SUÇLU +16

By tmyrtmyr

195K 5.3K 1K

Okuladan atıldığı için başka okula giden kızımızın hayatı sarpa sarar ve takıntılı bir piskopatın kıskacı alt... More

02.UFAK AKILLI
03.ÖZÜR DİLERİM
04.İNANDIN MI
DUYURU
05.KAPALI KUTU
06. BAĞIMLI
07. ÜVEY EVLAD GİBİ
08. UFAK BİR OYUN
KESİT
09. KORKUYU HİSSET
HAYATİ BİR KONU

01.BENİ İYİ TANI

47K 875 136
By tmyrtmyr

Okulundan haksız yere atılan biri nasıl olur sizce?

Berbat hissediyorum. Okulun kaltağı beni haksız yere suçlamış ve okuldan artırmıştı tabii tek başına değil götü yemez o kadarını, ailesi zengin olunca. Düşünüp sinirlenmicem.

İşte neymiş, merdivenlerden onu itmişim. O düşerken oradaydım hatta onu tutmaya çalıştım. Ama yalan söyleyerek beni okuldan postaladı.

Aşşalık sürtük. Bir insan 11. sınıfın ikinci döneminde atılır mı? Derslerim iyiydi kötüydü. Yani bazıları iyi bazıları kötü. Neyse boş verin onu...

Acaba bu okulda neler ile karşılacağım...

Ben Diyar YİĞİT

Annem 6 sene önce öldü. Yani ben 11 yaşındayken. Hemde kendi doğum gününde, hemde babasının cenazesine giderken.

Siyah filmli camı indirip okula baktım. Burası eski okuluma kıyasla daha büyüktü.

"Kızım," babamın sesi ile ona döndüm. "Bol şans." Deyip gülümsedi.

Ona yaklaşıp yanağını öptükten sonra gülümsedim. Bana kimsenin şans dilemesine gerek yoktu. Ben kimsenin altına kalıp ezilmem. Annem hep öyle derdi. 'Kedini ezdirme, ama merhametli ol'

Tabii annem ölünce merhamet bende kalmamıştı. "Merak etme baba." Diyerek arabadan indim. Okulun demir kapısından içeri girdim.

Hava soğuk olduğu için çoğu kişi içerde olmalıydı, dışarda olan bir kaç kişi ise içeri giriyordu.

Elimi montumun içine sokup bende okul binasına yöneldim. Hayır yani kolejden devlet lisesine düşmek ayrı bir olay.

Hiç bir kolej kabul etmemişti.

Ama emindim burda daha iyi arkadaşlarım olacaktı.

Belki daha kötü.

Bunları düşünürken birinin hayvan gibi koluma çarpması ile dengemi kaybedip sendeledim ama çabuk toparladım. Arkamı döndüğümde tatlı küpeli bir çocuk ellerini saçlarına atmış üzgün ve telaşlı bir ifade ile bakıyordu.

Arkasında olan iki kişi kahkaha atarak ama biri sadece sırıtarak bana bakıyordu.

"Afadersin ya." Dedi çocuk arkasındakiler göstererek. "Onların ayılığı."

Onlara tek kaşımı kaldırarak baktım.
Ardından omuz silkerek okuldan içeri girdim. İçerisi gayet sıcaktı, montumda olan ellerimi çıkardım. Şimdi müdür yardımcıları nerde?
Diye düşünmeye kalmadan hemen girişte olduğunu gördüm.

İlk önce kapıyı tıklayıp içeri girdim. İlk girişte bir tane masa vardı, ama boştu. Ve hemen onun karşısında ki bir başka masada oturan tahminen 35-45 yaşlarında karizmatik bir hocayla karşı karşıya kaldım. Saçlarının yanları kırlaşmış olsada saclarında pek bir döküklük yoktu, lacivert takım elbiseliydi.

"Buyur kızım." dedi gülen yüzü ile.

"Efendim ben okula yeni geldim."

"Aaa evet bir saniye."

Dedi ve önündeki bilgisayarda bir şeylere baktı. Sonra ayağa kalkarak.
"Hadi bakalım seni sınıfına götüreyim."

Başımı hafifçe salayarak hocanın önümden gidişini baktım. Bu adam iki metre falan olmalı.

"Okuldan atılma sebebini bilmiyorum ama öyle bir kız değil gibisin."

Evet okulun fahişesi beni okuldan attırdı. "Böyle bir şey olmıcağını eminim hocam.''

Hoca hafifçe dönüp başını salladı.
"Emin olma."

Hocaya arkadan baktım. Bu adam burda kavga çıkarmamı falan mı istiyordu.

En üst kata çıktık. Yapma bu katta dokuzlar olur. "Sınıfın 11/A okul numaram 278 tamam mı?"

Evet sınıfı söylemesen de görebiliyordum. "Peki hocam.''
Dedim hoca kapıyı açarak ders işlenen sınıfa direk girdi. Peki kabul ediyorum pek ders işliyor gibi değiller her kafadan farklı ses geliyor.

İnanmazca sınıf hocasına baktım. Buna nasıl katalnıyor.

Bizi gören her kes sessizleşti en son çıt çıkmıyordu. Etrafa tek kaşım havada şaşkınça bakarken, bana çarpan çocuğu gördüm. Nefesim kesilirken ona bakmayı sürdürdüm.

Bu tıpkı ölen abime benziyordu, bir insan nasıl bu kadar benzer. "İyi dersler çocuklar." Deyip ellerini birbirine vuran hocayla hafifçe irkilerek ona baktım. Bunu bir kaç kişi fark etmiş olmalı ki gülüştüler.

Hoca sınıfı terk ederken. Tekrar sınıfa baktım. Bir kızın yanı boştu diğer boş olanlar erkekdi.

Yaşlı saçları olmayan uzun boylu hoca ve muhtemelen coğrafyacı konuştu.
"Hadi kızım geç bir yere."

Sınıf tekrar eski gürültü haline dönerken bir adım attım. Duvar tarafında en arkada oturan sarışın çocuk, her kesin duya bilecegi şekilde, bana seslendi.

"Diyar, benim yanım boş gelsene."
Ah ben o çocuğa dalmışken beni tanıtmış olmalı. Sarı kafalı çocuğa küçümser bir bakış atıp. O çocuğun önündeki kızın yanına gidip oturdum.

Kız bana bakıp gülümsedi. Elini uzatarak. "Ben Eslem sınıfa hoş geldin." Ona gülümseyerek elini sıktım. Esmer beyaz tenli gayet tatlı bir kızdı, omuzlarına kadar gelmeyen kısa kalın dalgalı saçları vardı ve eminim ki doğal haliydi, iri kahve renginin tuhaf tonlarında olan gözleri, çok olmasa da dolgun renkli dudakları vardı, burnu tam yüzüne göre biçimliydi ne büyük ne küçük ve en önemlisi bu kızın yanakları vardı ona çok ama çok bir tatlılık vermişti, oturduğu kadarıyla fiziğide güzeldi.
Çok tatlı bir kızdı. Ve kendi halinde birine benziyordu.

"Diyar YİĞİT."

"Biliyorum." Dedi gülümseyerek.
Bu kısa tanışmanın ardından ders anlatmaya çalışan hocaya döndük.
Sesten hocanın sesi fazla duyulmuyordu. Bunlar bize şaka falan yapıyor olmalılar.

Oflayarak arkama yaslandım. Bu şekilde ders mi işlenir. Arkadan telefon sesi gelince hafifçe arkaya döndüm. O çocuk elinde telefonla sıranın altında bir şeyler yapıyordu.

Ve hoca bu tarafa doğru geliyordu.
Başını sıraya koyduğu için görmüyordu. Elimle omuzunu dürttüm. "Hey kalk."

Çocuk başını kaldırıp baktı, sanki ışık görmüş gibi gözleri kısıktı. "Hoca geliyor.''

Gülümseyerek baktı. Sonra ise omuz silkti. "Bir şey olmaz. Merak etme." Diyerek sıraya tekrar başını koydu.

Yanımda ders kitabında bir şeyleri fosforlu kalemle çizen Eslem'e baktım.
Kolunu dürttüm. Bana baktı gülümseyerek. Başımla çocuğu işaret ettim. "Adı ne?"

Önce arkasına baktı. Sonra ise sinir bir ifade ile. "Araf.'' dedi.

"Sevmiyor musun onu?"
Eliyle sus işareti yaptı.

Biraz yanıma yaklaşıp fısıldadı. "Ondan değil onun arkadaşlarını sevmiyorum."

Ah bu sabah bana gülen çocuklarımı diyordu. Başımı olumlu anlamda salladım.

Biraz arkama dönerek ona baktım.
Abimle hiç bir farkı yoktu sanki sadece küpesi yoktu benim abimin. Abimde daha 11. sınıfa yeni geçtiğinde ölmüştü. 6 sene önce. Acaba yaşasaydı nasıl yakışıklı olurdu. Çocuk başını kaldırdığında bir an göz göze geldik. Bana göz kırparak yerinden kalktı ve zil çaldı bu nasıl dakiklik arkadaşım?

Dersler curcuna ile geçerken, sürekli Eslem ile konuşmuştuk. Okulda belalı tipelerin oldunu söylemişti. Araf konusuna hiç girmedim. Ölen abimi hatırlatıyordu bana.

Öğle arasında zil çalınca Eslem'in teklifi üzerine kantine indik zaten açıkmıştım.

Eslem biri ile konuşurken ben sıraya girmiştim. Kantinden ne alsam diye düşünürken, Eslem'in bana seslendiğini duydum. Arkamı hızlıca döndüm ama birine çarptım ve elindeki kahveler üzerine döküldü. Allahtan kapşonlusu vardı da yanmamıştı.

Telaşla üzerine baktım. "Çok özür dilerim." Dedim tedirgin bir sesle.

"Ne yaptın kızım sen." Diye bağırınca yüzüne baktım. Bu çocuk sabah gülen çocukların yanında sırıtan çocuk. Kapşonlusunun fermuarını açıp çıkardı. Altında siyah dar v yaka bir tişort vardı. Yasak değilmi?

Elimdekini yüzüme doğru atınca kendime geldim. Ne yapıyor bu çocuk?

"Bunu yıkayıp yarın bana getireceksin." diye sinirle söylendi.

Yok daha neler, Bir adım yaklaşıp başını eğdi tam gözlerimin içine bakarak konuştu. "Yıka ve yarın 12/C 'ye getir."

Gözlerim beynim içindekileri yansıtsaydı hiç iyi olmazdı kafamda binlerce tilki dolaşıyordu. Kapşonluyu koluma asıp. "Peki." Dedim.

Çocuk geri giderek. "İyi." Dedi.
Eslem ve kantindeki pek çok kişi bize bakarken çocuk tek kaşını kaldırdı.
"Aferin Diyar."

Ona bakarken gözlerimi kıstım. "Sen benim adımı nerden biliyor sun?" Dedim sinirli bir sesle.

"Ben her şeyi bilirim Yiğit." Yaklaşıp kulağıma eğildi bu hareket biraz gersede. Geri çekilmedim, çekilip bana gülmesini istemiyordum.
"Çünkü ben Aras'ım." Geri çekilirken ona baktım bir an oda durdu. Bakışları dudağıma kayarken dudağının tek tarafı kıvrıldı.

Kantinden çıkıp giderken Araf ve yanındaki diğer iki kişi onunla gitti.
Bakışlarım Eslem'e döndü. Bu kantin neden bu kadar sesiz.

"İki tost ve, " Eslem'e döndüm. "Ne içersin?"

"Ayran." Başımla onayladım.

"Ve iki ayran."

***

Yatağımın üzerinde olan kapşonlu hırkaya baktım. Koyu lacivert kenarlarında beyaz kalın ipleri vardı.
Güzeldi, bunu bana vererek yazık etmişti. Ne zannediyordu ona itaat edeceğimi mi? Ah ben ve o kaba insana yardım etmek. Belki hatalı olabilirim. Ama o şekilde suratıma atmamalıydı.

Sessizce merdivenleri indim. Babam fazla zengin bir adamdı ve bu evde gitmeye üşendiğim odalar vardı.
Mutfağa girdiğimde elindeki hırkaya baktım.

Neden? Nasıl? Ne ara? Yaptım bilmiyorum. Ama kendimi hırkayı burnuma getirirken buldum.

Kendime engel olamadım yaka kısmını kokladım. Hafif deterjan koksada çok azdı, sigara ve parfüm kokuyordu ve derinlerden gelen tatlı bir koku vardı. Bu koku sigara ile karışmış ve mütiş bir cazibeye ulaşmıştı.

Kendime gelerek onu tezgahın üzerine serdim. Üzgünüm hırka sahibin bunu hak etti. Üzerine ayran devirdim, biraz keççap ve bol bol sirke. Leş gibi koktu be.

Hırkayı tanınmaz bir hale getirdim.

Ben Diyar YİĞİT.

Sabah uyandığımda, babamla sıradan rutin kahvaltımızı yapıp biraz konuştuk. Sonra beni 'okul' adı altındaki tımarhaneye bıraktı.

Okulun bahçesi bu sefer kalabalıktı zaten hava düne nazaran daha iyiydi.
Bankalarda oturan Araf, Aras ve ismini bilmediğim iki çocuğu gördüm.

Etraf fazla kalabalıktı ve sanırım burası gösteri için uygundu. Sabah biraz kurumuş biraz vıcık vıcık olan hırkayı kağıt bir poşete koymuştum. Hatta hediye paketine yerleştirmiştim.

Etrafa baktım şimdi tam sırası derin bir nefes vererek. Onlara doğru yürümeye başladım. Bunu görenler direk fısıldamaya başlamıştı. Bahçeye girdiğimden beri gözlerini bana dikmiş olan Aras'a baktım. Saçlarım rüzgarla biraz savruluyordu ve önü açık olan deri montum, siyah kısa etek, ince siyah bacaklarımı tamamen örten çoraplarım, beyaz gömleğim, tabanı yüksek postallarım şuan tam kötü kız gibiydim, sırtımda asılı olan deri çantayı düzeltip yürümeyi sürdürdüm.

Kollarını dizlerine yaslayan Aras hafif eğilmiş bir şekilde gelişimi izliyordu.

Arada mesafe bırakarak durdum.
Aras'a diktim gözlerimi. İki yanındaki arkadaşlarına bakarak ayağa kalktı.
Dibime kadar geldi. Öyleki ayakabılarımızın uçu birbirine değiyordu.

Elindekini yanımdan havaya kaldırdım. Araya girecek kadar mesafe yok. Elimdekine bakıp aldı. Bir iki adım geri gittim.

"Bak bakalım istediğin gibi olmuş mu?" Alaycıl bir şekilde konuşmuştum.

Aras hafifçe sırıtıp baktı. Gözlerimi arkada duran arkadaşlarına kaydırdım. İkisi sırıtarak bakıyordu.
Araf ise sanki yaptığımı biliyor gibi endişeli duruyordu. Elindeki paketi tamamen açıp hırkayı çıkardı.

Eline bulaşan keççabı gördüm. Ardından yüzünde ki ekşi yemiş ifadesi. Burnuna getirdiği hırkayı irenircesine yere atıp bana baktı.

"Bu ne lan?" Diye bağırdı. Arkadaşları ayağa kalkarken Araf oturuyordu, ikisininde şaşkındı hayır üçüde.

Yerdeki hırkaya bakıp bilmiyormuş gibi omuz silktim. "Senin hırkan."

Aras hızlıca mesafeyi kapatıp önümde durdu. Bu sırada hızlıca yerinden kalkan Araf'ı gördüm.

"Ne yaptın lan sen? Kimsin lan sende bana ders vermeye kalkarsın.

Ona doğru biraz eğildim.

Kısık bir sesle.

"Ben Diyar YİĞİT öğren bunu."
Deyip geri çekildim ona sırıtıp saçlarımı savurarak arkamı döndüm.
Onları geride bırakırken havalı bir şekilde okuldan içeri girdim. Şaşkın bakışları beni daha çok onare etti.

"Öğreneceğim ama sende Aras kim diye öğreneceksin." Arkama dönüp baktım. Hafif bir kahkaha attım.

"Seni kim olduğunu biliyorum kendi kümesinde kal." Deyip merdivenleri çıkmaya başladım.







Bol bol veto ve yorum bekliyorum.

SUÇLU 1. BÖLÜM.






Continue Reading

You'll Also Like

372K 25.9K 36
Çilek Alança Yıldırım mı yoksa Çilek Alança Saruhan mı demeliyiz? 17 yaşında tam bir neşe patlaması olan Çilek, ailesinin gerçek olmadığını ve küçük...
344K 9K 49
alev:OĞUZ BEN ASIK OLDUM!!! oğuz:YİNE KİME AMK????!! alev:acar'a oğuz: siktir!
5.7M 188K 98
Karan Haznedaroğlu. 27 yıldır her istediğini elde eden, sadece adıyla bile bütün kapıları açabilecek bir adam. Şimdi her şeyden çok istediği bir şey...
387K 32.5K 51
Texting ağırlıklıdır. (galiba) Dershanenin homof*bik serserisi Mete ve kalbi güzel sert oğlanımız Dorukhan arasında geçen pek de hoş olmayan mevzular.