Deli MAVİ (Raflarda)

By asli1909

5.3M 269K 18.7K

Teninin kokusunu hissedecek kadar yakınında olsada, uzanıp dokunamazsın korkarsın yanmaktan. O ateşten kor gi... More

deli MAVİ tanıtım
1.Bölüm SÖZ
2. bölüm Düğün gecesi
3. bölüm Talha
4. bölüm Yavuz Selim'in dönüşü
5. Bölüm SARHOŞ
6. Bölüm ÖZGÜRLÜK
7.Bölüm ŞELALE
8.Bölüm Ateş
9. Bölüm Tehlikeli Yakınlık
10. Bölüm Aşk geliyorum demez
11. Bölüm Hayal kırıklığı
13.Bölüm Yüzleşme
Açıklama
14. Bölüm KAFES
15.Bölüm Acı
16. Bölüm Damat
Gelecek bölümlerden kesit
17.Bölüm misafir PART1
17.bölüm misafir part 2
18. bölüm Handanın Selçukla imtihanı
19. bölüm değişen dengeler part1
19.bölüm değişen dengeler part2
20.bölüm Gizli Hesaplar
21. bölüm NEDENLER part1
21.bölüm NEDENLER part2
22.bölüm Göze göz Dişe diş part1
22.bölüm göze göz dişe diş part2
23.bölüm kıskançlık part1
23.bölüm kıskançlık part2
24. bölüm cesaret part1
24.bölüm cesaret part2
25.bölüm randevu
26.bölüm toplantı part1
26.bölüm toplantı part2
27.bölüm ters köşe
27.bölüm ters köşe part2
28.bölüm Seni seviyorum
29.bölüm İNKAR part1
29.bölüm İNKAR part2
30.bölüm hafta sonu tatili part1
30.bölüm haftasonu tatili part2
31.bölüm MARİA part1
31.bölüm MARİA part2
32.bölüm NE SENİNLE NE SENSİZ part1
32.bölüm ne seninle ne sensiz part2
33. bölüm ENDİŞE part1
33.BÖLÜM ENDİŞE part2
34.bölüm Yalancının mumu part1
34.bölüm yalancının mumu part2
35.bölüm BEBEK part1
35.bölüm BEBEK part2
36. bölüm Bizim hikayemiz part 1
36.bölüm Bizim hikayemiz part2
37.bölüm Sonsuza dek part1
38.bölüm Namus meselesi part1
38.bölüm namus meselesi part 2
38. bölüm part3
39.bölüm zorunlu nikah part1
39.bölüm part2
40.bölüm uğursuzluk
41.bölüm kötü his
42.bölüm suç ortağı
43.bölüm çaresizlik
44.bölüm zübeydenin planı
45.bölüm ses kaydı
46.bölüm yüzleşme
47.bölüm FİNAL
SON SÖZ
Özel bölüm açıklaması
Özel bölüm part 1
özel bölüm part 2
özel bölüm part 3
BENİ SEVDİĞİN KADAR RAFLARDA
DELİ MAVİ KİTAP OLUYOR
DELİ MAVİ KİTAP KAPAĞI
DELİ MAVİ YARIŞMASI
İstanbul Tüyap İmza Günü
İZMİR KİTAP FUARI

12.Bölüm Seni İstiyorum;

114K 5K 1.2K
By asli1909

Duyduklarının şokuyla ne yapacağını bilemeyen Handan önce içeriye girip hesap sormak istedi. Fakat konuşacak gücü kendinde bulamadığı için sendeleyerek odasına çıktı. Öyle bir acıyla kavruluyordu ki, daha önce böylesi yandığını hiç hissetmemişti. Kırılan gururu karşılığında her şeyi yakıp yıkmak, avaz avaz bağırmak istese de sessiz kalıp duyduklarının bedelini ödetmeliydi. Ve işte o an öfkesinin kendisini ele geçirmesine izin verdi.

Hiç aşağıya inmeden, Meryem hanımın yemek çağrısını umursamadan gece yarısına kadar bekledi. Dağ evine gelirken yanında getirdiği siyah geceliği iç çamaşırları olmadan giydi. Üzerine sabahlığını geçirdikten sonra hafif makyaj yaptı, parfümünü sıktı. Sırada son bir şey kalmıştı. Yavuz Selimden yaptıklarının intikamını almak.

Saat 01:00 olduğunda beklediği vakit gelmişti. Ses çıkartmamak için yalın ayak aşağı kata inip Talha'nın odasının önünde durdu. Öğleden sonraya kadar içi kıpır kıpır olan kız gitmiş yerine ruhsuz bir kadın gelmişti sanki. Kapının altından süzülen ışığı fark ederek çalmadan içeriye girdiğinde genç adam pijamalarıyla bilgisayarının başındaydı.

Handan'ı üzerindeki sabahlıkla o saatte karşısında bulmayı beklemediği için telaşlandı. "Bir şey mi oldu?"

Genç kız ifadesizce karşısındaki adama yaklaşıp kollarını onun beline dolayarak başını göğsüne yasladı. "Çok korkuyorum!"

Ummadığı hareket karşısında irkilen genç adam ne tepki vereceğini şaşırdı. Kendisi de kollarını ona dolamak, sıkıca sarılmak istese de yapamadı, yapamazdı. Ona dokunmak yasaktı çünkü. Ama Handan ona bu kadar yakınken ve sınırlarını zorlarken karşı koymak neredeyse imkansızdı.

Karşısındaki adamın öylece robot gibi durmasıyla Handan kollarını indirip başı önünde geri çekildiğinde Talha onun yanaklarından süzülen yaşları fark etti. Hemen iki avucunu genç kızın yanaklarına yerleştirirerek yüzüne bakmasını sağladı. "Neler oluyor Handan? Bu halin ne? Neden korkuyorsun?"

Handan ellerini yüzünü avuçlayan ellerin bileklerini tuttu ve yüzünü genç adamın avuç içine sürttü. "Yarın Yavuz Selim geliyor"

Talha cevap vermek yerine sadece dişlerini sıkarak gözlerini kapattı. Konuşacak, anlatacak o kadar çok şey vardı ki, ama konuşamazdı. En azından şimdilik susmalıydı. Tekrar gözlerini açtığında kendini kırmızı gözlerle izleyen Handan'ın cevap beklediğini biliyordu ama sustu.

Onun bu tepkisi, sessiz tavrına karşılık Handan'ın sabrı iyice tükenmişti. "Talha.... Talha, ben... seni istiyorum."

Genç adam bir adım gerileyerek öfkeyle "Ama bu yanlış...." derken Handan onu susturmak için hızla dudaklarına yapıştı. Biri ne olduğunu anlamaya çalışırken, diğeri ne istediğini gayet iyi biliyordu.

Handan'ın dudaklarının genç adamın bedeninde yarattığı etki o kadar derindi ki, Talha mantığı ve duyguları arasında zorlu bir sınavdan geçiyordu. Ona bütün benliğiyle karşılık vermek istese de her şeyi anlatmadan karşılık veremezdi. Geri çekilerek "Handan sana anlatmam gereken şeyler var." dedi. Ama Handan işaret parmağını onun dudaklarına bastırarak bir kez daha susturdu.

"Lütfen konuşma. Bu gece anlatacağın hiçbir şeyin önemi yok." dedi ve söyleyeceği şeyden utanarak gözlerini kapattı. "Bu gece bana sahip olmanı, bana dokunmanı istiyorum."

Dudaklarından dökülen sözcüklerle birlikte elleri sabahlığının önünde bağladığı kuşağa giden Handan, kuşağı çözüp omuzlarını geriye atarak sabahlığın üzerinden düşmesini sağladı.

Genç kız Şeffaf geceliğin altında, vücudunun bütün ayrıntılarını gözler önüne sererken genç adam ona bakmamak için gözlerini yumdu ve önünde eğilerek arkasına düşen sabahlığı alıp tekrar üzerine sardı. "Ateşle oynuyorsun. Bu yaptığın bizi daha büyük bir çıkmaza sokmaktan başka bir işe yaramaz."

Handan sonunda dayanamayarak patladı. "Seninle yada sensiz ben o çıkmazdan hiçbir zaman çıkamayacağım. Seninle olmak istediğimi söylüyorum. Nefret ettiğim bir adamla evliyim diye kendimi ona adayacağı mı düşündüysen yanılıyorsun. Sen ilkim değilsin, son da olmayacaksın. Neden bu kadar geriliyorsun? Ben bir kadın olarak bu kadar rahatken sen neden istemiyorsun? Merak etme, seni diğer sevgililerimle kıyaslamayacağım."

Handan'ın her sözcüğü yüreğine sıkılan kurşun gibi Talhayı yaralasa da genç kızın umurunda değildi. İntikam hissi duygularını öylesine kör ve sağır etmişti ki, acı verirken acı çektiğinin farkında bile değildi. Üstelik o an hayal kırıklığıyla yıkılan tek kişi kendisi değildi. Söyledikleriyle karşısındaki adamda çok şaşkın ve kırgındı. Çünkü başlarda 'Seni istiyorum.' sözlerine farklı bir anlam yüklemeyen genç adam, bunun fiziksel anlamda bir istek olduğunu duyduğunda, ve Handan'ın bu kadar sıradan bir şeymiş gibi basitleştirerek 'ilkim değilsin' dediğinde bunun bir kabus olmasını diledi. Bir an için ona bakarken karşısındaki kızı aslında hiç tanımadığını düşündü. Onun kalbindeki Handan böyle bir kız değildi. Bu kadar basit olamazdı, olmamalıydı.

"Ne yapmaya çalıştığını anlamıyorum Handan!"

Genç kız üzerine sarılan sabahlığı tekrar çıkartarak "Sence ne yapmaya çalıştığım çok açık değil mi? Bunu sana başka hangi yolla anlatmalıyım." dedi ve kendisine gözleri dolarak bakan adamın kulağına yaklaştı. "Bunu daha önce birisiyle yaptın, öyle değil mi?"

Handan'ın tahrik içeren cümleleri Talha'nın sadece yaşadığı acıyı değil, öfkesini de arttırdı. "Demek istediğin bu!" diyerek genç kızın dudaklarına düşünmeden uzandı ve hırsla öptü. Aynı şekilde karşılık veren Handan sonunda amacına ulaşıp karşısındaki adamın kontrolünü kaybetmesine neden olmuştu. Ama neden içindeki ses zafer çığlıkları atmak yerine derin bir acıya gömülmüştü anlamıyordu. Aklındaki düşüncelerle duraksadığında Talha da durdu. Dişlerini sıkarak "Ne oldu? Yoksa zevk almıyor musun? " dedi.

Handan ağlamamak için kendini zor tutarak alayla gülümsedi. "Beklediğimden daha iyi olsan da, senden daha iyilerini de gördüm. "

Talhayı asıl kontrolden çıkartan son sözcüklerde bunlar oldu. Hiç vakit kaybetmeden Handan'ı kucağına alıp ağır adımlarla gözlerinin içine bakarak yatağa götürdü. Onu yatırıp şeffaf geceliği yüzünden neredeyse çıplak görünen vücuduna bakarak geri çekildiğinde aynı yavaşlıkla üzerindekileri tek tek çıkarttı.

Bir anda genç adamı karşısında çıplak gören Handan yüzü kızardığı için gözlerini kapatınca şimdi alayla gülme sırası Talhaya gelmişti. "Ne oldu? Yoksa utandın mı?"

Handan tekrar gözlerini açtığında karşısındaki adamın çıplak vücuduna bakmamak için gözlerini onun gözlerine sabitledi. "Çok ağır hareket ediyorsun, çok yavaşsın!"

Genç adam yatağa yaklaşıp genç kızın üzerine eğildi. "O zaman hızlanalım! Ama önce üzerindeki şu gereksiz detaydan kurtulalım." diyerek geceliği çıkardı ve örseleyerek, arada dişlerini geçirerek Handan'ın dudaklarını öpmeye başladı.

Genç kızın içi nefret, hayal kırıklığı, acı ve intikam duygusuyla dolu olsa da Talha'nın, vücudunun her yerine dokunan parmaklarıyla yavaş yavaş çözülmeye başladı. Dudaklarından boynuna inen dudaklar daha da aşağılara, göğüs uçlarına geldiğinde aldığı hazdan dolayı gözlerini kapattı. Genç adamda ondan çok farklı değildi. Onu ilk öptüğünde öfke ve kırılmışlık hissetse de Handan'a dokundukça aşk tüm kötü duyguları alıp götürmüştü. Dakikalarca tutkuyla sevişip sona yaklaşıldığında Talha genç kızın bacaklarını aralarken Handanın titrediğini fark etti. "Sen.... titriyorsun?"

Ateş gibi yanan vücuduna rağmen yalan söyledi genç kız. Gözlerini sımsıkı yumarak sadece "Üşüyorum!" dedi.

Talha hiç şüphe duymadan tek hamlede Handan'a sahip olurken anladı oyuna geldiğini. Ama iş işten geçmişti artık. Gözlerini aralayarak "Neden?" der gibi baktı.
Ancak Handan'ın gözleri kapalı olduğu için onu görmüyordu. Tırnaklarını başının altındaki yastığa geçirmiş, kirpiklerinin altından yaşlar süzülerek öylece duruyordu. Talha'nın hareketsizliğiyle kan çanağına dönen gözlerini açtığında genç adamın yüzündeki üzgün ifadeyi görmeyi beklemiyordu. Tıpkı onun bakire olduğunu beklemediği gibi.

"Neden?"

Talhanın sorduğu soruya verilecek çok cevabı olsa da konuşmak istemedi. "Seni başka türlü ikna edemezdim. "

Genç adam onun bunu neden yaptığını anlamadığı gibi masumiyetine sevinemiyordu bile. Kafası karma karışık olmuş, onun yaptığı bu saçma oyun için neden arıyordu ama bulamıyordu. Handanın üzerinden çekilirken konuşmamız gerek!" dese de genç kız doğrularak parmaklarını yine onun dudaklarının üzerine bastırdı. "Lütfen! Sabah konuşuruz. Bu gece sadece seninle ilk ve son kez birlikte uyumak istiyorum."

"Ama sabahı bekleyemeyiz...."

Daha sözcüklerini bitirmesini beklemeden genç adamı kolundan tutan Handan onu yanına çekti. "lütfen dedim! Sadece Uyumak istiyorum."

☆☆☆☆☆

Talha sabah gözlerini açmadan önce elleriyle yokladığında yatağın boş olduğunu fark ederek hızlıca yerinde doğruldu. Ve yastığın üzerindeki beyaz kağıdı gördü. Gözlerini kısarak kağıda uzandığında Handandan ona kalan son sözcükleri canı yana yana okudu.

"ALDATILMAK,

KANDIRILMAK,

İHANETE UĞRAMAK NASIL BİR DUYGUYMUŞ?

BEN DÜN GECEYİ ÖMRÜMÜN SONUNA KADAR UNUTMAYACAĞIM.

SEN DE UNUTMA YAVUZ SELİM ÇULHAOĞLU!"

Sinirle ayağa kalkan genç adam sadece pijama altını hızla üzerine giyerken aklında tek bir soru vardı. Aslında gerçek Yavuz Selim'in kendisi olduğunu Handan'a kim söylemişti. Genç kızın odasına gitmek için merdivenleri ikişer üçer basamak çıkarken Meryem hanımın sesini işitti. "Oğlum! Boşuna çıkma,o gitti."

Tanıtım bölümünde de belirttiğim gibi, hikayenin bundan sonrasını yayın evinin isteği üzerine yayımdan kaldırmak zorundaydım. Bundan sonrasında çok sürpriz gelişmeler var.

Yavuz Selim'in Handan'ın karşısına Talha rolünde  çıkmasının nedeni, ve bir adamın bir kadını ne kadar güzel sevebildiği kitabın devamında.....Yavuz Selim'in de dediği gibi "AŞK SEVMESİNİ BİLEN HER ADAMA YAKIŞIR"😊

Asıl hikaye bundan sonra başlıyor😉

Tüm kitapçı ve internet sitelerinde

Continue Reading

You'll Also Like

48.6K 2.6K 4
Ben kozasında kelebek olmayı bekleyen bir tırtıl değildim. Ben olsam olsam bir güve olurdum. Etrafımı kemirip yok ediyordum. 13 kişilik bir masanın...
486K 46.9K 32
+84 bizim eve bir kargo geldi de size ait sanırım
2.1M 88.3K 66
©Tüm hakları saklıdnır. Sen benim cesaretimsin Arel. Sen benim, bir insanın boğulmadan önceki son çırpınışlarında hissettiği umudumsun. Keşke bunun i...
444K 3.7K 4
• Tamamlandı • • Aşktan Adamlar - II • Tolga için Meyra mutluluğun tanımıydı. Birbirilerine öylesine bağlıydılar ki hiçbir şey onları ayıramazdı. Ta...