SUÇLU +16

By tmyrtmyr

195K 5.3K 1K

Okuladan atıldığı için başka okula giden kızımızın hayatı sarpa sarar ve takıntılı bir piskopatın kıskacı alt... More

01.BENİ İYİ TANI
02.UFAK AKILLI
03.ÖZÜR DİLERİM
DUYURU
05.KAPALI KUTU
06. BAĞIMLI
07. ÜVEY EVLAD GİBİ
08. UFAK BİR OYUN
KESİT
09. KORKUYU HİSSET
HAYATİ BİR KONU

04.İNANDIN MI

15.8K 541 118
By tmyrtmyr

Multimedya: ALAZ SEÇKİN

Not: burnundaki halkayı yok sayın.





İçinizde olan acı ile yaşamak o kadar berbat ki hayatımda her gün ölüyorum.

Her şey bir yana birde aklımda olan Aras denen bir gereksiz vardı.

Ha oda bir yana yarın cici cici insanlarla yemek vardı.

Sıkıntıyla yana döndüm.

"Ne bok çuvalı bir hayat be." Dedim kendi kendime. Babamı başka bir kadınla düşünmek her ne kadar beterse bir ömür yanlız kalması da beterdi.

Gözlerimi yine yumarken gürleyen gök yüzü ile tekrar açtım gözlerimi.
Hep çok korkmuştum bundan. Birden etraf aydınlandı hemen ardından bir gök gürültüsü daha.

Yataktan kalkıp boydan boya cam olan pencereye yürüdüm.

Perdeyi tek hamlede bir kenara savurdum.

Yer yüzüne inen damlalara baktım.

Yere çalışmaktan başka çareleri yoktu...

Derin bir nefes alarak oflayarak geri bıraktım...

Çarem yoktu. Her şeyi anlatmak dışında. Sadece zaman az biraz zaman.

Sonra o kendini beğenmiş geri zekalı pis suçluya gösterecektim.

Perdeyi tek elimle kavrayıp çekeceğim sırada etraf tekrar aydınlandı elimdeki perde yana kayarken bahçeye dikkatle baktım. Orda biri vardı... Biraz daha baktım.

Yat zıbar Diyar...

Ya hayaldi ya gerçek. Ama bunu takmıcak kadar rahat bir insanım ben ne yapayım.

Sabah okula gitmek istemiyordum zaten o olanlardan sonra o okula adım dahi atmak istemiyordum.
Ama okuldan atılıp oraya mecbur bırakıldım.

Aşağı indiğimde babam yoktu. Fırsat bu fırsat yat uyu kızım. Tekrar yukarı çıkıp yatağa girdim.

Hayatımda en nefret ettiğim şey telefonun çalması.

***

Üzerimde olan borda elbiseye baktım. Gayet hoş gözüküyordu. Yandan bol bir şekilde ördüğüm saçlarımla tam olarak tatlı kız imajını yakalamıştım.

Ve karşımda babam vardı yaklaşık 12 dakikadır kadını ve oğlunu bekliyorduk adı neydi acaba.

Elimdeki bardağı bırakıp babamın beni her ay getirdiği yere baktım. Zorla getirdiği diye düzeltelim. Burası son derece kokoş bir yerdi. Her yerden asalet yerine yapmacıklık ve benim sahibim zengin der gibiydi.

Ve şu yakışıklı garson buraya doğru geliyordu. Maşallah gel.

"Efendim bir şey arzu eder misiniz?"

Senden bir tane. Bu çocuk burda harcanıyor arkadaş.

"Hayır kızım sen."

Bitmiş olan koca şişeye baktım can sıkıntısından su içip içip durmuştum.

"Su." Garson gayet çapkın bir şekilde gülümseyip başını olumlu anlamda salladı.

"Hemen efendim.''

Çocuk yanımızdan uzaklaşırken arkasından baktım. Vay vücudu on numara. Onu takip ediyordum ama bir yerden içeri girdi.

"Baba ne zaman gelirler."

"Birazdan."

En az 7 kes sormuştum ve hepsine aynı cevabı vermişti.

"Hah işte geldiler."

Sonunda bir an bu yerde kök salacaktım. Hoş henüz o kadının yüzünü görmeye meraklı değildim ama. Babam ayağa kalkıp elini uzattı şuan tam yanımda siyah hoş elbiseli kadın omuydu.

Başımı çevirip ona baktım. Doğal sarışın ve göz rengi bal kavonozunu andıran kadına baktım. Saçlarını sıkı bir topuz yapmıştı boyu benden uzundu. 40 yaşlarında bir kadındı. Ve gayet samimi gelmişti bana. Ayağa kalkıp kadına baktım. Bana elini uzatıyordu. Elini sıkarken.

"Ben Ayşen." Dedi gayet hoş bir sesi vardı.

"Diyar." Gülümsemesi genişlerken. Arkamda başka birinin varlığını hissediyordum. Arkamı döndüğümde şaşkınlıkla ona baktım. Tıpkı annesi dedim kendi kendime.

"Alaz."

"Diyar." İkimizde şok şuan.

Bunu hiç beklemiyordum. Ama şuan Aras'ın en yakın arkadaşı üvey kardeşim olmak üzere.

"Siz tanışıyor musunuz?" Ayşen ve babam aynı anda demişti bunu.

İkimizde onlara dönerken sadece derin nefesler aldım.

"Aynı okuldayız." Dedi Alaz. Benim dilim tutulmuştu resmen. Bu çocuk bir suçluydu. Ve babamın ...kadının çocuğuydu.

Sevdiği demeye dilim varmıyor.
Herkes yerine otururken tam yanıma Ayşen ve babamın yanına yani tam karşıma Alaz oturmuştu. Bu durumu onunla ayrı bir şekilde konuşmam gerekiyordu.

Hey kardeş oluyoruz belki bana yaptığı şeyleri söyler. Ve ben o zaman
kesin deliller ve vicdanım rahat bir şekilde şikayet edebilirdim onları.

Babam ve o kadın derin bir muhabbete dalmış gidiyorlardı. Alaz bana doğru eğildi.

"Annene ne oldu?" Başımı kaldırıp ona baktım. Birazcık yutkundum.

Bakışlarımı tabağa kitlerken.

"O öldü." Diye mırıldandım. Elimin üzerinde bir el hissedinçe masada duran elimi esir eden Alaz'ın eline baktım.

"Benimde babam öldü." Başımı olumlu anlamda salladım. Ve elimi çektim. Bana çelme takmaya çalışmıştı bunu unutmadım yani.

Yemeğin sonu evleneceklerinin haberi ile son bulurken Alaz ve ben. Aynen bitkin samuray güreşçisi gibi karşılamıştık durumu.

Karşı çıkmak istemiyordum. Nasıl olsa bunun bir gün olacağını biliyordum. Ve Ayşen denen kadın iyi biri gibiydi. Yani ne biliyim hani filmlerde olur ya 25 yaşında sürtükler zengin adamı nikah masasına oturtan onlardan biri de olabilir di.

Ama tek sorun şu ki Alaz.

Babam ve Ayşen biliyorlardı ikimizde onları gerçek ebebeyin olarak görmicektik. Babam benim babam, anne onun annesi.

Benim için babamın karısı ünvanından başka bir şey değil. Yani buda benim için pek bir şey ifade etmiyor. Alaz içinde babam bir şey ifade etmiyor gibi. Hatta bunu istiyor gibi bile değildi. Bende istemiyordum ama babama karşı gelemezdim. Bunca zaman hep bana yardım etti. Fazlasıyla yorgun ve evinde bir kadının ona sevgi beslemesine muhtaçtı.

Ama biliyordum. Babam bana bu yemeğin olacağını söylediği gece bile annem ve abimin resmine bakarak ağlamıştı her zaman ki gibi.

Babalar ağlar erkekler ağlar. Ama onların göz yaşını silecek biri her zaman yoktur.

Ayşen benle vedalaşıp ona zoraki karşılık verdikten hemen sonra Alaz'lada vedalaştım.

Babam onları kendi bırakmak istesemde Alaz beyimiz araba kullanabiliyormuş.

Bu üç idiot birlikte sınıfta kalmış anlaşılan ehliyeti olduğuna göre.

Eve yorgun argın gelmedim ama fazla düşünceliydim. Kim olmaz ki bu durumda?

Hah birde sinir Alaz var. Neymiş efendim garson çocuğu çok fazla kesmişim. Salak ya.

"Nasıl buldun kızım Ayşen'i?"

Harita ile.

"Normal insan işte baba." Babam bana ciddi misin kızım sen bakışlarını attı. "Baba bir insanı bir yemekte pat diye tanıyamam hem siz evlenme kararını çoktan almışsınız. Düğün zamanı bir davetiye gönder olsun bitsin. Ben yatıyorum."

Babam umutsuz vaka bakışlarına maruz kalmadan merdivenleri koşarak çıktım. Benden bu kadar o kadınla ben evlenmiyorum. Ayrıca en fazla iki sene sonra ayrı bir eve çıkmak gibi planlarım var belki üniversiteyi şehir dışında bile okuyabilirim. Hatta ülke dışı.

Üzerime pijamalarımı giyip yatağa doğru adımladım hava niye bu kadar soğuk cevabım şubat ayındayız ve 23 şubat benim doğum günüm.

Ve her zamanki gibi babamın aldığı pastayı üfleyerek geçireceğim bir doğum günü oluçak belki Ayşen ve Alaz'da olur diye düşünmeden edemedim.

Ay yok be.

Cama doğru gidip aralık olan camı kapattım. Etraf sessiz ve sakindi. Karla karışık kar yağıyordu. En sevdiğim şey kardı ve bu sene sadece bir kes yağmıştı.

Sıcacık yatağıma girip uykuya daldım.


***

"Alaz'a benden selam söyle." Olumlu homurtular çıkartıp arabadan indim. Sanki çok önemli biri gibi ona selam falan iletemezdim. Hele Aras'ın dibinden ayrılmıyorken.

Bir dakika burda bana neden postacı muamelesi yapılıyor?

Arabanın kapısını kapatıp okulun demir kapısından içeri girdim. Hava bulutluydu sanki hiç güneş doğmamış gibi. Kara bulutlar gök yüzünü kaplamıştı sert bir rüzgar vardı. Ve kar atıştırıyordu en sevdiğim hava tipi.

Tabikide tipi gibi yağan kardan sonra.
Ve aşırı yağmura bayılırım. Ama soğuk olmalı.

Okul kapısında içeri girdiğimde her kes ordan oraya gidiyordu. İlk giriş katta kantin ve 12. sınıfların bir kısmı bunun yanında 10 ve 11. sınıflarda vardı. Ayrıca müdür yardımcısıda burda bulunuyordu.

Ben geniş kısa kolidoru geçerek merdivenlere ulaştım. Ağır tempoda çıkıyordum zil henüz çalmamıştı.

Sınıfı kapısından içeri girdiğimde başıma dökülen yoğurt ve yumurta karışımı sıvı ile neye uğradığımı şaşırdım. Sınıftakiler gülme krizine girerken Eslem ve Araf sınıfta yoktu.
Arkadan bana çarpan kişiye hışımla döndüm. Araf şaşkın şaşkın bakarken Eslem eli azında koca gözlerle bana bakıyordu. Eslem'i biraz itikleyerek öne geçen Alaz görünce bir lanet savurdum. Sınıftakiler anırırken sinirle onlara döndüm.

"Kim yaptı bunu!?" Diye bağıran ben değildim. Alaz'dı heyt be.

Gaza gelme kızım.

İlk gün onun yanında oturmamı isteyen sarışın çocuk el kaldırarak ayağa kalktı.

"Ben yaptım Alaz." Dedi hala gülüyordu dingile bak.

"Sen yaptın öylemi." Dedim sinirle.
Çocuk tam önümüzde durup kollarını bağladı sanırım adı Yusuf Kaan'dı genel olarak Kaan dediklerini duyuyordum.

"Sen yaptın öylemi." Biraz oyun kime zarar. Çocuk sırıtarak başını salladı. Şuan onu öldürmüyorsam başımda olan ve saçlarımı tamamen örten bere yüzündendir.

"Bende seni farklı zannetmiştim. İyi birisin diye düşündüm ama neymiş senden bir cacık olmazmış." Sahte hüzün ve kalp kırıklığı. Bu kimde ise yaramaz ki? Alaz'ın havaya kalkan elini tutup indirdim. "Deymezsin."

Alaz'a tek kaşımı kaldırıp baktım. Ben bu çocuğu süründürmeden rahat bırakırmıyım. Ve şuan çocuktaki ani ruh değişimini göre biliyorum. Pişman gibi.

Bana doğru bir adım atınca sınıftan çıktım. Sinirle soludum. Resmen iğrenç bir şekilde yumurta ve yoğurt
kokuyordum.

"Eslem ben eve gidiyorum." Tabii bu halde nasıl gideceksem muhtemelen babamı arıcaktım.

"Ama nasıl?" Dedi Eslem üzerime bakarak.

"Babamı arıcam. 3. derse gelirim heralde." Eslem başını saklarken.
Araf yanıma gelip üzerimdeki sade yoğurt olan bir yere dokundu.

"Bu iğrenç bir şey. Ve herkes sana bakıyor.''

Evet bu her ne kadar rahatsız etse bile takamıyordum. Yumurta olmuştum.

Alaz kolumdan tutunca hemen geri çekti. Ah akıllı ben neden hala bu şeyi üzerimden çıkarmadım. Üzerimdeki montu çıkardım ve kafamdaki bereyi çıkardım. Ama okul eteğim ve botlarım berbattı. Bu durumda hala yumurta kokuyordu.

"Seni ben eve bırakırım." Alaz biraz centilmen olabilir ama buna cevabım. Hayır.

"Hayır babam gelir alır beni."

"Saçmalama babanı mı bekliceksin şu halde soğuktan kıçın donar."

Zeki değil bu çocuk.

"Okulun içinde beklerim. Kıçım donmaz."

Bilmiş bakışlarını attı. "Bu işe babanı karıştırmakta emin misin peki?"

Zeki işte. Çalışmıyor diyorum o sıra bir şey buluyor.

"Hadi çabuk o zaman."

Zaferle gülümseyip sınıfının önüne kadar yürüdü. Ardından içeri girdi.
Ama farklı bir kişi çıktı. Aras değildir o. Valla da o. Aşşalık düzenbaz.

Tam önümde durup araba anahtarlarını salladı.

"Ne o korktun bakıyorum."

"Senden korkan senin gibi olsun."






Aras'sız bir bölüm oldu. Ama bir daki bölüm bomba gibi geliyor.
Yorumlarınızı ve vetolarınız eksik olmasın.

Sınır 20 veto 15 yorum. Siz yaparsınız.

Birde birden fazla yb yorumu görmek istemiyorum. 😉😆😂😆😉🤣🤣😋😘😜😛😁😎🙈🙉🙊♥️♥️♥️








🌼🌼🌼🌼









Continue Reading

You'll Also Like

103K 4.5K 23
~Yeşim Deniz ~ Kendisi hayatını yaşıyor sanarken daha gerçek hayattı ile bile tanışmaması gerçeği fakat hayatı olan adam Alaz Karadağ onu 7 yıldır ta...
1M 60.9K 41
Ayağa kalkıp göz yaşlarımı sildim. Gözlerim son kez baktı ardından. Son kez seslendim adını. Bana öyle bir yara bırakmıştı ki, asla affetmeyecektim o...
1.8M 161K 81
Gök Dalaman. Yüksek anksiyete ve epilepsinin mahvettiği hayatında, yeni umutlar ve yeni deneyimlerle hiç tatmadığı bir şefkati tadacaktı. Baba şefka...
1.7M 100K 61
Ulaş: Ev alma, komşu al demişler. Işık: Öyle mi demişler. Ulaş: Öyle demişler. Alacağım seni kendime. Mecburuz.