Üç Kalp

By meherremlikonul

566 61 245

Her aşk 3 taraflıdır. Ve her aşk özeldir. Bu hikayede aşka 3 tarafdan bakıcaksınız. Ve inanın bana,bu sıradan... More

Anlaşılmazlık...
Boşluk
Gizemli Can...
O gün

İlk öpücüğüm...

267 23 177
By meherremlikonul

Not: Ben Azeri olduğumdan dolayı,bazı hatalarım ola bilir. Lütfen affediniz. :)

*Basit başlayan bu bölüm hikayenin basit ve sıradan olduğu anlamına gelmez. Lütfen tüm bölümleri okuyun. Hikaye derin ve ağırdır*

1.

Ben kendi hikayemi yazarken yazılmış bir hikayede yok olmuş biriymişim meğer..

...Dün kızlarla okuldan çıkıyorduk ki,telefonumu odada unuttuğumu fark ettim. Kızlara beni beklememelerini söyledim, babam almaya gelecekti zaten. Aramam gerekiyordu onu, zaten gerektiyi için de telefonumun olmadığını fark ettim. Son ders Biyolojiydi. Odaya geri döndüm, kapıyı açtım, kendi kendime konuşuyordum, çok salağım falan diye. Odaya girdiğimde ne gördüm biliyor musun? Can odadaydı...

  - Ne? Canmı? Napıyordu ki, orda?????

  +  Dur bir dakika Elif, soru sorma. Anlatacağım...

Evet, kapıyı açtığımda Can kafasını kaldırdı, bana baktı ve yine kafasını kitaplara doğru koydu, gözlerini kapattı. Ben 'afedersin, telefonumu unutmuşum, alıp çıkacağım' dedim. Sesi bile çıkmadı.
 
- Uyumuş muydu???
 
+ Elif yaaaa. Anlatıyorum. Bir izin ver.
 
- Tamam Hande, anlat, sustum.
 
+ Telefonumu aramaya başladım, oturduğum yere bakdım ilk, ordaydı. Aldım, yeni mesaj falan varmı diye bakındım telefonuma. Babam 3 kere aramış ve bir mesaj atmışdı  "acil işim çıktı kızım, gelemeyeceğim" diye. Ben de oflamaya başladım,  'bu kadar yolu nasıl gideceğim, offf ya kızlara da beni beklemeyin dedim. Ahh be baba, yapıcak işmi bu'. Sonra odadan çıktım, ama aklım Can'da kaldı. Evet çok saçma, Can kendine kapanık biri. Hiç kimseyle konuşmaz, arkadaşı 'hiç' diyecek kadar yok. Derslerinde de iyi, ama bir derdi var. Bunu da biliyoruz,bir kızı seviyor evet. Ama kız kim bilen yok. Kızla olan konuda gizemli..

- Senin Can'a karşı ilgini de biliyoruz :D

+ Sus Elif, anlatıcaklarımı dinle...

Okulun kapısından çıkacaktım ki, aklımın onda kaldığını farkettim, kendime soru sordum, acaba Can neden orda ve neden öyle diye. Zor karardı, onu orda bırakıp gitmem gerek, sonuçta o kimseyle ilgilenmez ve gidip anlatmak ister misin desem bile yüzüme de bakmaz, kalkıp gider. Böyle  olması çok sinir bozucu. Ama her şeye rağmen şansımı denemek istedim. Geri döndüm, fakat dönmemeliydim. Yalnış yaptığımı nerden bile bilirdim ki.

Odaya girdiğimde Can hala ordaydı, hala değişmemişti yeri. Ve bu kez odaya girdiğimde kafasını kaldırmadı bile, doğru ya,  farketmiyor onun için gelenin kim olduğu. Yanına yaklaştım, oturdum boş sandalyeye ve ona doğru bakarak "Can, iyi misin?" dedim. Sessizce duruyordu. Bunu yapması sorun değildi, çünki zaten hep böyleydi. "Anlaşıldı, bir şey konuşmak istemiyorsun, zaten istemezsin de. Neden böylesin biliyorum, bir kız yüzünden. Yaşadığının aşk acısı olduğunu mu düşünüyorsun?" dedim. Ama hala sessizdi. "Tamam, aldattı mı seni? Yoksa sevdin sevmedi mi? Bırakıp gitmiş de olabilir...Bilmiyorum, her ne yapmışsa canını çok acıtmış anlaşılan, ama sen de kendi canını böyle yakarak ne yapmak istiyorsun, onu anlamıyorum, zaten her şey hayatta böyle, baksana ne kadar insanlar var aldatılan, terk edilen ya da hiç sevilmeyen. Sen yalnız değilsin ama güçsüz de değilsin. Kendini toparla ama bir zahmet dilinin olduğunu da ispatla. Böyle deliler gibi kendi kendime konuşmam hiç hoş değil" diyerek ayağa kalktım. Ve elimle omzuna dokundum.

"İyi misin?" yine sordum. Kafasını bir kere bile kaldırmadı. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum ve pes etmeyecektim, belki de acılarına basmam gerekirdi ki,  acısının da ne olduğunu bilmiyordum. Ama söylediklerim onu acıtmadıysa, bu ya kız meselesi değil ya da kız başka bir şey yapmış olmalı diye düşündüm.

Kalktım yanından ve  odada yürüyerek "biliyor musun, ilerde psikoloji okumak istiyorum, ama şansa bak, geldim senin gibi bir patavatsızla aynı sınıfa düştüm, hem de saçma sapan bir okul ve gerizekalı öğrenciler, sahi sen ne okumak isderdin?" diye sordum. Ama yine de sessizdi...

- O kimle konuştu ki, şimdiye kadar. Gittin onla konuşmak isdedin. Salaklık bence. Ben olsaydım bırakmıştım kızım, ne saçma ya.

+ Sus Elif,saçma olan bırakıp gitmek zaten. Hem kim dedi ki,konuşmayacak.. Ona karşı olan ilgimi biliyorsun. Sen Sinan'la okulda yalnız kalsan bırakıp gidermiydin?

- Sinan öyle değil ki. Ama hayır bence,bırakmazdım. Evet anlatttt,konuşmasını merak ettimmmm....

+ "Tamam konuşma benle"dedim "zaten çok geç,eve gitmem gerek diyerek " kapıya doğru gittim. Tam kapıdan çıkacaktım ki,bana "bekle" dedi. İnanabiliyor musun,bekle dedi ya.

- Hadi be,gerçekten söyledi mi?

+ Evet, "Konuşman müthiş,sesin de güzel" dedim ona taraf döndüm ve gülümsedim. Gözleri kıpkırmızıydı,yüzü beyazdı. Korktum bir anlık. "Uyuşturucu mu kullanıyorsun ?" korkmuş sesle sordum. Sadece "hayır" dedi. Kafasını sıkmaya başladı ve dilinin altında bir şeyler dedi.

"Can,gitmem gerek,artık iyisin ve çok geç,hoşçakal"
            
                         diyerek kapıya doğru geldim,düşündüm ki,Can bana "bekle" ve "hayır" kelimelerini dedi evet de,bu onun benle konuşmak istemesi demek değil . Ama neden "bekle" demesini merak ediyordum,kapıya arkamı döndüm ve ona bakdım,baktığımı görüyordu ama o bana bakmıyordu. Gerçi "bekle" demesi de olay yani. Bekle. Ne bekle. Neden bekle. Bilmiyorum. Bana anlatacak şeylerinin olduğunu düşündüm.

Ve ayrıca gitmek istemem de saçma. Zaten gitmeyeceğim ama sürekli gidiyormuş gibi yapıp ilgisini çekerim diye düşündüm.

"Baksana,neden bekle dedin giderken?" dedim ve onun bana  bakmasını bekledim. Ayağa kalktı. Pencereye taraf ilerledi ve mızıldanmaya başladı. Ne dediğini anlamadım,zaten o da anlamamı istemiyordu ki. "Bi şey mi dedin?" diyerek ona doğru ilerlemeye başladım,sesime taraf kafasını çevirdi

"İyi değilim" dedi.

Sustum,çünkü bazen susmak gerektiği zamanlar olur ve bu o zamanlardandı.. Bilmiyorum,belki de bana hikayesini anlatacakdı. Kendisini toparlamasını bekledim.

Kıpkırmızı gözleriyle bana baktı. Gözlerimin içine doğru baktı. O an içimde bir his oldu, aşk mıydı, korku muydu bilemedim. Bakmasını istemiyordum, utanmıyordum da ama bakması rahatsız ediyordu gibi ve buna dayanamadım "bana bakmayı keser misin?" dedim.

Yaklaştı bana ve "neden burdasın?" dedi.

Sustum,telefonum nedeniyle burdaydım evet ama bu o neden değildi, gitmişdim ve geri geldim. Geri gelmemin nedenini soruyordu ve nedeni Can'dı,ona karşı merakım,hislerimdi. Saklayamadım kendimi, geldim. Bir şey olmasını istemem ona, yardım için burdaydım. Ve bunu onun yüzüne bakarak düşünüyordum,cevabım yoktu.

Derinden nefes aldım ve yere bakarak "şey,ben telefonumu unutmuşum,almaya gelmiştim. Hatırlamıyor musun,daha 20 dakika önce oldu bunlar" dedim.

Dışarıya baktı,bir şey demedi. Gitmem gerekiyor diye düşündüm ama zaten bunu düşünmüştüm, gitmemiştim. Bana"bekle" demesi sıradan bir şey ama,beni sevdiğini düşündüm bir anlık. Hiç kimseye selam vermeyen biri bana "bekle" dedi.

Bazen oluyor öyle anlar, sevdiğiniz birinin size attığı bakış bile,size karşı boş olmadığını düşündürür size. Ne yapmanız gerektiğini şaşırır sürekli ona taraf ilerler ,onun sizi bir daha görmesi için belki o an her şeyinizi vermeye razı olursunuz. Ama hep hepsi boşuna olur. Dondurmasının tadına bakmadan yere düşüren çoçuk gibi baka kalırsınız ona. 

"Ne düşünüyorsun?" dedi ağır ses tonuyla.

Birşey demedim,sustum.

Galiba onun bana yaptığını yapmaya çalıştım ona. Hani yapsam onu o kadar önemsemediğimi düşüner diye yaptım. Ama saçma değil mi ? Onun için burdaydım. Hani bazen birisi size mesajın cavabını 10 saniye sonra atar ya. Siz de gururlanır,20 saniye sayar, atarsınız. Onun gibi bir şey bu da. Gerçi ne alakaysa o gururun o mesajla uyuşması. Saçma konularda hep gururluyuz zaten. 

Bir kaç dakika sustum ve sustuğumu ve susacağımı fark edip bana taraf baktı, yaklaştı bana. Elleriyle yüzümü tuttu,çok soğuktu. Şaşırmıştım ve her şeye rağmen sessizdim.

Baş parmaklarını gözlerimin altına çizgi çeker gibi haraket ettirdi,ama gözlerime bakmıyordu. Ben onun gözlerine bakarken o bakmıyordu, çünkü yüzleşmek ve dokunmak isdediği ben değildim.  Bunları nerden bildim biliyormusun? Hissetdim. Kalbinin hızlı atmasını ve o kızı hatırlamasını. Garip ama hissediyordum bunu,ne kadar ona benziyorum , hiç bir fikrim yoktu ama onu özlediğini dokunuşlarından biliyordum, hissediyordum sanki.

Sonra parmağıyla dudağıma dokundu,gözleri dolmuştu, kıpkırmızı gözlerinden bir damla yaş yüzünden akmaya başladı ve

"nerdeydin?"
                         dedi,ben kendimi çok kötü hissetmeye başladım,ben burdaydım ama, bendim.

Soru bana değildi ama dokunduğu bendim. Yerin dibindeydim ben. Ben o an Hande olmak hiç istememiştim. Kız anlaşılan gitmiş, ama neden gitmiş bilmiyordum. Bir şeyler söylemem gerekiyordu, ama ne bilmiyordum. Ne söylesem duyarmıydı ki, beni?

Biz sadece filmlerden gördük aşkı. Hiç yaşayan birini görmedik. Hiç canı yanan birinin canının yandığını hiç hissetmedik kendimizden başka. Dünyadakı tüm insanlar aşkla ilgili yalnızca acı düşünür ilk. Bunca insan aşkdan acı çekerken,geceler uyumazken bazıları aşkı yok saydı. Peki ya Can'ın aşka tutkusu?

Bilmiyorum ne söylesem, nasıl konuşsam da aşkı,hiç yaşamadığım hissi burda anlatsam. Ama o bana kırmızı gözleriyle bakarken ona ne kadar aşık olduğumu ve hatta o kız gibi gördüğüne bile sevindiğimi anladım ben. Ben o konuşmadan sadece dokunarak onu anladım. 

Sonra yaklaştı bana,nefesini dudaklarıma dokundurdu ve alt dudağımı kendi dudağına dokundurdu. Sadece bir kere bir anlık öptü ama ben...

Bilmiyorumm. Nasıl bir histi biliyor musun. Sanki bir şey beni onun dudaklarına itiyordu. Cenneti tatmış gibiydim. Böyle denmiyor mu ?

O öptü, kalbimde bir  acı hissettim. Bir şey kalbime saplandı ve hiç çıkmadı. Sanki kalbim yerinden çıktı ve göğüs kafesime hiç geri dönmedi. Ama o an midemde uçuşan kelebekler, kafamın karışması,gözlerimin bir anlık dolması. Bedenim aşık olduğu bir bedenden hiç beklemediği dokunuşu hiss edince aşka bağladı. Kalbim eridi..Aktı..

Amma ben.. Sustum, sonsuza kadar dudaklarımda kalsın dudakları ve sonsuzluğa kadar susarım ben dedim.

Ve artık dudaklarını dudaklarımdan ayırdı,bir saniyelik öpüş bana yüz yılmış gibi geldi. Ben o bir saniyede milyonlarca şey hissettim, milyonlarca hayal kurdum. Hislerim karışmıştı sanki. Biri beni yüksek hızla uzaya atmış ve dünyaya dönemiyordum. Gerçi hikayenin başında Cana olan ilgim, aşkım cümle olarak geçti fakat hislerim bir o cümleden ibaret değildi. Ağlıyordum. Dudaklarımı göz yaşlarım ıslattı ve o bana bakarak pişmanlığını o kahverengi gözleriyle belirtti. 

Pişman mıyım,hayır. O geri çekildiğinde hala ağlıyordum ve kendimi durduramayacağımı fark ettim. Ve odadan fırlayıp çıktım,

bunu yapmak istemedim gerçi. Ona sarılıp koklamak geldi içimden. Fakat öptüğü ben değildim. Kalbim terbiyesizce ona sarılmak ve onla kalmak hala istiyordu. Bedenim beni odadan çıkmaya zorladı...

Eve gitdim ve banyoya doğru koştum. Ve sabaha kadar orada yerde hissizce oturarak boğulana dek ağladım. Sabah olduğunu ve geceyi burda geçirdiğimi babamın banyonun kapısını çalarak bana seslendiğinde anladım. Her tarafım tutulmuştu. Tutunup kalktım ve aynada kendime baktım. Gözlerim dolmuştu ve yüzüm şişmişti. Bir anlık kendimi tanıyamadım. Nerde olduğumu,kim olduğumu,yüzümü ve kapıyı sürekli çalarak çıkmam gerektiğini söyleyen adamın kim olduğunu. Yüzümü yıkayıp,bir az bekledim. Aynada dudaklarıma dokundum ve ne hissetdiğim hala belli değildi, karışıktım. Bana bunu yapmasina izin verdim ve pişman değilim ama o benim sevdiğim biri benim bedenime başka birinin ruhunu koyup öpmesi,bu acıtmıştı galiba...

İşte bu kadar basitti belki onun için yaptığı fakat ben. Umrunda mıydım? 

- Vay be,Handem. Dün neler olmuş. Üzüldüm buna,keşke izin vermeseydin... Napıcaksın peki?

+ Bilmiyorum Elif,bildiğim bir tek şey var,Can'dan uzak durmam gerek. Nedenini de bilmiyorum ama...

Continue Reading

You'll Also Like

10.5M 367K 29
BÖLÜMLER GERİ YÜKLENİYOR Şakadan zerre anlamayan birine okkalı bir şaka yaparsanız elde edeceğiniz şey yüklü bir para ve birkaç bin fazla tıklanma o...
Tutsak By .

Romance

15.5M 490K 52
"Birlikte güldüğün birine aşık olmak kolaya kaçmaktır; ben seninle ağlamaya bile aşığım." Sıradan başlayan planlı bir intikam oyunu; ne denli büyük b...
204K 1.1K 19
Hikayede sık sık +18 ve şiddete yer verilecektir! Yaş sınırını göz önünde bulunduralım.
680K 25.8K 87
Genç kızın arkadaşının verdiği yeni numarayı yanlış yazan kızın gelecekteki kocasına tesadüfen yazması. İlk başta kız engel yesede engel bir şekilde...