Kötülük Prensim

By starmelyy123

1.8K 313 148

Genç adam oturmuş bu küçük kiza ne ara bu denli bağlandığını düşünüyordu. Kıza aşık değildi sevmiyordu da ama... More

1.bölüm
2.bölüm
3.Bölüm
4.bölüm
5.bölüm
7.bölüm
8.bölüm
9.bölüm
10.bölüm
11.bölüm
12.bölüm
13.bölüm
14.bölüm
15.bölüm
16.bölüm
17.bölüm
18.bölüm

6.bölüm

100 19 6
By starmelyy123

Multimedia : Doruk özkan

Merhaba kuzular yeni bölüm geldi. Iyi okumalar :)

Yukarıya ağır adımlarla çıktıktan sonra , tutmakta olduğum gözyaşlarımı usulca yanaklarımdan Aşsağıya saldım.
Başım acayip derecede cok ağrıyordu.

2 gün önce hayatım güzeldi diyemem çünkü benim hayatım oldum olası kötüydü.
Nedenmi çünki ben hayata 2-0 yenik başladım.
Babam tarafından hiçmi ama hiç sevilmedim , baba sevgisi nedir inanın hiç bilmiyorum.

Baba sevgisi Göremeyince, bana her seni seviyorum diyene ilgi göstermeye, onları sevmeye çalıştım ta ki kalbim kırılana kadar.
İşte o kalp kırılmasını size anlatamam.

O zaman anladım hiçbir erkek tarafından sevilemeyeceğimi.

hayatımın geri kalan kısmının zindan olacağını, hiçmi hiç bilemezdim.

Ama işte görüyorum ki hayat bana yine başka bi taraflarıyla gülüyordu. Az önce benim boğazımı deli gibi sıkan adam bu gözlemlerimin bir kanıtıydı.

Hiç acımadan gözlerimin içine baka baka Boğazımı sıktmıştı.
Peki ya neden ? ona sadece oğlum dediğim için mi ?
Allah aşkına ne vardı sanki oğlum dediysem ?

Ağır adımlarla eczane kutusunun önüne gelerek tentürdiyot , cımbız ve sargı bezi çıkarttım.

Sandalyeye oturdum ve sol ayağımı sağ ayağımın üstüne alarak diken batan yere krem sürdüm ve cımbızı elime alarak dikeni çıkartmaya çalıştım.

"Ahh " diye inlediğimde elimdeki cımbız yere düştü.
Ayağımın ağrısı git gide çoğalmıştı. Gözlerim doldu ve gözyaşlarım usulca yanağımdan akmaya başladı.

Ah lanet olsun çok feci ağrıyordu.
Tek ayağımın üstünde seke seke duvara tosladım.

Duvarın yanındaki sehpaya tutunayım derken vazo yere düştü.
Ah ama ben bu aralar çok sakar olmuştum.

Eğilip vazoyu yerden aldım ve incelemeye başladım. Oh çok şükür kırılmamıştı.

Kapı büyük bir gürültü ile açıldı.
Kim geldi diye bakmak için başımı sağ tarafa çevirdim. Gelen doruktu bana o mavi ela gözlerini dikerek yürümeye başladı.

Gözleri cidden çok güzeldi. insanın içini ürpertticek elaları , insana huzur verecek mavileri vardı.

Hızla yanıma geldi ve elimdeki vazoyu ellerimin arasından sertçe alarak masaya hızlı bir şekilde koydu.

" Dikkat etsene biraz " dedi sinirli sesiyle.
Ya bana bu adamı öldürmemem için bir neden söyleyin ya cidden sınırlarımı zorlamaya başladı.

Hızla gözlerimi kısarak gözlerinin içine baktım.
" yanlışlıkla oldu " dedim sinirli sesimle.

" Bidaha olmasın " diyerek o ela gözlerini benden çekerek arkasını dönüp uzaklaşmaya başladı.

Ah cidden şuanda onla uğraşamazdım daha büyük sorunlarım vardı benim. mesela ayağım, of çok kötü acıyor ya.

Birden ayağım kaydı düşecek gibi oldum ve dengede durabilmek için acıyan ayağımı yere koymak zorunda kaldım.

O an o kadar büyük bir çığlık attım ki kız kulesi kesinlikle yıkılmıştır.

Doruk yine kapıyı gürültülü ve sinirle açınca gözlerini bana dikti.
Bende onun gözlerine acı ile baktım bi yandan bana yardım etmesini çok istiyordum ama diğer yandan gururum buna izin vermiyordu.

Bana bağırıp çağıran
bi hödükten yardım istemek acayip koyar, ben gururlu bir kızım. Ben sevdiğim adama bile 2 sene sonra aşkımı ilan etmiş bir kızım. Gerçi bana kalsa hiç söylemezdim ama aklıma o söz hücum edince ister istemez söylemek zorunda kaldım. O söz ne mi ?
Sevdiğini gizlersen başkasıyla izlersin.
işte en çok korktuğum şey buydu ve korktuğum başıma gelmişti.

Herneyse ya boşverin şimdi eskileri , eskiler herzaman insanın içini açıtır.

Doruk hızla yanıma gelerek kolumu sertçe tuttu ve beni peşinden sürüklemeye başladı.

" Ahh " diye inlediğimde beni umursamadı bile.

Beni hızla yatağın ucuna oturttu ve küçük sehbayı acıyan ayağımın altına koydu.
Yatağın öbür ucundaki eczane torbasını eline alarak karşıma geçti.

Eczane torbasının içinden krem ve cımbızı çıkarttı.

İlk önce kremi eline alarak ayağımın altındaki yaraya sürdü. kremi yedirmek için eliyle ayağımdaki yaranın üstünü ovalamaya başladı.

Elinin deydiği yerler ateş gibi yanıyordu.
Saçmalamayın tabikide Doruktan etkilenmedim!

Ovalama işlemi bitince cımbızı eline alarak dikeni cikartmaya başladı.
Cımbız yaramın üstüne değdiği an hemen doruğun bileğine yapıştım.

Doruk anlamayan gözlerle gözlerimin içine bakıyordu.

" Çok acıyor, lütfen yavaş ol " dedim çatallaşmış sesimle.

Doruk kafasını onaylar derecede sallıdı ve elimi çekmemi bekledi.

Elimi çektim ve çarşafın kenarını sıkmaya başladım. Gözlerimi yummuştum ve acı çekmeye hazırlanmıştım ki doruğun sesiyle kendime geldim.

" Tamam bitti " demişti. alt dudağımı oha dememek için ıssırdım.

" Ne çabuk ?" dedim şaşkın sesimle.

Omuzlarını silkerek cevap verdi.

" Diken çok fazla derinde değilmiş"
Dedi açıklayıcı sesiyle.

Eczane torbasını tekrar eline alarak içinden tentürdiyot ve sargı bezi çıkardı.

Eğilip tentürdiyot 'u ayağıma sürdü ve sargı beziyle ayağımı sardı.

Ayağa kalktı ve gözlerini gözlerime dikti.

" Yat. dinlen " dedi soğuk sesiyle.
Ve bana arkasını dönerek kapıya doğru yürüdü.

Ben cidden bu çocuğu anlayamıycaktım. birden gelip boğazımı sıkıyor sonra birden bana yardım ediyor, Dengesiz.

" Doruk " dedim düz sesimle.

Arkasını yavaş adımlarla dönerken bi an yüzünde şaşkınlık ifadesi geçti ve hemen kendini toparlayıp düz bir sesle konuştu.

" Sen benim adımı nerden biliyorsun " dedi soğuk sesiyle.

Ah evet ben bunun adını nerden biliyordum ki ? Hah evet buldum elif söylemişti.
Bir dakika elif demişken , ah ben kaçırıldım ve elifin bundan haberi yok.
Hızla aklıma gelen düşünceyle doruğa döndüm.

" Ah lanet olsun ben elife haber vermedim "dedikten sonra hızla ceplerimi kontrol etmeye başladım.

Telefonumu bularak hızla elifin numarasını tuşladım ve kulağıma koydum.

Kulağımdan telefon çekilince telefonumu alan kişiyi tahmin etmek zor değildi.
Tepemde dikilen doruğa ne var bakışları atıyordum.

" Elifi aradım ve senin benimle olduğunu söyledim " dedi soğuk sesiyle ve ardından devam etti.
" şimdi benim ismimi nerden öğrendiğini söylicekmisin ? "

Oha ya ne zaman aramıştı len bu çocuk elifi ? Cidden bu çocuk beni şaşırtmaya ne zaman bir son verekcekti ?

Hiçbir zaman.

İç sesime küfür ederek doruğa döndüm.

" Eliften " dedim umursamaz bir sesle. Ve ardından devam ettim;
" Seninle o ara sokakta tartıştığımız gün gergindim ve elif olayı anlatana kadar beni rahat bırakmadı. " dedim yine o umursamaz sesle.

" Tamam melek şimdi yat zıbar. " dedi umursamaz sesiyle.

Bir dakika ya o benim adımı nerden biliyo ya ben ona adımı söylememiştim ki.

" Sen benim adımı nerden biliyosun? " dedim şaşkın sesimle.

" Eliften " dedi , hafif tebessüm ederek göz kırptı ve arkasını dönüp odadan çıktı.

Oha o bana az önce göz mü kırptı?

Evet , bunda abartılcak bişi yok !

Diyen iç sesime göz devirdim.

Ya o az önce bide tebessüm etmişti demi ?
Ay bence o bundan sonra hep gülmeli ya, ona somurtak Yakışmıyor.

Sanane kızım çocuğun tebessümünden. Diyen iç sesime hak verdim.

Aynen ya banane ondan hem o çok kaba biri. benim hayallerimdeki çocuk sevecen , tatlı ve en önemlisi bana değer veren biri olmalı.

Doruk ise sevecen değil , tatlı desem o hiç değil.
ay ben ne diyom ya çocuk bildiğin taş mübarek.

Melek sen malmısın kızım , niye hayallerindeki çocukla doruğu karşılaştırıyorsun ?

iç sesime bi kez daha hak verdim ve kafamdaki düşünceleri silerek yatağın öbür ucundan sağ tarafa döndüm ve yatağa girdim.

Huzurun kollarına kendimi atarak , derin bir uykunun ellerine bıraktım kendimi.

.....

Gözlerimi açtığımda havanın karanlık olduğunu gördüm.
Saatin kaç olduğuna bakmak için komidinin üzerindeki çalar saate çevirdim kafamı.

Saat : 23.10

Baya uyumuştum , camdan dışarı baktığımda hava karanlıktı hafif yağmur çiseliyordu. Hava soğumuştu artık kış geliyordu.

Yataktan hafif doğrulduğumda başım acayip dönüyordu , midem ise anlatamıycağım derecede bulanıyordu.

Kesin yine panik ataktan sonraki aşamalarım başlamıştı.
Peki bu ataklar ne mi ?

Eğer ben bi yerde 10 dakikadan fazla bir süreçte kalırsam bu benim alehimeydi.

Yani bu aşama midemin bulunması ve başımın dönmesiydi.

Ah bu hallerimden nefret ediyordum ve şuanda pimi çekilmiş bomba gibiydim.
Her an birine patlayabilirdim.

Yorganı üstümdem atıp ayağa kalktım.
Ayağa kalkar kalkmaz güçlü bir şekilde inledim.

Ayağa birden kalktığım için başım acayip derecede çok dönüyordu.
Ve bu benim sinirlerimi oldukça zorluyordu.

Hızla kapıya doğru yürüdüm ve Aşsağı indim.

Aşsağı indiğimde Doruk solanda televizyon izliyordu.
Hızla yanına giderek karşısındaki koltuğa oturdum.

Kollarımı karnımın üstüne doluyarak tek elimle karnımı ovalamaya başladım.

Karnım açtı ve yemek yersem midemin bulantısının geçiceğini umuyordum.

" Yiyecek bişeyler varmı " dedim doruğa bakarak.

" Hayır yok " dedi umursamaz sesiyle.

" Şey o zaman bana bişiyler söylermisin ? Dışarıdan " dedim rica eden sesimle.

Şu anda acayip sinirliydim ve sesime hayret ettim resmen ondan rica ettim ya inanamiyorum.

" Hayır. söyliyemem. " dedi düz bir sesle.

Ne demek söyliyemem ah cidden sınırlarımı zorluyordu.
Şu anda bana, sinirimi acayip derecede tuttuğum için oscarlık ödül verilmesi lazımdı.

Direk ayağa fırladım. Ve fırladığım için başım dönmeye başladı yere düşmeme ramak varken koltuğun başından tutmayı başarmıştım.

Hızla kendimi toplayarak sendeleye sendeleye doruğun önüne geçtim ve televizyon yerine bana bakmasını sağladım.

O ela gözlerini benim yeşillerime çevirdi ve ne oluyo derecesinde bi bakış attı.
Dur sen dur ben sana neler olduğunu göstericem şimdi doruk bey.

Size sinir hastası olduğumu söylemişmiydim ? İşte şuanda sinirimim son raddesindeydim.

Saçarımı tek elimle sinirle karıştırıp.
Hızla işaret parmağını onun gözleri önünde salladım.

" Sen , sen ne adi birisin ha nasıl birisin. Benim burda acı çektiğimi göremiycek kadar piçsin beni orda yarım saat boyunca tutmasaydın ne bu sinir krizim nede bu ağrılarım olmayacaktı " dedim bağırarak ve ardından devam ettim.

" Şimdi ise senden ricada bulunarak bir şey istedim.  Karnım aç olduğu için değil midemin bulantısının geçeceğini düşündüğüm için istemiştim ama sen, sen varya dünyada gördüğüm en âdi insansın.
Sende nefret ediyorum. " dedim sinirle ve bağırarak

Ne zaman aktığını bilmediğim gözyaşlarımı hızla ve sinirle hemen yanaklarımdan silerek yukarı çıkmak için yeltendim fakat Doruk kolumu tutarak beni durdurdu.

Hızla bedenimi bedenine çevirerek sarıldı.

Oha ne yaptı o sarıldımı ?

Ellerini belime koyarak saçlarımın arasına kafasını gömdü.

Bende kollarımı onun boynuna sararak kafamı boyun girintisine gömdüm ve orda sessizce ağlamaya başladım.

Doruğun kokusu cidden muhteşemdi , limon ve sigara kokusu bana o kadar güzel bir koku sunuyordu ki anlatamam.

Doruk saçlarımı okşarken sessizce fısıldadı ;

" şştt sakin ol güzelim. Geçti " dedi o ferahlatan nefesini boynuma üfleyerek.

Doruğun cümlesinin sonunda bir hıçkırık koptu boğazımdan.

" Senden nefret ediyorum " dedim bir çırpıda ama ondan nefret etmiyordum.  onun kokusu bana huzur veriyordu. Huzurun ellinci tonunu degil bininci tonunu veriyordu.

" biliyorum güzelim, hadi sakinleş biraz. " dedi saçlarımı okşarken.

Onun kokusundan bi nefes daha çekerek mırıldandım ;

" Bu gece benimle uyurmusun. " 

Continue Reading

You'll Also Like

13.3K 1.3K 10
like a broken cd that plays on repeat
1.6M 63.3K 35
"Bana bakıcılık yapmaktan vazgeç ben senin bakıcılık yaptığın çocuk değil karınım " dediğimde sinirle , bakışları tekrar beni bulmuştu. Yüzünde memnu...
86.3K 4.6K 33
Bir kadın bordo bereli. Aynı zamanda hayalet. Ailesinin gerçek ailesi olmadığını öğreniyor. bakalım daha neler olacak Bu arada ben Asker kadın adlı k...
235K 18K 33
"Bu bir emirdir binbaşı! Sen ve Şüheda yarın akşam eve geliyorsunuz!" Eğer samimiyetimiz olsaydı şurada kahkaha atmaktan bayılırdım. Ama samimiyetimi...