SEN SEVDA MISIN#wattys2016

By HiranurSnmez6

1.6K 264 70

Masal, kalbi ile aklı arasında savaş veren genç bir kızdır tek hayali ünüversiteyi bitirip minnetsiz bir haya... More

1.bölüm
2.bölüm
3.bölüm
4.bölüm
5.bölüm
6.bölüm
7.bölüm
8.bölüm
9.bölüm
10.bölüm
11.bölüm
12.bölüm
13.bölüm
14.bölüm
16.bölüm
19.bölüm
17. bölüm
18.bölüm
acil yardım

15.bölüm

51 13 2
By HiranurSnmez6

Mert'ten devam

İçimde aniden bir korku belirmişti. Sanki Kalbim sıkışıyordu. Hemen arabaya bindim. Masalı görmem gerekiyordu. Evine gittiğimde benden sonra evden çıktığını öğrenmiştim. Telefonla defalarca aramama rağmen açmıyordu. Melek teyzenin telefonundan da aramayı denedim ama cevap vermiyordu. Aklıma bir sürü kötü düşünce gelirken ayakta durucak mecalim kalmamıştı.

Eve gelmesini sabırsızlıkla beklerken geçen her saniye dakika benim içimden çekiliyor gibiydi. Oturup beklemekten daha acizce birşey yoktu. Saat çok geç oluca dışarı çıkıp gerekirse şehri talan edicektim ama oturmaya niyetim yoktu. Aniden melek teyzenin telefonu çalınca yanına koştum melek teyze konuşurken telefonu hızla elinden aldım masalın sesini duyunca nefes aldığımı hissettim. Onu alıcağımı söylememe rağmen kendi gelmekte ısrar edip telefonu yüzüme kapayınca çok sinirlenmiştim.

Bu nasıl bir işkenceydi bana nasıl hâlâ böyle soğuk davranabiliyordu. Onu nasıl deli gibi merak ettiğimi düşünemiyor muydu. Gelmemişti. Bekliyordum ama gelmiyordu. Geliceğini söylemesine rağmen gelmemişti. Telefonu kapalıydı. Şarjı bitmiş olabilirdi. Ya bu saatte başına birşey gelmişse diye düşünmekten kendimi alamıyordum.

En sonunda melek teyzeye mesaj atmıştı. Geç olduğunu bir arkadaşında kalacağını yazmıştı. İyi olduğunu en azından biliyordum. Sabaha kadar uyuyamamıştım. Sabah okula gittiğimde masalı bir çocuğun motorundan inerken gördüğümde gözüm dönmüştü. Masal beni farkedince hızla yanına gidip bileğinden tuttum.

Bütün gece neden telefonunun kapalı olduğunu onu merak ettiğimi söylediğimde sesimi yükseltmiştim. Masal sakin olmamı söylüyordu. Bu durumda  benden nasıl sakin olmamı bekliyebiliyordu motorundan indiği çocuğun kim olduğunu sorduğumda kolunu acıttığımı farkettim. Onu incitmek aklımın ucundan bile geçmezken bana neler yaptırıyordu.

Kolunu bıraktığımda bana şarjının bittiğini gece taksi bulamadığını ve motorundan indiği kişinin ona yardım ettiğini söyledi. Ben hâlâ sinirle solarken sakinleşmeye çalıştım en azından iyiydi. Masalı kendime çekip hızla sarıldım bana karşılık verdiğinde yaşadığımı hissetmiştim.

Benden ayrıldığında bir süre bana bakıp kahvaltı yapıp yapmadığımı sordu bu benim şu an düşüneceğim son şey bile değildi. Aç olmadığımı söyleyince bana okulu asmamızı teklif etmişti. Ona sorgulayan gözlerle bakarken yorgun olduğunu ve bana yemek yapıcağını söylemişti. Bu İki gündür duyduğum en güzel şeydi.  eve gittiğimizde melek teyzenin yokluğundan faydalanıp kanepeye yayıldım.

Yeterince yorgun ve uykusuzdum. Ama masal yanımdayken bunların önemi yoktu. Bana hâla piknikteki olay yüzünden kızgındı. Mutfağa gittiğinde arkasından gidip özür diledim ona sormadan herkese açıkladığım için en çokta okulda bilinçsizcede olsa onu incittiğim için beni affettiğini söyleyince hızla sarıldım.

Geri çekilmezsem vazgeçiceğini söyleyince  hemen ayrıldım ondan masal elindeki sebzeleri uzatınca şaşkınca baktım daha önce mutfağa girmişliğim yokken benden sebze doğramamı istemişti. Ona anlamadığımı söyledğimde onunla ilklerimi yaşamak isteyip istemmediğimi sordu. Hemen elinde bıçağı aldım. Masalın anlamadığı şey ben zaten bütün ilklerimi onunla yaşıyordum acısıyla tatlısıyla ama nasıl doğrayacaktım.

Ben bunu çözmeye çalışırken masal kahkahalarla gülmeye başladı. Ben neye güldüğünü çözmeye çalışırken o hâlâ gülüyordu. Neye güldüğünü sorduğumda ciddileşmeye çalışsada duramıyordu. Tuhaf olan şu ki bu gülüş acıtan bir gülüştü. Masal sanki gülüşünün arasında hüznünü saklıyor gibiydi. Aniden elimden bıçağı alıp biberler yerine soğan doğramaya başladı. Benim yanımda ağlamak istemiyordu.

Farketmemiş gibi davranıp bana verdiği talimatları yapmaya çalıştım tencereye su koymak gibi sorun şu ki ben ocağıda yakmayı bilmiyordu. Masal gelip tüpü yakınca yemek yapmayı öğrenmem gerektiğini aklıma not etmiştim.

Masalın bana hiç birşey anlatmaması günden güne zayıflaması dalıp gitmeleri beni mahvediyordu. Masal bana hiç birşey anlatmıyordu. Hâlâ aramızda duvarların olması beni çiledn çıkarıyordu. Masala bu halde olmasının sebebini sorduğumda bana hiç birşey anlatmaması beni çileden çıkarıyordu. Çay bahçesine götürdüğümde yine dalıp gitmişti.

Sorduğumda ise sonuç aynıydı. Masal merte  derdini  anlatacak kadar yakın hissetmiyordu. Olan bu...

Hesabı ödedikten sonra arabaya binmiştim. Bu defa masalın elini tutmamıştım. Arabada bana ona niye soğuk davrandığımı sormuştu. Soğuk davrananın kendisi olduğunu göremiyor muydu. Sakinleşmem gerekiyordu. Başımın içinde bir bomba vardı. Her an patlamaya hazır bir bomba masal arabadan inince ona neden bana bunu yaptığını sordum. Onun için ne ifade ettiğimi sordum.

Bunu zaten bildiğimi söyledi. Oysaki ne ifade ettiğimi bilmiyordum. Ondaki yerim neydi bilmiyordum. Tek istediğim beni sevdiğini söylemesiyken özel olduğumu söyledi onun için özelmişim.  Ve onu kısıtlıyormuşum. Ben masalı kısıtlıyor muydum. bu son söylediği gerçekten ağır olmuştu...

Arabaya bindiğimizde bütün yol boyunca konuşmamıştım. Okulun önüne geldiğimizde benden özür diledi. Ben onun özür dilemesini değil beni sevmesini istiyordum . Sözlerine devam ettiğinde bir süre birbirimizden uzak kalmamızı söylemişti. Ara vermeliymişiz beni incitmek istemiyormuş. Böyle yaparak beni öldürdüğünü bilmiyordu. Benim ondan ayrılabileceğimi nasıl düşünürdü. Ama bu masaldı.  mantıklıydı. Bunu  da düşünmüş olmalıydı.

Masal'a  gitmesini söylediğimde arabadan inip koşarak uzaklaştı. Gitmiyorum seni bırakmayağım  deyip  sıkıca sarılsaydı. Bana dünyada iken cenneti bahşetmiş olurdu... Ama sadece gitti. Yüreğimi yerinden söküp gitti...
******

Masal'dan devam

Sahilde daha önce mert ile oturduğumuz bankta oturuyordum. Mert in bana şarkı söylediği an gözlerimin önüne gelmişti. Ben onun sevgisini taşıyabilecek biri değildim. Bu hayatta kime bağlandıysam kime en bi sevdiğim dediysem beni bırakmışken kimseye bağlanamıyordum. Sevememek değil bağlanmaktı zor olan mert i tanıdığımda babamı kaybetmiştim.

Küçücük yaşımda ölümün ne kadar acı olduğunu ne kadar kötü bir şey olduğunu öğrenmiştim. Ama bunun acısını özledikçe daha iyi anlamıştım. Ölüm demek babamı bir daha görememek demekti benim için. Babamın sarılışını özlemek, kokusunu alamamak, gülüşünü görememekti.

Sonra kader karşıma mavi bakan bir çocuk çıkarmıştı. Soğuk mavi, ilk gördüğümde kaşları çatık  mert'i  tanıdığımda güldüğüm için  bana kızmıştı.  ona komik olduğunu söylediğimde odasından kovmuş olmasına rağmen gitmiş yatağına yayılmıştım. O görmesede ağlamak istiyordum.

Çünkü kader bana babam gibi mavi bakan birini göstermişti. O günden sonra ondan hiç ayrılmıyordum. Ona benim tek arkadaşım olduğunu söyleyip duruyordum.  Belli etmesede onunda benimle takılmak istediğini biliyordum. Gün geçtikçe ona daha çok bağlanıyordum.

İlk defa okula gideceğim zaman mert benden büyük olduğu için ayrı sınıflarda okumak zorunda kalıyorduk. Sınıfta hiç arkadaşım yoktu. Ve ben mert'i çok özlüyordum ondan hiç uzak kalmayı sevmiyordum. Bir kaç gün sonra sınıfa bir çocuk geldi hiç gülmüyordu, konuşmuyordu. Yüzünde mutluluğa dair hiç birşey yoktu. Onunda gözleri mavi bakıyordu.

Bu mavileri üzgün görmek istemiyordum. Onunla arkadaş olmak yüzünün güldüğünü görmek istiyordum. Bir gün sınıftaki çocuklar  kuzey'in annesinin ve babasının öldüğünü ona başkalarının baktığını söylemişlerdi. Onun için üzülmüştüm. Ölüm çok kötü bir şeydi. Onu anlıyabiliyordum. Çünkü bende babamı kaybetmiştim.

Bir gün kuzey'i tek başına otururken gördüm ağlıyordu. Yanına oturduğum için bana kızdığında bende babamı kaybettiğimi söylemiştim. Birden gözünde bir samimiyet belirmişti. Arkadaş olmak istediğimde kabul etmişti. Onu mert'e tanıştırmak için can atıyordum. Mert'in onu tanımak isteyeceğini düşünmüştüm.

Kuzey'ide alıp beraber mert'in yanına gittim. Mert bana şaşkınca bakarken ona kuzey'i tanıttım. Yeni bir arkadaş edindiğimi söylediğimde hiç birşey söylemeden beni arkasında bırakıp eve gitmişti. Böyle davranması beni üzmüştü. Ama ben yinede okul çıkışı mert'in yanına gittim.

Benim arkadaşım olmadığını, ve benimle oynamak istemediğini söyleyince yıkılmıştım. Ağlamak istiyordum. Koşarak eve gittim. Yolda kuzey'i görünce ağladığımı fark etmesin diye bana söylediği güzel şeylere gülüyordum. Benim onun tek arkadaşım olduğunu söylemişti. Onun gülümsediğini görünce bende gülmüştüm.

Ama çok üzgündüm eve gittiğimde bütün gün ağlamıştım. Babam gibi bakan birini  kaybetmiştim. Bana hiç bir sebep söylemeden arkadaşı olmadığımı söylemişti. O gün o kadar çok ağlamıştım ki babamı özlemiştim. Akşamı beklemeye başladım. Yıldız görmeliydim. Babamı hissetmeliydim.

Akşam olduğunda bulutlar her yeri kapladığı için tek bir yıldız bile yoktu. Bütün gün mert'i görmemiştim. Yıldız'da yoktu. Çok ağlamıştım. Annem sorduğunda yıldızları göremediğimi söylemiştim. O da zaten odama fosforlu kalemle yıldızları o zaman çizmişti. Ama tek sorun yıldızlar değildi. Ben mert'i özlemiştim.

Günlerce görmemiştim görsem  bile nasılsa artık  beni arkadaşı olarak görmüyordu.  Kuzey yanımda olduğu için şanslıydım. O da benim en yakın arkadaşım olmuştu. Ve mavi bakıyordu. Mavi'yi seviyordum. Bana iyi hissettiren tek renkti mavi kuzey'e alışmıştım bir an olsun ayrılmıyorduk.

Onu çok seviyordum. Sadece benim yanımdayken mutlu oluyordu. Benden başka hiç kimse onun bu kadar güzel güldüğünü bilmiyordu. Beni güldürmek hoşuna gidiyordu. Tüm hayatı benmişim gibi davranıyordu. Mert'i özlüyordum ama kuzey bana onsuz da gülebileceğimi öğretmişti. iki yıl kuzey ile ayrı geçirdiğimiz tek bir gün bile olmamıştı.

Bir gün aniden o da hayatımdan gitti. Son söylediği sözler ise beni bekle, bir gün seni bulucağım, beni unutma olmuştu. Onu nasıl unutabilirdim. Gidişiyle bende yara açan üçüncü kişi iken onu nasıl unuturdum. Bağlandığım son mavi'de beni bırakıp gitmişti. Her günüm onu özlemekle geçti. Ona beni bulacağı zaman tek bir şey söylemek istiyordum.

"Git daha önce nasıl gittiysen öyle git" gün geçtikçe herkesle arama mesafe koymaya başlamıştım. Artık hiç kimseyi sevmeyecektim kimseye bağlanmayacaktım. Artık inek bir öğrenci olmuştum. Tek bir hedefim vardı. Çok çalışacaktım ambulans doktoru olup başka babaların ölmesini engelleyecektim.

Hayatımda artık okul ve annem vardı. Babamdan sonra çok çökmüştü. Halit amcanın yardımı sayesinde evimizde oturabildiğimiz için  annem her ay kiracı gibi  para yatırıyordu. Halit amcanın hesabına hiç bir zaman borçlu olarak yaşamamıştı. Hayatında minnete yer bırakmadan çok çalışıyordu. Annem'in tek mavisi bendim. Bana her zaman  babam gibi baktığımı söylüyordu. Bundan mutlu oluyordu.

Annemin yeterince sıkıntısı vardı en azından bende çalışmalıydım. Artık genç bir kızdım. Mert'le küs değildik ama artık onun'la arama mesafe koymuştum. Artık hiç birşey eskisi gibi değildi. Bana çalışmamamı söylüyordu. O benim yanımdayken paraya ihtiyacım olmazmış ama bilmediği birşey vardı. Ben eski masal değildim.

Beni bırakıp gidebilecek herkesin kibarlığı  bana minnet'ten başka birşey hissettirmiyordu. Hiç iş bulamamıştım. Bulduğumda ise ilk günden saçma sapan bahanelerle çıkarılıyordum. Ama bugün bu iş benim için bir başlangıç olucaktı.

Ne kadar süre burda oturduğumu bilmiyordum. Ama güneş batmak üzereydi. Oturduğum banktan kalktığımda ayaklarım uyuşmuştu. Yürüyerek eve gittim. Yemek yemeden odama geçip kendimi duşa attım. Başım çok ağrıyordu. Banyodan çıktığımda gidip birşeyler atıştırdım. Ağrı kesici yiyebilmem için tok olmam gerekiyordu.

İlacı içip odama gittiğimde ışıkları kapattım. Yatağa uzanıp bir süre  yıldızlarıma baktım. Artık mavi'yi sevmeyecektim. Bana acı veriyordu. Mert çıkmıştı  hayatımdan onu sevdikçe kabuslarım ve acılarım tazeleniyordu. İstemiyordum hiç birşey aşk, sevgi, minnet ,gözyaşı  sadece mutlu olmak istiyordum .

Özgür olmak istiyordum hayatımda uzak durmam gereken şeyler aşk ve mavi'ydi. Onları uzaktan sevmek bana yetmeliydi. Yetmek zorundaydı. İnsanlar giderdi. Hele de sevdiysen kesin giderdi. Gözlerimi kapatıp kendimi uykuya teslim ettim.
 

lütfen oy ve yorumda bulunun fikirleriniz varsa söylemekten çekinmeyin... yeni bölümde görüşmek üzere....

Continue Reading

You'll Also Like

64.7K 4.2K 24
Beni özlediğinde yıldızlara bak.
65.1K 517 16
Şehvet ve tutku için aşık olmak mı gerekliydi?Atlas Kuzey bekarlığa veda partisinde hiç sevmediği bir kadına dokunarak aslında şehvet ve tutku için s...
947K 14K 55
Ne yani kendinizi ne zannediyorsunuz? İstemiyorum gerekiyorsa hem dersten bırakın , hem okuldan atın... Bu kadar asabi olunmaz didem , o çok konuşan...
515K 37.7K 16
Çimlerin kralı, Fenerbahçe'nin göz bebeği Kuzey Karahanlı. Hayatını kariyerine adamış, tek amacı daha da başarılı olmak olan bir adam. Buz patenine...