Kakao Blank •KaiSoo• √

By TombikTomboy

284K 23.8K 8.9K

Yaoi bir hikayedir. Yani homofobikler go back to where fucking you came from, bitches! More

•1
•2
•3
•4
•5
•6
•7
•8
•9
•10
•11
•12
13•
•14
•15
•16
•17
•18
•19•
•20
•21
22•
•23
•24•
•25
•26
27•
•28•
•29
30•
31•
•32
33•
•34
•35•
•36
•37
38•
•39
40•
DON'T FORGET; NOT OVER
41•
20 Facts Bilmemnesi
42•
44•
45•
•46
47•
•48
Son (?) Söz

43•

4.9K 424 188
By TombikTomboy

Esmer olanı yatakta yarı çıplak gördüğü an yere oturup içinde bulunduğu duruma ağlamamak için kendini zor tuttu.

Ona bunu teklif eden kendisiydi gerçi. Peki neden şimdi elleri titriyordu?

Jongin "İstemiyorsan yapmayabiliriz." dediği zaman eli ayağına daha fazla dolaştı.

İstiyordu! Ama teninin o kusursuz bronz tene değeceği düşüncesi onu bi anda heyecanlandırmıştı.

Elini Jongin'in geniş omzunda gezdirmek istiyordu. Yumuşak hareketlerle teninde hareket etmek istiyordu. Sıcaklığını hissetmek istiyordu. Yumuşaklığında kaybolmak istiyordu...

"Hayır, istiyorum."

Eline nane aromalı yarı sıvı maddeden sıkıp yatağa oturdu. Jongin'e biraz daha yaklaşıp elindekini çıplak sırta yaydırdı. (Siz şok ◐.̃◐)

Jongin işten eve geldiğinde çok yorgun görünüyordu. Kyungsoo ona masaj yapabileceğini söylediğinde Jongin hevesle onaylamıştı.

Böylesine etkilenmek Kyungsoo'nun aklında bile yoktu.

Kremin naneli kokusu Jongin'in narlı kokusuna karışmıştı. Kafasını biraz daha eğip kokuyu genizlerine çekmemek için zor duruyordu.

"Ahh!"

Bilerek mi yapıyordu? Bu sesi bu tonda çıkarmış olması Kyungsoo'nun başını döndürmekten daha fazlasını yaptı. Aynı sesi bir kez daha duyarsa yenilecek gibiydi.

Elinin ayasını Jongin'in kürek kemiklerinin arasına bastırdığında esmer olandan hoşnut mırıltılar yükseldi.

Düşününce sorunu kendinde buldu. Sonuçta çocuk yorgundu, art niyetle hareket edecek değildi.

"Ne yaptın bugün?"

Omzunun arkasıyla ensesi arasındaki bi noktayı sıkarken sordu.

"Biliyorsun, normalde hep boş kalırdım ama bugün o kadar yoğundu ki tuvalete gitmeye bile fırsat bulamadım."

Önceki gece yayımladığı videoda Jongin'in dükkanından bahsetmesiyle bağlantılı bir şeymiş gibi geldi Kyungsoo'ya.

"Kuaför olduğundan hiç bahsetmesemiydim? Kötü bir şey yapmış gibi hissediyorum..."

"Kötü bir şey yapmadın. Hem kim daha fazla para kazanmak istemez ki? Sen neler yaptın?"

Koca gün sıkılmıştı! Önceden de evde yalnız başına vakit öldürdüğü zamanlar olurdu ama hiç bu kadar sıkıldığını hatırlamıyordu. Gözü saatte Jongin'in gelmesini bekliyordu. Hele o son saat hiç geçmiyordu.

"Kurs için görüşmeye gittim. Yarın başlayacağım."

"Hmm..." Jongin'in uykulu mırıltısını duyduğunda biraz eğilip yüzüne baktı. Göz kapakları kapanmıştı bile. "Sevindim."

Kapalı gözleriyle söylediğinde gülümsedi Kyungsoo. Jongin bi anda gözlerini sonuna kadar açınca korkup geri çıktı.

"Neden uyumama izin veriyorsun?!"

"Ha?"

Ayağa kalkıp kenara bıraktığı tshirtünü eline aldı.

"Koca gün seninle vakit geçirmenin hayalini kurdum. Uyuyacak değilim herhalde."

"Ama yorgunsun?"

Şaşkın bi ifadeyle sorduktan sonra yanağına hızlı bir öpücük kondu.

"Ben hızlı bir duş alacağım. Sen de kahve yaparsan hiçbir şeyim kalmaz."

****

"Hey, bak ne buldum!"

Tam tezgahtaki kahve bardağını alacakken duyduğu heyecanlı tepkiyle beraber arkasına dönüp şaşkın ifadesiyle esmer olana baktı. Havlu kafasının üstüne kondurulmuştu. Saçları yarı ıslak şekilde alnına dökülüyordu. Saçını neden kurulamamıştı ki?

"Ne buldun?"

Soruyu sorarken eş zamanlı olarak bakışları Jongin'in eline kaydı ve Mickey Mouse'lu fotoğraf almünü gördü. (benim albümüm ×.×)

"Hey! Özel eşyalarımı mı karıştırıyorsun?"

Jongin bi iki uzun adım atıp ayaklarını tam ayaklarının ucunda durduğunda kafasını kaldırdı. Havlu ikisinin arasını örtüyordu ve hoş bi karanlık oluşturuyordu. Jongin biraz daha eğilince yüzleri daha fazla yakınlaştı.

"Bu, içinde bana ait bir fotoğraf olan albüm mü?"

Beyni durmuştu. Jongin'in yakınında olduğu anlar zaten aklı pek yerinde olmuyorken bir de o narlı kokusu girmişti işin içine. Nasıl sakin kalabilirdi ki?

"O benim albümüm, sana ait fotoğraf ne arasın onda?"

Jongin biraz daha yaklaştığında yere düşmemek için eliyle tezgahın kenarına tutundu. Jongin'in yakın temaslarında hala eli ayağına dolaşıyordu ve bu ne zamana kadar böyle gidecekti bilmiyordu. Diğeri bunu çabuk atlatmış gibiydi.

"Hatırlamıyor musun karıcım?"

"N-Neyi?"

Hadi be! Kekelemişti cidden!

"Bana vereceğin fotoğrafı."

"Neden sana veriyormuşum fotoğrafı?"

Jongin gülümsedi ve Kyungsoo biraz daha afalladı.

"Bana vermezsen kime vereceksin?" dudağının kenarına konan dudakla beraber dışarı vereceği nefesi yuttu "Fotoğrafı yani."

Geri çıkıp eklediğinde Kyungsoo diğerinin kafasına hafifçe vurdu.

"Benimle oynuyorsun!"

"Ohaaa yanakları bile kızarmış!!!"

Tam geri çıktı diye sevinirken bu sefer de fangirl çığlıkları atarak yanağını çekiştirdi.

"Eşyalarını kurcalamıyorum. Saç kurutma makimakinemi bulamadım o yüzden seninkini alacaktım, gözüme bu çarptı."

Açıklamasını yaptıktan sonra biraz daha yaklaşıp bedenini kendi bedenine yapıştırdığında çığlık atmak üzereydi. Sonra tezgahtan kahve kupasını aldığına dair bir ses duydu ve aniden geri çıkıp odadan çıkışını izledi.

Tam küfür edecekti ki Jongin kafasını tekrar kapıdan uzattı.

"Saçımı sen kurutabilir misin?"

Hadi ya, başka derdin?

Sonra o parlak bakışı gördü.

"Olur."

Derin bir nefes alıp Jongin'in ardından yatak odasına girdi.

Elinde pembe puantiyeli kahve bardağı, kucağında Mickey Mouse'lu kocaman albümle yatakta oturup kurutma makinesinin kablosunu sökerken kendisini izlemesi Kyungsoo'nun içindeki çılgın fan site noonası hislerini depreştiriyordu.

Aldanma dedi içinden, masum gibi görünse bile içten içten ne planlar yaptığını bilemezsin.

Yatakta Jongin'in arkasına oturup fişi prize taktı.

"Ben saçını kurularken sen de resimlere bakabilirsin." diye öneride bulunduğunda Jongin kafasını çevirip gözlerine baktı.

"Bekleyeceğim."

"Neyi?"

"Bitirmeni."

Genişçe gülümsediğinde Kyungsoo'ya o anda dank etti. Jongin'e bir fotoğrafını vereceğine dair bir söz vermişti. O fotoğrafa gelene kadar atlanan her sayfa için bir öpücük vereceğini de söylemişti. Ve gerçekten o fotoğrafı albümün sonuna koymuştu! Üstelik albüm oldukça kalındı!!!

Kurutma makinesini açıp Jongin'in saçları arasında gezdirmeye başladı.

Neyse ki Jongin'in o mütüşmel dudaklarından öpücük kapma konusunda sorunları yoktu. Çocuk mükemmeldi ulan, kim onu öpmek istemezdi ki? Bi saniye... Herkes Jongin'i öpmek isterdi. İçinde uyanan hastalıklı derecede kıskanç duygulara hayret etti. Jongin'le takıla takıla çocuğun tüm özelliklerini kapmıştı neredeyse.

Eliyle karıştırdığı saçlar ıslaklıktan tamamen kurtulduğunda makineyi fişten çıkarıp sararak çekmeceye, Jongin'inkinin yanına koydu.

Geri döndüğünde Jongin'in duvara koyduğu yastığa yaslanıp bağdaş kurduğunu gördü. Kucağını patpatlamasına neredeyse göz devirecekti. Tabi o kadar tatlı olmasaydı.

"Hadi!~"

"Ne zamandan beri içinde tutuyorsun?"

Söylenerek gidip Jongin'in kucağına yastık koyup yattı. Sonuçta kaç sayfasının olduğu bile belli olmayan bir albüme bakacaklardı. Kafasının çocuğun bacağında fosilleşmesini istemiyordu. Bi de yanlış hareket edip yanlış yerlere dokunma sorunsalından kurtulmuş oluyordu tabii...

"Uzun zamandır."

Jongin albümü açtığında bakmadığı halde ilk fotoğraf gözünün önüne geldi.

Pembe tulumun içinde kaybolduğu o fotoğraf...

"Senin için pek rahat bi pozisyon olmadı değil mi? Daha rahat bir pozisyonda mı yapsak?"

Çünkü albümün ağır olduğunu biliyordu. Bi yere koymadan elinde tutarak uzun süre duramazdı. Cevap gelmediğinde kafasını kaldırdı ve Jongin'i o aşina olduğu ifadeyle yakaladı. Söylediğini yanlış anlayıp utanmıştı...

Salak~

Ayağa kalkıp Jongin'in elindeki albümü az önce yattığı yere koydu. Jongin'in yanına oturup kafasını geniş omuzda konumlandırdı.

"Teyzemler kız olduğumu sanmışlar ve hediye olarak bunu almışlar. Babam doğum günümde heyecandan eline ne geçerse onu almış ve sonuç..."

Îlk fotoğrafı parmağıyla göstererek açıklarken Jongin'in yüzündeki hayran olmuş ifadeye hömkürerek gülecek noktaya geldi.

Diğer fotoğraflarda da oldukça küçüktü. Sayfayı geçtiler ve Jongin yavaşça kafasını çevirdi.

Dudağına konan dudaklarla beraber bütün bedeninden geçen o hoş hissi tattı. Sonra Jongin geri çıktı. Hızla ileri atılıp öpücüğü uzatmamak için zor durdu.

Sonraki sayfayı çabukça bitirmesini diledi. Ama Jongin, her fotoğrafın üzerinde ayrı bir özenle durup inceliyordu. Bu yüzden kafasını kaldırıp o fotoğraflarını incelerken Jongin'i izlemeye başladı.

Parmak uçları o siyah parlak saçlarla buluşmak için sızlıyordu. Elini kaldırıp parmaklarını isteğine kavuşturmak için uzattı. Ve Jongin'in tekrar kendisine dönmesiyle beraber parmakları o yumuşak yanakla buluştu. Şikayet etmedi.

Jongin'in kendisine yaklaşmasını sayfayı incelemeyi bitirmiş olmasına yorup ileri doğru hareket ettiğinde Jongin bir iki santim kadar geri çekilerek sırıttı.

"Ne yapıyorsun?"

"Öpücük?"

Gözlerini kırpıştırıp sordu.

"Henüz bitmedi."

Hayal kırıklığını en derinden hissetti.

"Bitmedi mi?"

"Bitmesini mi istiyorsun?"

Jongin'in yanağını hafifçe okşayıp gülümsedi.

"Seni öpmek istiyorum."

Ve Jongin büyük bir zevkle ona istediğini verdi.

*****

Özlediniz mi beni? 3 gün olmuğğşşş 😮😮

Bi sonraki bölüm daha erken gelecek, söz ~♥~

Continue Reading

You'll Also Like

741K 32.9K 19
Son yirmi yedi saniye. Zaman gelmişti, kulaklıktaki ses son kez konuşacaktı. "Sonuna geldik, küçük hanım," Alacağı canları düşündükce duyduğu memnuni...
241K 11.7K 71
4 arkadaşın numara komşuları üzerine iddiaya girmeleriyle başlar her şey... Argo, küfür vs. içerir!!!
881K 61.2K 36
Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı m...
YUVA By _twclr

Teen Fiction

792K 38.6K 50
Amelya 20 yıl sonra aslında ailesinin gerçek olmadığını intikam için bebeklerin karıştırılmasına nasıl bir tepki verecek gelin hep birlikte okuyup öğ...