Sokak Dövüşü

Autorstwa JulideZ

2.8M 145K 29.2K

Sağlam ve sıradışı bir hikaye okumak ister misin? Cevabın evetse bu hikaye tam sana göre. **** Tertemiz bir... Więcej

Bölüm 1 - Tanıtım
Bölüm 2 - Bad Girl
Bölüm 3 - Dövüş
Bölüm 4 - Küçük Deniz Kızı
Bölüm 5 - Tokat
Bölüm 6 - Zoraki Parti
Bölüm 7 - Kuaförcülük Oyunu
Bölüm 8 - Kendin Ol Yeter
Bölüm 9 - Ezik Mi, Havalı mı?
Bölüm 10 - Güven
Bölüm 11 - Okuldan Kaçış
Bölüm 12 - Katil
Bölüm 13 - Esir
Bölüm 14 - Kaçak
Bölüm 15 - Azim
DUYURU ÖNERİ KARAKTER
Bölüm 16 - Benim Yüzümden
Bölüm 17 - Dengeler ve dengesizlikler
Bölüm 18 - Ortaklık
DUYURU-karakter isim
Bölüm 19 - Pazarlık
Bölüm 20 - Benim Hikayem
Bölüm 21 - Asya
Bölüm 22 - Sakın Affetme
Bölüm 23 - Bir Yemek
Bölüm 24 - Eksik İşler
Bölüm 25 - Refakatçi
Bölüm 26 - Ring
Bölüm 27 - Mücadeleci
Bölüm 28 - Noktaları Birleştirmek
Bölüm 29 - Yüzyıl Koleji
Bölüm 30 - Asla Eskisi Gibi Olamaz
Duyuru
Bölüm 31 - Yalanlar ve Sırlar
Bölüm 32 - Küllerden Doğmak
Bölüm 33 - Kaybetmeden Yenilmek
Bölüm 34 - Kerem'in Annesi
Bölüm 35 - Seçimler
Bölüm 36 - Başka Bir Yerde Başka Seçimler
Bölüm 37 - Denize düşen Deniz Yılana Sarılırmış
Bölüm 38 - Katlanmak
Bölüm 39 - Vale
Bölüm 40 - Kulüp
Bölüm 41 - Planlar ve Süprizler
Bölüm 42 - Görevler
Bölüm 43 - Mektup
Bölüm 44 - Artık Bizdensin
Açıklama
Bölüm 45 - Çanta
Bölüm 46 - Hain
Yardım Eder Misiniz?
Bölüm 47 - Büyük Oyun
FİNAL PART II
Okurcanlara Not ❤️
Küçük Bir Duyuru 🤓
ÇOK ÖNEMLİ DUYURU

Bölüm 48 - FİNAL PART I

33.4K 1.7K 297
Autorstwa JulideZ

🔥🔥🔥Arkadaşlar hesabımın kontrolü bende değildi.

Zor günler geçirdim. O kadar sinirliydim ki attığınız yorumlara bile bakamadım. Bu bölümü yayınladıktan sonra bakacağım. Ama 1000küsür bildirim var, sizi çok seviyorum beee ❤️

Neyse hepsini atlattık diyelim. Bu konuda konuşmayalım. Önümüze bakalım. 👀

Sadece ben, benim yanımda olan herkese çok teşekkür ediyorum🙏🏼 Bir daha böyle bir şey olmayacak tüm önlemler alındı.

Sizi hasret kaldığınız bölümle baş başa bırakıyorum 😊






"Ama sana bir spoiler Ali." dedi saçlarını sertçe kavrayıp. "Öldürdüğün adam sıradan bir adam değildi."

Kerem'in cümlelerinin düşünmeme fırsat vermeden ite kaka önce ellerim sonra gözlerim bağlandı. "Ali-" diyebildim ama yeni bir baskı ağzımı da kapattı. Birileri beni kaldırıp ve taşımaya başlamıştı. Olaylar yetmezmiş gibi duyularım üstünde de hiçbir kontrolüm kalmamıştı şimdi. Yine de yapabileceğim tek şeyi yapıyor ve çırpınıyordum.

Sert bir şekilde bir arabadan içeri atıldım. Şimdi hiçkimse benimle konuşmuyordu. Yanımda biri var mı, yok mu ondan bile emin değildim. Ali neredeydi? Aynı yere mi gidiyorduk? Kerem ne yapıyordu? Kurtulmanın herhangi bir yolu var mıydı?

Araba çalışmaya başlayınca titrediğimi hissettim. Kulaklarımda sadece arabanın sesi vardı.

"Sese odaklan. Sese odaklan ve sakin ol." dedim kendime.

Uzun süre ilerledik. Araba sabit hızda ritmik sesler çıkarıyor ve sonsuzluğa doğru ilerliyor gibiydi. Birileri sinirlerimi kaşıyormuş gibi hissediyordum. Dayanılmaz kaşıntı sonsuza dek sürecekmiş gibi hissettiriyordu ama beklenmedik bir sarsıntıyla durduk.

Gözlerimdeki bağı çözdüklerinde loş bir evde olduğumuzu gördüm. Bulanık görüntüleri oturtabilmek için gözlerimi kırpıyordum ki Ali'nin tereddütlü sesini duydum.

"Anne?"

Odada başka adamların nezaretinde sandalyeye bağlı bir kadına çevrdim başımı. Orta yaşlardaydı, kısa koyu saçları vardı. Onu yolda yanımdan geçerken görsem bile tekrar tekrar dönüp bakardım çünkü Ali'ye inanılmaz derecede benziyordu.

"Anneyle oğulun büyük buluşması. İşte sayemde." dedi Kerem yavaş yavaş kadına ilerlerken.

Adamlarına işaret verdi ve Ali'yle ben yere çökmek zorunda kaldık.

"Ali..." dedi kadın ağlamaya başlayacak gibiydi.

Kerem elini beline attı. Parlak bir silahı kadının kafasına dayadı.

"KEREEEM" diye hayrkırdı Ali.

"Vaaaay terk etse de, kıçına tekmeyi bassa da annen yine de değerli demek. Ama birazdan geçecek sana teminat veriyorum. Şimdi Candan "hanım" konuşun bakalım!"

Kadın hıçkırmaya başlamıştı. Kerem silahla kafasını dürttü.

"Yaparken her şey kolaydı da anlatırken mi zor? Ben de anlatabilirim ama hayır oğlun senden duyacak her şeyi! Konuş!"

Şaşkın şaşkın Ali'ye baktım. O da olanları anlamaya çalışıyor annesine bakıyordu.

"Lütfen... Lütfen biz babanla birbirimizi sevdik... Aşık-"

Kerem kadının saçlarını kavradı.

"Babam için ne olduğun umurumda değil pis yaratık. Sen ve babam aşk dediğiniz salak şey yüzünden annemi mahvettiniz. Hayatı kaydı! Yaptığınız hiçbir şey yanınıza kalmayacak! Şu hayatta değer verdiğim tek şey ailemdi. Sen onu parçaladın! Şimdi konuşacaksın herkes her şeyi öğrenecek!"

Saçlarının bırakılmasıyla Candan hanım Ali'ye döndü göz yaşları akmaya başlamıştı. "Özür dilerim.. Özür dilerim Ali..."

"Kerem neyden bahsediyor? Bizi terk etmiş olmandan başka ne var?!" Diye kükredi Ali. Saçlarından aşağı akan, şaşaklarında gezip çenesine doğru kaybolan kan izleri parlıyordu.

"Çok gençtim... Çok cahildim... Üniversitenin ilk yılıydı Farukla o zaman tanıştık. "

"Bunu biliyorum. Babamla tanışma hikayenizi çok dinledim, bunları anlatma bana."

Kadından tuhaf bir hıçkırık çıktı yine. Ali onunla hiç konuşmamış gibi devam etti.

"Faruk çok iyi biriydi. Bana deli gibi aşıktı. Bunu bakışlarından, duruşundan ağzından hiçbir şey söylemese de tavırlarından anlıyordum. Ne desem yapar, ne istesem koşar getirirdi. O öyle biriydi, kimseye anlatamazdı. Ailesi de soyluydu, zengindi tam olarak evlenmek isteyeceğim cinsten bir adamdı Faruk, ama ben... Ben başka birini seviyordum...  Kimi kimsesi olmayan, çulsuz, asi, gözü kara birini... Asla evlenilmemesi gereken birini. "

"B-bunu-"

Ali yine konuşmaya çalıştı ama annesi izin vermedi.

"O da bana aşık oldu. Sonra... Sonra... Olmaması gerektiğini biliyordum. Geleceğim olamazdı onunla. Diğer yanda beni bekleyen Faruk vardı... Birini seçmeliydim ve ben de Faruk'la evlenmeyi seçtim."

"Annen yine her şeyi tüm tatlılığıyla anlatıyor Aliiii!! Kendini haklı gösteriyor. Annen Faruk'la evlenirken hamileymiş! Üstelik diğer adamdan!"

Ali açık ağzını ve bakışlarını annesine çevirdi. Candan hanım deli gibi ağlamaya başlamıştı, yüzü kıpkırmızıydı.

"Yani babam?" dedi zorlukla Ali.

Kerem, silahıyla tekrar Candan hanımı dürttü. "Ağlamayı kes ve devam et. Bak oğlun da heyecanlandı. Anlat dedim! Herkesi tek tek kurşuna dizerim yoksa!"

"Çok çok gençtim... Bab- Faruk'a söyleyemezdim. Seni aldırmayı düşünmüştüm. Hatta emindim. Ama baba- Ama Faruk öğrendi hamileliğimi ondan zannetti. Çok mutluydu. Sen doğarsın, büyürsün her şey unutulur zannettim. İyi bir aile oluruz dedim... Ama sen... Sen hep aramızda durdun Ali!"

Candan ağlamayı kesmişti yıllardır içinde biriken zehri atıyordu sanki.

"Sana her baktığımda geçmişimi hatırladım. Asla unutamadım gerçekten sevdiğim adamı. Hep yanlış seçimlerimi hatırlattın bana. Pişmanlıklarımı, vicdan azaplarımı... Uğursuz bir gölge gibiydin hayatımda! Biliyorum bunları duymak zor ama...

"Ahahah bu bana da süpriz oldu." Diye araya girdi Kerem. "Meğer annen seni hiç sevmemiş."

"Sevdim! Seni seviyorum Ali! Ama bana acı veriyorsun."

"Bunu duymak hoşuma gitti Candancığım." dedi Kerem. Silahı beline tekrar soktu ve Ali'nin başındaki adamlarına işaret yaptı. Kerem yanlarına ilerlediğinde adamlar sıkıca tutup kaldırmıştı Ali'yi.

"Bunu uzun süredir içimde tutuyordum. Şimdi izle!"

Kerem'in yumruğu Ali'nin sol yanağına çarptı ve sesi az eşyalı odada yankılandı.

Yerimden fırlamak için harekette bulundum ama beni de tutan bir sürü kol vardı.

"Yapma nolur!" diye inledi Ali'nin annesi.

Kerem yine ağlamaya başlayan kadına omuzunun arkasından bir bakış attı. Sonra gülümsedi ve tereddütsüzce Ali'nin kamurgalarına doğru başka bir yumruk attı. Boğuk bir ses duyuldu ama Ali hala

"Geberteceğim seni!" diye bağırdım sımsıkı kapalı dişlerimi zorlukla açarak. . Kerem eğlenerek vurmaya, Candan yalvarmaya devam ederken sanki ben orada yokmuşum gibi davranıyorlardı.

Kerem yorulmuş veya sıkılmıştı ki durup kollarını gerdi. Sonra Ali'nin saçlarından tutup yüzünü kendisine doğru kaldırdı.

"Anneciğin evden ayrılırken Faruk'a bir mektup bırakıp ve her şeyi anlatmış Ali'ciğim. Sanırım babanın sizi terk etmesinin sebebi de bu. Ah pardon baban dedim. Oysa gerçek baban bambaşka biri."

"Neden bunu yapıyorsun! Bu yaptıkların annenin durumunu düzeltmeyecek Kerem! Ali'nin bir suçu yok, bizim bir suçumuz yok!" diye kükredim sinirle.

"Sen hiç konuşma! Polislerle bir olup işlerimizi çökertmeye çalıştın. Senin biletini de keseceğim sadece sıranı bekle."

"Kerem bu şekilde hiçbir şey düzelmeyecek..." Dedim ama sakinleşemiyordum da. "...sadece... sadece seni inleterek öldürmem için sonunu hazılıyorsun!"

"Birileri inleyecek ama bu ben olmayacağım Deniz hanım." dedi ellerindeki kanı üzerine silerken. Bu hareket canımı bir anda inanılmaz yaktı. Benim sevdiğim insanın değerli kanı, canımın parçamın kanı Kerem pisliğinin ellerinde olmamalıydı. O böyle pis bir şeymiş gibi davranmamalıydı bu lekelere.

Gözlerimin karardığını fark ettim. Başım dönüyordu. Bakışlarımı Ali'ye çevirdim. Kötüydü ama daha kötüsünü de atlatmıştı. Sadece ona güzel bir şeyler söylemeliydim. Onu sakinleştirecek, onu rahatlatacak, ona umut verecek bir şeyler... Dişlerim kenetlenmişti, açılmıyordu. Ağzımı açsam ne söyleyebilirdim bilmiyordum. Her yer fazla kırmızıydı sanki. Ali'nin gözleri hariç her yer bulanık gibiydi.

"İyiyim ben. Geçecek hepsi!"

Başarmıştım. Her şeye rağmen konuşabilmiştim. Ali'ye düzgün bir şeyler söyleyebilmiştim.

"Beni dinle geçecek! Deniz nefes al! Deniz!"

Neden Ali'ye, Deniz diye hitap ettiğimi anlamaya çalışıyordum ki yüzümde bir soğukluk hissettim.

"Devam et ayılt şunu. Daha söyleyeceklerim bitmedi, yapacaklarıma ise hiç geçmedim!"

Kerem'in adamlarından biri yüzümü suyla yıkarken karaltılar azalıyor, olanları tekrar anlamaya başlıyordum. Ali kıpkırmızı dudaklarını tekrar oynatmaya başlamıştı ki Kerem bağırdı.

"Şimdi hepiniz susun! Konuşma sırası bende! Sen de ne ağlak kadınmışsın Candan, iki dakika kapalı tut ağzını."

Kerem herkesi susturduğunda yavaş ve geniş adımlarla üçümüzün arasında gezindi biraz.

"Şimdi..." dedi sakin sakin.

"Az önce öğrendiklerinizi benim yıllar önce öğrendiğimi düşünün. Bu ana kadar beni bekleten neydi sizce? Şşş tamam cevap beklemiyorum. Sizin salak beyinlerinizi bekleyemem. Sadece intikam dostlarım. İntikam... Anneme olanları görmek yerine en büyük işkencelere katlanırdım. Demek ki annemin başına bir şeyler gelmesi tüm o işkencelerden daha çok yakıyor canımı.  Yani bir insanı neresinden vurursanız yanar canı en çok? Sevdiğinden! Şimdi diyeceksiniz ki, bunu zaten biliyoruz. Candan'a zarar vermek için Ali, Ali'ye zarar vermek için Deniz elinde... Evet öyle ama bunlar gelişi güzel şeyler. Asıl planımın bu olduğunu düşünmek sizce de büyük hakaret değil mi şu sanat eseri beynime?"

İçimden küfür beğenmeye çalışıyordum ki Ali bir tane haykırdı. Kerem hızla ona döndü, sonra hepimizi şaşırtan bir şekilde çenesini nazikçe kaldırdı.

"Ali, ne kadar istediğini biliyorum ama sana  daha fazla vurmayacağım. Yani şey yüzünde yer kalmamış olması da bir sebep ama asıl sebebi bu değil. Sana bir daha hiçbir şey yapmayacağım çünkü zaten sen kendi kendine yaptın. Sana yaptırmak için uzun süredir çevrende dolandığım şeyi kendi isteğinle, salak sevgilinin planına uyarak yaptın."

Az önce beni ayıltan ve hala üzerimde duran damlacıklar bir anda buz kesti. Kalbim kulaklarımda atıyordu. Kerem her kelimenin üzerine basa basa bu kadar yavaş konuşmasa duymakta zorlanacağıma emindim.

"Bir adamı öldürdün Ali."

Cebinden bir fotoğraf çıkarıp Ali'ye doğru salladı.

"Hiç de sıradan olmayan bir adamı."

Candan bağlı olduğu sandalyede deli gibi çırpınmaya ve inlemeye başladı. Ali ve Kerem hala göz gözeydi.

"Öz babanı öldürdün Ali. İşte sana süprizim."

Candan'ın çığlığı kulaklarımı yırtıyordu. Kalbimi artık duymuyordum.

Zaman annemin öldüğünü söyledikleri andan bile daha yoğundu. Öyle yoğundu ki sanki odadaki herkesi boğuyordu. Ali donakalmıştı, tıpkı ciğerlerine oksijen gitmeyen biri gibi. Candan ise sandalyesiyle yere düştü ve peş peşe çığlıklar atmaya devam etti, tıpkı nefes alamayan bir balık gibi çırpınıyordu. Kerem gülüyodu, hepimizin oksijenini emdiği için kafası uçuktu.

"Ahahahah herkes çok etkilendi anlaşılan. İşte bir sanatçının en duygusal anı; arkasına yaslanıp sanat eserine baktığı an. "

Kerem'in sesi bedenimde öyle bir tiksinti oluşturdu ki titredim. Ve bir anda titreyerek kendi zaman fanusumu kırdım.

"SENİ ÖLDÜRECEĞİM! YEMİN EDERİM KEREM SENİ ELLERİMLE ÖLDÜRECEĞİM!"

"Sevgiline mi özendin küçük sürtük? Önce beni sonra da babanı mı? "

"AĞLAYACAKSIN! YALVARACAKSIN!"

Bütün bedenim titriyor ve deli gibi çırpınıyordum. Ama Candan gibi krizde falan değildim, histerik hareket etmiyordum. Ne yaptığımın farkındaydım. Hedefim tam olarak Kerem'in boğazıydı. Ellerimle kavrayacak ve saatlerce sıkacaktım. Sadece birkaç metre vardı aramda. Sadece birkaç metre ve beni tutan sayısız adam.

"Ahaha birileri yalvaracak ama ben değil." Kerem sabit boşluğa bakan Ali'ye döndü. Yüzüne alaycı bir tokat attı. "Çık şoktan çık! Daha bana yalvaracaksın!"

"KİMSE SANA YALVARMAYACAK!" diye haykırdım. "SENİN! SENİN DERİNİ YÜZECEĞİM!"

Kerem bütün özgüveniyle bana döndü.

"Hayır Deniz hanım. Birazdan sevgiliniz bana yalvaracak. Çünkü size yapacağım şeyleri engellemek için elinden başka hiçbir şey gelmeyecek."

Ali bir anda bakışlarını bana çevirdi. Şişmiş kanlı bir yüzden ne kadar okuyabilirseniz o kadar acılı ve çaresizdi.

Duruşumu hiç beklemeden ortaya koydum. "Senden korkmuyorum! Kimse sana yalvarmayacak!"

Gerçekten de korkmuyordum. Hissettiğim tek şey sinirdi. Kerem bir konuda haklıydı. İnsanın canını en çok sevdiğinden vurulmak yakıyordu. O benim sevdiğimin canını yakmıştı. Ben de ona kendi ellerimle acıyı götürecektim. Ne pahasına olursa olsun.

"Kerem!" dedi Ali dümdüz bir sesle.

"Aliciğim" diyerek Ali'ye döndü Kerem. "Yalvarma hemen başlamanı tavsiye ederim. Boş sözcüklerle bana zaman kaybettirme."

Sonra bir anda çevremizde bekleyen adamlarına döndü.

"Şu zırlayan kadını da öbür odaya götürün! Sinirimi bozuyor. "

Adamlar hala çığlıklarla karışık ağlayan Candan'ı sandalyesiyle kaldırıp bulunduğumuz odadan uzaklaştırdı.

"ALİ!" dedim gözlerinin içine bakarak. Ali ise gözlerini yumdu.

Kerem yavaşça Ali'den uzaklaştı, yine tüm özgüveniyle bir şey söylemek için ağzını açmıştı ki karanlık pencerelerden içeri doğru iki keskin vızıltı duydum.

Başımı çevirecek zamanı bile bulamamıştım. Sadece gözlerim vızıltıları takip edebilmişti. İlk gördüğüm şey evin şaşalı pencerelerinin yere dökülen camlarıydı. Sonrasında baktığım yerde ise her şey çoktan olup bitmişti. Kerem halısız döşemelerde boylu boyunca uzanıyordu. Gözleri hala açıktı ve sarı saçlarının arasında kırmızı röfleler vardı.

Bir anda odaya hem pencerelerden hem de kapıdan bir sürü insan girdi. Siyah giyen adamların çevresini lacivert üniformalılar sarmıştı.

"Hiçbir anlamı kalmadı! Teslim olun!"

İki tanıdık yüz gördüm. Tanıyordum ama kim olduklarını çıkaramıyordum. Esmer genç beni kendi başımın çevresinde dönerken yere düşmeden yakaladı. Güvende olduğumu hissettiğim kollara düşmeden önce kır saçlı olanın Ali'yi kucakladığını gördüm.

Bir şeyler yapmalıydım.  Bir şeyler yapmam gerektiğinden emindim. Şimdi, şimdi uzaklara gitmenin hiç sırası değildi ama o an seçim şansım olmadığını anladım ve sessiz karanlığın beni tamamen kucaklamasına izin verdim.




❄️❄️❄️Bölümün adı FİNAL part I çünkü 2.kitaba geçmeden önce buraya bir bölüm daha yazacağım. Final part II. 

❄️Orada 2.kitap öncesi öğrenmemiz gereken bazı şeyleri öğreneceğiz heheheh bugün yarın gelir o da. İsimler böyle çünkü aslında bir bütünler tek bölüm benim için bunlar.

❄️Siz bu bölüme yorumlarınızı bırakın efenim. Ve 2.kitaba da beklemeden başlıycam. Ondan da bölüm kaçırmamak için profilimden takip edin.

Veee YORUM istiyorum e artık bunu biliyorsunuz 😊😊😊

Czytaj Dalej

To Też Polubisz

1.6M 85.5K 47
En yakın arkadaşının hattını değiştirmesi sonucu, ona yeni numarasından mesaj atmaya çalışan Ada, aslında mesajı attığı kişinin bir yıldır hoşlandığı...
7.9K 593 12
Bir mafya düşünün bir çok insanı satın alıyor sonra bununla kalmayıp onların alacak-vereceklerini üsleniyor, amma nedense bir kişinin ismini tüm alac...
983K 61.4K 40
"Bana cehennemi yaşatmana rağmen, sen benim cennetimsin Meira." Fantastik değildir. DİKKAT! Bu kitapta cinayet, cinsel istismar, psikolojik ve fizik...
2.1M 133K 60
pabucumun bayboyu Ayşen: Ama senin gibi tiplerden hoşlanmam. Ayşen: Senin gibi tipler dediğim. Ayşen: Kötü çocuk gibi takılan. Ayşen: Zeki ve çalışk...