KOYU KIRMIZI |Anlaşmalı Aşkla...

بواسطة Russilexa

1.4M 67.4K 9.4K

/Tamamlandı/ Hiç yapmayacak bir şeyi yapsanız , düşünün... Boşansanız mesela. Delice aşık olduğunuz adamdan. ... المزيد

AR/Koyu Kırmızı /Tanıtım
AR/1
AR/2
AR/3
AR/4
AR/5
AR/6
AR/7
AR/8
AR/9
AR/10
AR/11
AR/12
AR/13
AR/14
AR/15
AR /16
AR /17
AR/18
AR/19
AR/20
AR/21
AR/22
AR/23
AR /24
AR /25
AR/26
AR/27
Sözleşme Artık Raflarda 🍃
AR/28
AR/29
AR /31
AR/32
AR/33
AR/34
AR/35
AR/36
AR/37
AR/38
AR/39
AR/40
Finalden Alıntılar, Duyuru Ve Etkinlik!
AR/41 (FİNAL.)
Sözleşme /İnternet sitesi indirimleri/

AR/30

26.4K 1.5K 295
بواسطة Russilexa

Sınır: 600 oy 

250 Yorum.

Çok bir rakam istemiyorum, boşa yorum yapmayın lütfen. Tek harfli yorumlar beni mutlu etmiyor bilesiniz, bu arada çalışıyorum. Stajyer bir Özel Eğitim Öğretmeniyim, çok vaktim olmuyor ama yazıyorum dipnot edeyim.

Keyifli okumalar.❤️ Ay löv yu❤️

"Merve? "

Gözlerini açtığında aynadan yansıyan adama baktı. Yiğit kaşlarını çalmış bir halde ona bakıyordu. Merve yutkunarak arkasını döndü.

" Dalmışım. "

Yiğit kafasını sallayarak kızın koluna girdi. Onu yavaşça kapıdan çıkarırken aklına gelen her senaryo daha da kötüydü. Kollarının altında ki kızın titremesi üzerine biraz daha sıktı Merve'yi.

Tuvaletten çıkıp büyük yemek salonuna geldiler. Merve masada olmayan yemeklere,yerinde olmayan çantası ve kabanına baktı.

"Yemekler nerede? "

" Döner ekmek sever misin? " Yiğit küçük bir çocuk gibi gülümsedikten sonra Merve'nin kolundan çıkıp resepsiyonda olan beyaz kabanı aldı. Yavaşça onu Merve'ye giydirirken gülümsedi. Bu gecenim fiyasko olmasını istemiyordu Yiğit. Her ne kadar, Merve konuşmasada.

Yiğit bir kaç saniye kızın yüzüne bakarak gülümsedi. Elini genç kadına uzatıp gelmesini işaret etti. Merve karşısında ki adamın bu hareketine gülümseyip uzatılan eli tuttu. Hızlı bir şekilde restorandan çıkarken kapıda ki arabaya bindi Merve. Yiğit ise valeye para verirken genç kadın gülümsedi. Dikiz aynasından gözüken yansımasına baktı. Boynunda ki taşlar, parmağında ki koca bir alynasla hayalinde ki görüntüden Bike fazlasına sahipti. Her ne kadar bu bütün bir kaç güne bozulacak olsada.

Yiğit arabaya girer girmez ellerini boynundan çekti genç kadın. Genç adam arabayı anında çalıştırıp ısıtıcıyı açtı. Ellerini birbirine kavuştururken oda üşüdüğünün farkındaydı.

"Nereye gidiyoruz? "

" Sahil kenarında efsane ekmek arası yapan bir amca vardı. Oraya gidelim, buradaki yemeği bende beğenmedim. Seversin değil mi nohut pilavda yiyebiliriz? "

Merve gülümserken karşısında ki adamın ona söylediği sözler havada bir sinek vızıldaması gibi kalıyordu.

Yavaşça kemerini bağlayan adamın elini tuttu. Hiç bir şey umrumda değilmiş gibi uzandı ve artık en çok isteği olan şeyleri yaptı. Uzandı, ve adama hayalinden geçen minik bir öpücük kondurdu.

"Merve? "

Gözlerinin önünde şıklayan parmak ile kafasını aniden arkaya çekti. Yiğit elini indirip direksiyona geri döndü.

" Korkutuyorsun beni "

" Dalıyorum sadece " Merve önüne dönerken camdan dışarıya bakmakla yetindi. Ağzının içinde biriken sıvıyı tutarken bunun sadece bir döner ekmekten olmadığını biliyordu.

" Dalma bence. Korkutucu oluyorsun. "

" Ya yemedik aman" Merve ne dediğini bilmez halde bağırırken arkasına yaslandı. Kabanının uçlarını çekiştirip kafasını dikleştirdi.

Araba hızlanırken karnını tutup gülümseyen adama baktı. Bu gece haddinden fazla mutlu olan sadece bir kişi vardı o ise Yiğit'ti.

Bir kaç dakika sessizliğin ardından araba denizin tam önünde durdu. Kayalıklara önünde, büyük bir yatın hemen arasındaydı. Merve çevreye camı açmadan bakınırken Yiğit kemerini çıkarıp arka koltuğa koyduğu cüzdanına uzandı.

"Yarım ekmek? " Merve dudağını ısırıp omuzlarını kaldırdığında Yiğit kafasını salladı.

" Tam ekmek. "

Merve kıkırdarken arabanın kapısını kapatıp giden adama baktı. Uzaklaşırken küçük arabalı tezgahta olan adama baktı. Yiğit acele halde bir şeyler söylerken aniden kıza dönüp sağ elini kulağına tutarak 'telefon' işareti yaptı.

Merve etrafına bakınıtken arka koltuktaki çantasına uzanıp telefonunu çıkardı. Çalan telefonunu açtı ve acele ile konulan adamın sesini duydu.

"Merve çabuk kokoreç varmış ister misin? "

" Ay olur. Ayran var mı yanında? "

" Bir dakika, Ayran var mı usta? " Yiğit telefon kulağında bağırırken Merve ise camdan ona bakıyordu. Acele tavırları ile kadının hoşuma gitmeye çoktan başlamıştı.

" Varmış dur geliyorum."

Telefon kapanırken Merve yavaşça kafasını koltuğa yasladı. Karnına baskı uygulayan kızını şimdi düşünmek bile istemiyordu. Her tekmede nefesi daha da sıklaştırın kalbi yerinden atacak kadar hızlı atıyordu. Merve derin nefes alamayacak uğraşsa da bir kaç tekme sonrasında katılan bedeni le acıdan bağırdı. Ellerini yavaşça karnına sardı.

Yiğit kapıyı açarken iki büklüm olmuş kadına baktı. Elindeki ekmek poşetini direksiyonun üzerine bırakıp kapıyı örttü.

"İyi misin? Hastahaneye gidelim mi? "

Merve doğrulup kafasını olumsuz anlamda salladı. Gözlerini kapatarak derin bir nefes verdi.

" Sadece tekme atıyor, doğuma bir ay var. Çok hızlı vurdu sadece. "

Arkasında yaslanıp ona hala bakan adama göz devirip ekmek poşetine uzandı.

" Açım Ammar " Yiğit kadının sözlerine gülümsedi ve poşeti açıp tam ekmeği ona, yarım ekmeği ise kendine aldı. Koltuğunu biraz geriye aldı ve ayağında ki ayakkabıyı çıkardı. Ayaklarını torpidonun üzerine uzattı.

" Yoruldum. " Merve'nin bakışları üzerine ısıtıcısı açarak sıcacık arabada yemeğe başladı elinde ki ekmeği. Merve nefes almadan yemeğini yerken arada sırada elini karnına koyuyordu.

Yiğit ayranını açarken önlerinde, denizde olan yata baktı. Gömleğinin ilk iki düğmesini açtı ve mırıldandı.

"Yat güzelmiş. "

" Aşırı büyük. " Merve omuzlarını silkip konuşmaya devam etti. " Yani bir ev gibi ne gerek var ki, "

Yiğit dudaklarının üzerinde ki ayranı yalarken omuzlarını silkti.

" Zevk meselesi. "

Bir an durup ağzında ki ekmeği yutarken keyifle mırıldandı.

" Deniz tutar mı seni? " Yan tarafına Merve'ye baktı. Genç kadın Yiğit'in aksine ekmeğini bitirme üzeri iken durdu. Yiğit'e eliyle 'dur' işareti yaparak ağzında ki yemeği yuttu.

"Bilmiyorum ki, hiç gemiye ya da yata binmedim."

Yiğit yavaşça gülümserken "Yemeğini bitir" diyerek mırıldandı. Merve önümde ki az gözüken boğaz manzarasına bakarken elinde ki ekmeği bir kaç dakika içinde bitirdi. Derin bir nefes verip ıslak mendili dudaklarının üzerinde gezdirdi. Yavaşça nefes verdi ve ellerini karnımın üzerine koydu. Artık tekme atmak yerine sadece dönüp duran kızı ile keyiflendi.

Yiğit telefonundan başını kaldırdı ve ona bakan kıza döndü. O çoktan yemeğini bitirmiş, ayaklarımı geri indirip uyku pozisyonuna çökmüştü. Elinde ki telefonla bir kaç habere baktıktan sonra telefonu kapatıp gülümsedi.

"Dışarı çıkalım biraz. "

" Hava çok soğuk Yiğit eve gitsek olmaz mı?"

"Gel iki dakika işte açılırsın" Merve çantasına uzanırken Yiğit'in "çanta alma" sözüyle geri bıraktı çantasını. Telefonunu torpido koyarken saatlerce onları arayacak olanlardan habersizdi.

Arabanın kapısını açıp indi. Eriyen karların üzerinde yürüyen bir pengueni andırıyordu.

"Yani beni bu buz gibi havada çıkardın ya helal ulan" Yavaşça bağırırken onu izleyen adamla gülümsemeye başladı.

"Sinirden gülüyorum Yiğit. "

" Hadi ama ne kadar yavaşsın."

Merve gözlerini devirip ona elini uzatan adamın elini tuttu. Beraber kenarda yürürken biraz olsun yavaşladı Merve. Yiğit'in elini tuttuğu an ısınan uvuzları ile gülümsedi. Bu gece dudakları hep gülecekti.

"Eee, niye çıktık acaba dışarı? "

" Dedim ki kendi kendime. Bu gece eve gitme Yiğit, kuyruğunu alıp sürt. " Merve genç adamın elini bırakıp ona vurmaya yeltenşrken ayağının kayması ile genç adama tekrar tutundu.

" Bak kocaya vurulmaz. Tutmasam düşüyorsdun. "

" Öküz. Gidiyorum ben! "

" Dur, gel hadi. " Merve'yi tutup yata doğru çevirdiğinde genç kadın kaşlarını çattı.

" İzin var mı içeri girmemize? "

" Var var yürü hadi. " Merve küçük köprüden yata binmeye yeltenirken kenarda olan yazıya çarptı gözü.

'El Aahkar'

Kaşları yumuşarken Yiğit'in yönergesi ile bindi yata. Yiğit arkada kalıp büyük halatı çözdü, ve yavaşça sallanmaya başlayan gemide iç çekti Merve

" Yat alacak kadar paran var mıydı yahu? "

" Benim değil babamın. "

" Bana bir kaç şey anlatsan aslında her şeyi öğrenirim Ammar. "

" Bu gece anlatırım olur mu? " Yiğit küçük bir kapıdan içeri girerken Merve'de arkasından geçerek onun yanına geçti. Yiğit ceketini çıkarıp sadece gömleği ile kaldı ve renkli tuşlardan bir kaç tanesine basarak koca gemiden gürültülü bir ses çıkmasına neden oldu.

Dümeni yavaşça kavrarken arkasında ki sandalyeye oturdu.

"Bizi merak etmezler mi? " Merve fısıltı ile konuşurken karında başlayan sanki ile yüzünü ekşitti.

" Bir şey olmaz evliyiz biz. "

Merve hiç bir şey olmamış gibi kafasını sallarken derin bir nefes vererek üşüyen bedenini titretti. Biraz cama doğru yaklaşarak üzerinde oldukları karanlık denize baktı. Yiğit koca yatı çalıştırır çalıştırmaz arkasına yaslanmıştı oturduğu sandalyede. Merve ise tam onun arkasında ki camdan,biraz midesi bulanarak bakıyordu geçip gittileri yere.

"Burası biraz soğuk,giyecek bir kaç şey var mı?" Merve yavaşça mırıldanırken onu daha fazla kasan kızını durdurmak için elini karnına koydu.

"Benim kıyafetlerim var,zaten sana da hayli olur." Yiğit keyifle mırıldanırken kolundan tutan kızla beraber merdivenlerden yukarı çıkmaya başladı. Dümeni otomatik olarak ayarlamış, geriye kalacak zamanını ise veranda olan yerde denize bakarak harcamak istiyordu. Merve'nin zor olan nefes alışına bakarak kaşlarını çattı.

"Zorlanıyor musun?"

"Tıkandım." Merve derin derin nefes alırken kendi ağırlığını kolunda ki adama vermeye başladı.Yukarı çıktıkları ilk an Merve kafasını kaldırıp onlara göz kırpan yıldızlara baktı. Gülümsemesi yüzünde büyürken esen ılık rüzgarla gözlerini kapattı. Bu küçük hisle bu kadar iyi olacağını , hatta Yiğit'e bu kadar minnet duyacağını bilmiyordu.

"Teşekkür ederim." Merve gülümserken genç adam hiç bir şey söylemeden genç kadını kolundan çekip ortada bıraktı. Gülümsemesi yüzünde büyürken geçtikleri boğaz köprüsünün görüntüsüne baktı. Yiğit kızı veranda da bırakarak tam yanlarında olan küçük kapıların birinden içeri girdi. Kendi odasına girer girmez açık olan camı kapatıp dolabına yöneldi.İlk önce kendi üzerinde ki siyah takımı çıkardı. Sonrasında ise ona büyük gelen bir kaç kıyafeti yatağın üzerine koyarak Merve'ye bıraktı. Yavaşça üzerini giyindi,dağınık olan eşyalarını el çabukluğu ile dolabına tıkadı.

Kapıdan çıkarken kolları sıvadı. Hala bıraktığı yerde ,gökyüzüne bakan kadına baktı. Gülümserken boğazaını temizleyerek Merve'nin dikktini çekti. Merve utanmış gibi kafasını aşağıya eğerken Yiğit'in "kıyafetler içeride" talimatı ile adama bakmamaya çalışarak onun çıktığı odaya girdi.

Merve içeri girdiği an kendini beyazlarla donatılmış odanın yatağına bıraktı.

Gülümsedi.

İlk defa ona bu kadar değer veren biri vardı. Aklında olan , hatta yeni yeni gelen her anısı ona acı vermek yerine keyif veriyordu. Çünkü kurtulmuşru. Yaşadığı sefillikten , hırsızlıktan, yada sevgisizlikten kurtulmuştu. Bu onun için şuanlık her şeydi ve teşekküredebileceği sadece bir kişi vardı.

Yatakta yanında olan kıyafetlere baktı. Üzerine hamile olmadan önceki haliyle çuval gibi olcak olan kıyafetlere bakındı. Şimdi bu kıyafetler ona dar bile gelebilirdi. Yavaşça ayağa kalkarak üzerinde ki kabanı çıkardı. Yiğit'in yatağa koyduğu bir den fasla kazağa baktı. Elbisesini çıkarmadan altında eşofmanlardan birini giydi.

Soğuk havayla birlikte ürperdi. Üzerine Yiğit'in olduğunu düşündüğü kapişonlu hırkayı alarak giydi. Odadan çıkıp giderken veranda da oturan adama baktı. Elinde ki bardakla pufların üzerine oturmuş kafasını yukarı doğru kaldırmıştı.

Merve yavaşça genç adamın yanına yürümeye başladı. Karnında ki her baskı onu biraz daha zorlasa da  o sadece geçireceği ilk ve tek 14 Şubat gecesini düşünüyordu. Yiğit'e yaklaştığında boğazını temizleyerek adamın dikkatini çekti. Yiğit toparlanarak yanına doğru gelen kadın için yer açtı. Elinde ki bardağı yavaşça yere koyarak yutkundu. Kırmızı sıvı bardakta hoş gözükürken onun içi rahat değildi. Bu gece olacakları henüz ikisi de çözememişti.

"Yarın boşanıyoruz yani." Merve istemeyerek söylemişti bu kelimeleri. İçi bir anlığına acısa da yeminini tutmak istiyordu. 

Babasının hayatını mahvettiği gibi ,bir başka erkeğin hayatın girip onu yarım bırakmak istemiyordu. Bu ona göre geçerli ve en iyi nedendi. Sebeplerini sevmese de bir daha asla sevmemek,ya da birlikte olmamak için yemin etmişti.

"Tam olarak daha değil. İşlemler başlayacak. Bir kadının tam 12 çocuk doğurduğunu duymuştum." Yiğit konuyu akıl almaz bir yere çevirirken Merve şaşkınlıktan kaşlarını havaya kaldırmıştı.

"Tek seferde mi?" Şaşkınlıkla sorduğu soruya Yiğit'ten bir kahkaha gelince kaşlarını çattı. 

"Yok,taksitle."

"Dalga mı geçiyorsun benimle?"

"Hayır ciddiyim bak göstereyim." Yiğit elini cebine atarken eşofmanının cebinde telefonun  olmadığını fark etti. Dudaklarını dişlerken 'Arabada kalmış' diyerek telefonu bahsetti.

" İçeride tek. Eminim,yani Ali öyle dedi."

"Ali Bey mi?"

"Evet Ali." Yiğit kızın cevaplarına somurturken Merve'nin neden bu kadar aksi olduğunu çözmeye çalışıyordu.

"Boşandıktan sonra ne yapacaksın çirkin?" Merve geriye yaslanırken pufun rahat tüylerine bıraktı kendini.

"İnsan olamayacağım." Yiğit gülümsedikten sonra eline tekrarardan içki bardağını aldı. Merve kaşlarını çatarken cilveli bir şekilde gülümsedi. Artık ne boğazı,ne de yanan ışıkları görebiliyordu. Yiğit'in elinde ki bardak dudaklarına giderken genç adamı durdurup elinden bardağı aldı. Yavaşça bardağı arkasında ki demirlerden denize atarken mırıldandı.

"Hamile bir kadının yanında ayıp olmuyor mu?"

Yiğit gözlerini bayarken genç kız gülümsedi. İyice mayışırken Yiğit'in kollarının altına girdiğinin farkında değildi Merve. Genç adam kolunun altına aldığı kadına bakarken omuzlarında ki battaniyeyi kadınla paylaştı.

"Yıldızlar," Yiğit fısıldarken kafasını iyice kadına yaklaştırdı. Merve bu sefer gerilemedi,ya da kaçmak için her hangi küçük bir hareket yapmadı.Sadece yutkundu. Buz gibi olan havada ,ciğerlerine çekecek bir damla nefes bile kalmamıştı. Esen rüzgar saçının bir kaç telini arkaya doğru uzatırken Yiğit kızın saç tellerini tutarak gülümsedi. 

Genç adamda devam edecek mecal yoktu bile.Sadece ,yanında olan kadına uzun uzun bakası vardı. Merve yavaşça dudaklarını aralarken nefesini tuttu Yiğit.

"Ne olmuş onlara?" fısıldarken damalarlarının iyice çekildiğini hissetti.

"Sır tutabilirler mi sence?" Merve yavaşça gözlerini kapatırken korktuğunu yaptı.

Teslim oldu.

Bilerek,ve isteyerek. Her ne olursa olsun diyerek.

"Kingson* kadar tutamazlar." Merve gülümserken dudaklarında ki nefesin sahibine sıkıca sarılmaz istedi.

Fakat engelleyen sadece küçük bir mesele oldu. Yiğit gelen damla seslerine açtı gözlerini,karşısında ki kadın karanını tutarken Merve'nin kocaman olmuş gözleriyle korkmaya başladı.

"Suyum geldi."

"Siktir."

Kingson* Güzel ve Çirkin'de olan Canavar.

Bu Pazar günü saat 16:00 ve 18:00 saatleri arasında Bursa Cnr Fuarında imza günümüz var ❤️ Gelen herkesi Epsilon Standında dört gözle bekliyorum.


واصل القراءة

ستعجبك أيضاً

4.9M 209K 77
Bazen kadere inanmak gerekir. Bazı şeyleri düşünmektense kadere razı olmak en iyisidir belki de. Hayatı fazlasıyla hafife alan, uçlarda yaşamayı seve...
402K 21.7K 46
Şanlıurfa ☞ Muğla 0546****; Fotoğraf* 0546****; Belli ki bu yoldan yürümüşsün... 0546****; Yoksa etraf böyle çiçeklenmezdi. İlsu; Var öyle marifet...
158K 1.4K 11
Aile baskısı olan bir genç ne kadar cesaretli olabilir? Hayallerini yaşamak sadece rüya mı? Belki de elinden tutacak bir ele ihtiyacı vardır. O el s...
1.6M 36K 44
Tam sınıftan çıkıcaktım ki gelen sesle dikildim kaldım."sen kal ada yapamadığın son soruya bakalım" OLUR OLUR HOCAM BAKALIM. Dırırııırıırıfırı Canı...