11.bölüm

67 10 11
                                    

Multimedya : melek toygar.

Selam kuzular yeni bölüm geldi iyi okumalar...

Kaybetmek nedir hiç bilmedim. Zaten hayata 1-0 yenik başlamışken birde kaybetmek, aman allahım. Kesinlikle yıkılırdım.

Sevgi mi, hiç bilmiyorum. Şevkatmi ,hiç tatmadım.
Aşkmı, o nedir bilen varmı ?

Biçok insandan farklı olduğumu biliyordum vede farklı olmaya devam ediceğime emindim.

Bu yaşıma kadar, hiçbir kıza ahlak konusunda ve yakut saygı, terbiye konusunda hiç ama hiç özenmemiştim. Hep özenilen olmuş ve çekinilmemiştim.

Ama bazı konularda ise onlara çok özeniyordum. Mesela babasıyla el ele gülerek gezen bir kız gördüğümde hep beynimden aşağıya kaynar sular dökülürdü.
Annesi ve babasının elinden tutmuş, neşeyle dolaşan kızları görüp hep üzülürdüm.

Ama öyle gerizekalı kızlar varki,
Annesi ve babasına bağıran onların değerlerini bilmeyen onların sözünü dinlemeyip kötü yola düşen. Halbuki benim başımda çekirdekden de olsa neşeli bir ailem olsaydı bırak onların sözünü dinlememeyi, onların ayaklarına kapanır bana bu mutluluğu tattırdıkları için binlerce kez teşekkürlerimi sunardım.

Fakat benim başımda öyle bir aile vardı ki. Ben böyle saygılı, Terbiyeli, ahlaklı nasıl oldum ona acayip derecede şaşırıyordum.

Ama bu kızlar başlarında bu denli ahlaklı, Görgülü bir aileleri olduğu halde kendilerini pis, kötü huylu, karamsar yetiştirmeyi nasıl beceriyorlardı aklım bi türlü almıyordu.

Oysaki ne çok isterdim başımda düzgün bir baba, düzgün bir anne olmasını.

Gözlerimdeki yaşları silerek oturduğum yerden doğruldum.
Saat muhtemelen gece yarısı 1 veya 2 ydi.

Titreyen ellerimi üzerimdeki yorgana götürerek, açtım.

Biraz hava alsam iyi olucaktı.

Bu akşam dorukla geçen konuşmamız ardından bişi diyememiş ve suskun suskun odama gitmiştim.

Bana, sana erkeklere güvenmeyi öğreticem demişti. Sahi öğretirmiydi gerçekten ?

Erkeklere güvenmeyi çok istiyordum. Onun her dediği kelimeye, cümleye, söylediği doğrulara inanmak istiyordum.

Fakat bu güne kadar hiç karşıma güvenebileceğim bir erkek çıkmamıştı.

Bu zamana kadar çıkabileceğinide sanmıyordum.

Yataktan doğruldum ve ağrıyan başımı yok sayarak balkona doğru ilerledim.

Belki bu ruhsuz bedenime hava almak iyi gelirdi.

Balkona vardığımda yüzüme adeta bir tokat edasıyla çarpan temiz havayı uzunca içime çekerek ciğerlerime yolladım.

Aslında tam burda, bu temiz havada öyle güzel bir sigara içilirdi ki. ama bunu yapamazdım.

Yada yapabilirdim. Herzaman çantamda, olurda sinir krizi geçiririm ve sakinleşmem gerekeceği için herzaman hazırda sakladığım bir iki adet sigaram vardı.

Uzun zaman önce, sigara ömrü azaltır dedikleri için sigaraya baslamıştım.

Sigarayı içip hemen ölürüm sanmıştım fakat ölmemiştim.

Sigaraya başladıktan 1 yıl sonra panik atak krizlerim olur olmadık yerde etkisini gösterip kriz geçirmeme neden olmuştu.

Malum benimle ilgilenmeyen ailem olduğu için krizlerimi farketmemişlerdi bile.

Kötülük Prensim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin