sonra zaten.ittirdi. Tekrar banyoya girdi. Bir süre sonra tekrar gelinliğiyle dışarı çıktı. Bu seferde fermavuarını açmamı istedi. Onun fermavuarını açtım ve tekrar banyoya girdi. Çıktığında ise hali gülmeye değerdi.
"Hahahah... Aslı büyük gelmiş bu sana." Aslı'nın kaşları çatıldı.
"E ne bekliyordun Mert'cim. Uzaktan aynı bedendeymişiz gibi mi duruyor?"
Haklıydı kız. Ama o da şuan çok komik duruyordu. Benim geceliğim ona büyük gelmiş. Kollarını bacaklarını kıvırmıştı. Yinede yürürken çözülmüş ayaklarına dolanıyordu. Belide büyük geliyordu. Sonuna kadar çekmişti.
"Hahahah... Çek çek donu. Belki boyunlu kazak olarak giyersi." dedim. Eğer tüm gece böyle olacaksa endişelenmeme gerek yoku. Çünkü şuan hiçte seksi durmuyordu. Tamam biraz seksi duruylrdu. Ama az çok az... Aslı:
"Çok konuşmada kıvır şunu " dedi ve bana kolunu uzattı. İki kolunuda kıvırdım. Ama gözlerim gecelik büyük geldiği içi sarkan yakasında kaldı. Boyun kıvrımları ve hafifte olsa göğüsü gözüküu. Aslında bu daha tahrik ediciydi. Yani insan göremediğine merak duyar ilgi besler. Aslıya:
"Şu yakanı düzelt fazla tahrik edici duruyor." dedim. Aslı yakasİna baktı ama düzeltmedi. Onun yerine güldü. Dalga geçtiğimi sandı. Ben yineledim.
"Ne bakıyon kızım düzeltsene yakanı." dedim. Bana şaşkın şaşkın bakıp
"Sen ciddi misin?" dedi. Ama bu sefer yakasını düzeltti.
"Tabi ciddiyim lan" dedim.
"Sencede biraz abart mıyor musun? Sonuçta beni bikinili bile gördün" dedi. Lan harbi salak bu kız. Biz kendimizle savaşıyoruz. Bu habire aklımıza bikinili Aslı posterleri getiriyor. Yalnız şunu anladım ki Mahmut haklıymış. Güzel kızdan arkadaş markadaş olmazmış. Erkekler sevgili olamayacakları kızlarla arkadaş olurmuş. Onu geçtim hangi arkadaşla böyle bir odada başbaşa kalınır ki. Sonra "yatsak mı artık yoruldum" dedi Aslı. Ben başımla onayladım. Aslı yatağa girdi. Tam bende girecektim ki:
"Hop hop orada dur Mert Bey" dedi.
"Niye ya? Uyuyacağım ben."
"Uyuyacaksın ama burada değil."
"Nerde?"
"Yerde"
"yok ya. Sen yat yerde. Hem n'olucak kardeş kardeş yatarız."
"Pışşıık! Beraber falan yatamayız."
"Bende yerde yatamam canım."
"O zaman yazı tura atalım."
"Tamam" dedim ve cebimden bozuk bir lira çıkardım. "Yazı mı tura mı?" dedim.
"Yazı" parayı attım ve yazı geldi. Aslı zafer çığlığı attı ve bana yastığın tekini verip yolladı.. Sert zeminde yatamıyordum. Bir O yana bir bu yana döndüm. Sonra Aslı'da yastığını alıp yere yanıma yattı. Ona:
"Napıyorsun?" diye sordum.
"Sen böyle rahatsızken ben öyle yatakta yatamam. Sen geç yat."
"Saçmalama Aslı."
"Gerçekten önemli değil. Hem sen bu evliliği kabul ederek benim için en büyük iyiliği yaptın. Buna mecbur değildin."
"Şimdi gerçekten saçmalıyorsun. Ben orada yatmayacağım."
"Sen bilirsin. Çünkü bende yatmayacağım."
"İyi o zaman ikimizde yerde yatarız."
"İyi"
"İkimizde beraber yatakta yatmıyoruz ama yerde beraber yatıyoruz." Cidden komik durumdaydık. Dediğime Aslı'da güldü. Ama fazla sürmedi uyudu. Bugün benden çok yorulduğu gerçekti. Sadece o gelinliği üstünde taşımak bile insanı ne kadar yorardı.
O uyuduktan sonra onu yatağa çıkardım. Zaten kuş kadar hafifti. Ve yanılıyordu yerde yatmaya layık kişi bendim. O bütün temiz kalbiyle babasına yardımcı olmak için gönüllü olmuştu. Bense yaptığım hataların beddelini ödemek için. Sen güllü bir yatakta yatmayı hakeden güzel bir gelindin.
"İyi geceler kankam ve iyi geceler sevgili karıcığım..."