512

By cheesepeake

1.3M 69.3K 4.9K

''Adın ne?'' ''Ceylan yazıyor dosyada'' ''Onu demiyorum kızım gerçek adın ne?'' ''Gerçek adım yok benim kodum... More

512
Hot Mexico
Ramada part-1
Ramada part2(İHANET)
HUNTER
Jackass
Tekinsiz
Hunted
Kızıl
One night stand!
Şahin
Ölü İkizler
Aile
Honeytrap
Stalker
Kurtarma Operasyonu
O şimdi asker
Psikolojik Tahribat
Yalanlar Üstüne
Ceylan
Samanta
Kazı Asker!
Ateş
Güven Atışı
Siktir Lan
Keşif
Bir ihtimal daha var
Dağ
Pusu
İkimizi de öldüreceksin asker
Huzur
Devlet
Eski
Karanlık
Taş
Geri bas!
His
Dağ Ceylanı
Çatal
Sevda
Sivil
Delta Force
Koruma
The GodFather
Karar
Ada
Yemek
Baba
Test
Ekip
Oda
Karakol
Komutan
Madalya
Nişan
Oldu
Bayrak
Tanışma
Bitmediniz
Ölüler
Eski Defterler
Düşük
Bir
Her şey
Bilet
Dosya
Beklenmeyen
Yüzleşme
Boşver
Bu da mı gol değil?
İlk kavga
Tatil
Hazırlık
Görev
Gizemli Kadın.
Açılışa Doğru
Bay X
Acı aşk
Son akşam yemeği
Solo vs MrX
İz
Güç Savaşları
İstihbarat
İki kadın.İki adam.iki savaş.başlıyor.
Kasa
Hüküm
Ceylan vs Cateline
Hoşgeldin
Oyun Kurucu
Vegas'ta olan Vegas'ta kalır.
Açığa çıktık.
Gül
Beklenen.
Al bir de buradan yak.
Ava giden avlanmayı göze alsın.
Eski Dost Düşman Olmaz
Kasa-tura
Yüz 100
Güven kaybı
Biz bitti demeden bitmez
Adsız Bölüm 103
Arap baharı
Her Şey Vatan İçin
:)
Manipülasyon
İran
Hazır mısın?
Alev aldı buralar
Şehidan
Kartal
Jerma Betkar
Fena kesiğim sana
Ateş hattında bir ceylan.
Çözüldükçe düğümlendik.
117
Deniz taşkını
Geçiş

İlla gel beni öldür diyor bu kız

9.5K 464 64
By cheesepeake


Bu adama karşı zaafım ne zaman bitecekti ki.

Ya da hiç bitmeyecekti.

Onu bu iç konuşmamın kahramanı yapan da tam da bu özelliği değil miydi?

Şuan beni öpüşü.

Sakallarının kokusu.

Hani derler ya cennet kokuyor diye.

Cennetin kokusunu bilemem ama içimi yeşillendiriyordu.

Ve tabi ki ateşlendiriyordu.


Birbirinden ayrı kalmış hem de çok fazla özlemiş ateş ile baruttuk.

Öpüşürken nefes almak için durup 

Bu esnada gözleri hala birbirimizin dudaklarında olan iki aşıktık.


Yüzümü avuçlarının arasına aldı.


''Sana hiç dayanamıyorum asker'' dedi boğuk sesiyle.

İçimde ılık bir çikolata şelalesi aktı geçti.

Hafifçe gülümsedim ama onu rahat bırakmaya pek niyetim yoktu.

Kamuflajının yakalarından tutup kendime doğru çektim.

Böylece koltuğa uzanmıştım ve Oğuz üstümdeydi.


''Bu kadar etkili olacağını bilseydim daha önce atardım seni uçaktan'' dedi pis bir sırıtışla

Ve der demez kasıklarına sağlam bir tekme yedi.


Acıyla yüzünü buruşturdu.

Fakat kıyamayıp dudaklarına doğru doğrulup bir öpücük kondurdum.


''Kaybettin komutan,yanlış cümle kurdun.

Şimdi gidip askerlerimi kontrol etmem gerekiyor.'' dedim altından kendimi kurtarıp oturduğumda.

Fakat o daha farklı düşünüyor gibiydi.


''Özledim asker.

En azından bu gece seninle uyumalıyım.

Bu zaruri bir hal aldı.'' dedi koltuğa kendini bırakıp beni göğsüne çekerken.


Tatmin olmamıştım çünkü aklımda çocuklar vardı.

Tugay ne durumdaydı.

Şu Oğuz'un bahsettiği durumlar nasıl gelişmişti gelişecekti?

Biz ne olacaktık.

Nasıl bir plan izleyecektik.


''Ceylan!'' dedi sert bir sesle.

İrkilerek ona baktım.


Yorgun ve şefkatli gözlerle bana bakıyordu.


''Güzelim kafandaki bir milyon soruyu bırakıp

Tek bir amaca odaklanabilir misin?''


Omuz silkip gülümsedim

''Neymiş o komutan?''


Saçlarımı okşarken mırıldandı.


''Sonsuza kadar böyle uyuyup uyanmak ..''der demez nefes alış verişi derinleşerek uykuya daldı

---------------------------------------------

Barış.


''Az kalsın şeyh oluyormuşsun komutan'' dedi Orhan komutan gülerek.


Elimi kaldırdım.


''Komutanım hiç o konuya girmeyelim.

Zaten yeterince sinirliyim'' dedim.

Hayır bu kadar haberi kim yayıyor?

Kesin Altay piçi.

Lan oğlum senielime geçirirsem.


''Tamam tamam.

Çok yorgunsun aslanım biliyorum ama 

Şu listedeki isimleri yarın alıyoruz.

Aileleriyle birlikte hepsini alacağız.

Sorgularına belki Oğuz bizzat katılmak ister.''


Uzamaya başlayan sakallarımda ellerimi hafifçe gezdirdim.


''Operasyonu bugün yapalım

Şafakta.

Komandolardan adam ayarlarız 

Hatta Ceylanın timini kullanırız.

Bir de Yusufun timi var ikisini birleştirelim artık.''


Sıkıntıyla Orhan komutan masaya dirseklerini koyarak eğildi.


''Ceylan demişken

O nasıl.

Bu işlerin mimarı o biliyorsun.

Çok yürekli davrandı.

Bir de şu hemşire sandığımız.

Doktor muymuş ajan mıymış neymiş?''dedi.


''Komutanım bilerek yapıyorsunuz 

Vallahi yakışmıyor'' dedim sinirle.


Dudaklarının kenarları kıvrıldı.

Ben üstümü bilmez miyim!!


''Tamam tamam.

Oğlum ne yapacağız bu kızı.

Ceylanın babasının yanından ayrılmış.

O da tutturdu burada kalacağım diye.''


Allah Allah.

Yol geçen hanı mı burası.

Ajan yuvası mı?


''Gerçekten kalacak mıymış?

Ne demiş.

Yok yani nasıl kalır yasalara aykırı''


Aynen yasal değil.

Hadi Ceylanın babası güçlüydü kızı soktu.

Bu ne diye girecek.


Orhan komutan tekrar güldü.

Bu adam benim ta..ak geçiyordu.


''Burada yasalara uyan ne var oğlum.

Hem kızdan iyisini mi bulacağız.

Hem doktor hem hemşire hem ajan .

Daha ne .''


Yani oradan bakınca öyle de buradan bakınca durumlar hiç öyle değil komutanım

Bir an önce  gözümün önünden gitse de ben de aklım kafam beynim rahatça çalışabilsem.


''Ben de ona tugayda oda ayarladım.

Lojmanda kalmasın artık.

Sonuçta yarı askeri personel sayılır.

Bilgilerinden tecrübelerinden faydalanmak lazım.''


Ayağa kalktım.


''Komutanım bana müsaade.

Sizin sohbetin gidişatı belli.''dedim.

Başımla selam verdim fakat gülmekten selamımı alamadı.


Hızlı adımlarla bahçeye çıkıp cebimdekine sarıldım.

Derin bir nefes çektim.

Sanki günlerdir sigarasız kalmıştım.

Çok iyi geldi.


Altay gene serbest serseri stiliyle helikopteri indirdi yanıma geldi.

Kum torbası gibi bıraktı kendini.


''Ver bakalım bir fırt''dedi sigarama yapıştı.


''Oğlum hepiniz otlakçısınız

Gidin kendinize paket alın amk''dedim elimdekini ona verip yenisini yakarken.

Omzuma omzuyla vurdu hafiften.


''Onu bırak şimdi,

Şu benim hostes vardı ya.

Biz gelene kadar sığınağa, kaçmış.'' dedi gülerek.


Böyle bir şey birazcık imkansızdı.

''Nasıl kaçar lan.

Hadi kapıdan çıktı.

Yolu izi nereden bilecek?

Kurda kuşa yem olur.

Saklanmıştır o sen görememişsindir.''


Kafasını geriye atarak hayır işareti yaptı.


''Şu benim FX802 vardı ya.

Onu uçurmuş'' dedi derin bir nefes alırken sigaradan.


''Onu.

Hani senin şu bakmaya kıyamadığın 

Bize bile gösterirken titrediğin uçağı?''


Gülüyordu.


''Evet.

Onu almış gitmiş.'' dedi sakince.


Anlayamamıştım şuan peşinden ölüme falan gitmesi gerekiyordu.


''Lan sen kafayı mı yedin uçak gidince.

Şuan gökyüzünü taraman lazımdı''


Bana baktı.

''Mal mısın oğlum evleneceğim hatunu bulmuşum ne taraması.''


HAH!

Bi yarım akıllı daha


''Hiç akıl yok amk sizde.

Deveye diken insana siken yaranıyor zaten!''


O leyla leyla düşünceye dalmıştı.


''Ben gidiyorum Altay.

Sen de aklını başına al

Sabaha böyle saçmalıklar olmasın işimiz çok 

Şafakta operasyon var. ''


Yavaş yavaş odama ilerledim.

Vegastaki odadan sonra burası tam lağım çukuru gibiydi ama benim çukurumdu.


Odamın kapısını açtım.

Bir terslik oldu.

İçeri girmedim.

Koku.

Koku geldi burnuma.

Direği sızladı.


''Çık dışarı''dedim sessizce.

Cevap gelmedi karanlıktan.


Zor yolu seçmişti.

İlla içeri girip kolundan tutup çıkartacağım 


Hışımla ışığı açtım.

Yatağımda uyuyordu.


Hassiktir.

Kocaman bir hassiktir.


Lan şimdi bunun kokusu bu yataktan odadan nasıl çıkacak.

Allahım sen aklıma mukayyet ol !


Yoruldu tabi  kaç gündür.

Ajancılık oyna

Gel tabura askerlerle uğraş.

Küçücük bir şeysin zaten


Hayır neden gelip benim odam?

İstemiyorum kızım seni görmek.

Kaşını gözünü yüzünü gamzeni benini görmek zorunda mıyım.

Hayır.


Duşa gir Barış.

Sabah operasyon var.

İyi bir uyku çekmek için 10 saatin var.

Duşa gir ve uyu.


Son kez bakıp duşa girdim.


Kolumu kaldırıp saçımı yıkayacak halim yoktu.

Sonunda bittiğinde 

Belimde  havluyla kendimi koltuğun üzerine attım.


-----------------------

Sabaha karşı odamın kapısının çalınmasıyla uyandım.

Kafamı kaldırdığımda üzerimde bir battaniye vardı.

Yatağa baktım boştu.

Bozulmuştu.


Ayağa kalkmadan

''Kimsin'' dedim yüzümü buruşturarak.


''Benim komutanım Selim.

Tim hazır.''


Operasyon tamamen aklımdan çıkmıştı.


''Tamam asker on dakikaya geliyorum.

Oğuz komutanına haber verme.

Gerisi hazır olsun''


Yatağa doğru yöneldim.

Elimi koydum.

Ilıktı.

Selimin ayak seslerini duyunca uyanmış ve gitmişti.


Üstümü örtmüştü..


Lan bu kadınlar adamı çıldırtır diye boşuna demiyorlar.

Üzerimdeki havluyu fırlatıp üstüme kamuflajlarımı giymek için kalktım.



Hızlı adımlarla helikoptere doğru yürürken bir yandan da Selim bana listeyi vermişti.


''Komutanım,

İki gruba ayrıldık.

Listeyi de ikiye böldük.

Hepsini toplayıp geliyoruz bugün.''


Yürüyüşümü kestim.

İki gruba ayırmanın tek bir açıklaması olabilirdi.


''Oğuzla Ceylanın haberi oldu ve onlar da geliyor?''


Selim yüzünü buruşturdu.

Panikle durumu açıklamaya çalıştı.

''Yok komutanım.

Siz Oğuz komutanıma haber vermeyin deyince 

Orhan komutan da dedi ki o zaman

Deneyim''


''Uzatma asker söyle artık''


''Gül hemşire komutanım''dedi benden bir adım gerileyerek.


''Siz ne sikime hemşire

Hemşire diyor bir de!

Oğlum siz benim taşşak mı geçiyorsunuz lan.

Hem hemşire diyor hem!''

Yakasına yapışmıştım Selim'in!.


''Bırak askeri Barış.

Benim emrim!'' dedi Orhan komutan arkamdan.


Hışımla bırakıp komutana döndüm.


''Siz nasıl 

Nasıl bu kadar 

Hemşire diyor hemşire!''


Gözüm dönmüştü artık.

Bu kadar şaka olmaz.



''Kızın deneyimlerinden faydalanacağımızı söyledim.

Ceylandan ne farkı var kızın.

Duygusal problemlerinize de başlatacaksınız ha !''


Ceylanı kaç gün eğitti Oğuz.

Bu öyle mi.

Eğitilmez bu.

İnatçı keçi.


''Ama ..''


''Kes asker 

Emre itaatsizlik yapacaksan sen dur Gül gitsin operasyona''


Selim bir cesaret araya girdi.


''Hem birbirinizi görmeyeceksiniz komutanım.

Yusuf komutanın askerlerinin başında olacak.''


''Oldu!

Başka derdiniz var mı?

Çocukları ateşe mi atacağız.

Kızın kendine hayrı yok

Gözetim altında gitmesi gereken o!''


Orhan komutan tugaya geri dönerken


''Gül geliyor sen gereken ayarlamaları yaparsın Barış'' dedi ve sakin sakin gitti.


Ben Selim'e döndüm ateş püsküren gözlerle.


''Sen geç diğer time.

Aliyle Semih'e de haber ver onlar da timle gelecek.''dedim aklıma gelen en mantıklı çözümü söylerken.



Tugaya doğru bir adım atacakken Selim'in yakasına tekrar yapıştım.


''Bak koçum saniye saniye haber vereceksin.

Bir terslik çıkarsa gelme geri''


Selim sakince beni dinledi.

Emredersiniz komutanım diyerek yanımdan ayrıldı.

Ceylanın askeriydi Vegasta da iyi işler başarmıştı.

Güveniyordum çocuğa ama şuan  derdim başkaydı.


Tugaya girip Orhan komutanın odasına ulaştım.


Beni görür görmez elini kaldırdı


''Hiç başlama Barış.

Gidin adamları alın gelin.''dedi asık suratla


Ben hiç bir şey demeden masasının ortasını hizalayarak durdum.

Ellerimi belime koydum.


''Dosyasını istiyorum.

Gerçek dosyasını'' dedim sakince.


Orhan komutan gerindi.

Ellerini ensesine koydu.


'Ne öğrenmek istiyorsun asker?''dedi hafif gülümseyerek.


Ben de ellerimi arkada birleştirip cevap verdim.

Surat ifademden bir şey çıkartamayacaktı.


''Operasyona gittiğim adamı tanımak istiyorum.

Yusuf komutan da ve diğer askerlerde olanı biliyorsunuz komutanım.''


Gülümsemesi genişledi.


''Kız temiz asker gerekli araştırma yapıldı.

Ha illa bana bilgi lazım diyorsan

Gidip kendisine sorabilirsin''


Derin bir nefes aldım.

Diyecek bir sikim kalmamıştı.

Kapıya doğru bakış attım.


''Neyse komutanım bir gün siz de elime düşersiniz nasılsa''diyerek tugaydan ayrıldım.


Helikopterlerden biri havalanmış geriye sadece bizimki kalmıştı.


Sakin adımlarla Helikoptere bindim.

Bir dakika geçsin.

Sinirlenmemem için bir dakika.

Altay'ın yanına oturmuş.

Sanki operasyonu o yönetecek!



''Ya sabır!'' dedim sessizce askerlere döndüm.


''Liste belli.

Gidip teker teker alıp geliyoruz.

Konumları karışık.

Kimi evinde kimi otelde.

Bazıları intikaldeymiş.

İntikaldekilerden başlayacağız.'' elimdeki kağıda tekrar baktım.


Gül'e bakmadan Altay'a kağıdı uzattım.

İntikalde olan bir asker timimiz vardı.

Başlarındaki komutanı alacaktık.

Altay tugaya haber verdi.

İntikaldeki timin tugaya rahatça dönebilmesi için bir helikopter istedi.

Komutan bizimle gelecekti.


Altay o işi hallettiğinde ben tekrar askerlere döndüm.

Hepsi yere çökmüşlerdi ben de çöktüm.


Gül'e bilerek arkamı dönmüştüm.

Operasyonlarda dikkat dağıtıcı unsur istemiyordum ama böyle tam ortada durunca da yapacak bir şey olmuyordu.

Dün gece odama gelip uyuyan sen değil misin kızım?

Şimdi neden böyle dut yemiş bülbül.

Sabah üstümü örten?

Sonra hemen odadan çıkan.


''Komutanım?'' dedi çocuklardan birisi.

Dalmışım amk!

Operasyona beş dakika var dalmışım!


''Başlıyoruz'' dedim ayağa kalkıp.

Helikopter alçalmaya başlamıştı.


''Siz Helikopterin içinde kalabilirsiniz.

Adamı alıp geleceğim '' dedim.


Basitti.

İlk adamı alıp gelecektim.

Zaten adamın beni görünce yapacağı pek bir şey yoktu.

Görünce ellerini uzatıp kelepçelememi falan istemesi gerekiyordu.


Bu dağları tugaydan daha iyi biliyordum.

Kaldı ki rütbeli de beni çok iyi biliyordu.


Helikopter alçalmaya başladığında alacağımız tim rahatlıkla inmemizi bekledi.

Askeri helikoptere saldıracak halleri yoktu.

Henüz bir şeyden haberleri de yoktu.

Ben helikopter çok alçalmadan ip sallandırıp indim.


Komutanın önüne geldiğimde adam şaşırmış gibiydi.


''Hayrola Barış komutanım?

Helikopterden Bordo inecek kadar büyük bir sorun var da ben mi bilmiyorum''dedi ciddiyetle.


Gülümsedim.


''Sen söyle '' dedim elimdeki listeyi ona uzatarak.


Dikkatlice aldı.

Almasıyla yere düşürmesi bir oldu.

Korkuyla bana baktı.

Olayı anlamıştı.


''Kaçacak yerim yok değil mi komutan?'' dedi titreyen sesiyle.

Kaçınılmaz son dedikleri..

Gülümsedim.


''Valla dene istersen

Çünkü kan görmeyeli yaklaşık 24 saat falan oldu benim bünyem hassas.

Görmeyince dayanamıyor.''


Askerlere döndü baktı.


''Gidelim komutan'' dedi.


Helikopterdeki askerlere işaret ettim.

Adamı yukarıya çektiler.


Fakat ipten Gül aşağıya indi.


Kaşlarım istemsiz çatıldı.


''Sen niye indin ?''

Omuz silkti.

Gözlerimin içine korkmadan baktı.

Bunun eğitimini kimden aldıysan on puan.



''Altay sahayı gör dedi

Askerleri alacak olan helikopter gelene kadar etrafa bakacağım''


Tövbe Estağfurullah.

Altay

Ne diyeyim sana.


Askerler dişi sinek görse sulanacak.

Hepsinin gözü kızda.

Rütbesi yok kamuflajı yok.

Normal kıyafetlerle erkeklerin arasında.

Allah'ım sabır.


Neyse ki çok geçmeden helikopterin sesi duyuldu.

Askerleri bindirdik.


''Keşfin bittiyse tırmanmaya başla helikoptere'' dedim .

Dememle birlikte iki helikopter de havalandı.


''ALTAY!!'' diye bağırdım.


Bu çocuk ne sikime gidiyor!.


''Altay'a bağırma,

Ben istedim gitmesini.''


Gül?


Uyanayım artık.

Rüya olsun.


''Kızım sen ?

Sen deli misin?

Operasyondayız görmüyor musun?

Senin aklına uyan Altay'ın da !

Ne sikime burada kaldık  ?''


Ellerini beline koydu.


''Konuşmamız gerekmiyor mu?''


Ellerimi başımın arasına aldım.

Yoksa gerçekten kafatasımdan beynim uçabilirdi.

Bu kız beni çıldırtıyordu.


Lan hangi operasyonun ortasında konuşmamız lazım diye insan birini dağda taşta alıkoyar?

Kadından ajan anca bu kadar olur.


Konuşmamız lazımmış.


Lan ben playstation oynarım dersin konuşmamız lazım diye.

Mesaj atarsın dersin.

Ararsın söylersin.

Ya operasyonun ortasında söylenir mi?!


''Kızım sen kafayı yemişsin.

Gerçekten yemişsin bana da yedirdin.

İki hafta yanımdaydın ben de bak delirdim.

Delirttin.

Ne konuşması.

Bu saatten sonra ne konuşacağız?''


Gül sanki sıkılmışcasına


''Bitti mi Barış,

Çünkü gerçekten aramızdaki sorunları çözmek istiyorum''


Gözlerine bakma.

Bakmadan cevap ver.

Hah.


''Çözmek mi?

Aramızda bir sorun olamaz.

Çünkü ben seni tanımıyorum.

Hemşire Gül vardı bildiğim.

Bilmiyormuşum.

Her yaptığı yalanmış.

Hepsi.

İstisnasız.''



Gül iç çekti.

Lan bi an evlenirim ben bu kızla demiştim.

Öyle iyi eş rolü oynamıştı ki.

Kadın değilmisiniz amk.

Tatlı tatlı zehirlersiniz ruhumuz duymaz.


''Tamam öyle göründüğünü biliyorum.

Ama sizde nasılsa şu emir komuta zinciri bizde de aynı.

Ben Ceylanın babasının sözünden çıkamam.

Gizli görevde sırf ben istiyorum diye kimseye kimliğimi açıklayamam.

Çünkü seni de riske atmış olurdum.

Anlıyor musun?''


Sesimi yükselttim.


''Hayır anlamıyorum!

Beni mi riske atacaktın ondan mı korktun

Sen bunu külahıma anlat.

Bak ben senden açıklama falan beklemiyorum.

Neysen osun.

Ben güvenmekle hata ettim.

Sonuçlarına da katlandım bitti gitti.

Şimdi operasyona geri dönmek istiyorum.''


Pes etmeyecekti.

Yanıma yaklaştı.

Baya baya yaklaştı.


''Ne yapıyorsun kızım.

Sökmez bu saatten sonra ajan numaraların'' dedim omzundan tutup hafifçe kendimden uzaklaştırdım.

Bunun için kesinlikle irade ödülü ya da bilmiyorum bi bok verin çünkü bu kız çok güzel kokuyor.

Ve benim dayanacak gücüm biraz var 

Tamam gurursuz değiliz.

Kız bizi kandırdı.

Mal gibi saf kız temiz kız kapıldık.


Elini hafifçe kaldırıp çeneme koyana kadar işte bunları düşünüyordum.

İrkildim.

Elektrik verilmiş gibi oldum.


Ne yapmaya çalıştığı o kadar belliydi ki.


''Bu ne plan B mi?

Babacığınız eğer olmazsa benim yanımdan ayrılmış gibi görün

Barış'ın etrafında ol mu dedi?

Yeni deney faresi ben miyim?'' dedim bağırarak.

Şimdi gözleri kırgın kırgındı.


Bunun da eğitimini verdiklerine kalıbımı basarım.

Hep içimizdeki iyiliğe oynayarak kazanmadılar mı zaten.

Hep vicdan,şefkat ve diğer sikik temiz duygular.



''Biliyor musun çok aptalım!'' dedi  bağırarak.


Omuz silktim.


''Durmuş burada sana açıklamaya çalışıyorum.

Adamın ne kadar güçlü olduğuna dair en ufak bir fikrin bile yok.''dedi ciddi ciddi.


''O zaman şimdi neden çıktın?

Madem o kadar güçlü?

Hala korkmuyor musun?''


Gözlerini kaçırdı.


''Korkarak ve itaatle yaşamaktan bıktım.

Ölürsem de artık kendi isteğim şeyi yaparken ölmek istiyorum''


Güldüm.

''Bi anda hepiniz idealist oluverdiniz.

Yok sevdiğim iş,inandığım şey.

Yemiyorum kızım bunları.

Git başka kapıya anlat.

Beni inandırmak zorunda değilsin.

Orhan komutanı inandırmışsın zaten aferin!!'' dedim küçümseyerek.


''Sen var ya İğrenç adamın tekisin!'' diye bağırarak yerden taş alıp bana doğru fırlattı.

Aynen taş fırlattı.

Çünkü silahlar helikopterde kalmıştı.


Reflekslerim sayesinde ilk taştan kurtuldum.


''Kızım manyak mısın ne taş atıyorsun?''


Der demez ikinci taş da geldi.


Yavaş yavaş ona doğru ilerlemeye çalıştım.


En son taşı tam fırlatacakken avucunu yakalayarak durdurdum.

Başka zaman olsa belki tatlı bile gelebilirdi ama kafamı yaracaktı !

''Heey,sakin ol'' dedim hırçın gözlerine bakarken.


Ateş fışkıran gözlerle bana baktı.


''Gitmek istiyorum buradan hemen!'' dedi bağırarak.


''Kızım sen değil misin helikopteri yollayan?'' dedim elindeki taşı alıp yere atarken.

Ellerinin ne kadar yumuşak ve sıcak..


''Hiç böyle hayal etmemiştim'' dedi sessizce yere bakarken.


Çenesinden tutup kaldırdım.


''Ne hayal etmiştin?'' dedim gözlerinin içine bakarak.


''Bunu'' dedi..


Ve yüzüme öyle bir tokat yapıştırdı ki çenem yerinden oynadı.


''Beni bir daha bir yerden atarsan bu tokatı hatırla komutan!'' dedi 

ve ormanın içine doğru koşmaya başladı.











Continue Reading

You'll Also Like

582K 3.5K 3
Olaylar ve kişilerin hepsi kurgudur. Bir kız var doğduğu topraklara aşık, Bir kız var milletine aşık, Bir kız var bayrağına aşık, Ve yine bir kız va...
51.6K 2.4K 20
Tesadüfen yolları kesişen avukat kızın ve askerin yaşadıkları zorluklar, aynı zamanda beraber geçirdikleri güzel vakitler... Kitaptaki olayların hiçb...
1.2M 111K 45
~Bu kitap tüm zorluklara inat aşkından vazgeçmeyip aşkı için savaşanlara ithaf edilmiştir.~ -------------------------- "Aşk mıdır beni,sana bu kadar...
88.1K 5.3K 34
Bir suçlu ile mektup arkadaşlığı...