512

נכתב על ידי cheesepeake

1.3M 69.3K 4.9K

''Adın ne?'' ''Ceylan yazıyor dosyada'' ''Onu demiyorum kızım gerçek adın ne?'' ''Gerçek adım yok benim kodum... עוד

512
Hot Mexico
Ramada part-1
Ramada part2(İHANET)
HUNTER
Jackass
Tekinsiz
Hunted
Kızıl
One night stand!
Şahin
Ölü İkizler
Aile
Honeytrap
Stalker
Kurtarma Operasyonu
O şimdi asker
Psikolojik Tahribat
Yalanlar Üstüne
Ceylan
Samanta
Kazı Asker!
Ateş
Güven Atışı
Siktir Lan
Keşif
Bir ihtimal daha var
Dağ
Pusu
İkimizi de öldüreceksin asker
Huzur
Devlet
Eski
Karanlık
Taş
Geri bas!
His
Dağ Ceylanı
Çatal
Sevda
Sivil
Delta Force
Koruma
The GodFather
Karar
Ada
Yemek
Baba
Test
Ekip
Oda
Karakol
Komutan
Madalya
Nişan
Oldu
Bayrak
Tanışma
Bitmediniz
Ölüler
Eski Defterler
Düşük
Bir
Her şey
Bilet
Dosya
Beklenmeyen
Yüzleşme
Boşver
Bu da mı gol değil?
İlk kavga
Tatil
Hazırlık
Görev
Gizemli Kadın.
Açılışa Doğru
Bay X
Acı aşk
Son akşam yemeği
Solo vs MrX
İz
Güç Savaşları
İstihbarat
İki kadın.İki adam.iki savaş.başlıyor.
Kasa
Hüküm
Ceylan vs Cateline
Hoşgeldin
Oyun Kurucu
Vegas'ta olan Vegas'ta kalır.
Açığa çıktık.
Gül
Beklenen.
Al bir de buradan yak.
Ava giden avlanmayı göze alsın.
Eski Dost Düşman Olmaz
Kasa-tura
Yüz 100
Güven kaybı
Biz bitti demeden bitmez
Adsız Bölüm 103
Arap baharı
Her Şey Vatan İçin
:)
Manipülasyon
İlla gel beni öldür diyor bu kız
İran
Hazır mısın?
Şehidan
Kartal
Jerma Betkar
Fena kesiğim sana
Ateş hattında bir ceylan.
Çözüldükçe düğümlendik.
117
Deniz taşkını
Geçiş

Alev aldı buralar

8.5K 466 30
נכתב על ידי cheesepeake

Ceylan

''Seni o ormanda öldüreceğim Oğuz komutan!'' dedim dişlerimin arasından.

Çünkü bu parkurlar benim pestilimi çıkarmıştı.

Timdekiler artık bayılacak noktaya gelmişti.

Selim bile nereden çıktı bu iş der gibi bana bakıyordu.

Ben mi?

Ciddi anlamda hamlamışım.


Ama burada her yerden ateş açılıyordu.

Dağdan bile zordu.

Hele çöl?

Lanet bir çöl simülasyonu vardı.

Ve çok sıcaktı.


Askerler ve ben parkurun sonuna geldiğimizde yani çölde tam artık çıkmaya hazırlanırken ve neredeyse herkes yaralıyken.

Kolundan bacağından küçük yaralar almış olsak da keyfimiz hiç yerinde değildi.

Üstümüze bir de dalga geçer gibi yumurta ve un dökülmüştü.



''Evet komutan gerçekten şuan seni ormanda öldürmek için son parkura hazırım!''


Selim kendi kendime konuştuğumu duymazlığa getirip

''Komutanım önce duşlara sonra da şu sıyrıklara baktırmak için revire götürüyorum askerleri ''dedi.

Kafamı sallayıp saçıma bulaşan bu yumurtaların nasıl çıkacağını düşünüyordum.

Hem de unlu.!

Tam bordolara göre bir eşek şakası!


Krep gibi bir şey oldum resmen.

Ve kıçım sikildi.

Askerlerimi koruyayım aman mayına basmayalım aman tuzağa düşmeyelim derken kendimi ölü gibi hisssediyordum.

Hemen duşa girmeliydim.


Tugaya doğru ilerlerken diğer parkurdan her yerinde sıyrıklar içinde çıkan biri daha vardı.

Gül!

O kadar garip görünüyordu ki.

Robot gibiydi.

Saçları balçık olmuş

Elmacık kemikleri sıyrılmış,

Burnu yamuk mu onun?

Sanırım kırılmış

Bacağı aksak bir halde tugaydaki odalara doğru ilerliyordu.

Ve pek de sağlam bir psikolojide olduğunu söyleyemezdim.

Fakat ben Oğuza ne yapacağımı biliyordum.


Odama gittim ve yumurta kokusu çıkana kadar duştan çıkmadım.

Kanayan yerlerime baktım.

Bir iki saçma saplanmıştı omzuma cımbızla onları çıkartıp bandajladım.

Kurşunlardan sonra bunlar sivrisinek ısırığı gibi geliyordu.

Aklım Gül'deydi.

-----------------------------------------

Barış.

Tam uykuya dalmıştım ki odamın kapısı GÜM! diye açıldı ve kapı duvara çarptı.


İrkilerek yatakta doğrulup silahımı çektim.


Karşımda Gül vardı.

Yanakları sıyrılmış yüzünün yarısı çamur içinde gözlerime öldürecekmiş gibi bakıyordu.


Yere bir şey attı.

Dikkatimi saniyelik olarak attığı şeylere çevirdim.


Bir sürü otomatik kurşun atardı.

Bir sürü.

Bir parkurdakilerin hepsi.


Burnundaki kanı elinin tersiyle sildi.

Ve burnu kırılmıştı.


''Ne yaptın kendine?'' dedim fısıldayarak.

Savaştan çıkmış gibiydi.


Dimdik kapıda durup gözlerini kırpmadan bana baktı.


''İstediğin bu değil miydi?

Beni yaralamak.

Ölmemek için öldürmemi sağlamak.

Al hepsini öldürdüm.''


Kabloları kastediyordu.

Adam öldür deseydim de kafasını kesip getirecekti.

Şaşkınlıkla yataktan çıktım.

Ellerim belimde kablolara  bakıyordum.

Sanırım bu hale de mekanizmaları etkisiz hale getirmek isterken gelmişti.


''Beni yanlış anlamışsın komutan.

Ceylan gibi asker olma derdim hiç olmadı.

Birilerini öldürmekten nefret ederim ve zorunda kalmadıkça öldürmem.''


Nefes aldı ve tekrar burnundan akan kanı sildi.



''Neden doktor oldum sanıyorsun?

Ya da hemşire?

Ben öldürmek değil yaşatmak istedim.

Öldürmek en kolayı.

Yaşatmak..

Benim isteğim dışında bir çok kılıfa büründüm ama asla ajan olmak istemedim.

Saha görevine verilmek istemedim.

Hep uzak kaldım.

Şimdi size bir Ceylan yeter.

Beni rahat bırakın.

Bırakın ki yaralarınızı sarabilecek biri olsun.''


Yutkundum.

Onu gerçekten yanlış mı anlamıştım yoksa anlamak istediğim gibi mi anlamıştım.

Siktiğimin bir ajanı olduğunu düşündüğüm için acımasızca silah eğitim ve benzeri işkencelere sokmuştum.

Çenemi sıvazladım.

Gözlerimi tekrar kablolara çevirdim.

Askerleri yara almasın diye kabloları sökmüştü.


Bu askercilik oynamak isteyen biri değildi.

Derin nefes aldım.


O ise bir kez daha bana bakıp duşa girdi.

Evet benim odamın duşuna.

Yerde bıraktığı çamurlu botların izine baktım.

Gidip kapıyı kapattım.

Bu saatten sonra konuşmama gerek yoktu.

O kendi yolunu çizmişti.

Ve ben bunun için Allah'a ne kadar dua etsem azdı.

Çatışmasını vurmasını öldürmesini yara almasını istemiyordum.

Aklım hep onda kalacaktı.


Elime kabloları aldım.

Gülümsedim ve kendimi yatağa bıraktım.

Banyodan duş sesleri geliyordu.

Bir süre sonra kapandı.

Ben de yatağa tekrar yatmış gözlerimi kapatmıştım.


Önce tertemiz kokusu geldi

Sonra yatağa yaklaştı.

Tereddüt etmeden yatağın diğer tarafına oturdu.

Banyoya kendi eşyalarından oluşan bir valiz bırakmıştı.

Ben bu konuyu hiç açmamıştım çünkü..


Neyse ayağından terliklerini çıkarttı ve yatağa girip kendi yatağıymış gibi yattı.

Yüzü bana dönüktü.


''Sen de mi uyuyamıyorsun?''dedi sakince.

Gözlerim kapalı cevap verdim.


''Vegastan beri.''

Bir şey söylemesine gerek yoktu.

O bu odadayken ya da kokusu bu odadayken yastığımdayken uyuyabiliyordum.

Onun dışında ona uyku denmeyecek bir eziyetle karşılaşıyordum.

Ve bu da beni deli bir adam haline getiriyordu.


''Sadece operasyondan önce dinlenmeye ihtiyacım var

Sen de çok yorgunsun.

Yarın bu iş  bitecek'' dedim.


Fakat o çoktan uykuya dalmış gibiydi.

Gözlerimi açtım.

Yorgana sımsıkı sarılmış kafasını yastığa gömmüştü.

Burnunu düzeltmişti.

Benimki kırıldığında nasıl düzelttiğini hatırladım.

Gülümsedim 


Sıyrılan elmacık kemiklerinden hafif hafif kanlar yastığa bulaşmıştı.

Gözlerimi açık tutmakta feci zorlandığım için direnmeyi bıraktım.


------------------------------

Ceylan.

Duştan çıktığımda her yerim titriyordu.

Kaslarım feci şoktaydı.

Bu üç aşamalı platolar bana oldukça ağır gelmişti.

Ama kaslarım oldukça açılmış gerilmiş ve uzamıştı.


Kapıyı açtığımda Oğuzu gördüm.

Açıkcası böyle çıkmamı beklemiyor gibiydi .

Ellerindeki kahve fincanları hafifçe titredi ve yere bir miktar döküldü.


''Asker senin yüzünden her yerim yanacaktı.

Böyle çıkılır mı be kızım.

Ya Selim olsaydı?''


Güldüm.

''Sabaha kadar yaşamazdı sanırım'' dedim dik dik gülümseyerek ona baktım.


''Orası da doğru da,şu hiç doğru değil'' dedi yutkunurken.


Evet biraz istemeden eziyet ediyordum.

Devam ettim.

Onu daha da delirtmek için iki elinde fincanları tutarken gidip boynuna sarıldım ve uzun uzun iştahla öptüm.

O kadar çok özlemiştim ki.

Ter ve biraz da erkeksi kokusu beni delirtmeye yetiyordu.

Kendi işkencemi kendim yaratmıştım.


Oğuzsa elinde iki sıcak kahveyle hem beni yakmamaya çalışıyor hem de öpüşüme karşılık vermeye çalışıyordu.


Dudaklarımı çeker çekmez beni göğsüyle ittirip elindeki fincanları masaya bıraktı.


Beni havlunun üzerinden sarıp kucağına aldı ve öpüşmemize devam ettik.

Saçıma sardığım havlu başımdan kayıp düştü.

Sert kolları kaburgalarımı sıkıştırıyor ve kendine daha çok bastırıyordu.

Bacaklarımı beline sardım

Bir koluyla beni tutuyor bir koluyla da bacaklarımı okşuyordu.

En son iki eliyle kalçalarımı sıkıştırdı ve sıktı.

Dudaklarımı parçalayacakmış gibi öpüyordu ve ben de tam olarak bunu istiyordum.


''Ceylan beni deli ediyorsun''dedi soluk soluğa.

Elleri şimdi de havlunun altından kalçalarıma ulaşmıştı.


Ve evet bu beni delirtmişti.

Hem de fazlasıyla.

Bu adam ne yapacağını çok iyi biliyordu

Yoksa bu dokunuşları beni bu kadar yakamazdı.

Her dokunuşunda ürperiyordum ve daha fazlasını istiyordum.

Hiç daha önce bu kadar yakınlaşmamıştık.

Kesinlikle çok iyi hissettiriyordu.

Vücudumun artık ona tamamen ihtiyacı vardı.


''Seni görmek istiyorum asker'' dedi boğuk bir sesle.

Bacaklarımı yere sabitledi.

Havlunun üstünden boynuma bir öpücük bıraktı.

Ve ben ürkek ellerimle havluyu çözdüm.


Havlu bacaklarıma düştüğünde yüzüne baktım.

Bir tepki vermesini bekliyordum.

İyi mi kötü mü?

Diz çöktü tam karşımda ve elleri havluya geri gitti.

Tekrar doğrulurken her santimetremi inceliyordu.

Yavaşça bedenime dokunmadan havluyu vücuduma sardı.

Ama ben titremeye başladım.

Ne düşündüğünü bilmek istiyordum.

Hiç bir şey demiyordu ve ben gözlerinden anlayacak kadar deneyimli değildim

Havluyu tamamen sardığında yüzümü ellerinin arasına aldı.

Dudaklarımdan sıkıca öptü ve bir homurtu çıkardı.


''Yemin ediyorum ki haftaya bu düğün olacak asker.''


----------------------------------------------------------


Barış.


Sabah gözlerimi açtığımda dinlenmiştim.

Gül'e baktım.

Daha uyanmamıştı.

Üzerinde bir gecelik olduğu belli olacak şekilde üstü açılmıştı.


Tövbe yarabbim diyerek içimden  üstünü sıkıca örttüm.

Kıpırdamadı ama vücudu kaskatı kesildi.

Gözlerini açmadı.


Beni ter basmıştı o yüzden üstüm açık kalabilirdi.

Gözlerimi tavana diktim.

Ne sikko şeyler yaşamıştım ve yanımda şuan yatıyordu.

Ve bu bana bok gibi hissettirmesi gerekirken...


Derin nefes aldım.

Sonra o sırt üstü yattı ve yorganın iki yanına ellerini çıkarttı.

Tavanı izlemeye koyuldu.


''Uykumda öldürmediğin için teşekkürler'' dedi anlam yükleyemeyeceğim bir tonda.

Gerçekten öldüreceğimi düşünecek hali yoktu ya!

Gerçi kafasına silah dayayıp sonra uçaktan atıp sonra da kurşunlara atınca biraz teşebbüsten öteye gidiyordu.


''Seni öldürürsem nasıl uyuyacağım geceleri?''


Kafasını kaldırıp bana baktı.

O an ne dediğimi anladım.


''Uyku tutmuyor ya ikimizi.

Onu diyorum kızım altında bir şey arama.

Vegasın yumuşak yataklarından dolayıdır.

Bugün yeni bir yatak aldıracağım ve bu iş kimse öğrenmeden bitecek''


Güldü hafifçe.


''Eminim çözersin problemini komutan'' dedi ama bana inanmış gibi değildi.

Yan dönüp yüzüne baktım.


''Neymiş sebebi sen söyle bakalım?'' dedim gözlerimi ona dikerek.

Bir bana baktı  panikle gözlerini tekrar tavana dikti.


''Bence hava değişimi''


Bu sefer ben kahkaha atıp sırtımı tekrar yatağa verdim.


''Tabi kesin hava değişimi.

Havalar çok değişti birden çünkü''


Gül sinirle söylediğim şeyin manasını anlamış,hızlı hızlı konuştu.


''Belki de yokluk çekiyordun.

Malum dağ taş.

Dişi sinek bile değerli.

Sonra da bensiz uyuyamadın !''


Kan beynime sıçradı ama bozuntuya vermedim.


''Hadi ben yokluk çekiyorum 

Senin önünde kocaman tugay var 

Sen neden gelip beni buldun?''


Gül ikinci golü yedikten sonra  toparlanamadı.

''Çünkü ilk defa bir erkekle yan yana uyumuştum.'' dedi zar zor.

Bi an kalkıp yüzüne baktım.

Ciddi olamazdı.

O ise hala ısrarla tavana bakıyordu.


''Tekrar söyle !'' dedim .


Üstünden yorganı attı  ve kalkmaya çalıştı.

Kolunu tuttum şimdi yüz yüzeydik.


''Söyledim işte duydun!

Alışkın değilim sanırım o yüzden böyle oldu.

Ya da ne biliyim kendimi güvende hissettim.

Seninle alakası yok yani kim olsa aynı olacaktım.

Ama çözmeye çalışacağım'' dedi parlak gözlerle bana bakarken.


''Nasıl çözeceksin?'' dedim kaşlarımı çatarak.


Omuz silkti ve elimden kurtulup kalktı.


''Başka bir erkekle uyuyarak?'' dedi en mantıklı çözüm buymuş gibi!


Uzanıp tekrar yakaladım kolunu.

''Kızım sen kafayı mı yedin 

Bilmediğin elin adamlarıyla uyuyacak mısın?

Ne yaparlar adamı biliyor musun sen!''


Şaşırarak yüzüme baktı.


''E siz bir şey yapmadınız komutanım?'' dedi.

Ben gözlerimle onu öldürürken devam etti.

''Sadece sarılıp uyuyacağız'' dedi uyanık bir gülümsemeyle.


Sadece sarılıp uyuyacağız yalanına kanan kızlar artık var mıydı?


''Bu tugaydan birisi asla ve asla olmaz!

Başka yerden de olmaz.''dedim düşünmeden konuşarak.


''Neden ?'' dedi ilgiyle.


''Ben nasıl uyuyacağım?''dedim en mantıklı cevabı söyleyerek.


Güldü ve şeytani bir parıltı belirdi.


''Benden yardım mı istiyorsunuz Barış komutan?''dedi.

Ama beni pençesine almasına izin veremezdim.

Elini sertçe bıraktım.


''Yok  ya da haklısın.

Mantıklı konuştun.

Başka biriyle denemek en iyisi.

Bugün birisiyle bunu ben de deneyeyim'' dedim.


Durdu,yutkundu.


''İyi de burada kimse yok ki?''


Gülümseyip yatağa geri uzandım.


''Yeni komandolar geldi İran operasyonu için

Ve ben bu işi görecek bir kaç kadın komutan tanıyorum.

Fikir için teşekkürler.

Yoksa sadece uykuyla yetinmek zorunda kalacaktım''


Yüzüme baktı.

Avuçlarını sıktı ve hızlıca banyoya girdi.


O banyoya gireli yaklaşık on saniye olmuştu ki Oğuz çat diye kapıyı açtı.


''Ulan ayı

Yavaş.

Kapıyı çalsana!'' dedim.

Bir gözüm banyoda.


''Ne var lan her zamanki gibi giriyoruz işte.

Sabah sabah tersten mi kalktın oğlum?'' dedi.


Ama çok da üzerinde durmadı.


''Bırak bunu,

Şu operasyondan sonra

Ceylanla evleniyoruz.

Yardımın lazım'' dedi ciddiyetle.


''Hayırdır  lan hamile mi yoksa?''dedim doğal olarak.


''Daha da kötüsü..

Hamile olmasını istiyorum''


המשך קריאה

You'll Also Like

1.2M 74.4K 66
İlk yalancının ilk yalanı, toprağa düştüğü andan itibaren, yatsıdan sonra yanan mum ona bebek gibi bakacaktı. Yalanın tohumu büyüyecek ve çiçek açaca...
51.9K 2.4K 20
Tesadüfen yolları kesişen avukat kızın ve askerin yaşadıkları zorluklar, aynı zamanda beraber geçirdikleri güzel vakitler... Kitaptaki olayların hiçb...
271K 14.4K 48
Alya özer (asil ) küçük yaştan beri ailesinin intikamı için yanıp tututuşur tam herşey bitmişken gerçek ailesi ortaya çıkar.
1.5M 88.9K 40
UYARI: hikayede 18+ sahneler, kan, vahşet ve birçok rahatsız edici öğe olacaktır. Rahatsız olanlar uyarı bıraktığım yerleri okumasınlar Serinin 1, 2...