BLACK (MİN YOONGİ)✔

By ftmnur97

208K 13.8K 4.4K

Annesine kızgın ve soğuk büyüyen Bo Na bir gün annesinin telefonu ile annesinin düğününe davet edilir. Gittiğ... More

BÖLÜM 1 : SİYAHIN EN KOYUSU
BÖLÜM 3: SEN VARKEN
BÖLÜM 4 : SIRADAN AMA SEN DE GÜZEL
BÖLÜM 5 : SEN VE BEN
BÖLÜM 6: MİNİK BİR ÇOCUK
BÖLÜM 7 : SAKLI KALANLAR
BÖLÜM 8 : DUYULMAMASI GEREKENLER
BÖLÜM 9 : YANIMDA KAL
BÖLÜM 10 : SENİ SEVİYORUM YOONGİ
BÖLÜM 11 : GERÇEKLER
BÖLÜM 12 : HER GEÇEN GÜN BİR YENİSİ
BÖLÜM 13 : KURBAN MI SUÇLU MU?
BÖLÜM 14 : YANINDAYIM
BÖLÜM 15 : ÖPÜCÜK MÜ O?
BÖLÜM 16 : SON GÖRÜNTÜ
BÖLÜM 17 : YOONGİ'NİN BABASI
BÖLÜM 18 : ÖZLEDİM
BÖLÜM 19: İLK DOKUNUŞ
BÖLÜM 20 : GİTTİKÇE DİBE Mİ BATIYORUZ?
BÖLÜM 21 : ARAP SAÇI
BÖLÜM 22 : BEBEK Mİ?
BÖLÜM 23 : ROMANTİK BİR AN
BÖLÜM 24 : HUZURLU KOLLARIN
BÖLÜM 25 : MUTLU BİR 'SON' MU?

BÖLÜM 2 : KÖTÜ GÜN

12.7K 764 247
By ftmnur97

Bir film sahnesi gibi onu izlemeye dalmış giderken,karşımdaki genç yere uzanıp bir şey aldıktan sonra ellerini üzerimden çektiği gibi yere vurmuştum.Popomun acısıyla inlerken,

"Ya!" Diye bağırdığımda, gayet rahat bir tavırla adımını durdurup bana baktı yerden zorlukla kalkıp saçlarımı geriye attıktan sonra sinirli bakışlarımla ona doğru bir kaç adım attım.

"Az önce ne yaptığının farkında mısın?" diye sorduğumda, yandan bir sırıtışla..

"Seni kurtardığımı falan sanmış olmalısın ama yanlış olmasın, telefonumu yere düşürdüğüm sıra neredeyse üzerine oturmak üzereydin konunun seninle alakası yok " dedi.

Tam anlamıyla hayatımdaki en büyük şaşkınlığı yaşarken ,benim böylesine konuyu abartmam kendime daha çok kızmama neden olmuştu.

"Tabi ya Bo Na kim ki zaten sen de gel üstüme bir sen kalmıştın!" Sinirle çıkışıp ardıma bakmadan hızlı adımlarla utancımı yok etmeye çalışarak ordan uzaklaştım.

Bugün susmak bilmeyen telefonum çok gitmeden yeniden çalarken cebimden çıkarıp elime almak üzereydim ki bana çarpan bir öküzle yere düşmüştü. Sakin olmaya çalışıyordum ama yanımdan rahatça geçip giden adamla daha fazla buna katlanamayarak kendimi yere bıraktım.

Gözyaşlarımın akmasına izin verirken,"Bunların hepsini hakettin Bo Na. Senin mutlu olmaya hakkın var mı ki zaten lanet olsun sana. Daha kötüsünü yaşa sen kim mutlu olmak kim!" diyerek kendime güzel bir şekilde lanetler okurken telefonuma uzanan elle ağlamamı durdurup  başımı kaldırdım.

"Buraya halı falan mı serdiler ?" diye soran karşımdaki kişiyle başımı kaldırdım bu oydu! Az önce siyahlar içindeki genç.

Havalı halimi bozmak istemeyerek uzattığı telefonumu alıp , "Az önce beni yere atarken bunu düşündüğünü sanmıyorum " dedikten sonra kalktım.

"Az önce ki durum için üzgünüm ama gördüğüm kadarıyla iyi görünmüyorsun az önceden beri seni izliyordum "

"Niye? Zorbalıktan sapıklığa mı geçiş yaptın?"

"Hep böyle misin?"

"Nasıl ?"

"Güçlü görünmeye çalışan biri"

"Görünmeye çalışmıyorum. Zaten öyleyim ağlamış olmam savaşımdan vazgeçtiğim anlamına gelmez. "

Telefonumu kapandığı için bu sırada açarken, "Pekala! Bo Na shi! Sizi kaderinizle başbaşa bırakıyorum. Gördüğüm kadarıyla yardıma ihtiyacınız yok"

"Bunu bilmen güz- bir dakika ! İsmimi nerden biliyorsun?"

Yeniden o havalı haline bürünüp,"Az önce söylenirken 'Bo Na sen bunu hakkettin ' diyordun ya. Gerçekleri bilmen güzel " deyip, benim konuşmama imkan vermeyerek giderken bu gencin nereden çıktığını gerçekten bilmek istiyordum. Ne bu böyle hayatıma dahil olma çabaları ?

Telefonumu açtığımda annemin mesaj bildirimleri ile gözlerimi devirip hepsine göz attım . Hala gelmem konusunda ısrar ediyordu.

Açıkçası bir yanım onu yalnız bırakmak istemiyordu hem evleneceği adamı bir görmem iyi olabilirdi. Belki aralarını düğün üzeri bozabilirdim belli mi olurdu?

Ne diyorum ben iyice kötü bir insana dönüşmeye başlamıştım.

**
Eve vardığımda kapımda asılı duran yazı dikkatimi çekmişti. Evimin başkasına satılmış olduğu mu yazıyordu orada?

"Bo Na shi" ev sahibim bana seslenirken yine ne saçmalayacağını düşünerek ona baktım.

"Evini hemen boşaltmanı istiyorum gecikmiş ödemelerinden sonra seni burada tutmama imkan yok. Kaç kez uyardım seni. "

"Ne saçmalıyorsun sen? Ne demek evi boşalt ! Böyle bir hakka sahip değilsiniz "

"Ev sahibi benim ve senden şikayetçi olmamı istemiyorsan defol git buradan "

"Ya! Bana baksana sen. Yaşına başına hürmet etmem şimdi.. ah neden her şey bugün beni buluyor ki lanet olsun kalmadım evine gidiyorum "

Sinirle kapıyı çarpıp içeri girdikten sonra odama girip bavulumu dolabımından çıkarıp yatağıma koydum fermuarlarını açtıktan sonra tekrar dolabıma yöneldim. Tüm sinirimi bağıra bağıra atıp toparlanma işlemimi hızlı bir şekilde bitirdim.

Zaten buraya gelirken pek eşya getirmemiştim hiçbir yerde 1 seneden fazla barınamama gibi bir özelliğe sahiptim.

Bavulumu dış kapıdan dışarı çıkardıktan sonra kolimi de alıp ev sahibine döndüm.

"Umarım bu bina başına yıkılır!" deyip anahtarı verdikten sonra koliyi bavulumun üzerine koyup ilerlemeye başladım.

Artık annemin yanına gitmekten başka çarem yok gibi görünüyordu.

**
Yanımdaki teyzenin bana tüm sülale maceralarını anlatıp üstüne bana torununu ayarlamaya çalıştığı, çocukların bir an olsun susmadığı, horlayanıyla , yorucu, saçma ve ben neden buradayım diye kendime defalarca sorduğum yolculuğun ardından.

Nihayet doğduğum şehir olan Incheon'a gelmiştim. İnsan doğduğu şehri belki özlerdi ama ben bir gram özlememiştim.

Bavulumu ve kolimi otobüsten aldıktan sonra telefonumu çıkarıp annemi aradım.

"Bo Na!"

"Ben geldim de nereye gitmem gerekiyor?"

"Sen bir taksiye bin ben sana adresi atacağım"

"Tamam " deyip kapattıktan sonra sesindeki mutluluğa şahit olduğum için içim bir tuhaf olmuştu.

Yolun kenarında bekleyen taksiyi gördüğümde nihayet yolunda giden bir şeyler olduğu için mutlu olarak koliyi yeniden bavulumun üzerine koyup, ilerlemeye başladım.

Taksinin yanına geldiğimde taksici eşyalarımı arabaya koyarken annemden gelen mesaja bakıyordum. Ancak o an bana çarpan biri taksinin kapısını kavrayıp açıyordu başımı kaldırıp baktığımda yine onu görmeyi hiç ama hiç beklemiyordum.

"İnadına mı yapıyorsun?" diye sorduğumda o da beni gördüğü için şaşırmıştı gibiydi.

"Senin burada ne işin var ?"

"Aynı soruyu sana sormak isterdim de oturup seninle sohbet edecek halim yok. Beyefendi eşyalarımı taksiye koyduğuna göre bu taksi benim hakkım izninle!" deyip onu iterken yeniden beni itip

"Acelem var nolur sanki bende binsem?" dedi.

"Sen bugün inadıma mı yapıyorsun acaba?"

"Hepsi tesadüf inadına yaptığım falan yok"

"Sen beni orada yere bırakarak nefretimi aldın bayım! Şimdi seni polise şikayet etmeden çekil ve bir daha da karşıma çıkma!"

Onu son kez ittiğimde vazgeçmiş gibiydi taksici arabaya bindiğinde arabada yerimi alıp ona adresi söyledim ama ön kapı açıldığında o utanmadan arabaya binmişti.

"Ya in çabuk !" diye çıkıştığımda beni dinlemeyerek

"Sorun yok beyefendi siz sürün " dedi ardından bana dönüp ,

"Bir daha karşına çıkmayacağım tamam ama şimdilik sesini çıkarma acelem var diyorum acil" dedi.

"Ne halin varsa gör!" deyip başımı cama çevirdiğimde nihayet hareket etmiştik.

Kısa bir yolculuktan sonra, araba durduğunda önümde oturan genç hızlı bir şekilde parayı ödeyip aynı hızla arabadan indikten sonra merdivenleri çıkıp içeri girdiğinde, onunla aynı yere geldiğimiz için şaşırmıştım.

Bana ödeyecek para kalmadığı için peşinden indikten sonra eşyalarımı alıp merdivenleri çıkmaya başladım.

İçeri girdiğimde beni tanımış gibi görevliler eşyalarımı alırken, "Buyrun size eşlik edeyim" diyen kadınla ilk önce şüphe ile bakmıştım. Ardından annemin tanınmış biri olduğunu düşünerek bunu normal karşılamıştım.

"Düğün burada mı olucak?"

"Evet efendim bu akşam bu otelde"

Annem nasıl bir adamla evleniyordu ki ağzınızın açık kalacağı bu otelde düğün yapıyordu anlamış değildim.

Asansör ile 15. Kata çıktığımızda 'Ki bu otel 40 kat falandı ' bayanı takip edip bana açtığı kapıdan içeri girdim.

Annem beni gördüğü gibi yerinden kalktı. "Kızım " Diyerek yanıma geldikten sonra beni kollarının arasına almıştı buna daha fazla izin vermeyerek geri çekildiğimde benim hala tepkili olduğumu anlamış gibiydi ..

"Damat nerede?" Alaylı sorum karşısında gülümseyip

"Oğullarıyla konuşuyor gelmene sevindim Bo Na."

"Bir de bana sor. " diye mırıldanıp ardından "Kimmiş evleneceğin şanslı adam?" Diye sorduğumda.

"Baek şirketinin sahibi " dedi.

Baek..Baek.. ne? Nasıl? Yani benim hakkında yalan yanlış şeyler yazdığım o şirket.. beni tanıyor olabilirler miydi? Görürlerse muhtemelen bu benim sonum olurdu değil mi?

Kapı açıldığında annem gülümseyip "Tatlım bak kızım geldi" dediğinde. Beynimin bana verdiği komutla odadan hızlı bir şekilde çıkıp koşmaya başladım. Annem ardımdan bağırırken asansörün bu kata olduğuna sevinerek hemen binip sıfırı tuşladım.

15 katı inene kadar dudaklarımı kemirip endişe ile ne yapacağımı düşünürken katlar hiç bitmiyor gibiydi.

Uzunca süre düşündükten sonra nihayet zemin kata gelmiştim hemen inip görevlilere bakındım. Eşyalarım neredeydi bir fikrim yoktu ne yazık ki! yine de şuan eşyalarımdan önce kendimi düşünerek koşmaya başladığım sıra

"Bo Na kızım neden kaçıyorsun?" diye bağıran annemle daha hızlı koşmaya başladım.

Ancak karşımda beliren siyahlar içindeki gençle yine ve yine bunun burada ne işi var diye kendime sorup dursam da bundan daha büyük sorun şuan duramıyor olmamdı ayaklarım kayarken, kendimi bu sefer gencin üzerinde bulmuştum. Sertçe üzerine düştüğüm için iyi olup olmadığını düşünürken,

"Bo Na!"

"Yoon Gi"

Annemin ve ardından o adamın seslenişiyle ikimizde aynı anda onlara döndüğümüzde beynimde beliren o düşünce ile tekrar karşımdaki gence yani Yoongi'ye şaşkınlık içinde döndüm.

Olamazdı değil mi?

Continue Reading

You'll Also Like

49.5K 2.8K 41
[Victory] " O, kış gününde çıkan sıcak güneş gibiydi" Öğretmenim olduğu neyi değiştirirdi? Aşka bunca zaman kim, ne engel olabilmişti? Önümüze çıkan...
58.6K 3.1K 56
jeonkookie: şu aralar başkasını düşünüyorum
644K 34.2K 49
"Belki de tüm dünyanın, senin bana ait olduğunu düşünmesi hoşuma gidiyordur?" 290919 kim taehyung x lalisa manoban © Tüm Hakları Saklıdır bitiş: 19...
LEBECCA By flaess

Fanfiction

98.6K 6.6K 40
"Peki, neden sürekli gülüyorsun Lalisa?" Doktor, meraklı gözlerle Lisa'ya bakmaya devam ederken, kızın ağzından şu kelimeler döküldü; "Bu da benim in...