Harry metroyu görüş alanından çıkana kadar izledi, yalnızlığı ile yine baş başaydı. Birkaç tuzlu gözyaşı dudağına gelene kadar ağladığını fark etmemişti. Daha şimdi Louis'yi tekrar kaybetmişti ve şimdi onu bulmak imkansız gibiydi. Louis'yi son kez gördüğünü kabul etmeye istekli değildi.
O Louis'nin ne yaptığını en iyi bilen tek insandı, ama onlara gitmek için çom heyecanlıydı. Kumral adam korku içinde kendini tanıdık beyaz evin önünde buldu. Evin üstündeki yazılar parlıyordu, "Malik" ailesi yazıyordu.
Yavaşça kapıyı tıklattı. İstemsiz bir şekilde ayaklarını yere vurdu. Kapı açılırken duruşunu dikleştirdi, ve parlayan ciltli kahverengi saçlı kadınla yüz yüze geldi.
"Harry?" Kafası karışık bir şekilde sordu, birkaç kez eve doğru endişeli bir biçimde dönüp baktı.
"Zayn ile konuşmak için burdayım."
"Oh... İçeri gel." Emin olmadan söylüyordu.
Kumral hızlıca içeri girdi.
"Trisha biraz daha çay yapar mısın?" Girişten gelen tanıdık ses söyledi.
Harry kafasını kaldırıp baktığında ise ona şokla bakan ve tek olan Jay'i gördü.
××
SEVGİLERLE ××