SAHİPSİZ

_eleutheromania_1

2.7M 97.6K 15.8K

Başlama Tarihi: 27.10.16 Romantizm#4: 03.02.17 Hikayenin ilk bölümleri yıllar öncesine aittir. Gelişmemi izle... Еще

Bölüm 2: Hiçbir işe yaramazsın,
Bölüm 3: Üzgünüm,
Bölüm 4: Aç gözlerini,
Bölüm 5: Geri geleceksin,
Bölüm 6: Zümrüd-ü Anka,
Bölüm 7: Bende öyle düşünmüştüm,
Bölüm 8: İntikam soğuk yenir,
Bölüm 9: Plan,
Bölüm 10: Oynayalım bakalım,
Bölüm 11: Neden,
Bölüm 12: Ne istiyorsun,
Bölüm 13: Turta,
Bölüm 14: Kanlı Dövüş,
Bölüm 15: Tehlike,
Bölüm 16: Burası çok karanlık,
Bölüm 17: Ortak hisler: Öfke,
Bölüm 18: Ateş,
Bölüm 19: Sesler,
Bölüm 20/1: Melisa,
Bölüm 20/2: Karaoke,
Bölüm 21: Sarhoş,
Bölüm 22: Hissetmek,
Bölüm 23: Yeni Ev,
Bölüm 24: Yakınlaşma,
Bölüm 25/1:Lili,
Bölüm 25/2: Kararlar,
Bölüm 26: Aptalsın,
Bölüm 27: Cidden Aptalsın,
Bölüm 28/1: Takas,
Bölüm 28/2: Takas,
Bölüm 29/1: İzin vermem,
Bölüm 29/2: İzin vermem,
Bölüm 29/3: İzin vermem,
Tanıtım Videosu 1-2
Bölüm 30/1: Ölüm,
Bölüm 30/2: Ölüm
Bölüm 30/3:Ölüm
Bölüm 30/4: Ölüm,
Bölüm 30/5: Ölüm,
Bölüm 31: Kuş Beyin,
Kesit
Bölüm 32: Bu Kadar Hassas Olma,
Bölüm 33: Sahip,
Bölüm 34/1: Kim O,
Bölüm 34/2: Kim O,
Bölüm 34/3: Kim O,
Bölüm 35: Çaresizlik,
Bölüm 36: Prens Vakti,
500K! Teşekkürler.
Bölüm 37: Kaçış
Bölüm 38: Öyle Değilsin,
kesit
Bölüm 39:
Bölüm 40:
Bölüm 41'den,
Bölüm 41:Ve Kuş Kanadı Sarmaşığa Dolaştı,
Bölüm 42: Gerçek,
Bölüm 43: Dilek Taşı,
Bölüm 44: Arkadaş,
Bölüm 45: Güven
Bölüm 46: Renkarnasyon
kesit
Bölüm 47/1; Acı Nota
Bölüm 47/2: Acı Nota
Bölüm 47/3: Uçurtma
Bölüm 48: Kökleri Zehir Dolu Gerçekler
Bölüm 49: Daima
Bölüm 50: Döneceksin...
Bölüm 51: YUVA'M
Bölüm 52: Aile
Bölüm 53: Değişim,
Özel; Sarhoş
Bölüm 54: Dikiş, Part 1
Bölüm 54: Dikiş, Part 2
Bölüm 54: Dikiş, Part 3
Bölüm 54: Mavi Işık ve Yanılsamalar
Bölüm 55: Kanatları mile çeken acı benim değil, Part 1
Bölüm 55: Kanatları mile çeken acı benim değil Part 2
Bölüm 55:KMÇABD 1.KİTAP FİNAL

Bölüm 1: Başlıyoruz,

168K 3K 1.6K
_eleutheromania_1

Hikayenin tüm hakları şahsıma aittir. Çalınma vs işlemler olduğunda yasal işlem başlatılacaktır.

Keyifli okumalar...

(Lütfen buraya okumaya başladığınız tarih ve saati bırakın. )

*

Yarım saat boyunca elimde tuttuğum telefonu sonunda icraata geçirmeyi karar kıldım. Rehberden evin telefon numarasını bulup sağa doğru kaydırdım. Belki bu konuşma sonunda kendimi tükenmiş hissedecektim ama en azından hasretimi bir nebze olsun dindirecektim. Pek tatmin edici olmasa da değecekti.

Telefonun açıldığını kesilen ditleme sesinden anladım. Bir umut ses gelmesini bekledim. Oysa adım kadar emindim gelmeyeceğinden. Koca bir iç çekip yeşeremeyen umudumun üzerine toprak serptim.

"Annem, meleğim." Sesimi her ne kadar güçlü tutmaya çalışsamda dayanamamış sonuna doğru çatallaştırmıştım.

"Annem,nasılsın ? " Ses gelmeyeceğini bildiğim için duraksamadan devam ettim.

"Babam iyi bakıyor değil mi sana ? Tabi bakıyordur. Sen onun biricik karısısın. Senin için gözü kapalı ölüme bile gider o " Bir an düşünmeden konuşmuştum. Neden ölüm kelimesini kullanmıştım ki! Ah aptal kafam, ah...

"Nasıl özledim sizi bir bilseniz. Tek derdim bu anne. Size olan özlemim. Senin sesini özlüyorum. Senin kokunu özlüyorum. Babamla balığa çıkmalarımızı özlüyorum. Ama az kaldı, dayan tamam mı meleğim? Dört ay anne. Sadece dört ay sonra yanınızdayım. Evet yine ayrılmak zorunda kalacağız ama olsun. En azından hasretimizi dindirmiş olacağız değil mi ? Senin bana öğrettiğin gibi anne. Buna da şükür."

Gelen gözyaşlarımı hızlıca def ettim. Zira şuan hiç sırası değildi.

"Benim için endişelenmiyorsun değil mi ? Sakın anne ! Sadece kendini düşün ve canını sıkma tamam mı ? Ben burada gayet iyiyim. Dersler zor ama idare ediyorum.En kısa zamanda mezun olup bir daha hiç ayrılmamak için çabalıyorum. Bu arada telefonu sen açtığına göre babam evde yok galiba. Olsun. Sonra yine ararım ben. Ama şimdi kapatıyorum."

Gözyaşlarım akmaya başlamıştı ama bunu sesime yansıtmamayı başardım.

"Seni seviyorum meleğim. Hadi şimdi kapat. Yine arayacağım."

Çağrıyı sonlandırdığımda kendimi sıkmayı bırakıp olduğum yere çöktüm. Dizlerim tutamaz olmuştu beni. Her konuşmamızda böyle oluyordum. Ona her ne kadar kendini üzme diye sayıklasamda kendim bizzat bunun aksini yapıyordum. Aradığıma pişman olmuştum bile. Ben bu haldeysem kim bilir o nasıldır ? Hadi ben konuşarak rahatlayabiliyorum. Peki o nasıl rahatlıyordur ? Kahretsin ! Gerçekten aramamalıydım.

Nefesimin daraldığını hissettiğimde hızlıca balkona koştum. Kapıyı açıp kendimi dışarıya saldığımda, yüzüme çarpan havadan derince içime çektim. Ne kadar bencildim böyle. Onu sırf kendi menfaatim için üzmüştüm. Babam uyarmıştı halbuki ben aramadan arama diye tembihlemişti durmadan. Kötü oluyordu çünkü annem. Lanet olsun ! O evde yalnızdı.

Hızlıca odaya koşup telefonu elime aldım. Böyle bir düşüncesizliği nasıl yapmıştım. Babamın numarasını bulup sağa kaydırdım. İkinci çalışta açılmıştı.

"Evlat, hayırdır ? "

"Baba çok özür dilerim. Ben dayanamadım ve evi aradım. Sanırım sende evde değildin. Üzgünüm, gerçekten." Tek nefeste telaşla konuşmuştum.

"Tamam evlat sakin ol bakalım. Eve yakınım. Ama seni uyarmıştım kızım. Annen bizim kadar güçlü değil, kaldıramıyor." Evet evet biliyordum.

"Dayanamadım baba, üzgünüm."

"Tamam kızım. Geldim zaten eve. Hadi şimdi kapatalımda annenle ilgileneyim.

"Haber ver baba, telaşlanırım."

"Tamam evlat merak etme sen. Dikkat et kendine."

"Ona iyi bak baba."

Telefonu kapatıp tekli koltuğun birine attım kendimi. Ne kadar aptaldım. Nasıl böyle bir düşüncesizlik edebilmiştim. Ama yemin ederim bir daha aramayacaktım. Özlemimden ölsem bile aramayacaktım. Böylesi herkes için daha iyiydi.

Gözyaşlarımla ıslanan yüzümü temizlemek adına tuvalete doğru ilerledim. Musluğu açıp soğuk sudan birkaç defa yüzüme serptim. Aynada bir süre yüzümde kalan su damlacıklarını seyrettim. Havluyu alıp yüzümü kurularken kapının sesini duymuştum. Birde bu vardı. Sonunda Melisa hanım teşrif edebilmişlerdi evimize. Tuvaletten çıkıp dış kapıya doğru ilerledim. Yanılmamıştım. Kirli postallarını çıkarmaya çalışan bir Melisa.

"Kızım nerdesin sen dün geceden beri ? " Sesimi duyunca irkildi. Sanırım beni tamamen unutmuştu.

"Yavaş ol. Başım ağrıyor zaten." Sonunda bir postalını çıkarmış diğerine geçmişti.

"Neredeydin ? " Sesimi bu sefer daha baskın çıkarmıştım. Halbuki nerde olduğunu biliyordum.

" Nerde olduğumu biliyorsun Anka " Tabii ki biliyorum. İnsan malının huyunu bilir değil mi ?

"Evet, biliyorum. Ama seninle anlaşmıştık Melisa. Bana söz vermiştin. " Diğer postalınıda zar zor çıkarıp doğruldu. Gelişi güzel üzerinden çıkardığı ceketi portmantoya astı.

"Evet söz verdim. Haklısın. Ama ben buyum anladın mı ? Bu ! İğrenç, sarhoş ve hatta fahişe. Ben kabullendim. Peki sen ne zaman kabulleneceksin ?"

Neye sinirlenmişti böyle ? Oysa ben onu kırmak istememiştim. Onu sadece doğru yola çıkarmaya çalışıyordum.

"Ben onu kastetmedim. Biliyorsun."

"Evet biliyorum tabii. Yeter Anka. Sen benim annem değilsin. Aklını kendine sakla " Sesi daha da yükselmişti. Eminim karşı apartmana iyi vokal veriyorduk.

"Bağırma." Uyarır tonda söylemiştim.

"Ne bağırma ! Burası benim evim ve istediğim gibi davranırım anladın mı ? İstersem eve hiç gelmem. Hatta istersem seni bu evden bile kovabilirim."

Bardağı taşıran son cümlesiydi bu. O da farkındaydı. Eğer amacı beni aşşağılayarak susturmaktıysa pekala başarmıştı. Yüzüne baktığımda en az benim kadar şaşkındı o da. Bana doğru bir iki adım attığında elimle dur işareti yaptım.

"Anladım. Sabaha evden çıkmış olurum." Arkamı dönüp odama doğru ilerledim. İlerlemek yalan olur aslında. Bildiğin koştum. Çünkü kuruyan gözyaşlarım tekrar yeşermişti ve benim onları durduracak gücüm yoktu. En azından bugünlük. Odama girip kapıyı kapattım.

"Anka, özür dilerim." Yaklaşmakta olan sesi es geçip kapımı kilitledim. Kapının kulpu aşağı yukarı hareket ettiğinde hala kendimi tutuyordum.

"Anka lütfen gerçekten sinirden dolayı oldu. Aç kapıyı kanuşalım." Birkaç kere kapıyı yumruklamış ama sonra sanırım vazgeçmişti.

Yatağımın üzerine oturup bugün ikinci defa gözyaşlarımı serbest bıraktım. Melisa beni gerçekten kırmıştı. İstanbul' a okumak için geldiğimde aynı yurtta tanışmıştık onunla. Yaklaşık bir yıl boyunca aynı odada kalmıştık. Ama yurt parası oldukça pahalıydı. Ne onun ne de benim ailem geniş gelirli insanlar değildi. O yüzden bizde yurttan çıkıp gecekondudan farksız bir eve taşındık. En azından yurttan karlıydı ve bütçemizle örtüşüyordu. Bu evde birbirimizi daha iyi tanımış ve yakınlaşmıştık. O yıl içerisinde de o evden taşınıp şimdiki evimize taşınmıştık. Bu evde benim hiçbir yardımım yoktu. Melisa'nında nasıl birdenbire böyle bir imkana sahip olduğunu anlamlandıramamıştım ama üstelemek içinde bir fırsatım olmamıştı.

Bir gün okuldan eve dönerken onu siyah, oldukça pahalı bir arabada, yüzünü tam seçemediğim bir adamla sarmaş dolaş görmüştüm. Ertesi gün eve geldiğinde ona gördüklerimi anlattım. Başta çok yalanlayıp inkar etti. Ama sonra sevgilisi olduğunu, bu evi ve tüm imkanları da onun sayesinde kazandığını itiraf etti.

Bunun üzerine zorlamamış anlamaya çalışmıştım. Onun yaşam tarzı bana uymasa da başka çarem yoktu. Bu onun hayatıydı ve ben karışamazdım. Saygı duymak zorundaydım. Zaman geçtikçe Melisa bu adamdan dayak yemeye başlamıştı. İşte o noktada devreye ben girmiştim. Ona bu ilişkinin bitmesi gerektiğini anlatmaya çalıştıysamda anlamadı. Garip bir şekilde ona boyun eğmeye devam etti. Hala da ediyor.

"Anka lütfen aç artık. " Düşüncelerimden onun sayesinde sıyrıldım. Daha gitmemiş miydi ? Sesi yalvarır gibiydi. Pişman olduğu belliydi çünkü onu tanıyordum.

"Yalvarırım Anka " Oturduğum yataktan kalkıp kapıyı açtım. Tekrar yatağa doğru ilerlediğimde peşimden geldiğini biliyordum.

"Özür dilerim." Sırtım ona dönüktü.

"Lanet olsun yeter. Özür dilerim tamam mı ? Öyle demek istememiştim. Sadece berbat bir gece geçirdim ve sen üstüme gelince de patladım." Hışımla yönümü ona çevirdim.

"Sana iyi gelmediğinin farkındasın ve hala devam ediyorsun. " Başını önüne eğip hafifçe yukarı aşağı salladı.

"Evet, farkındayım. Ama mecburum. Sen de bunu anla lütfen. " Son zamanlarda bunu çok söyler olmuştu. Ama anlam veremiyordum. Neye mecburdu ?

" Melisa söylediklerinden hiçbir şey anlamıyorum. Sen istemediğini söylersen seni zorla alıkoyacak değil ya ? "

"Evet değil ama her şeye rağmen o daha güvenli. " Gerçekten sinirlenmeye başlamıştım.

" Neresi güvenli ? Ha ! Neresi ? Şu haline bak. Seni ne hale getiriyor. Görmüyor musun ? Öldürüyor seni Melisa. " Bu sefer göz temasından kaçınmayarak yüzüme baktı.

" Anlamıyorsun. Evet öldürüyor ama eğer beni bırakacak olursa olacaklar ölümden daha korkunç."

"Neden bu kadar gizemli konuşuyorsun ? Açıkça söyleyemez misin ? " Kafasını çıldırmış gibi sağa sola sallayıp,

"Hayır, yeter. Seni de bu çukura sürüklemeyeceğim." Dedi. Odanın çıkışına yöneldiği sırada aklına birşey gelmiş olacak ki tekrar bana döndü ve

" Ve sen. Sakın aklından gitmeyi geçirme." Dedi. İşaret parmağını bana yöneltip tehdit eder gibi konuşmuştu. Dayanamayıp kıkırdayınca boynuma atıldı.

" Özür dilerim, gerçekten." Aptal doğru düzgün kızmama bile izin vermiyordu.

"Önemli değil koca bebek." Şaka maksatlı poposuna vurdum.

"Seni seviyorum." Yanağıma sulu koca bir öpücük bırakıp odadan çıktı. Ruh hali ne kadar çabuk değişmişti böyle.
**
Odada otururken Melisa'nın hararetli ve kızgın sesi ilişti kulağıma. Yavaşça odamdan çıkıp daha çok anlaşılır olması için ilerlemeye başladım. Yaptığım yanlıştı biliyordum ama Melisa için bu yanlışa göz yumabilirdim.

"Kes şunu Savaş. Geçen seferkinde de böyle söylemiştin. " Karşısından hoşnut olmadığı bir cevap gelmiş olacak ki telefonu tekli koltuğa fırlatıp kendini de üçlü koltuğa attı. Son zamanlar da bu çok fazla olmaya başlamıştı. Bunun böyle gitmeyeceğinden emindim ve sanırım bu konuya karışmamakla hata etmiştim. Evet cidden artık devreye girme vaktiydi.

Hızlıca odama dönüp siyah kotumun üzerine yine siyah gömlek geçirdim. Saçlarım at kuruğu şeklindeydi, bozmadım. Yatağa girip yorganı boynuma kadar çektim.

Eminim Melisa 10 saniye sonra gelecek ve işi çıktığı için gitmek zorunda kaldığını söyleyecekti. 10.9.8.7.6.5.4.3.2.1...

"Anka " Aha gördünüz mü ? Kapıyı yavaşça aralayıp kafasını uzattı.

"Uyuyor muydun ? "

"Henüz değil. Ne oldu ? " Keşke şuan bana neler döndüğünü anlatsan.

"Benim bir işim var çıkmam gerek, tamam mı ? " Birr iki adım atıp içeri girmişti bu sırada.

"Gitme desemde dinlemeyeceğini biliyorum. Sabah görüşürüz Melisa" pis pis sırıtıp öpücük attı. Şimdi iyisiniz ama bakalım gecenin sonunda böyle olabilecek misiniz hanımefendi.

Odadan çıktıktan yarım saat sonra dış kapının sesi geldi. Bu evden çıktığının işaretiydi. Hızlıca ceketimi alıp bende peşinden çıktım. Asonsöre baktığımda 1. kata inmişti bile. Çağır düğmesine basıp beklemeye koyuldum. Gelince vakit kaybetmeden indim. Asonsörden indiğimde Melisa taksiye binmişti bile. Arkadan gelen taksiye atlayıp takip etmesini söyledim.

Yaklaşık 1 saat sonra karanlık bir sokağa girdiğimde içimi anlam veremediğim bir his kaplamıştı. Bu kız böyle yerlerde ne arıyordu ? Sokağın sonunda hafif ışıltılar gördüm. Taksiciye durmasını söyleyip ücreti ödedikten sonra indim. Bedenim hala karanlık taraftaydı ama sokağın sonunda renkli ışıltılar vardı.

İyice yaklaştığımda burasının bir bar olduğunu anlamakta geçikmedim. Gerçi daha önce bara gitmemiştim ama televizyonda gördüklerimin hemen hemen aynısıydı. Kapının üzerindeki tabelada "GÖZ" yazıyordu. Demek burada takılıyorsunuz Melisa hanım.

İçeri girdiğimde kulaklarıma beck-from the block şarkısı doldu. Kurulu tezgahın üzerinde üst tarafı çıplak dans eden kızlar gözlerimi büyütmeme ve buradan arkama bakmadan kaçma hissi uyandırıyordu. Allah'ım Melisa yoksa...hayır hayır. Saçmalama Anka. Aklıma gelen düşünceyi def edip içki satan saç sakal birbirine karışmış adama doğru ilerledim.

"Afedersiniz bakar mısınız ?" Yüksek müzikten olmuş olacak ki beni duymamıştı. Bu sefer daha yüksek bir sesle.

"Hey, bakar mısın ? " Dikkatini çekmeyi başardığımda beni baştan aşağı süzmeyi ihmal etmemişti.

"Buyur güzelim." Adamın pis imasını yok sayarak.

"Ben Melisa'ya bakmıştım. Tanıyor musunuz ? "

"Bakıcı Melisa mı ? " Söylediği şeye bir anlam veremeyip,

"Hayır. Yani bilmiyorum. Melisa Savaş, tanıyor musunuz ? "Dedim.

"Tamam. Köşeyi döndükten sonra koridorun sonundaki oda." Eliyle işaret ettiği tarafa baktım.

"Teşekkürler"

"Her zaman güzelim." Adamın pis sesini duymamazlıktan gelip gösterdiği tarafa doğru ilerledim.

Tarif ettiği yerden dönüp koridorda ilerlemeye başladım. Koridorun sonunda iki tane kapı vardı. Birinin üzerinde siyah kocaman harflerle BAKICI ODASI yazıyordu. Tam kulpu indirip içeri gireceğim sırada.

"Daha hazırlanmadın mı sen ?" Gelen sesle arkamı döndüğümde orta yaşlarda oldukça kalıplı bir adamla göz göze geldim.

"Ben..." Konuşmama izin vermeden.

"Numaran nerede senin ?" Dedi. Ona buranın yerlisi olmadığımı söylemek istiyordum. Ama yalnızca "Anlamadım." Dedim.

"Neyse vaktimiz yok böyle gel.Dua etde alıcın çıksın."

"Ne alıcısı bırakır mısınız !" İtirazlarıma aldırmadan beni biraz önceki diğer kapıdan içeriye ittiğinde ışıktan dolayı ilk bir dakika hiçbir şey göremedim. Daha sonra etrafıma baktığımda benimle beraber yaklaşık on kızın olduğunu ve bir sahne ortasında olduğumuzu anladım. Karşımızda ise onlarca erkek.

"Selin Ateş .Var mı isteyen ? " Sııranın ucundaki adam sarı saçlı kızın kolundan tutmuş öndeki adamlara gösteriyordu.

"Tecrübesi olan ve en az 20 bin isteyen bu genç bayanı isteyen yok mu ? " Aman Tanrım! Burada kadın mı pazarlıyorlar ?

Geldiğim kapıya yöneldigimde kilitli olduğunu gördüm. Ağlamak üzereydim. Melisa burada ne yapıyordu böyle. Ve ben. Lanet olsun! Neyin içine düşmüştüm ben.

Salonda var olan uğuldama kesilince etrafıma bakındım. Immmm şuan herkes bana mı bakıyor ? Yutkunarak yönümü iyice sahneye çevirdiğimde bir el bileğimden tutup çekti. Elime baktığımda havada olduğunu gördüm. Tıpkı biraz önceki o sarışın kızda olduğu gibi. Kulaklarım uğuldamaya başlamıştı. Kahkaha sesleri duyuyordum. Gerisi...karanlık.

Продолжить чтение

Вам также понравится

971K 2.6K 1
TAMAMLANDI VE KALDIRILDI Babasının hatası kendini kalpsiz bir düke sunmasına neden olur. Kaybettiği masumiyetinin yanında tüm hayatı parmaklarının ar...
DOYUMSUZ (+18) bosluk

Любовные романы

125K 636 5
mesleğini eline alamayınca kendini barlarda escort ilan etmiş bir kızın aşk hikayesi...
562K 2.1K 3
Kitabımızın adı Asil Serseri olarak değiştirilmiştir. Gypsy Serisi II O, utanması olmayan, toplum kurallarını umarsamayan bir Çingene, Tek önem ver...
ŞAFAK VAKTİ P!NK

Подростковая литература

477K 19.5K 47
Vakit, vuslat vaktine çok hasret kala, Hazan vaktinin en karanlığında, Ne yaman bir ayrılıktır ki Muhtaç etti beni kırık hatıralara. Hiç bitmeyecek s...