Aşk ve Gurur (Amzeni) Tamamla...

By Ela_Gunes

124K 6.1K 4.3K

Mikail, kendini kaybetmiş şekilde İçindeki şeytanı susturamayarak Sevgi'yi, kendine doğru çekerek yumulmuştu... More

" Rüya"
Rüya_1
Rüya 2
"Rüyadan Uyanış"
3 . bölüm
4. bölüm
5. bölüm
6. bölüm
7. bölüm
8. bõlūm
9 . bölüm
10. bölüm
11. bölüm
Hastalıklı Beynin 'Son çırpınışı.
"derin uyku"
12.bölüm
13 . bölüm
Geçmişin İzleri
14 . bölüm
15 . bölüm
Amca ve yeğenin ilk buluşması
Kenan'ın, Kerem ile buluşması
DUYURU:
Gizem'in büyük plan'ı
"Orman"
"Günün Süpriz'i"
Gerçekler su yüzüne çıkıyor
29. bölüm
yalvarırım Sevgi! "affet beni "
Beklenmeyen Kötü haber
Misafir
Aslı ile Kerem
Karaoke
Annemin tek gelini
36.bölüm
Mutluluğa düşen gölge!
DNA'm "bozukmuş"
Mikael'in gözyaşları
Son demler
Kaybolan yıllar!
Yemek daveti
Yaşam ile ölüm arası
Uyanış
Final

2'nci büyük buluşma

1.6K 111 141
By Ela_Gunes

Kerem, çıkardığı kolye'yi  yüzünü buruşturup  acıyla, avucunda sıkmaya   başlamıştı.

Kenan'ın, aklına Serdar'ın, anlattıkları gelmişti. Yeğeni'nin bebek ken tutup sıktığı kolye'nin dönüm noktası olan gerçek soy ismini, almasına acı bir şekilde iç geçirmişti.

Gözleri yeğenindey di, onun düşüncelere daldığını hatırladıklarının iç açıcı şeyler olmadığını yüzünde beliren ,ve gözlerinin hafif buğulanmasından görebiliyordu. 

Kerem,  gözlerini kendisine bakan iki adama çevirerek anlatmaya başladı. .

"Bebek ken yurda bırakılan, terkedilip paçavra gibi yurt kapısına bırakılan.
kimsesiz ,annessiz,babasız, büyüyen ,Kolye de yazan ismim, doğduğum tarih den,  hariç başka bir gerçeği  olmayan  ben...

Boynuma, asılan kolye den anlıyorum ki beni, soğuk kış günü, yurdun kapısına bırakıp giden ailem, varlıklı insanlarmış ..Ailem'in varlıklı olduğu konusunda çok düşündüm. Çünkü, kolye'nin fiyatı dudak uçuklatan cinstendi.Sağ olsun yurtta  çalışan Ali amca,benim için kolyeyi sakladığını söyleyerek 18 yaşıma gelince kolye'yi  bana, vermişti .

Kolye'yi merak edip kuyumcu ya gösterdim, Merakla kolye'yi inceleyen kuyumcu  bana, elimdekinin çok değerli olduğunu, kıymetli özel taşlarla süslenip yapıldığını söyledi.Bunu boynuma takan ,annem,babam ,yada
başka biri, bunu bilerek boynuma taktığını  düşünüyorum .Sorun şu ki anlayamadığım, bu kadar varlıklı iseler beni neden ,yurda terketmişlerdi .Buna cevap bulamadım.

Zor  bir çocukluk,
yaşadım.Yetimhane de, büyümek inanın ki hiç kolay değildir. Kimsesiz büyüyen biri, olarak bunu yaşayan ben, yurda her koruyucu aile, geldiğinde bahçeye çıkar beni , görmeleri için kırk takla atardım.Kısmet olmadı, bir çok arkadaşım, bana, veda edip giderken, ben, her seferinde yalnızlığımla, kalıyordum.

Gece, korktuğunuz zaman yanınıza gelip

"Korkma çocuğum, hepsi geçti. Gel, aramıza geç uyu"
diyecek ne bir annem,ne de bir babam ,saçımı okşayarak beni,  sevecek,koruyacak, kollayacak,
sırtımı güvenle  dayayacağım biri, yoktu yanımda .

O kadar çok, yaşayamadığım.. hayellerim, eksik duygularım varki, bunları anlatmaya kelimeler yetmez.. ki anlatayım.

Umutla beni, kollayacak, sevecek,
koruyucu aile , bekledim.
Anne , diyeceğim bir kadın,
Baba ,  diyeceğim bir adam,
sıcak bir yuvam, olsun istedim.

10 yılım, beklemekle geçti. Murat Bey , ta ki bana burs verene kadar.
O an benim, için bir umut ışığının yandığını düşündüm.
Belki burs vermekten ileri gider diye düşünüyordum, fakat Murat Bey, fazla ileri gitmemişti. Menfaat olarak değil de , umut ışığı olarak düşünün bunu lütfen!
Umudum, sadece büyüyeceğim, sıcak bir yuva ,isteğiydi.

Madem bana, burs verdi deyip daha çok kitap okumaya,daha çok bilgi edinme yarışına girdim.
Yurtta büyüyen o çocuk gibi, olmak istemiyordum. Yaramazlığın dan dolayı ceza, alan. Önüne, geleni döven Cengiz, gibi olmayacak insanların benim hakkımda kötü
düşündürmeyecektim.

Kapılar  zaten kapanmıştı benim, için. Yıllar, su gibi akıp geçmişti artık, 18 olmuş, kendi ayaklarımın üstünde durmam gerektiğini biliyordum. 

Kara kara, ne yapacağımı düşünürken Murat Bey'in, bildirdiği teklifle mutlu oldum. Murat Bey'in, Avukat'ı, yanıma gelerek bana;

"Murat Bey, kalmanız için size ev ayarladı. Orda oturmanızı istiyor sizden. Hiç bir talepte de bulunmadı. Tek şartı : İyi bir meslek, edinip istediğini başarır sanız ,borcunuzun bu şekilde ödenmiş olacağını, eğer bu yükün altında kalmak istemiyorsa,  part time olarak yanında, yani şirketinde de çalışabileceğinizi  söyledi"

"Dünyalar benim, olmuştu sanki.
Murat Bey'in, yapmış olduğu inceliği iyiliği sorgulamadım hiç.
5 yıldır da, hâlâ  onun evinde kalıyorum. Biri, gelip te şimdiye kadar;

"Senin hâlâ burda ne işin var" demedi.Babanız, Kenan Bey, bulunmaz bir insan. Siz, beni, odanıza çağırdığınızda, hissettiğim korkuyu anlatamam size. Murat Bey'e , bir şey oldu sandım.Murat Bey'e, yurtay ken mektuplar yazdım. Yaptığı iyilikleri yazarak mektuba döktüm. "

Kerem, susunca Kenan, düşüncelere dalmıştı. Şaşkın olan Kenan ,yeğeninin, babasından, övgüyle bahsetmesini normal karşılarken, gerçeği öğrenince üzüntüden kahrolacağını biliyordu.

Kendisi de 3 gün önce babasının, mükemmel bir insan olduğunu düşünüyordu. Şimdi ise aksini iddia etmek kendisine acı verirken,yeğeninin de öğrendiklerinden sonra  kendisi gibi ,hatta fazlasıyla babasından, nefret edeceğine emindi.

Tek güvendiği dalı  babası, olan yeğenine, acıyla kıvranarak bakıyordu.    

Kerem'in, konuşmasıyla dikkatini ona çevirdi.

"Bana, umut kapılarını sonuna kadar açan Murat Bey 'in ,bana yaptıklarını unutup,nasıl nankörlük yapayım. Bana, sağladığı imkanlar sayesinde buralara geldim. Şimdi, ne isterdim biliyor musunuz?Kendimden, geçip  her şeyi unutmak. Sonra, uyanınca yeni bir hayata ailemle, birlikte uyanıp ,onlarla hayata yeniden  sarılmak isterdim"

Kerem, lafı bitince acı acı gülmūş, sonra kahkaha atmıştı. Vücudun da titreme hissetti. Odanın içi soğuk değildi, fakat Kerem, üşüyordu..

Ürpererek, başını kaldırıp çevresine bakındı. Nerde olduğunu unutmuştu anlatırken.

Kendisine, bakan şaşkın ve ūzgün gözlerle karşılaşınca, âdeta daha iyiymiş gibi kendisini zorladı.
fakat, buna da muvaffak olamayan Kerem, zorla tuttuğu gözyaşları akmaya başlamıştı.

Kenan, kendi içinde kahroluyordu yeğenini, izlerken.

Kerem'in, en son söylediği kelimenin burukluğunu yaşıyordu yüreğinde.

Acı acı gülüp ardından kahkaha atmasıyla , istediği şeyin imkansız olduğunu düşündüğü için bunu yaptığını anlamıştı.
İçinden;

"Keşke sana,  gerçeği şimdi söyleyebilseydim oğlum " diye içinden geçirirken Kerem,  hızla ayağa kalıp kafası önünde;

"Be..n,  .ger..çek..ten.. çok ..öz..ür.. dilerrrim .."diyerek hızla kapıya yönelmiş, arkasından kapıyı kapatarak dışarı çıkmıştı.
giderken karşısında oturan adamın ağladığını fark edememişti.....

Kenan'ın, gözü hâlâ kapıda öylece bakıyordu. Serdar , gergin ve ūzgün olan arkadaşının yanına oturdu.
Arkadaşı , bunun farkında bile değildi. Kenan, kendine gelince sır verir  gibi Serdar'a, dönerek ;

"Bugün yengem'in, yanına gidip ona herşeyi anlatacağım.
Babamın, yaptığını yapmayacağım.

Bana, onlar beni affettikten sonra söyle dedi, ama bunu şimdi yapmazsam, Kerem ve yengem de, beni affetmeyecekler.Onları, yeni bulmuş ken kaybedemem dostum.
Adres burda yazıyor, hadi kalk beraber gidelim "... 

"Dostum, tamam gidelim de sen, emin oldun mu ? Kerem'in , gerçek yeğenin olduğuna. Bir tek kolye'yle  emin olmadın dimi"

Kenan, yeğenini görünce emin olduğu için gülerek;

"Dostum, yengemi, görünce sende emin olacaksın merak etme, hadi gidelim artık."

   *****

Mikael ,Mehmet ve Fatma ya,
veda ettikten sonra arabasına, binerek  biraz ilerde durup park edip ,   Sultan hanım'ın ve Hacer hanım'ın, hastaneden çıkmalarını  bekledi. Sevgi'yi,  yalnız görüp konuşmak istiyordu.

Mikael, oturduğu yerde heyecandan duramıyordu....

______

Sevgi, annesine, sarıldı.Yorgun olduğu her halinden belli olan annesinin,  kalbini kırmadan ona nasıl

"Eve git dinlen" diyeceğini bilememenin çaresizliği içindeydi. 

Gözleri Hacer hanım'a, kaydı. Ondan yardım ister gibi bakınca Hacer , kendisini unutmuş olsada
Sevgi'nin, hâlâ ince  düşüncelerini kaybetmediğini kendisine bakan gözlerden anlamıştı.

Sevgi'ye, göz kırpınca  Sevgi, kulaklarına kadar kızarmıştı.

Onun tam olarak ne anladığını bilmiyordu. İçinden;

İnşallah benim yalnız kalmak istediğim düşüncesine varmaz"
diyordu.
Hacer, Sultan hanım'ın ,yanına oturdu yavaşça kulağına eğilip;

"Hanım'ım, çok bitkin ve yorgun gözüküyor sunuz.
Sevgiye, bir bakın size üzülerek nasıl da bakıyor.
Sizin , yanlış düşüneceğinizi sanarak konuşamıyor.
onu , üzmeyelim  hanım'ım,  o bize, gidin dinlenin demeden biz, gidelim en iyisi "

Sultan hanım, kızına, bakınca kızarmış olduğunu farketti.
Hacer'e, hak verdiğini düşünerek;

"Kızım Sevgim, biz, gidelim evimize artık. Sen de, uyu dinlen yavrum.Yarın yine gelirim kızım.
Ben çok mutluyum şuan, senin iyi olman beni çok mutlu etti.
Seni seviyorum kızım "
diyerek Sevgi'ye ,sarılıp öptü.
Sevgi de, Annesine, sarıldı.

Hacer hanım'ın, bakışlarından kendisini, anlaması onun kendisini iyi tanıyor olması Sevgi'yi , mutlu etmişti.
Giderken uzaktan ona  öpücük yolladı.

Onlar,  odadan çıkınca Sevgi, boşluğa düştüğünü hissetti.

"İnsanın, yakını olması kadar muhteşem bir şey daha yoktur herhalde" diyerek yorgunluktan bitkin bir şekilde kafasını yastığa gömüp düşüncelere daldı.

Hiç birini hatırlamıyordu, ama onların yaklaşımı kendisini mutlu hissettiriyordu kendisine.

Komşusu olan Mikael ,geldi aklına .Bakışların dan etkilenmesi Sevgi'yi, düşündürüyordu .Onun, gözlerine bakınca beyninden geçen görüntülere anlam veremiyordu.

İçinden;
"Acaba her şeyi unutmadan önce aramız da bir ilişki var mıydı.?"

Mikael'i, düşününce bedenine sıcaklık  bastığını hissedince, üstündeki örtüyü üstünden atarak yatağında doğruldu.

Uykusu, yoktu .Kalkıp dolaşmak istediğini düşünüp yataktan kalkmaya yeltendiği sırada odasının kapısı açılmıştı.

Mikael, korkarak Sevgi'ye, doğru koşup ona engel olmuştu.

Sevgi,beline dolanan ellerle olduğu yerde kalakalmıştı.
Kafasını kaldırıp bakınca vücudunda alevler yükselmişti.

Etkilendiği  adam karşısında durmuş kendisine bakıyordu.

Ayaklarının uyuştuğunu ,kalbinin, deli gibi attığını hissediyordu.
Etkilendiği adamın, kendisine, bu kadar yakın durması yüzünde beliren kızarıklığa neden olurken
Mikael, onun sinirlendiğini düşünerek;

"Yeni çıktın komadan, vücudun 2,5 aydır  hareketsiz kaldı, tek başına kalkman hiç doğru değil"

diyerek Sevgi'yi , yatağa yatırıp arkasındaki yastığı düzeltip oturması için yardım etti.

Sevgi ,robot gibi hareketsiz kalmıştı. Mikael'in, kokusuyla başı dönünce yastığa dayadı başını.

Mikael,  ona yakın olmanın verdiği mutlulukla söze başladı.

Sevgi'nin, yatağının kenarına oturdu.

Sevgi, şaşkınlık içinde Mikael'e, bakıyordu .Bu kadar yakın olması, için aralarında, bir şey geçmiş olmalıydı diye düşünürken Mikael;

"Sevgi ,biliyorum şuan şaşkınsın.Senden, ricam lafımı kesmeden beni dinlemeni istiyorum. Seni,  yalnız görebilmek için dışarda bekledim saatlerce...

Şimdi , yanındayım izin verirsen  konuşmak istiyorum seninle !"

Sevgi , kafa sallayarak onaylamıştı Mikael'i .Merak ediyordu anlatacaklarını..

Mikael , onayı alınca öne doğru eğilip Sevgi'nin, gözlerinin içine bakarak;

"Senden, özür dilemek ve beni, affetmeni istiyorum.

Seni , düşürdüğüm durumdan dolayı büyük bir pişmanlık yaşadığımı sabaha, kadar senin, iyi olman için senin, için dua ettiğimi bilmeni isterim. "

Sevgi ,tam konuşacakken Mikael;

"Lütfen soru sorma!"
diyerek devam etti.

"Seni, çok istiyordum. Bu yüzden plan kurdum, ama bu plandan büyük bir pişmanlık duydum ve hâlâ duyuyorum.

"Senin, bana attığın tokadın ardından, yapmış olduğum hatanın büyüklüğünü fark ettim.

Hatırlayınca, belki beni, affetmeyeceksin.Ama şunu bilmeni isterim ki Sen ,beni, affedene kadar seni ,sabırla bekleyeceğim.!!!"

Sevgi, karmaşık duygular içine girmişti.
Karşısındaki adamın, ne yapmış olduğu hakkında hiç bir şey hatırlamıyor,  ne yapmış olabilir ki şimdi kalkmış  kendisinden af diliyordu.

Merakla ağzını açmıştı, işaret parmağın dudaklarına deymesiyle susturulunca çaresiz kabullendi durumu.

Karşısındaki adam, konuşmamak ta direniyordu . Bu yüzden soru sormasına mâni oluyordu.  

"Şşşt yorma kendini, seni, merakta bıraktığım için özür dilerim, ama bunu sana ,uyandığında söylemem gerekiyordu. "

"Bir daha lütfen kendi başına yalnız yataktan kalkmaya çalışma.
Düğmeye bas yardım çağır "

Lafı bitince eğilip yapmak istediği şeyi yapıp Sevgi'nin, yanaklarına öpücük kondurmuştu.  
Heyecandan nutku tutulan Sevgi, konuşamıyordu.   İleri gittiğini düşünen Mikael;

"Af edersin kendimi tutamadım.
özür dilerim şimdi , gitmem lazım"

diyerek kapıya doğru yöneldi.

Sevgi'yi,  arkasında şaşkınlık içinde bıraktığı için kızıyordu kendine,
ama ilerde "hatırlamadan önce neden gelip ben uyandığımda bana , hiç bir şey söylemedin.
Benden , gelip özür dilemedin" demesinden korkuyordu..

****
Zile basan Mikael, kapıyı açan annesinin ,asık suratına bakarak ;

"Sultan'ım, güzelliğine gölge düşmüş. Hayır dır, bu ne  surat.
Oğlunu, böyle mi karşılıyorsun.?"

"Aslan'ım, bakıyorum da pek neşelisin. Yalnız burada dişi bir Kaplan, pençesini çıkarmış seni bekliyor. Yazık şimdi bütün neşeni mahvedecek."

Mikael,sinirle "Kim miş o dişi kaplan, anne.? "

"Gizem, burada oğlum, seni, sordu yok dedim. "İyi  madem, ben, içerde beklerim o zaman". Dedi terbiyesiz. Oğlum, uzak tut şu kızı, bu evden, kendinden. Sevmiyorum bu kızı . Söyle bir daha gelmesin evime "

Mikael ,sinirden homurdanarak;

"Tamam anne, sen, merak etme söylerim ona ben ."

diyerek kendisini bekleyen Gizem'in,  yanına salona gitti .

Mikael'in, geldiğini gören Gizem, heyecan ile gelip kollarını Mikael'in,  boynuna dolayıp Mikael'i , öpünce artık bu durumdan midesi bulandığını ,karşısındaki kadının, bunu anlamamak için mücadele ettiğini görerek sinir olunca,
onunla kesin onun anlayacağı dilde konuşmaya karar vererek önce ,boynuna dolanan kıskaçları sert bir şekilde çözüp onları itti.

Sert bir ses tonuyla;

"Burada ne işin var?  bu kadar aptal olamazsın değil mi?
İstenmediğini  bile bile sana aşık mışım gibi davranıyorsun?"

"Senin , amacın nedir Gizem. Sıkıldım artık senden ve şımarık hareketlerinden.
Aynı şeyleri tekrar etmeyeceğim. 
İstemiyorum seni, niye anlamıyorsun.Evime , bir daha gelme.Gururlu ol biraz ya.

3'e kadar sayacağım , o zarf içinde evimi terk etmiş olacaksın.
Eğer 3'ü geçerse seni zorla kapının önüne koyacağım"

Mikael, bunları söylerken Leyla hanım,  köşede onları dinliyordu.
Gizem, Sevgi,  yüzünden sevdiği adamı ,kaybettiğini düşünüyordu.

"Hiç bir erkek kendisini bu şekilde aşalamamış ken Mikael'in, bunu yapması onu delirtiyordu. seviyesiz Sevgi , yüzünden hep" diyordu içinden .

Sevgi'ye, sinir oluyordu artık.
Ona bırakmak istemiyordu Mikael'i ,bunları düşünerek 

sinirle ilerleyip;

"O'  seviyesiz, aşalık ,sürtük sana, hangi marifetini sergiledi de gözünü boyadı senin.
Onun seni, kullandığını niye hâlâ göremiyorsun. " Kül kedisi kendine, zengin prens arıyor
Seni de, bu yüzden kullanıyor."
Yatakta güçlü olduğu seni, baştan çıkardığı kesin. Öyle olmaz sa senin ,seviyende ,olmayan bir kızı, niye isteyesin. Ne yaptı da gözünü bürüdü söylesene.

Benim, ondan neyim eksikti de benimle, olurken bile onun adını sayıklıyordun,Sevgiii, Sevgim, diye"

Leyla hanım, oğluna, bakınca sinirden volta attığını gördü.

Hissettiği şeyin doğruluğundan emin olmuştu.
Oğlu Sevgi'yi, seviyordu demek.

Oğlunun, yüzünün  sinirden kıpkırmızı olduğunu gören Leyla hanım, müdahale etmek istese de oğlunun, buna sinir olacağını bilerek onları izlemeye oğlunun, vereceği cevabı beklemeye başladı.

Mikael ,söyleyecekleriyle karşıdaki kadının, yaralanacağını bilerek ilerleyip lafa  girdi;

Gizem, korkuyla geri ilerlemişti.
Karşındaki adam, hiç tekin bakmıyordu kendisine .

"Sevdiğim kız, hakkında hem de benim evimde, gelip hakaret edemezsin. Sen, kimsin ki, bu hakkı görüyorsun kendinde?
O' senin, gibi  yapıp kadınlığını, sergilemedi bana . Dediğin gibi yapıp beni, baştan çıkarmaya çalışsaydı hiç merak etme balıklama atlardım ,meyilliyim buna.Kadınım ,eşim olurdu. Ama Sevgi, seviyeli ,namuslu olduğu için, bunları yapacak bir kız değil . Eğer evlenirsem bir kadınla,
bunu hak eden tek kadın, benim için,  Sevgi, olacaktır. Hanımefendi bir kız. Benim, ondan neyim eksik ti dedin ya
Sana gururla söyleyeyim ;

1:Namus
2:Gurur
3:Zeka
4:Haysiyet , Bunların hepsi eksik sende .Sevgi de, var olan ama, sende, bulunmayanlar bunlar. Bu arada küçümsediğin kadının, tırnağı bile olamazsın. Senin gibi 100 tanesini cebinden çıkartır Sevgi, karakteriyle.Şimdi defol git evimden. Bir daha da gelme!

Biiiiiirrrrrrr, ikiiiiiiiiiiii
Mikael, saymaya başlayınca korkuyla koşarak kapıya yönelmişti Gizem.

Mikael'i , çok iyi tanıyordu dediğini yapabilen bir insandı.
Kapı sesini duyan Mikael, masada bulunan bibloyu eline alıp hışımla bahçeye bakan cama doğru fırlatınca cam, büyük bir gürültüyle  paramparça kırılıp etrafa dağılmışdı. 

Leyla hanım, koşarak yanına gelince Mikael, annesine, bakıp hiç bir şey söylemeden kendini dışarı atmıştı. Arabasına binip uzaklaşmıştı ordan.

Continue Reading

You'll Also Like

2.7K 256 20
Sizce bi baba bile isteye evladını ölüme gönderirmi?Bence göndermez .Henüz yaşi 18 di ama hayatın sillesi ile karşılaṣmıştı. Ona bunu yapanlarsa...
25.8K 2.4K 42
İlk kurgum olduğundan ilk bölümleri çok kötü ama konusu güzeldir sonradan bölümler oturuyor düzeliyor düzenlenmeyyecek ona göre okursanız sevinirim d...
1.5K 169 25
"öylesine yazılan bir kurgudur" İhanetlerden, acılardan ve travmalardan doğan bir hikaye
5K 304 25
Varsayalım gecekonduda oturuyoruz. Hayallerimizi gerçekleştiremezmiyiz? Yada kimseyi sevemezmiyiz? Kelebek kadar ömrü kısa sürmesin aşkımızın , bir...