7.bölüm

109 14 6
                                    

Medyada mert var

Aşk, sevdiğinin yanında huzurlu hissetmek, ona sonsuz güvenmek midir sadece onun yanındayken özel hissetmekte gerekmezmi? Bu dünya da annen yoksa öksüzsüzsündür hep bir yanın eksiktir.

Ama baba olmayınca da bu dünyada kendini fazlalık gibi hissediyor insan hiç istenmeyen bir misafir gibi...

Eğer babam hayatta olsaydı. kimseye minnetim olmazdı. Mert' le arama ördüğüm duvarlar olmazdı. Ondan hoşlanmama rağmen ondan böyle köşe bucak kaçmama gerek olmazdı...

Bugün bir şekilde mert'le konuşmam gerekiyordu. Günlerdir ondan kaçıyordum. Artık böyle devam edemezdim. Bunu ne kendime ne de mert'e yapmak istemiyordum.

Okul için hazırlandıktan sonra okula gitmek için evden çıktım. Bu sabah okula yarım saat erken gelmiştim. Biraz tek başıma yürüyüp düşünmek istiyordum...

Derse girdiğimde hocanın anlattıklarını almıyordu kafam, kendimi bir türlü derse veremiyordum. Baktım olmuyor telefonu çıkarıp  Facebook'ta takılmaya başladım.

Dersten sonra herşeyi nihal'e anlattım. Başta mert'in duygularından ona bahsetmediğim için kızsada bunu önceden tahmin ettiği için çok üzerinde durmadı.

"Ne yapıcaksın şimdi?" nihal'in sorduğu soruya karşılık sesli bir şekilde nefesimi dışarı verdim. Elimde nihal'in elini hissedince yüzümü ona döndüm. "Kararın ne olursa olsun senin yanındayım tamam mı?" Nihal'in söylediği şeyle ona teşekkür edip sıkıca sarıldım. Ders zili çalınca birlikte sınıfa girdik.

Okul çıkışı mert'le konuşmaya karar vermiştim. Bu süre zarfında mert'i düşünmemek için kitaplarımı çıkarıp ders çalıştım. Ara vermek için başımı kaldırdığımda nihal ve ayda'yı göremedim.

Kantine gitmişlerdir diye düşünüp başımı sıraya yasladım. Birden önümde ayda ve nihal belirince başımı kaldırdım. İkisi bana bakıp gülüyorlardı. Bu tuhaf halleri bana garip gelsede ikisinin iyi anlaştıklarını görmek hoşuma gitmişti.

"Ne oluyor? kızlar kafanız mı güzel?"dediğimde nihal kolumdan tuttu. Anlamayan gözlerle nihal'e bakarken"gelsene masal sana bir şey göstericeğiz" dedi gözlerim ikisinin üzerinde gidip gelirken  "ne göstericeksiniz? birazdan hoca giricek sınıfa" dedim...

İkisi birden göz devirince pes edip ayağa kalktım. İkiside koluma girmiş beni spor salonuna götürüyorlardı. " ne oluyor kızlar? niye spor salonuna gidiyoruz? dedim...

Spor salonun önüne geldiğimizde ikiside kolumu bırakıp benden ayrıldılar. Ben şaşkınca onlara bakarken "bundan sonrası sende artık" diyen nihal'e sorgulayan gözlerle baktım. birden spor salonunun kapısı açıldı.

Ben salona adımımı atınca başımdan aşağı kırmızı güller döküldü. Salon karanlıktı. Ben ilerledikçe ışıklar açılyordu. Salonun ortasında durunca birden müzik çalmaya başladı.

Ne oluyordu. Burda bilmiyordum. telaşla müziğin geldiği yönü bulmaya çalışıyordum. Biraz ilerledikten sonra aniden beliren ışığa bakınca. Gördüğüm şeyle gözüm irice açıldı.

Mert elinde gitar bana bakıyordu. Gözlerini ayırmadan şarkı söylemeye başladı. Mert'in sesinin bu kadar güzel olduğunu bilmiyordum. Sesini bırak gitar çaldığından haberim bile yoktu. Düşüncelerimi bir kenara bırakıp bu anın tadını çıkarmaya başladım...

Umut yok bir ışık yok gözlerinde
Ben hala bekleyenim olsun
Ateş yok sıcaklık yok ellerinde
Ben yanarım aşkın sağolsun

Sen kapımı çalan sızım gir içeri
Herzaman başımın üstünde senin yerin
Dilim tutulur sözcükler uçarsa aklımdan
Benim güzel misafirim sen hep hoş geldin.

Sen sevda mısın yoksa yalan dolan
Püsküllü belam olup derde salan
Var bir yaşanmamışlık sanki özünde
Bemim içimde ukte kalan

Mert şarkıyı söylerken gözümden düşen damlalara engel olamadım. Mert sahnede şarkıyı söylerken bir an olsun gözlerini benden ayırmadı. Mert'in beni bu kadar sevdiğini hiç düşünmemiştim.

Sen sevda mısın yoksa yalan dolan
Püsküllü belam olup derde salan
Var bir yaşanmamışlık sanki özünde
Benim içimde ukte kalan...

Mert şarkıyı bitirince gitarı elinden indirdi. Ben gözümdeki yaşları elimin tersiyle silerken mert tekrar mikrofunu eline aldı.

"ben hayatımda ilk defa biri için elime gitar aldım ve şarkı söyledim. İlk defa okula gelmek benim için anlamlıydı. İlk defa birini özledim. İlk defa birinin ne düşündüğünü önemsedim. Masal seni yıllarca gizli gizli sevdim."

Mert'i dinlerken kalbim yerinden çıkmak için savaş veriyordu. Mert'in duygularını nasıl bugüne kadar görememiştim. Mert yıllarca beni sevmiş miydi?...

Mert elinden mikrofonu indirip bana doğru gelince nefesimin kesidiğini hissettim İçimde bir yerde hiç tanımadığım duygular beni esir almıştı. Mantığımı yitirmiş gibiydim.

Mert yanıma gelip elimi tuttuğunda gözüm elimdeki eline kaydı. Çenemden tutup gözlerini gözlerime mühürledi. Ve bu sözleri söyledi.

"Masal sen çok masumsun aşkı hiç tatmamışsın yaşanmamışlıkların seni korkutuyor. Ama bende senin gibiyim çocukluğumuzdan bu yana hep seni sevdim sana yaklaşan herkesten nefret ettim. Sana benim gibi bakan herkesi öldürmek istedim seni hep yanımda tuttum. Ama sen bunu hep minnet olarak gördün.

Sana olan aşkımı hiç hesaba katmadın. Hep bana karşı duyduğun hislerin aşk değilde minnet olduğu için kahroldum. Masal bana yaşayabilmem için bir şans verir misin? Masalım olur musun?"

Mert'in dudaklarından dökülen her bir kelime kalbime kazınmıştı. Gözlerimi ondan alamıyordum. Ne yapmam gerektiğini bilmeden sadece susuyordum.

Mert bana beklentiyle bakarken mavilerinden dökülmeye hazır olan yaşların sebebi olduğum için kendimden nefret ettim.

Bir şeyler söylemem gerekiyordu. Ama kelimeleri bir araya getiremiyordum. Bana umutla bakan bu adama ne demeliydim?.

Kalbimi mi? Yoksa mantığımı mı? dinlemeliydim. Mert'e sımsıkı sarılıp huzuru koklamak mı? yoksa şimdi bu kapıdan çıkıp bu aşkı yarım bırakmak mı? hangisi doğruydu?...

Sizden ricam lütfen bol bol yorum yapın. Ve oy verin.
Gelecek bölüme kadar sağlıcala kalın...

SEN SEVDA MISIN#wattys2016Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang