best friend ❆ jung hoseok✔

By CupcakeHeri

384K 28.3K 7.6K

❝Unutalım.❞ İki dudağının arasından dökülenler neden bu kadar acı veriyordu bana? Neden en yakın arkadaşı gib... More

00
01
02
03
04
05
06
07
08
09
10
11
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
end
꒰⑅ᵕ༚ᵕ꒱˖♡

12

12.8K 1K 330
By CupcakeHeri

Bazı anlar vardır.Hayattan soğuduğunuz ve yaşamaktan zevk almadığınız zamanlar.

Şuan tam olarak o andaydım.Yaşamaktan zevk almıyordum , sadece nefes alıp vermek için var olmuşum gibi hissediyordum.Hayatta ki tek amacım buymuş gibi.Bacaklarımı kendime doğru çekip sırtımı yatak başlığına dayadığım saatlerde tek düşündüğüm buydu.

Benim yaşama amacım neydi? 

Ailem mi? Hayır.Arkadaşlarım mı? Şuan bunu düşünmüyordum bile.

Peki ne için , kim için yaşıyordum ben? 

"Hye Su  gel de bir şeyler ye.İyice zayıfladın sen.Çirkindin daha çirkin olacaksın." Kafamı dizlerimin üzerinden kaldırıp kapının pervazına yaslanmış bir şekilde bana bakan Yoongi'ye çevirdim.Yüzünde gördüğüm ufak gülümseme beni tekrar hayata döndürmüştü.Yatakta ellerimden destek alıp kayarak ayaklarımı sarkıttım.

Gerçekten çirkinleşmiş miydim?

Kimin için güzel olmaya çalışıyordum ki? Yüzümü avuçlarımın arasına alıp ovaladım.Hala kapının önünde bana bakan arkadaşım daha fazla yavaşlığıma dayanamamış olmalı ki oradan ayrılarak yanıma gelmiş ve beni kaldırmıştı.

"Çok yavaşsın ve ben çok açım.Seni koca bir pizza olarak görmeye başladım artık." Yüzümde oluşan ufak gülümseme ile beni sürüklemesine izin verdim.Odadan çıktıktan sonra direk olarak salona çıkmış ve sehpanın üzerinde bulunan pizza kutularını didikleyen diğerleri ile karşılaşmıştım.Hala Hoseok'un evinde olmam  ona yük oluyormuşum gibi hissetmeme yol açsada son olaylardan sonra tek kalabileceğimi düşünmüyordum.

Aslında ona benim evimde kalmasını teklif edebilirdim ama bu kadar açık sözlü olacağımı zannetmiyordum.

"Duvarların arkasında ki kız sonunda dışarıya çıktı." Jimin'nin neşeyle söylenmesinden sonra daha fazla ayakta durmayıp sehpanın önünde ki yere oturarak bağdaş kurmuştum.Ona cevap verebilecek kadar zinde hissetmiyordum kendimi.

"Uğraşma Jimin." Hoseok'un beni kurtaran sesinden sonra ortam sessizleşmiş herkes karnını doyurmak ile uğraşmaya başlamıştı.Onları izleyerek bile doymuş gibi hissediyordum.İştahla yedikleri yemekte yemediğimi fark eden kişi sadece Hoseok'tu.

"Neden yemiyorsun?" Kafamı kaldırıp ona baktığımda kaşları çatık bir şekilde bana baktığını gördüm.

"Tokum." Yaklaşık 2 gündür mideme sudan başka hiç bir şey girmemişti.

"Hiç bir şey yemedin Hye Su.Nasıl toksun?" Hafif sinir ile sorduğu soruya karşılık sustum.Bunun için sinirli olması garip gelmişti.Çatık kaşları beni korkutmaya yetiyordu.

"Ye." Önüme bıraktığı pizza dilimine baktım.Canım istemiyordu işte.Neden bunu bu kadar uzatıyorlardı ki? 

"İstemiyorum." Pizza dilimini önümden itelerken Hoseok derin bir nefes alıp tekrar önüme itti.

"Ye dedim." Şuan neden bunu yaptığını anlamıyordum.Neden beni zorluyordu? Yemek istemiyordum.Yediğim her an kusacakmış gibi hissediyordum.Midem bulanıyordu.Pizza dilimini itmek yerine kendimi ondan uzaklaştırıp ellerimden destek alarak geriye doğru kaydım.Bu hareketimle Hoseok'un kaşları iyice çatılmış ve gerçekten korkutucu bir hal almıştı.Onu tanımıyormuş gibi hissediyordum.

"Sinirlerimi zorlama Hye Su." Yerinden yavaşça kalkarken onu izledim.Tam olarak ne yapacağını bilemiyordum.Oturduğu yerden çıkıp yanıma geldiğinde hala sinirli bir ifadesi vardı. Koltuk altlarımdan kaldırarak sehpaya yaklaştırdı ve yanıma oturdu.Eline aldığı pizza diliminden koparıp ağzıma doğru yönlendirirken ben sadece ne yaptığını izliyordum.

"Ne yapıyorsun?" Kendimi geriye çekip ondan uzaklaştım.Zorla yedirecek değildi öyle değil mi?

"Yiyeceksin." Midem bulanmaya başlamıştı.Yerimden kalkmaya yeltendiğimde kolumu kavrayıp kalkmamı engelledi ve eliyle iki yanağımı sıkıştırıp ağzımı açtırdı.Pizzayı ağzımın içerisine zorla sokarken ben çekilmeye çalışıyordum.Sonunda direnmeyi bırakıp istediğini yaptım ve pizzada ısırdım.Tatmin olmuş gibiydi.Yavaşça yanımdan kalkıp eski yerine geçerken ben ağzıma doldurduğu pizzayı çiğnemeye başlamıştım.Yiyemiyordum.Sanki ben çiğnedikçe ağzımda büyüyordu.

Ağzımda ki pizzayı zorlukla yuttuktan bir iki saniye sonra yerimden hızla kalktım.Çocuklar ani hareketimden dolayı yerlerinden sıçrarken banyoya doğru hızlı adımlar ile ilerleyip kapıyı arkamdan kapattım.Olabildiğince hızlı bir şekilde klozetin kapağını açıp dizlerimin üzerine çöktüğümde az önce yediğim pizzayı çıkarmıştım.

Midemde başka bir şey olmadığı için sadece boşa öğürüyordum.Midem bomboştu.Sonunda öğürmeyi bıraktığımda klozetin kapağını kapatıp sifonu çektikten sonra sırtımı duvara yasladım.

Hasta gibi hissediyordum.

Kapı tıklandı.

"Hye Su? İyi misin?" Cevap vermeden bir kaç saniye bekledim.Kendime gelmem için zaman tanıdım.Ayağı kalkıp yüzümü birkaç defa yıkadıktan sonra kapıyı açtığımda Hoseok bana endişeli gözler ile bakıyordu.Hızla yanıma gelip elini alnıma koydu.

"Hastalandın mı?" Kafamı iki yana salladım.O tür bir hastalık içinde gibi değildim.Ateşim yoktu sadece bitkin hissediyordum.

Aslında ben son 2 haftadır bitkin hissediyordum.

Yüzümü avuçlarının arasına alıp dikkat ile inceledi.

"Kendini harap ediyorsun.Buna değmez." Yüzüm hala elleri arasındayken aramızda olan mesafe gittikçe azalıyor ve bununla birlikte kalbimin hızı artıyordu.

"Kendini harap etmene değmez." Farkındaydım.O şerefsizin kendimi üzmeme değmeyeceğini biliyordum.Ama ben neredeyse tecavüze uğrayacaktım.Daha önce böyle bir şey yaşamamıştım.Bu kadar berbat hissettirceğini bilmiyordum.

Bu Hoseok ile aynı yatakta uyandığım zamandan daha  da berbat hissettiriyordu.

"Biliyorum." Dudaklarımdan çıkan şey bu olmuştu.Biliyordum ama bunu hayatıma yansıtma konusunda hiç iyi değildim.Yüzümü bırakıp ellerini ellerime kenetlendi.

"Ne istersen onu ye tamam mı? Sana karışmayacağım." Sadece kafamı olumlu manada salladım.Hiç bir şey yemek istemiyordum.Sıkıca kavradığı elim ile beni yönlendirip mutfağa doğru götürdü.Salondan geçerken çocukların endişeli bakışlarını görmüştüm.

Birilerinin benim için endişeleniyor olması iyi hissettirmişti.

Mutfağa geçtiğimizde beni sandalyeye oturtup tezgahın önüne geçti.

"Ne yemek istersin? Ne pişireyim sana?" Bana bebekmişim gibi davranıyordu.Yaptığı aegyolar bunun kanıtıydı kesinlikle.

"Hiçbirşey." Hoseok'un yüzü yine aynı sinirli şeklini alırken ben masum olduğunu düşündüğüm bir gülümseme attım ona.

"Az önce ne konuştuk? Kendini harap etmeyecektin." Ayağı kalkıp ona doğru ilerledim ve çattığı kaşlarının kırıştırdığı alnına işaret parmağımı götürdüm.Kırışıklığı düzlemek istercesine elimi alnına sürttüm.

Alnının kırışıklığı kaybolurken gülümsememi yüzüme tekrar yerleştirdim.

"Kendimi harap etmiyorum.Sadece canım birşey yemek istemiyor." Hoseok yakınlığımızdan rahatsız olmamış gibi gözlerini yüzümün her bir tarafında gezdirdi.

Öyle ki yüzümde birşey olup olmadığını bile düşündüm.

"Masumluğun o çocuğu öldürmek istememe sebep oluyor." Söylediği şey beni iliklerime kadar titretmiş , kalbimin hızını artmıştı.Yüzlerimiz hala birbirine çok yakındı ama ikimizden de herhangi bir hareket yoktu.İkimizde ne geri çekiliyorduk ne de konuşuyorduk.

Sadece gözler.

Gözlerimiz birbirleriyle sohbet ediyordu adeta.

"Ve ben kesinlikle bu duyguyu daha önce hissetmedim."

GEÇİŞ BÖLÜMLERİNDEN BİRİSİYDİ.

BU TÜR BÖLÜMLER OLMAZSA HİKAYEYİ TOPLAYAMAM

YANİ GEREKLİYDİ YAVRUMLAR.

BAKALIM İLERİDE NELER OLACAĞĞĞ

Continue Reading

You'll Also Like

946 87 8
"Döndüğünde senden nefret edeceğim. Ve inan bana ne kadar zor olursa olsun, bunu yapacağım." * Not: Wrong Marriages adlı kitabımın devam niteliğinde...
228K 24.6K 56
Ben Seon Ah... Sarayda kalmamak ve ailemin katilinin oğluyla evlenmek istemediğim için lanetlendim. Tanrı'nın emirlerine karşı gelerek Kraliçe olmak...
8.9K 427 20
"ikimizde yağmurun altında delicesine ıslanırken gözlerimiz yine birbirni buldu.. Ela gözleri ile bana bakarken benim elimden gelen tek şey gülümseme...