ÇEVRİMİÇİ

By SumeyyeDemirkan

46.5M 2.7M 1M

Öncelikle şu konuda bir anlaşalım. Normal değilim, o da öyle. More

0.0
0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.6
1.7
1.8
1.9
2.0
2.1
2.2
2.3
2.4
2.5
2.6
2.7
2.8
2.9
3.0
3.1
3.2
3.3
3.4
3.5
3.6
3.7
3.8
3.9
4.0
4.1
4.2
4.3
4.4
4.5
4.6
4.7
4.8
4.9
5.0
5.1
5.2
5.3
5.4
5.5
5.6
5.7
5.8
5.9
6.0
6.1
6.2
6.3
6.4
6.5
6.6
6.8
6.9
7.0
7.1
7.2
7.3
7.4
7.5
7.6
7.7
7.8
7.9
8.0
8.1
8.2
8.3
8.4
8.5
8.6
8.7
8.8
8.9
9.0
9.1
9.2
9.3
9.4
9.5
9.6
9.7
9.8
9.9
10.0 (Final)
Özel Bölüm
Özel Bölüm 2
Özel Bölüm 3
Özel Bölüm 4
Özel Bölüm Son

6.7

392K 25.4K 5.2K
By SumeyyeDemirkan

Mustafa'yla vedalaştıktan sonra eve geldim. Annem kapıyı çabucak açıp bana bakmadan mutfağa girmişti, bende bunu fırsat bilerek parmak uçlarımda yükselip odama doğru yürümeye başladım.

"Kız?"

Yakalandım.

"Hı," dedim dişlerimi sıkarak. "Nereye gidiyorsun gel bakayım buraya," diyerek bana seslendi.

"Anne çişim geldi."

Üzerimde ki tişörtü görmemeliydi. "Kız gel bir şey olmaz," dedi itiraz edercesine. Tamam anne işeyim altıma, sıçayım hatta. Tamam anne.

"Efendim?" dedim sessizce kapıdan bakarak. Annem elleri leğenin içinde bulaşıklarla cebelleşiyordu. Gözlerimi büyüttüm ve hızla mutfağa girdim.

"Oha ne ara yaptın bunları?" dedim masanın üzerinde duran poğaçaya uzanarak.

"Yarın günüm var kız, yeme," dedi hırçın bir tavırla. Omzumu silktim ve poğaçadan bir ısırık aldım. Ve aklıma anında Mustafa'nın annesinin yaptığı börekler geldi. Ve başımın üzerinde bir ampul yandı. Sinsice sırıttığımda annem ellerinin köpüğünü durulayıp bana baktı.

"Bu üzerinde ki kimin?"

Damadının.

Hafifçe öksürdüm ve poğaçayı ağzımdan çektim. Hadi Nida çalıştır fişek beynini.

"Ha bu mu?" dedim zaman kazanmak istercesine tişörtüme bakarak. "Kız ne olacak başka?"

"Anne şey ya," diyerek güldüm. "Üzerime boya bulaştı, sağ olsun Alev Hocam bana yardımcı oldu."

Alev Hoca ama adeta bir Mrs. Muscle. Zor durumumda sana sığınıyorum affet kız. Her ne kadar sana uyuz olsamda.

Annem dudaklarını sarkıtıp üzerime eğildi. "E erkek parfümü kokuyor bu?"

Anne fazla koklama kafa yapıyor.

"Ne bileyim anne, kadın erkek parfümlerini seviyor demek ki."

Valla bende seviyorum hele de Mustafa'nın kokusuna âşık oldum diyebilirim.

"İyi tamam gömleğini kirli sepetine at,"  dedi tekrar bulaşıklara dönerek. Başımı belli belirsiz salladım ve anneme gözükmeden bir tanede tarçınlı kek alıp kaçtım.

"Kız Allah seni," diye bağırdığında çoktan zafer kazanmış bir edayla odama kapandım. Ulan komşu karıları rızkımı yiyorsunuz haberiniz olsun ha.

Çantamdan çıkardığım lekeli gömleği kirli sepetine attıktan sonra kendimi her zamanki gibi yatağımın üzerine attım. Yüzümde hayvan gibi bir tebessümle tavanı izlemeye başladım.

Mustafa mesaj atar mısın, şu an sadece seninle konuşmak istiyorum. Derken telefonum titredi.

A: Kokum hâlâ üzerinde mi?

Bak gülüyorum ha.

Nida: He çıkarmadım daha.

A: Güzel güzel. Çıkarma.

A: Anlat.

Nida: Neyi?

A: Seni.

Nida: Beni mi?

Nida: Şey aDıMı BiliYorSun HikAyeMi Deqil fjkffkdöödödd

A: Geri zekâlı kdkqlş

Nida: Yallah.

Evet şu an aşırı derecede âşk yaşıyoruz.

Nida: Annem poğaça yapmış onu yiyorum.

A: Demek kayınvalidem poğaça yaptı.

A: Akşam pencerendeyim. Haberin olsun.

Nida: Oha iyi alıştın ha sende.

A: Napım bacadan mı giriyim aq.

Nida: Nsjdkdks

Nida: Ayrıca bu poğaçayı zor aldım. Annemin günü varmış yarında.

A: Hoşlaştığın çocuk için atomu bile parçalaman lazım lan senin.

Nida: Bana ne be parçalayan parçalamış.

Nida: Ben sana başka şeyler yaparım.

A: Fesatlaşmak serbest mi?

Nida: NAH.

A: Djkdkdkkd seni yerim biliyon mu.

Nida: Ya beni aptal aptal sırıttırıp durdurmaz mısın acaba?

A: He sırıtıyorsun yani?

Nida: Sen sırıtmıyon mu?

A: Aptal aptal hem de.

Nida: He böyle sırıttırıp duralım birbirimizi o zaman.

A: Seni ağlatırsam şerefsiz olayım ne diyon sen.

Nida: Bak günü gelir ağlatırsan şerefsiz olursun ne diyon sen.

A: Tamam vurma.

A: Valla ben ışıklar sönene kadar beklerim ha olmadı o pencere bir açılmasın o zaman görürüm ben seni.

Nida: Sen manyaksaaağnnn

A: Ben manyağaaaamm

Nida: ndkdkdlfkdö tamam hadi git.

A: Tamam hadi bana Yallah.

Sırıtarak telefonu kapattım. Mustafa senden önce ben ne yapıyormuştum acaba?

Akşam olduğunda annem ve babamla yemek yiyip, anneme gözükmeden Mustafa'ya bir tabak hazırladım. Anasını satayım, birbirimizin karnını doyurmakta üstümüze yok.

Dişlerimi birbirine vurarak Mustafa'yı beklemeye başladım. Bir gün annem bizi basarsa savunmam bile hazırdı.

"Anne her şeyi açıklayabilirim. Evet Mustafa'yla bizim bir şeyimiz var. Adı konulmamış bir şeyimiz."

Çok mantıklı.

Mustafa'yı beklerken kitap okumaya başladığımda pencerem tıklatıldı. Sevinçle yatağımdan fırlarken köşedeki oklavaya selam çaktım. Sana bu sefer ihtiyacım yok.

Perdeyi sıyırdığımda Mustafa'nın gözleriyle karşılaştım. O mavi güzel gözleriyle. Pencereyi açtığımda kendini yukarı çekerek pencere pervazına oturdu.

"Üşüdün mü?" diye sordum.

"Kıçım dondu."

Güldüm. "Valla seni içeri alırdım ama anamlar izin vermez be Ferat."

Gülümseyip dudaklarından çıkan sıcak buharı yüzüme esti. "O zaman beraber üşürüz be."

"He," dedim omzumu silkerek. "Tabak nerede?" diye sordu beklemeden. "Lan bir soluklanaydın önce," dedim kaşlarımı kaldırarak.

"Sana bakarken nefes bile alamıyorum sen bana soluklansaydın diyorsun."

Kalbimin içinde bir deprem meydana geldi. Böyle gürültüsü ve hasarı damarlarını bozguna uğratırken bedenimi talan etti. Ama Mustafa Alp Bey böyle şeyler söylerseniz kalbimin direncini kırarsınız.

"Ha öyle diyorsun," dedim iç çekerek. Kesinlikle iltifat edemiyorum. Ardından masanın üzerine koyduğum tabağı alıp ona uzattım.

"Ne?" dedim bana şaşkınlıkla bakan gözlerine ithafen. "Ne demek ne? Yedir."

"What dedin gülüm?"

"Gül sevmem, sen bana şu kısırdan versene az," dedi gözleriyle kısırı işaret ederek. Başımı diğer tarafa eğerek güldüğümü görmemesini istedim. Üzerime doğru eğildi ve bakışlarımı yakalamaya çalıştı. Gözlerimi kaçırmaya devam ederek, "Ya bakma şöyle," dedim.

"Nasıl?" dedi boğuk bir sesle. Tatlı nefesi tenimi ısırırken nefesimin sesini duyamadım.

"Şöyle işte," dedim sessizce. Sanki duymamısını istermiş gibi.

"Elimde değil," deyip iç çekti. "Sana bu kadar yakınken bu kadar uzak durmaya çalışmak ne kadar zor biliyor musun sen?"

Başımı ani bir hızla kaldırdığımda göz göze geldik. Kalbim ağzımda atmaya başlarken kirpiklerini kırıştırdı.

"Kısır?" dedim fısıldayarak.

"Öpsem ya," dedi boğuk bir sesle.

"Hı?"

Yutkunduğumda kaşlarımı yukarı kaldırdım. Mustafa başını hafifçe sola doğru eğdiğinde gözlerimi istemsizce kapattım. Teninin sıcaklığı tenime yansıyordu. Kalp atışını duymaya başlarken bir anda koridorun ışığı yandı.

Hızla kendimi geri çektim. "Oha basmasınlar lan bizi, yoksa basarlar beni."

Mustafa afallarken eline tabağı alelacele uzattım. "Hadi git," dedim. Mustafa'nın yüzünde bir hayli hoşnutsuz bir tavır belirirken aşağı atladı. Elinde ki tabağa bakarken güldüm.

"Pişt."

Bana baktığında kafamı eğip yanağına çabucak bir öpücük kondurarak geri çekildim. "Onları ben yedirdim var say."

Bana muzip bir bakış atarken dudakları da buna eşlik etti.

"Ben sana her lokmamı borç bilirim, güzelim."

SEVİLİYORSUNUZ. SİZİ YİYEREM ❤

Continue Reading

You'll Also Like

318K 32K 35
2022 WATTYS KAZANANI Lale lise son sınıfa geçtiğinde düşünmesi gereken tek şey üniversite sınavı değildi. Uğraşması gereken, yeni bir cici annesi ve...
25.2M 898K 78
♌ İNTİKAMDAN DOĞAN TUTKULU BİR AŞK ♌ Küçük yaşta anne ve babasının ölümüne şahit olan acımasız genç bir adam... Edim Demiray. Daha on sekizinde uyuş...
6.2K 251 34
Şiir gibi bir sevdaya yazılmış şiirler... Şiirler kalemime aittir...
00:00 ✓ By Irmak

Short Story

125K 25.3K 61
[TAMAMLANDI] 00:00'da, Külkedisi büyük merdivenin mermer basamaklarında bir cam ayakkabı bırakarak prensinden kaçmıştı. Gece 00:00'da, ben de ondan k...